Komünizm

Türkiye Cumhuriyeti Pasifize Edilmek, Bölünmek ve Yok Edilmek İstenmektedir

Batıdaki materyalist güçler tarafından yıllar önce şekillendirilmiş ve uygulamaya konulmuş olan "Türkiye'yi Bölme Planı" reddedilemez büyük bir gerçektir. Bu plan, asılsız bir dedikodu, hayali bir senaryo veya bir komplo teorisi değildir. Irak'ta ve ülkemizin doğusunda olup bitenler analiz edildiğinde ortaya çıkan bu apaçık gerçeğin karşısında Türk Milleti uyanık olmak ve devletine destek olarak oyunları bozmak zorundadır.

Türkiye, Avrupa Birliği'ne girmeli ve topluluğun lideri konumuna gelmelidir. Sevgi, merhamet, fedakarlık gibi Anadolu'da var olan güzel ahlak özelliklerini Avrupa insanına öğretmek, onları Allah'a imana ve maneviyata yöneltmek amaçlanmalıdır.
Türkiye'de Darwinizm ve materyalizm tam yenildiğinde, bölücülük de yenilecektir. Türkiye'deki bu kargaşa ve fitne de son bulacaktır.
^
  • Güneydoğu'daki bölücü terörü yürütenler Marksist-Leninist-komünist mihraklardır. Bölgede yaşayan vatandaşlarımızdan bir kısmının kandırılıp alet edildiği bu komünist faaliyetin destekçileri dünya çapındaki komünist ve sosyalist örgütler, partiler ve iktidarlardır.

  • Materyalist temeller üzerine kurulu olan AB de gizli ve açık olarak doğudaki bölücü faaliyete destek vermekte, dünyadaki tüm materyalist odaklar, Güneydoğu'daki eylemleri meşru olarak algılamaktadır.

  • Türkiye'yi bölmek isteyenlerin planı çok aşamalıdır. Bu planın ilk kademesi Irak ile gerçekleşmiş bir Kürt devleti -adı konmamış olsa da- kurulmuştur. Bugüne kadar devletimizin yanında yer alan kürt kökenli vatandaşlarımızın bölücü komünistlerce kışkırtılması, Türkiye'ye karşı cephe almaları ve sonunda bir ayaklanma başlatılması ise planın diğer bir parçasıdır.

  • Türkiye'de komünist bir kürt devleti kurulmak istenmektedir. Ancak plan sadece doğu bölgelerimizle sınırlı değildir. Ülkemizin geri kalan kısmı için de karanlık planlar sözkonusudur. Unutulmamalıdır ki komünizm veba mikrobu gibidir, yayılma istidadı gösterir. Sadece o bölgede kalmaz bütün Türkiye'yi yutar, diğer komşulara da yayılır. Nitekim Atatürk de komünizmi ülkemiz için tehlike olarak görmüş, "komünizm görüldüğü yerde ezilmelidir" ifadesiyle bu idelojiye karşı tavrını açıkça ortaya koymuştur.

  • Türkiye, bölme girişimlerine "büyüme stratejisi"yle cevap vermelidir. Örneğin Kıbrıs eski Osmanlı toprağıdır, Türktür, Türk vatanıdır. Türkiye Cumhuriyeti'nin toprağı, Türkiye'nin bir ili olmak Kıbrıs halkının çıkarlarınadır. Azerbaycan için de aynı gerçek sözkonusudur. Bu ülkeler, Türkiye Cumhuriyeti'nin çatısı altında bambaşka bir kimliğe bürüneceklerdir. Karanlık güçlerin egemen olduğu devletlerin büyüyüp gelişmesi ne Türkiye'nin ne de dünyanın çıkarınadır. Egemenlik sahamızın genişlemesi öncelikle bölge insanlarına, barış, istikrar ve refah getirecektir.

  • Bölücü terör örgütü sadece dağda değil, halkın arasında da faaliyet sürdürmektedir. Bölücü örgüt, halkın arasına da sızmakta ve sistemli bir materyalizm ve komünizm propagandası yürütmektedir. Çünkü komünist militanlar, İslam ahlakını benimsemiş bir toplumda başarılı olamayacaklarını gayet iyi bilmektedirler. Bu faaliyet ise dağdakinden çok daha tehlikeli ve sonuçları çok daha vahim olabilecek niteliktedir. Çünkü doğu insanı Marksist-Darwinist düşünceler ve bunların getireceği zararlara dair yeterince bilgi sahibi değildir. Eğer vakit geçirilmeden tedbir alınmazsa, komünist bölücü örgütün telkinlerine her geçen gün daha fazla gencimiz kapılacaktır. İnsana sevgi duymanın, güzel ahlakın, şefkatin ve merhametin önemini bilerek yetişen, itaatli ve nitelikli bir gençlik yerine Darwinist eğitimden geçirilmiş gençlik konulduğunda sonuç toplumsal yıkımdır. Komünizm gibi insanlık dışı ideolojilere taraftar toplamak için ilk yapılan, "insanın, doğanın ve tesadüflerin ürünü bir cins hayvan olduğu" yönündeki Darwinist iddiaları toplumlara benimsetmektir. Darwinist toplumlarda vefanın, sadakatin, şefkatin, fedakarlığın hiçbir önemi yoktur, din, aile, millet, bayrak gibi kavramlar da birşey ifade etmemektedir. Bölücü terör örgütü de, terörist olarak yetiştireceği kişilere öncelikle diyalektik materyalizm ve bu felsefenin temeli olan Darwinizm eğitimi vermektedir. Dolayısıyla bunlara karşı etkili ve kararlı bir fikri mücadele ve propaganda yürütülürse Marksist-komünist terörün önü alınabilir. Türkiye komünist terörle yok edilmek istenmektedir. Bunun çaresi komünizmin zemininin yok edilmesidir. Bu zemin ise Darwinizm'dir.

  • Sadece askeri ve polisiye tedbirlerle soruna köklü bir çözüm getirebilmek mümkün değildir. Marksist-komünist ve Darwinist öğretilerle beyinleri yıkanarak milletimize karşı kışkırtılan insanlar, ancak bu çarpık ideolojilerin gerçek yüzleri ortaya konup, dayandıkları felsefelerin sefaleti gözler önüne serilirse bu kitlesel hipnozdan kurtarılabilirler.

  • Marksist-komünist ideolojiye karşı yapılacak bu fikri mücadele ve propaganda, ya resmi olarak devlet eliyle yürütülmeli ya da bu konuda sorumluluk üstlenecek ehil kimse ya da kuruluşlara devlet tarafından destek verilmelidir.

  • Charles Darwin: "Avrupalı ırklar olarak bilinen medeni ırklar, yaşam mücadelesinde TÜRK BARBARLIĞINA karşı galip gelmişlerdir. Dünyanın çok da uzak olmayan bir geleceğine baktığımda, BU TÜR AŞAĞI IRKLARIN çoğunun medenileşmiş yüksek ırklar tarafından elimine edileceğini (yokedileceğini) görüyorum." (Francis Darwin, The Life and Letters of Charles Darwin, Cilt 1, New York: D. Appleton and Company, 1888, ss. 285-286) diyerek Türkleri aşağı ırk olarak tanımlamıştır. Darwin'in ırk üstünlüğü tezleri ve Türkler konusundaki sapkın izahları Avrupa'nın sosyal stratejisi olmuştur. Nitekim, bugün Avrupa'da çokça tekrarlanan "Türkler geldikleri yere dönsünler" şeklindeki sloganların kaynağının Darwinizm olduğu bilinmektedir. Bu slogan Türklerin Anadolu topraklarından sürülmeleri idealini ifade etmektedir. Ülkemiz toprakları, Ermenilerin ve Rumların hakkı görülmekte, Türkler işgalci olarak nitelendirilmektedir.

  • Doğu insanı güzel ve örnek bir ahlak sahibidir. Efendi mizaçlı, haysiyetine ve şerefine düşkün, kanaatkar, devletine sadakatli ve insancıldır. En güzel yiyeceği konuklarına sunacak kadar misafirperver, fedakar ve sevgi doludur. Anadolu halkının ekserisi bu şekilde üstün bir karaktere sahiptir. Bu vatandaşlarımızı koruyup kollamak, ihtiyaçları olan desteği yoğun bir şekilde vermek devletimizin görevidir. Terör tehdidi, doğu bölgelerimizde yeni, modern ve hayati tesislerin yapılmasına, büyük yatırımlara imkan vermemektedir. Bu sebeple doğu insanı hem terörün gölgesinde yaşamakta hem de terörün yol açtığı büyük ekonomik zorluklarla karşı karşıya kalmaktadır. Devletimizin bu aşamada yapması gereken yeni bir planlamayla doğu insanının gereksinim duyduğu yiyecek, giyecek, konut, sağlık gibi belli başlı konulara ağırlık vermektir. Bunun dışında bölge ekonomisinin canlandırılması için tarım ve hayvancılığa verilen destek arttırılmalı, orada yaşayan insanımız Türkiye Cumhuriyeti'nin seçkin fertlerinden olmanın gurur ve mutluluğunu yaşamalıdır. Devlet şefkatini tam manasıyla hissettirdiğinde birçok sorun kolaylıkla ortadan kalkacak, komünist bölücü terör örgütünün propaganda gücü yok olacak, tuzaklar bozulacaktır.

Terör, Bölücü Örgütlerin Vazgeçilmez Bir Yöntemidir

Terör, temeli Darwinizm'e dayanan bölücü ideolojilerin hedefe ulaşmak için kullandığı etkin bir yöntemdir. Komünist liderler terörü vazgeçilmez bir silah olarak taraftarlarına tavsiye etmişlerdir. Bölücü terör örgütünün bütün yöntemleri komünist ideolog ve liderlerin tavsiyeleri doğrultusundadır. Bu liderlerden Lenin'in terör talimatları oldukça dikkat çekicidir:

"Polisleri, askerleri, devlet memurlarını öldürmek, devlet kurumlarında yangınlar çıkartmak... Devletin hazinelerinden paraları almak... Devrimci komünist güçler yenilmez silahlı bir güç olarak ortaya çıkmalı, insanları öldürerek, bombalayarak, binaları havaya uçurarak korku yaymak ve bu şekilde toplumun üzerinde komünist diktatörlüğünü teşkil etmek iktidara ulaşmamızın önemli unsurlarındandır." ("Vladimir Lenin, Teorik ve Pratik Terör Hakkında", Homizuri G.P., Moskova 2005)

Darwinizm üzerine bina edilen Marksist-Leninist fikirler ve Lenin'in terör direktifleri doğrultusunda yetişen bölücü militanlar, askerimizi, polisimizi ve masum vatandaşlarımızı katletmekte, her türlü terör yöntemine başvurmaktadırlar. Avrupa'daki ve dünyanın çeşitli yerlerindeki Darwinist-Marksist görüşlü insanların ise teröre karşı olması beklenemez. Bu Marksist felsefenin ruhuna-mantığına aykırı olur. Kınama mesajları, uyarmalar böyle kitleleri hiç ilgilendirmez. Darwinist-Marksistler teröristleri, -güya- "feodalizme karşı savaşan, devrimci güçler" olarak görürler. Teröristler, Ho Chi Minh gibi tarihe geçen kan dökücüleri saygı ile anarlar.

Son Bağımsız Türk Devletini de Darwinizm ile Yıkmaya Çalışanlar Hüsrana Uğrayacaklardır

Darwinizm milli, manevi değerleri felç eden bir zehirdir. Darwinizm'in tuzağına düşen bir insan, milli irade, manevi güç ve mücadele azmini kaybeder.

Osmanlı aydınlarının çoğu Darwinizm'in tuzağına düşmüş, milli bilincini, mücadele azmini, imanını kaybetmiştir. Koskoca İmparatorluğun yıkılışında azim, irade, ataklık gösterememişler; yıkılışı adeta çaresiz gözlerle izlemişlerdir. Özetle Osmanlı İmparatorluğu Darwinizm ile yıkılmıştır.

Avrupa Birliği "Avrupa Komünizmi" Tarzı Bir Yapılanmadır

Darwinizm'e inanan bir insan kendini uçsuz bucaksız evrende tesadüfler sonucu meydana gelmiş bir mahluk olarak görür. Din, devlet, aile gibi kutsal kavramları sosyal evrimle gelişmiş bir aldatmaca olarak kabul eder. Komünist dünya görüşü bu mantıkla gelişmiştir ve halen insanlık için en büyük tehlikedir.

Avrupa Birliği de, Avrupa Komünizmi tarzı bir yapılanmadır. Komünal bir dünya devletinin birinci aşamasını oluşturmaktadır. Hedef din, devlet, aile, ahlak gibi yüce değerlerin olmadığı, komünal hayvani yaşamın olduğu, sadece yaşamayı, eğlenmeyi, bencil çıkarları amaçlayan bir yapıdır. Bu hedefin önünü ise Türk Milleti imanı ve güzel ahlakı ile kesecektir. Bütün dünyayı iyiliğe, imana, güzelliğe, samimi sevgiye yöneltecektir.

"Dağdakilere Af" Oyunlarına Dikkat: Dağdan Sadece Bölücülük Propagandası İner!

Zaman zaman gündeme gelen "bölücü terör örgütü militanlarına af çıkması gerektiği" yönündeki beyanat ve haberler, AB'nin Güneydoğu'daki faaliyetlerinin bir uzantısıdır. Aklı başında hiçbir vatan evladının savunmayacağı bu konuyu gündemde tutma çabaları AB kaynaklıdır, onlar tarafından organize edilmekte ve desteklenmektedir. Dağda çok yoğun bir marksist eğitimden geçmiş, beyinleri Darwinist ve materyalist olarak şartlandırılmış, Türkiye Cumhuriyeti'ni baş düşmanı olarak gören bir militan ordusu vardır. Plana göre, eğitimli militanlar siyasi bir af yoluyla dağdan inerek halkın arasına karışacak ve bugünkünden çok daha geniş çaplı bir propaganda olanağı bulacaklardır. Dolayısıyla bunları affedip tekrar toplumun arasına salıvermek bu vatana yapılacak en büyük ihanet olacaktır. Böyle bir hareketin birkaç sene içinde devlete karşı halk ayaklanmasına ve iç savaşa götüreceği unutulmamalıdır.

Materyalizme Karşı Mücadele Edenleri Sindirme Çabaları Sonuçsuz Kalmaya Mahkumdur

Milletimizi Darwinist yalanlara karşı uyarmak ve bu aldatmacanın tahrip edici etkisini bertaraf etmek için faaliyet yapanlar ise yıllardır materyalist çevrelerin hedefi olmuşlardır.

Türk Milleti Darwinizm'i, materyalizmi ve bunlardan kaynaklanan ideolojileri reddetmekte ve Allah'a imanını muhafaza etmektedir. Bu böyle olduğu sürece de ülkemiz üzerinde oynanan oyunların tam bir başarıya ulaşması -Allah'ın izniyle- olanaksızdır.

Bu gerçeğin bilincinde olan güçler bütün güçleriyle milletimizi imanından, ahlakından koparmaya çalışmakta, Darwinist dünya görüşünü yerleştirmeye gayret etmektedirler. Bu gayretlerinin önündeki en büyük engel ise Harun Yahya'nın kitaplar, internet siteleri ve belgesellerden oluşan çalışmaları ve Bilim Araştırma Vakfı'nın düzenlediği konferanslardır.

Türkiye'de 1980 yılından bu yana devam eden büyük bir imani, milli, kültürel ve ilmi çalışma vardır. Bu sayede Türk gençliği, milli ve manevi değerlerine sahip çıkarak, ateist ve bölücü ideolojilere kaymaktan kurtulmuştur. Bu nedenledir ki Avrupa'nın sosyal ve siyasi rotasını belirleyen hakim zihniyet olan Materyalist-Darwinist kadro, Türkiye'nin imanlı halkının kendileri için büyük bir tehlike olduğuna kanaat getirmiştir. Bunun önüne geçebilmek, Türkiye'nin bölünmez bütünlüğünü ve milli birliğini bozabilmek için Avrupa Materyalist mahfilleri, Türkiye'de bölücü, ateist, materyalist ideolojilerin yaygınlaşması karşısındaki tek büyük engel gördükleri Harun Yahya (Adnan Oktar)'ın ve Bilim Araştırma Vakfı'nın çalışmalarını durdurabilmek için yeni oyunlar planlamışlardır.

Bu planlar, geçmişte olduğu gibi bugün de baskı, tehdit, yıldırma, komplo, yalancı şahitler gibi yöntemlerle ve Türkiye'de hazır bulundurulan sabetayist güçlerin ve bir kısım basın yayın organlarının desteğiyle gerçekleştirilmeye çalışılmaktadır.

Türk Milleti bu tür oyunların daha önce de oynandığına şahit olmuştur; dostla düşmanı, vatanseverle menfaat düşkününü birbirinden rahatlıkla ayırt edebilecek ferasete sahiptir.

Darwinizm, Bölücü Terör Örgütünün İdeolojisinin de Temelidir

Türk Devleti'nin bölünmez bütünlüğünü hedef alan en önemli tehdit olan bölücü terör, doğrudan komünist ideolojiye dayanmaktadır. Materyalizme ve Darwinizm'e dayanan bu ideoloji, ahlak, mukaddesat ve maneviyat gibi kavramları reddetmekte, insanların sadece maddi varlıklarını esas almakta, hatta Darwinizm'in etkisiyle insanları bir çeşit hayvan olarak görmektedir. Darwinizm ile Komünizm bağlantısını ortaya koyan ifadelerden bazıları şu şekildedir:

KARL MARX: "Darwin'in yapıtı büyük bir yapıttır. Tarihteki sınıf mücadelesinin doğa bilimleri açısından temelini oluşturuyor." (Marks Engels Mektuplar, cilt 2, s.126)

LENIN: "Marx'ın teorisinin tümü, evrim teorisinin, en tutarlı, en tam, en düşünülmüş ve özlü biçimiyle çağdaş kapitalizme uygulanmasıdır." (Robert M. Young, Darwinian Evolution and Human History, Historical Studies on Science and Belief, 1980)

Darwinizm, dünya emperyalizminin kullandığı bir silahtır. Emperyalist ülkeler, işgal etmek ve boyunduruk altına almak istedikleri ülkelerde "5. kol faaliyeti" olarak manevi gücü kırmaya çaba harcarlar. Bu faaliyette Darwinizm başrolü oynar. Çünkü Darwinist öğretileri benimseyen toplumlar, emperyalist devletlerin kolayca hakimiyetine girerler.

Osmanlı, son döneminde okullara sokulan Darwinist fikirler neticesinde kimliğini kaybetmiştir. Toplumu birarada tutan manevi değerlerden yoksun bir yönetici kadrosu ile de çöküşe gitmiştir.

Emperyalistler Darwinist öğretileri, "toplumları kamplara ayırıp çatıştırmak" için kullanırlar. Dünyanın pek çok ülkesindeki faşist-komünist kamplaşmaları, "çatışmanın doğanın sözde bir yasası olduğunu" iddia eden Darwinist telkinlerin ürünüdür. Bu telkinler, gelişme ve ilerlemenin şartıymış gibi gösterilmektedir. Milyonlarca insanın hayatına mal olan, Darwinizm'in "yaşamın sözde bir mücadele alanı" olduğu, "ilerlemenin çatışmayla" gerçekleşeceği yalanları, emperyalizmi de güçlendirmektedir.

Darwinist yöntemlerle maneviyattan uzaklaştırılarak kutuplara ayrılan ve güçsüz hale getirilen Müslüman ülkelerin, emperyalist güçlerin güdümüne girmeleri de kaçınılmazdır. Nitekim Sovyetler Birliği döneminde Müslüman Türk devletlerinin uzun yıllar Darwinist-Komünist esaretin altında kaldığı gerçeği de unutulmamalıdır.

Vahşi Kapitalizm, Komünizm ve Faşizmin "görünmez gizli gücü" Masonlar ise, ideolojilerini destekleyen Darwinizm'i, kendi yayınlarında şöyle savunurlar:

"Bugün, artık en uygar ülkelerden, en geri kalmışlarına kadar tek geçerli bilimsel kuram Darwin'in ve onun yolunu izleyenlerinkidir." (Mimar Sinan 1980, sayı: 38, s. 18)

Komünizm, materyalizm, Darwinizm, faşizm ve benzeri tüm sapkın ideoloji, felsefe ve akımlara karşı en etkin ve güçlü mücadele Harun Yahya'nın eserleriyle yapılır.

Adnan Oktar'ın, Harun Yahya müstear ismiyle kaleme aldığı eserlerin sayısı yaklaşık 250'dir. Bu kitaplar 46.000 sayfa ve 31.500 resimden oluşmaktadır. Bu kitapların 7.000 sayfa ve 6.000 resimlik bölümü Evrim Teorisinin çöküşünü konu almaktadır.

Adnan Oktar'ın, Harun Yahya müstear ismi ile kaleme aldığı kitapları ve bunlardan yararlanılarak hazırlanan belgeselleri, www.harun-yahya.com, www.harunyahya.net ve www.harunyahya.com adreslerinden ücretsiz olarak okuyabilir veya Global Yayıncılık'ın 0212 444 444 1 no'lu telefonundan temin edebilirsiniz.

----------

Bu tam sayfa ilan
1 Kasım 2006 tarihinde Yeni Şafak
2 Kasım 2006 tarihinde Türkiye
3 Kasım 2006 tarihinde Vakit
4 Kasım 2006 tarihinde Milli Gazete
6 Kasım 2006 tarihinde Önce Vatan
1 Mayıs 2007 tarihinde Türkiye
5 Mayıs 2007 tarihinde Vakit
gazetelerinde yayınlanmıştır. 2007-12-22 00:00:00

Harun Yahya Etkiler | Basında Harun Yahya | Sunumlar | Ses kasetleri | İnteraktif CD'ler | Konferans setleri | Radyo programı / Piyesler | Broşürler| Site Hakkında | HarunYahya.net | Ana sayfanız yapın | Sık kullanılanlara ekle | RSS Servisi
Bu sitede yayınlanan tüm materyaller, Sayın Adnan Oktar’ı referans göstermek koşuluyla telif hakkı ödemeksizin kopyalanabilir ve çoğaltılabilir
© Sitemizde ve diğer tüm Harun Yahya eserlerinde yer alan Sayın Adnan Oktar’a ait şahsi fotoğrafların bütün yayın hakları Global Yayıncılık Ltd.Şti’ne aittir. Kısmen de olsa izinsiz kullanılamaz ve yayınlanamaz.
© 1994 Harun Yahya. www.harunyahya.org
page_top