Komünizm

Darwinizm, Komünizm Ve Terör İç İçedir

www.hurriyetgazetesinecevap.com / www.hurriyetgazetesinecevap.net
Ey iman edenler, mü'minleri bırakıp kafirleri veliler (dostlar) edinmeyin. Kendi aleyhinizde Allah'a apaçık olan kesin bir delil vermek ister misiniz? (Nisa Suresi, 144)

İnkar edenler birbirlerinin velileridir. Eğer siz bunu yapmazsanız (birbirinize yardım etmez ve dost olmazsanız) yeryüzünde bir fitne ve büyük bir bozgunculuk (fesad) olur. (Enfal Suresi, 73)

DARWINİZM, KOMÜNİZM VE TERÖR İÇ İÇEDİR

 

  • Doğu insanı, bütün Anadolu`nun yiğit insanları gibi örnek bir ahlak sahibidir. Efendi mizaçlı, haysiyetine ve şerefine düşkün, kanaatkar, devletine sadakatli ve insancıldır. En güzel yiyeceği konuklarına sunacak kadar misafirperver, fedakar ve sevgi doludur. Böyle üstün hasletlere sahip dindar insanlar, her konuda varlıklarını hissettirmekte, gerektiğinde benzersiz bir dirayet ve özveri gösterebilmekte, her türlü cerahati bünyelerinden atmaktadırlar.
     
  • Komünistler, dini, aileyi, ahlakı ve devleti, menfaat ve sömürü araçları olarak ortaya çıkmış olan kavramlar olarak görür ve ortadan kalkmaları gerektiğini iddia ederler. Müslüman Doğu insanımız ise bu kavramlara sıkı sıkıya bağlıdır. Halkımız, dinine, aile kurumuna ve sahip olduğu eşsiz ahlaki değerlere saldıranlara her zaman gerekli dersi vermiş ve bundan sonra da verecektir.
     

Bölücü terör örgütünün ateist ve komünist yapısı doğu insanımıza anlatıldıkça, üniter devlet yapımızı tehdit eden bölücü terörün hayat damarları kesilmeye başlamıştır. Müslüman doğu insanımızın gerçek kimliği çok olumlu tabloları ortaya çıkarmakta ve bölge halkı terör örgütünü dışlayarak Süper Güç Türkiye`nin inşaasında tarihi yerini almaktadır.^


BAV CAMİASI`NIN ETKİSİ VE ``KOMÜNİST DERİN DEVLET``İN EYLEMLERİ

Türkiye`deki her türlü bölücü akıma karşı mücadele eden Bilim Araştırma Vakfı camiası, yıllardır çeşitli baskı, tehdit ve iftiralara maruz bırakılmaktadır. Bunun sebebi, ülkemiz üzerinde oynanan oyunların bozulmasında BAV camiasının oluşturduğu tarihi misyondur. Bazı karanlık güçler BAV`ı yok etme gayretindedirler. Özellikle devlete sızmış ve kemikleşmiş bir çete, eylemlerini pervasızlık, utanmazlık ve şımarıklık boyutuna taşımıştır.

Komünist Derin Devlet Çetesi olarak tanımlanan bu yapılanmanın son icraatı BAV mensuplarının birkaçının ailesini BAV aleyhine kışkırtmak ve kullanmak olmuştur. TV`lerde bir kısım anne babalarca -daha ziyade zoraki bir oyunculuk gücüyle- akıtılan gözyaşları, BAV camiası aleyhine suni gündem oluşturma operasyonunda çarpıcı bir örnek olmuştur. Aileler öne sürülerek başlatılan kampanyanın sebebi çok geçmeden anlaşılmıştır: Amaç kamuoyunu tartışmalı bir yargı kararına hazırlamaktır...

Yargıtay BAV aleyhine bir karar vermiştir ve tüm senaryo bu sonuca göre ayarlanmıştır. Olayın planlı olduğu, karar açıklanır açıklanmaz ailelerin sesinin bıçak gibi kesilmesinden de anlaşılmaktadır. Yargıtay kararının altına imza atılmadan ve resmiyet kazanmadan basına sızdırılması ve karar sürecinde ve sonrasındaki uygulamalar oldukça kuşku verici mahiyettedir.

BAV mensuplarını ve BAV Fahri Başkanı Sayın Adnan Oktar`ı suçlayan, güya karalamaya çalışan ve iftira atanlardan biri de bölücü örgütün elebaşıdır. Diğer tüm komünistler gibi, bebek katili bölücübaşı da Sayın Adnan Oktar`ı kendince karalamaya çalışmakta ve bir kitabında şöyle demektedir:

Tepede de MİT`in Türk oligarşik yapısının emrindeki din adamları vardır. Hem de filozofça din adamlarıdır bunlar. Osmanlı sultanlarına da tarih boyunca yol gösteren din adamları değil miydi? Şimdi de rejimin saldırılarına yol gösterecek din adamları vardır. Mesela o Adnan Hocalar nasıl ortaya çıkarıldı? (Oligarşik Cumhuriyet Gerçeği,İstanbul, Şubat 2001, s. 25)

Bölücü örgütün elebaşı, Sayın Adnan Oktar`ın savunduğu fikirlerin, olayları teşhis ve tedavideki başarısının, örgüte vereceği zararların farkına varmış, bu nedenle de iftira atmakta beis görmemiştir.




TÜRKİYE'Yİ ''DOĞU KOMÜNİST TÜRKİYE CUMHURİYETİ'' VE
''BATI KOMÜNİST TÜRKİYE CUMHURİYETİ'' OLARAK İKİYE AYIRMAYA ÇALIŞAN KOMÜNİST DERİN DEVLET, BİLİM ARAŞTIRMA VAKFI VE SAYIN ADNAN OKTAR'IN BU OYUNU BOZACAKLARINI ANLADIĞI İÇİN CAN HAVLİYLE BAV VE SAYIN
ADNAN OKTAR'A SALDIRMAKTADIR. BUNDAN SONRA SALDIRILARINI ÇOK DAHA YOĞUNLAŞTIRACAĞINA DAİR DUYUMLAR BULUNMAKTADIR.



Doğu'daki komünist hareketin, bir komünist hareket olmadığını söyleyen, bunu ısrarla örtbas etmeye çalışan ve daha da vahimi, Türkiye'yi Doğu ve Batı Komünist Türkiye Cumhuriyeti olarak ikiye bölmeye çalışan Komünist Derin Devlete karşı tüm milletimizin çok uyanık olması gerekmektedir.

Bölücü örgütün elebaşı: ''Lenin 1900'de ne ise ben de 21. yüzyıl sosyalizmini temsil ediyorum, reel sosyalizmle savaşarak, emperyalizmle savaşarak yeni sosyalizmi inşaa ediyorum.'' (Özgür Yaşamla Diyaloglar, s. 201)

Bölücü örgütün elebaşı: ''PKK, Marksizm-Leninizm geleneğine uygun bir gelişme yaşamıştır. Bundan sonrası açık ki etle tırnak gibi birbirinden ayrılmayan bu miras üzerine şekillenecektir.'' (Kürdistan`da Halk Kahramanlığı, s.78)


Bölücü terör örgütü, her eylemi, her sloganı ve her bildirisiyle komünisttir. Ancak bölge halkı bu konuda son derece bilgisizdir ve eli kanlı örgüt militanlarını kimi zaman ''Kürt Halkı adına savaşan, kürt milliyetçisi gerillalar'' olarak algılamaktadır.
Bölgedeki halkımızın büyük bölümü dindardır. Dolayısıyla bölücü örgütün gerçek hedeflerini ve ateist yapısını anladığında örgüt aleyhinde tavrı çok daha kesin olacaktır. Bu sebeple örgütün ateist ve komünist kimliği geniş kapsamlı bir karşı propaganda ile halkımıza duyurulmalıdır. Bu konuda radyo, TV ve basın da kullanılarak çok etkin bir çalışma yapılması gerekmektedir.

Burada bir etnik hareket değil, komünist ve dinsiz bir hareket söz konusudur. Kürt milliyetçiliği görüntüsü tamamen bölge halkının gözünü boyamaya yöneliktir.


Örgütün Marksist-Leninist bir yapıda olduğu, gerek savcılık iddianamelerinde, gerek MİT raporlarında gerekse mahkeme kararlarında sabittir. Kaldı ki örgütün komünist olduğunu anlamak için çok ayrıntılı bir araştırmaya bile gerek yoktur. Çünkü örgütün uzun yıllar kullandığı bayrağında komünizmin en bilinen simgesi olan orak-çekiç motifinin yer alması bile konunun ispatı için yeterlidir. (Bu amblem daha sonra strateji ve taktik değişikliğine giden örgüt tarafından değiştirilmiştir.)


Örgütün kuruluş kongresinde yer alan ve örgütün internet sitesinde göze çarpan ifadeler de, marksizme olan sadakati net olarak ortaya koymaktadır:

''MARKSİST-LENİNİST TEORİ ÇOK İYİ ÖZÜMSENMELİDİR. Önder kadrolar sık sık Marksizm`e müracaat etmeli, Marksizm'in uygulanmasını başlangıç şekli yapmak için bu öğretiyi gerçekten özümsemeliler. ...Biz SOSYALİZMİ SİYASAL SORUNUN ÇÖZÜMLENMESİNDE DAHA ÇOK BİR EYLEM KILAVUZU OLARAK ELE ALACAĞIZ. Mutlaka böyle bir öğretinin temsilcisi olarak, böyle bir öğretinin savunucusu olarak, bunun en önemli koşulu olarak bulunulan ülkenin siyasal iktidar meselesine uygulayarak, mevcut iktidarı parçalamada bir araç olarak, bir eylem kılavuzu olarak kullanarak üzerimize düşeni yapacağız.''


Bölücü örgütün elebaşının, 13. kuruluş yıldönümü mesajından:

''Sosyalizm yıkıldı, komünizm yıkıldı" diyenlere en iyi cevap olarak, 'tam tersine, SOSYALİZMİN EN GÜÇLÜSÜ, EN DOĞRUSU, EN YÜCESİ PKK'DE GERÇEKLEŞMİŞTİR' diyoruz.''
Bölücü örgütün elebaşının 1 Mayıs 1982 tarihli konuşmasından:
 
''Ne kadar elverişsiz koşulları yaşarsa yaşasın, işçi sınıfının objektif gücüne ve onun eylem kılavuzu olan bilimine, MARKSİZM-LENINİZM’E DAYANMAK ZORUNDADIR VE DİKKAT EDİLİRSE BİZİM VARLIK NEDENİMİZ TÜMÜYLE BU GERÇEK ETRAFINDA OLUŞMUŞTUR. ...Eğer o aşiret duvarları, o feodal çitler aşılmasaydı, MODERN DÜŞÜNCE, EN DEVRİMCİ DÜŞÜNCE OLAN MARKSİZM-LENINİZM kafalarımıza sıçramayacaktı.''
Bölücü örgütün elebaşının aşağıdaki ifadeleri de örgütün komünist olduğunun net bir delilidir:

Partimizin Merkez Komitesi üyesi ve kurucularından olan DEĞERLİ KOMÜNİST Mazlum Doğan yoldaş... Halkın engin değerlerini SAĞLAM VE AYDINLANMIŞ KOMÜNİST KİŞİLİKLE BİRLEŞTİREN BU YOLDAŞIMIZIN Kürdistan ulusal kurtuluş savaşçıları ve tüm devrimcilere yol gösterebilecek güçtedir. (Kürdistan’da Halk Kahramanlığı, İstanbul, Mart 2004, s.43)

Bölücü örgütün elebaşı, marksizm ve leninizmi ''soylu düşünce sistemi'', ''soylu bilim'' gibi tabirlerle övmektedir:
 
Kapitalist-emperyalist sistem ve onun en zorba yönetim biçimi olan faşizm, halklarda böylesine soylu bir isyan ve bu isyana yol gösteren MARKSİZM-LENİNİZM GİBİ SOYLU BİR DÜŞÜNCE SİSTEMİNE yol açmıştır. (Kürdistan’da Halk Kahramanlığı, İstanbul, Mart 2004, s.22)

MARKSIZIM-LENİNİZM ADLI SOYLU BİLİME dayanmaktan başka az bir olanağı olan bu insanlar... (Kürdistan’da Halk Kahramanlığı, İstanbul, Mart 2004, s. 39)



ÖRGÜT ELEBAŞI ELİ KANLI KOMÜNİST
LİDERLERDEN ÖVGÜ İLE BAHSETMEKTEDİR


İşte PROLETARYANIN KAHRAMANLARI MARKS VE ENGELS. İşte onun TEORİK, SİYASAL DAHİSİ LENİN ve yine ONUN PRATİK USTALARI STALİN, HO CHİ MİNH VE MAO. Ve bunların önderliğinde yürüyen birçok ulusal ve enternasyonalist kahraman. İnsanlığın özgürlük bilincini ayaklandıran, örgütlendiren ve halk ordusu denilen orduları ortaya çıkaran bu büyük kahramanların insanlık tarihindeki yeri gerçekten büyüktür. (K.’da Halk Kahramanlığı, İstanbul, Mart 2004, s.87)

BÖLÜCÜ ÖRGÜTÜN ELEBAŞININ EVRİM TEORİSİNİ SAVUNAN BAZI DARWINİST İZAHLARI

Bölücü örgütün elebaşı, her komünist gibi Darwinizm’i mutlak bir gerçek olarak benimsemiş, örgütün tüm ideolojik alt yapısını bu bilimdışı aldatmaca üzerine bina etmiştir.


  • İlkel komünal topluluk dönemi, İNSANLIĞIN HAYVANLAR ALEMİNDEN KOPARAK tarih sahnesine çıktığı, son derece geri üretim güçleri ve bu temelde şekillenmiş basit üretim ilişkilerinin hüküm sürdüğü bir aşamayı ifade eder. (Kürt Hümanizmi ve Yeni İnsan, İstanbul, Nisan 2001, s.25)
  • Başlangıçta insanın kendine yakın hayvan türlerinden pek farkı yoktur. Doğada hazır bulduklarını yer, ağaçlar üzerinde ve kavuklarda örgütsüz bir şekilde barınır. Ama düşünme ve konuşma yetisini kazanmasıyla birlikte, yiyecek toplamada, DİĞER HAYVANLARA karşı kendini savunmada, doğal afetlere karşı kendini korumada, bazı ilkel taş araçları geliştirmek ve hemcinsleriyle dayanışma içine girmek kaçınılmaz olur. Bu aşamaya kadar, HAYVANLAR ARASINDA GEÇERLİ OLAN; BİYOLOJİNİN EVRİMLER KANUNU hüküm sürmektedir. (Kürt Hümanizmi ve Yeni İnsan, İstanbul, Nisan 2001, s.13)

HAYVANIN EN İLERİ SOSYALLEŞMİŞ BİÇİMİ İNSANDIR. En vahşi hayvandır insan, en acımasız hayvandır. (Kürt Hümanizmi ve Yeni İnsan, İstanbul, Nisan 2001, s.106)

ATEİST VE KOMÜNİST OLAN BÖLÜCÜ ÖRGÜTÜN HAPİSTEKİ ELEBAŞININ ALLAH VE DİN HAKKINDAKİ BAZI İFADELERİ
(YÜCE ALLAH’I TENZİH EDERİZ)


Aşağıdaki alıntılar, bölücü örgütün elebaşının kitaplarından alınmış, bizzat kendisine ait ifadelerdir. Bu ifadelerin tümü, bu kişinin ateist olduğunu ve İslam’ı kendi sığ materyalist anlayışıyla yorumladığını ortaya koymaktadır:

 

  • Lise dönemlerinde büyük felsefik bunalımı yaşadım. Tanrı ile savaşı verdim, bu savaştan başarı ile çıktıktan sonra yarı Tanrı oldum. (Özgür Yaşamla Diyaloglar, Ekim 2002, s. 257)
     
  • Tek tanrılı din ideolojileri, baştan sona siyaset ideolojileridir. Dini söylem, Allah, peygamber ve melek gibi kavramlar dönemin siyasi literatürüdür. (Sümer Rahip Devletinden Demokratik Uygarlığa, Cilt 1, Aralık 2001, s. 204)
     
  • Allah bir nevi ortaçağın feodal manifestosudur, temel yasası ve bildirgesidir. (Sümer Rahip Devletinden Demokratik Uygarlığa, Cilt 1, Aralık 2001, s. 313)

Namazın kendisi de genel anlamda bir tiyatrodur. (Sümer Rahip Devletinden Demokratik Uygarlığa, Cilt 1, Aralık 2001, s. 354)

YENİ EVRİMCİ YALANLARA DİKKAT!

Adnan Oktar’ın Harun Yahya müstear ismiyle hazırladığı Yaratılış Atlası isimli kitabının internette de yayınlanmasından hemen sonra, hem ülkemizde hem de dünyanın pek çok ülkesinde, evrim teorisinin çöktüğü yönünde haberler yayınlanmaya başlamıştır.

Yenilgiyi bir türlü hazmedemeyen materyalist çevreler ise yeni sahte delillerle veya çoktan rafa kalkmış iddialarla ortaya çıkmaktadırlar. Örneğin son günlerde, insanın hayali evrimi iddialarına hiçbir şekilde delil olamayacağı yıllar önce ispatlanan Lucy adlı bir fosili tekrar gündeme getirmeye kalkışmaktadırlar. Bu fosilin insanla hiçbir bağlantısı olamayacağı, insana değil bir maymun türüne ait olduğu ünlü Fransız Science et Vie dergisinin Mayıs 1999 sayısında “ELVEDA LUCY” başlığıyla kapaktan duyurulmuştur.


Harun Yahya Külliyatı, ''Süper Güç Türkiye'' idealine ulaşılması yolunda –Allah'ın izniyle- önemli bir vesile olacaktır.

Yazarın bugüne kadar kaleme aldığı kitaplarının sayısı yaklaşık 250'dir. Bu kitaplar 46.000 sayfa ve 31.500 resimden oluşmaktadır. Bunların 7.000 sayfa ve 6.000 resimlik bölümü Evrim Teorisinin çöküşünü konu almaktadır.

Adnan Oktar'ın, Harun Yahya müstear ismi ile kaleme aldığı kitaplara ve bunlardan yararlanılarak hazırlanan belgesellere, www.harun-yahya.com, www.harunyahya.net ve www.harunyahya.com adreslerinden ücretsiz olarak ulaşabilir veya bunları Global Yayıncılık’ın 0212 444 444 1 no’lu telefonundan temin edebilirsiniz.

 

2008-10-14 00:00:00

Harun Yahya Etkiler | Basında Harun Yahya | Sunumlar | Ses kasetleri | İnteraktif CD'ler | Konferans setleri | Radyo programı / Piyesler | Broşürler| Site Hakkında | HarunYahya.net | Ana sayfanız yapın | Sık kullanılanlara ekle | RSS Servisi
Bu sitede yayınlanan tüm materyaller, Sayın Adnan Oktar’ı referans göstermek koşuluyla telif hakkı ödemeksizin kopyalanabilir ve çoğaltılabilir
© Sitemizde ve diğer tüm Harun Yahya eserlerinde yer alan Sayın Adnan Oktar’a ait şahsi fotoğrafların bütün yayın hakları Global Yayıncılık Ltd.Şti’ne aittir. Kısmen de olsa izinsiz kullanılamaz ve yayınlanamaz.
© 1994 Harun Yahya. www.harunyahya.org
page_top