Komünizm

Malezya-Türkiye Birliğinden Kuvvet Doğar

Malezya ve Türkiye, Asya’nın iki farklı ucunda, coğrafi olarak birbirlerinden çok uzak ama gönülden yakın iki ülke. Öyle ki ortak noktaları ve benzerlikleri farklılıklarından daha fazla. Devlet ve etnik yapıları, siyasi tarihleri, geçmişleri çok farklı. Buna karşın, her ikisi de aynı manevi ve kültürel değerleri paylaşan ülkeler. İslam’ın barış, sevgi, kardeşlik, fedakarlık, yardımlaşma, dayanışma gibi değerlerini her zaman ülke çıkarlarının önünde tutuyorlar. Dahası her ikisi de istikrarlı büyüyen, yükselen ekonomik güçler, İslam ile özgürlükçü ve çoğulcu demokrasiyi birlikte yaşayan, diplomatik etki alanları gittikçe genişleyen, Batılı devletler ile yakın ilişkiler içinde olan ülkeler. En öne çıkanlar ise, iki Müslüman halk arasındaki sevgi, muhabbet ve köklü bağlar.

Türkler ile Malayların dostluk ve işbirliği tarihi 15. yüzyıla kadar gider. Osmanlı İmparatorluğu ile Malay Sultanlığı arasında ilk ilişkiler Fatih Sultan Mehmet döneminde başlar. Ticari anlaşmaların yanısıra, Fatih’in kızı ile Malay Sultanı’nın oğlunun evlenmeleriyle birlikte akrabalık bağının da temelleri atılır. Malay Takımadaları’nda görev yapan Osmanlı elçilerinin çabalarıyla da iyi ilişkiler gelişir. Portekiz ve Hollanda sömürgeciliğiyle mücadelede, Malay halkına yardım elini uzatanlar, askeri ve siyasi destek verenler yine Osmanlılardır. Johor ve İstanbul’daki saraylar arasındaki sıcak ve samimi bağlantılar 19. yüzyılda daha da güçlenir. Sultan Ebu Bekir İstanbul’da, 1866’da Sultan Abdülaziz Han’ı, 1893’de ise Sultan II. Abdülhamid’i ziyaret eder. Rukiye Hanım ve Hatice Hanım’ın Osmanlı Sarayı’ndan Malay Sarayı’na gelin gitmelerine de vesile olur bu ziyaretler. Onların torunları ise, Müslüman Malay Türkleri olarak, Malezya devlet kademelerinde önemli görevler üstlenirler.

Malezya Devleti’nin 1957’de bağımsızlığını kazanmasının ardından, Türkiye Cumhuriyeti ile diplomatik ilişkiler 1964’te yeniden kuruldu. Bununla birlikte, 20. yüzyıl ikili ilişkiler açısından zayıf bir dönem oldu. 1997 yılında, gelişmekte olan sekiz ülkenin bir araya gelerek oluşturdukları D-8’de, her iki ülkenin de yapıcı rol oynamasıyla ikili ilişkiler yeniden canlandı.

2000’ler ise Malezya–Türkiye ilişkilerinde büyük gelişmelere, yepyeni atılımlara, parlak bir dönemin başlangıcına sahne oluyor. Bu yıllarda, devlet başkanları ve bakanların karşılıklı ziyaretleri ve imzalanan anlaşmalarla işbirliği daha üst boyutlara taşınıyor. 2014 yılında imzalanan Stratejik İşbirliği Ortak Bildirisi ile ekonomik ilişkilerin stratejik düzeyde ortaklığa yükseltilmesi, iki ülke ticaret hacminin 5 milyar ABD Dolarına çıkarılması kararı, Serbest Ticaret Anlaşması’nın 1 Ağustos 2015’de yürürlüğe girmesi, ikili ilişkilerde bazı önemli dönüm noktaları. Bunlar, aynı zamanda, Malezya’nın 2020, Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olacak gelişmeler.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2014 yılındaki şu ifadeleri iki kardeş ülke arasındaki birliğin kaçınılmaz gerekliliğini çok güzel anlatıyor: “Malezya'yı kendimize çok yakın bir ülke, hatta kendimize kardeş olarak gördük ve böyle görmeye devam edeceğiz. Ülkelerimiz için, Asya-Pasifik bölgesi için, tüm dünya için Malezya ile ortak çalışmayı, dayanışma içinde olmayı sürdüreceğiz. Asya'nın bir ucunda Türkiye, bir ucunda Malezya varken dünyada barış umudu Allah'ın izniyle hiç yok olmayacaktır.” (http://www.dha.com.tr/ozgurlugun-olmadigi-yerde_577632.html)

Malezya Başbakanı Necip Razak ise, yüzyıllarca birbirlerinden uzak tutulan iki halkın kaynaşmasına yönelik coşkulu arzusunu, karşılıklı vizelerin kaldırılmasından sonra şöyle dile getirmişti: “İki ülke arasında büyük benzerlikler var. Bazılarımız aynı köklerden geliyoruz. Biz, bu mirasımızın değerini bilmeliyiz, tekrar bulmak için bir araya gelmeliyiz. Halklar arasında daha gelişmiş ilişkiler için.” (http://www.haberler.com/turkiye-ile-malezya-stratejik-ortaklik-konusunda-2552615-haberi/)

Her iki ülke de yerli üretime ve ihracata öncelik veren, hızlı, istikrarlı ve sağlıklı ekonomik kalkınma modelini, küresel krize rağmen, başarıyla uyguluyor. Gerek kamu kuruluşları gerekse özel şirketlerin güçlü, tecrübeli ve deneyimli oldukları alanlarda, karşılıklı yatırımlar yapılması, sermaye ve teknoloji transferi gerçekleştirilmesi hiç şüphesiz her ikisinin de yararına olacaktır. Yine her iki ülke Birleşmiş Milletler, İslam İşbirliği Teşkilatı, D-8, ASEAN gibi uluslararası kurumlarda çoğunlukla birlikte hareket ediyorlar. Ekonomik, ticari ve diplomatik ortaklıklar önemli elbette, ama birlik ve beraberliğin kapsamı kesinlikle bunlarla sınırlı kalmamalı.

Bugüne kadar büyük ölçüde ihmal edilen karşılıklı eğitim ve kültür faaliyetleri acilen ele alınması gereken konulardan. Türkiye’deki üniversitelerde Malay dili, edebiyatı ve tarihi üzerine, Malezya’daki üniversitelerde ise Türk dili, edebiyatı ve tarihi üzerine bölümler kurulmalı, yaygınlaşmalı. Yine çok sayıda üniversite öğrencisinin iki ülke arasındaki değişim programları çerçevesinde eğitim görmeleri için gerekli adımlar hemen atılmalı.

Malaylar ve Türkler hem bölgesel hem de uluslararası düzeyde, Ortadoğu’nun, Asya’nın, Afrika’nın kökleşmiş sorunlarına çözüm üretmek, küresel barışa, refaha, sosyal adalete, istikrara katkıda bulunmak için tam bir birlik içinde çalışmalılar. Asya’nın doğusundaki Malezya ile batısındaki Türkiye, bölgelerinde sahip oldukları büyük potansiyeli kullanarak, sevgi, uzlaşma ve kardeşliği temel alan bir diplomasiyle küresel hedeflere koşabilirler. Müslüman Türk dünyası ve Malay dünyasının büyüklüğü düşünüldüğünde, artan dayanışmanın getireceği muazzam güç ve enerji daha iyi anlaşılabilir.

Malezya ve Türkiye İslam’ın aydınlık, modern ve kaliteli yüzleri. Kuran’daki demokrasi, inanç özgürlüğü, sevgi, saygı, barış, kardeşlik, adalet ve eşitlik gibi değerlere sarılarak İslam alemine ve tüm dünyaya örnek oluyorlar. Önlerinde büyük bir fırsat daha var. Küresel barışa, refaha ve huzura eşsiz bir katkı sağlayabilirler. Bunu da İslam adına ortaya çıkan şiddete, bağnazlığa, karanlığa, hurafelere, radikal ideolojilere ve terör örgütlerine karşı ortak tavır alarak yapabilirler.

Adnan Oktar'ın Bernama & Malaysian Digest & Tactical Talk'ta yayınlanan makalesi:

http://www.bernama.com/bernama/v8/fe/newsfeatures.php?id=1377901

http://malaysiandigest.com/news/690113-united-malaysia-and-turkey-stand-strong.html

https://tacticaltalk.net/2017/09/05/malaysia-and-turkey-stand-strong/

2017-08-07 21:42:13

Harun Yahya Etkiler | Basında Harun Yahya | Sunumlar | Ses kasetleri | İnteraktif CD'ler | Konferans setleri | Radyo programı / Piyesler | Broşürler| Site Hakkında | HarunYahya.net | Ana sayfanız yapın | Sık kullanılanlara ekle | RSS Servisi
Bu sitede yayınlanan tüm materyaller, Sayın Adnan Oktar’ı referans göstermek koşuluyla telif hakkı ödemeksizin kopyalanabilir ve çoğaltılabilir
© Sitemizde ve diğer tüm Harun Yahya eserlerinde yer alan Sayın Adnan Oktar’a ait şahsi fotoğrafların bütün yayın hakları Global Yayıncılık Ltd.Şti’ne aittir. Kısmen de olsa izinsiz kullanılamaz ve yayınlanamaz.
© 1994 Harun Yahya. www.harunyahya.org
page_top