Komünizm

Eski Dost Mısır ile Yeniden...

Siyaset hassas bir mecradır. Kimi zaman sert, kimi zaman acımasızdır. Dostluklar arasına siyaset kavramı girince, siyasetin bu sert yüzü oldukça zedeleyici olabilir. İşte bu nedenledir ki, gerçek dostlukları siyasetin soğuk yüzüyle karşılaştırmamak gerekir. Gerçek dostlar, mutlaka aralarındaki sorunları dostlukla çözmeli, "siyasi çıkar" gibi soğuk yüzlü kelimeleri geride bırakmalıdırlar.

Türkiye ve Mısır, geçmişten bu yana bir elmanın iki yarısıdır. İttifakları siyasi çıkarlara değil, kardeşliğe dayanır. Neredeyse her Mısırlının Türkiye ile, hemen her Türkün ise Mısır ile bir akrabalığı, bir yakınlığı, bir bağı vardır. Kardeşlik üzerine kurulan bu ittifak, sadece iki ülke adına değil tüm bölge adına önem teşkil eder. Bu nedenledir ki, Türkiye ve Mısır, ittifaklarını ve dostluklarını asla lekelememesi gereken iki ülkedir.

2016 yılında Türkiye Başbakanı Binali Yıldırım'ın Mısır ile ilişkilerin çözüme kavuşması yönünde verdiği demecin ardından geçtiğimiz yıl, iki ülke adına küçük de olsa olumlu adımların atıldığı bir yıl oldu. Mısır Dışişleri Bakanı Sameh Şükri’nin Ahbar El Yevm gazetesinde yayımlanan Türkiye’ye yönelik olumlu açıklamaları, dünyada ses getirdi. Şükri, iki ülke arasındaki ilişkilerin normale dönmesine ilişkin temennisini dile getirerek "Şüphesiz Türk ve Mısır halklarını birbirine bağlayan çok şey var. İki halk arasında güçlü ilişkiler, akrabalıklar ve ortak miras söz konusu. Dolayısıyla ilişkilerin normale dönmesini umuyoruz. Mısır buna her zaman açıktır." ifadelerini kullanmıştı. Bu ifadeler kuşkusuz iki ülke nezdinde de oldukça olumlu karşılandı. İki kardeş ülkenin gereğinden uzun süren küskünlüğünü ortadan kaldırma yönünde atılmış son derece olumlu bir adımdı.

Bir Türk gazetesine konuşan Al Ahram gazetesi Yayın Yönetmeni Muhammed Sabreen ise karşılıklı saygı çerçevesinde Türkiye ile ekonomik ve diğer alanlarda iyi ilişkilere sahip olmak istediklerini belirterek, "Bunun için herhangi bir şartımız yok. İki ülke arasında olması gerektiği gibi eşit ilişkiler talep ediyoruz. ... Mısır, Türkiye’ye karşı kapıları tamamen kapatmış değil. İki ülkenin çıkarları doğrultusunda bir anlaşmaya varılabilir." ifadelerini kullanmıştır. İki ülkenin çıkarları, menfaati, refahı ve kalkınması elbette önemli bir hedeftir. Fakat asıl önemli olan bu iyi ilişkileri dostluk çerçevesinde yeniden yapılandırmaktır.

Sabreen'in, "Bu anlaşmada basın/yayın organları, karşılıklı ilişkilerin kurulması anlamında olumlu bir rol oynayabilir ve devletlerin masaya oturması için zemin hazırlayabilir. Türk halkı bizim kardeşlerimiz. İyi ilişkiler istiyoruz." şeklindeki oldukça olumlu açıklaması oldukça pozitif ve umut vericidir. İki ülke halkı, zaten geçmişten beri dostluk çerçevesinde bir arada olmanın özlemini duymaktadır. Basın-yayın organları da bu sesi dünyaya duyurmayı ve iki ülke politikacılarını harekete geçirmeyi kendilerine düstur olarak görmelidirler.

Türkiye ve İran uzmanı Beşir Abdel Fattah ise, Müslüman ülkeler arasında çatışma yaratılmaya çalışıldığını, bölgenin Sünni-Şii ayırımına doğru sürüklenmek istendiğini belirterek şu sözleri söylemiştir: "Mısır; Türkiye ve İran’la sorunlar yaşandığının farkında, ancak bu durumun ülkelerimizi düşman yapmayacağını da biliyor. ... Türkiye ve İran, Mısır’ın düşmanı olmamalı. Acilen ilişkileri normalleştirmeliyiz. ... Türkiye, İran ve Mısır arasında birlik, sorunları çözer."

Fattah'ın bu açıklamaları özel bir öneme sahiptir. Türkiye ve Mısır, sadece kardeşliklerinin bir tezahürü olarak değil, bölgenin selameti için de birlik olmak zorundadırlar. Bölgede ciddi anlamda bir parçalama politikası sürüp gitmekte ve Fattah'ın dikkat çektiği şekilde Sünni-Şii kavgası teşvik edilmektedir. Bu çabanın tek amacı İslam camiasını güçsüz kılabilmektir. Bölgenin iki kadim ülkesi Türkiye ve Mısır, buna kesin olarak izin vermemelidir. Bu sorumluluk, bu iki önemli ülkenin üzerindedir. Sadece kendileri için değil, bölgedeki ve tüm dünyadaki Müslümanların hatta gayri Müslimlerin rahat yaşayabilmesi ve terör, şiddet ve yıkım politikalarından onları korumak için bu ittifak gerekmektedir.

Nitekim Mısır'da camilere ve kiliselere yapılan hain saldırılar, sadece Müslümanların değil, her dinden tüm insanların korumaya muhtaç konumda olduğunu göstermektedir. Bu korumayı gerçekleştirmek için bölgede ittifak şarttır. Bu ittifak, bölgedeki tüm ülkeleri kapsamalı ve İslam dünyasına yapılması planlanan saldırılar bu ittifak vesilesi ile durdurulmalıdır. Bölgede gelişecek böyle bir ittifakın nasıl bir güç oluşturacağını kuşkusuz herkes bilmektedir. Gereksiz küskünlüklerle bu fırsat kaybedilmemeli, Türkiye ve Mısır bu konuda hemen harekete geçmelidir. Özellikle Türkiye, Mısır halkının tümünü kucakladığını göstermeli ve hissettirmelidir. Mısır halkının bu konudaki şüpheleri dindirilmelidir.

Son dönemde Kudüs ile ilgili gelişmeler ve Suriye sorunun getirdiği gerilim, iki ülkenin ittifakın gereğini daha iyi anlamasına vesile olmuştur. Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şükri'nin, İslam İşbirliği Teşkilatı olağanüstü Kudüs toplantısına katılmak üzere Türkiye'ye gelmesi önemli bir pozitif adımdır.

Mısır Silahlı Kuvvetleri Araştırmalar Merkezi eski müdürü Tümgeneral Cemal Mazlum, “Suriye’nin çıkarları, Türkiye ile anlaşmazlıklarımızdan daha önemlidir. Mısır, taraflarından birinin Türkiye olacağı görüşme masasına oturmakla asla tereddüt etmez.” ifadelerini kullanmıştır. Böyle de olmalıdır. Sıkıntı içinde olan bölge ülkelerinin kendi imkanlarıyla düzelme imkanı mümkün gözükmemektedir. ABD'nin yeni politikası, İsrail-Filistin barışını askıya almıştır. Bütün bu gerçekler, söz konusu çözümlerin –olması gerektiği gibi- bölgenin temel ülkeleri arasındaki ittifakla gerçekleşebileceğinin net işaretidir. Bu konuda tereddüt, bölgede daha fazla insanın kanının akmasına neden olmakta, terör örgütleri kendileri için daha fazla imkan ve saha bulabilmekte, Ortadoğu daha geniş çaplı şekilde kabusa dönüşmektedir. Bunun sorumlusu olmaktansa, bir an önce bu ateşi dindirecek bir dostluk ateşi alevlendirilmelidir.

Adnan Oktar'ın Egyptian Streets (Mısır) ve Jefferson Corner'da (Amerika) yayınlanan makalesi:

https://egyptianstreets.com/2018/01/14/together-with-our-old-friend-egypt-once-again/

http://www.jeffersoncorner.com/together-with-our-old-friend-egypt-once-again/

2018-01-16 08:08:53

Harun Yahya Etkiler | Basında Harun Yahya | Sunumlar | Ses kasetleri | İnteraktif CD'ler | Konferans setleri | Radyo programı / Piyesler | Broşürler| Site Hakkında | HarunYahya.net | Ana sayfanız yapın | Sık kullanılanlara ekle | RSS Servisi
Bu sitede yayınlanan tüm materyaller, Sayın Adnan Oktar’ı referans göstermek koşuluyla telif hakkı ödemeksizin kopyalanabilir ve çoğaltılabilir
© Sitemizde ve diğer tüm Harun Yahya eserlerinde yer alan Sayın Adnan Oktar’a ait şahsi fotoğrafların bütün yayın hakları Global Yayıncılık Ltd.Şti’ne aittir. Kısmen de olsa izinsiz kullanılamaz ve yayınlanamaz.
© 1994 Harun Yahya. www.harunyahya.org
page_top