Komünizm

Allah'ın sadece iman eden insanların ruhunda yarattığı mucize duygu: Sevgi

Sevgi, yalnızca Kuran ile düşünüldüğünde gerçek şekliyle anlam kazanan bir duygudur. İnsanların birçoğu sevgiyi yaşadıkları iddiasıyla ortaya çıkarlar. Karşılarındakini sevdiklerini, değer verdiklerini söylerler. Oysa hayatlarına bakıldığında, yaşamları boyunca süreceklerini iddia ettikleri sevginin çok kısa zamanlar içinde tükendiği; sevgilerinin bittiği ve bu kişilerin karşılıklı olarak artık birbirlerini eskisi gibi sevmedikleri görülür. Bu durum insanların gerek arkadaş sevgisi, gerek akraba, gerek iş arkadaşlığı gerekse ikili diyaloglarında hep bu şekilde gelişir.

Bu durum, insanların sevgiyi, asıl yeri olan ruhta değil, fiziki ve maddi birtakım kavramlarda aramalarından kaynaklanmaktadır. Sevgi, fiziki görünüş, maddi imkanlar, sosyal çevre, ortak kültür, meslek gibi kavramlar devreye girdiğinde, gerçek anlamını kaybeder. Yerini bir tür çıkar birlikteliği veya çıkar arkadaşlığına bırakır. Boyutu ne olursa olsun, çıkarlara dayanan bu sözde sevgi ise her zaman için geçicidir.

İnsanların birçoğunun yaşamayı istedikleri ancak bir türlü bulamadıkları gerçek sevgi, ancak Kuran ile ve Allah’ın rızası doğrultusunda düşünüldüğünde yaşanabilir. Eğer insan Allah sevgisini yaşamadan sevgiyi bulma arayışına girerse, ne yaparsa yapsın amacına ulaşamaz. Çünkü gerçek olan tek bir sevgi vardır, o da Allah sevgisidir. İnsanın Allah’ın yarattıklarına, Allah’ın tecellilerine duyduğu sevgi, temelde Allah’ı sevmesinden kaynaklanır. Bir insana, bir çiçeğe veya canlı ya da cansız güzel bir başka varlığa yöneltilen sevgi, ancak temelinde Allah sevgisi varsa anlam kazanır. Bir
Müslümanı severken ona gösterilen sevgi, aslında Allah’a yöneltilen sevgidir. Çünkü Müslümanları ruhlarındaki güzel özelliklerinden ve üstün ahlaklarından ötürü severiz. Onlarda gördüğümüz tüm özellikler ise, yalnızca Allah’ın birer tecellisidir. Dolayısıyla onları severken aslında temelde Allah’a karşı coşkun bir sevgi duyarız. Müslüman, Allah’ın sonsuz yaratma gücünü, tüm güzelliklerin tek ve gerçek sahibinin Rabbimiz olduğunu; merhametin, hoşgörünün, affediciliğin Allah’ın ahlakında sonsuz şekilde tecelli ettiğini, Allah’ın sonsuz akıl sahibi olduğunu, herşeyi mükemmel hikmetlerle yarattığını, tüm dünyanın ve yarattığı her canlının kaderini kusursuz şekilde varettiğini ve Allah’ın sonsuz rahmet sahibi olduğunu düşündüğünde, Allah’a olan sevgisi artar. Allah’ı aşkla, şevkle, kul olma bilinciyle coşkuyla sever. Kendisini yaratan ve saymakla bitiremeyeceği kadar nimet veren, ona çeşitli güzellikler sunan sonsuz güç sahibi Rabbimiz'e çok derin bir sevgi duyar. Müminin Allah’a olan sevgisinde bir sınırı yoktur; Allah’ı sürekli artan bir imanla ve heyecanla sever.

Allah, insana sürekli olarak Kendisini razı edebilmesi için fırsatlar yaratır. Rabbimiz müminlere, iman, hayatını şuurla yaşayacağı şekilde anlayış, Kuran’ı anlayacağı bir akıl, sevgi gücü vermektedir. Bu özellikler insanın Allah’a olan sevgisinde derinleşmesinin, Allah’ın üstün ahlakını daha derin, daha akıllı ve vicdanlı şekilde düşünüp takdir edebilmesinin yollarından birisidir. Allah sevgisi, tüm sevgileri kapsayan ve tüm sevgi çeşitlerinin temelinde olan sevgidir. İnsanın ruhuna en büyük zevki ve mutluluğu veren sevgidir. Allah’ın bizim sevmemiz için yarattığı Müslümanları, güzel varlıkları ve tüm güzellikleri sevmenin tek yolu, Allah’a karşı duyulan karşılıksız sevgidir. Allah’a derin bir sevgi duymayan, Allah’ın tecellilerini de sevemez.




2009-01-14 01:04:50

Harun Yahya Etkiler | Basında Harun Yahya | Sunumlar | Ses kasetleri | İnteraktif CD'ler | Konferans setleri | Radyo programı / Piyesler | Broşürler| Site Hakkında | HarunYahya.net | Ana sayfanız yapın | Sık kullanılanlara ekle | RSS Servisi
Bu sitede yayınlanan tüm materyaller, Sayın Adnan Oktar’ı referans göstermek koşuluyla telif hakkı ödemeksizin kopyalanabilir ve çoğaltılabilir
© Sitemizde ve diğer tüm Harun Yahya eserlerinde yer alan Sayın Adnan Oktar’a ait şahsi fotoğrafların bütün yayın hakları Global Yayıncılık Ltd.Şti’ne aittir. Kısmen de olsa izinsiz kullanılamaz ve yayınlanamaz.
© 1994 Harun Yahya. www.harunyahya.org
page_top