Komünizm

Suriye ile oluşan anlaşmazlıkların kardeşlik ve barışla çözülmesi şarttır

 

• Suriye ve komÅŸu ülkelerle sorunların çözülmesi için yapılması gerekenler nelerdir?

• Darwinist komünist fikir sisteminin Arap halkı üzerindeki yıkıcı etkileri neler olmuÅŸtur?

• Sayın Adnan Oktar’ın bu konudaki görüşleri nelerdir?

suriye, esad, barış, müslüman

Deccalin İslam’a zarar vermek için kullandığı en etkili yöntemlerden biri, “Müslümanı Müslümana kırdırma” olarak tabir edilen fitne ve savaÅŸ çıkarma yöntemidir. Dünya için asıl tehlike Darwinizm, materyalizm ve komünizm gibi kanlı ideolojilerken kimi Müslümanlar deccalin etkisine girmekte, din kardeÅŸlerine düşman olmakta ve hatta onlarla savaÅŸmaktadırlar. Deccal bu yöntemle öncelikle OrtadoÄŸu’dan İslam ahlakını silmek ve sonrasında da kendi komünist sistemini yerleÅŸik kılmak istemektedir. Son günlerde yaÅŸanan krizle birlikte, Suriye’nin Türkiye’ye yönelik dost olmayan tavırlarında ve uçağımızın düşürülmesinin ardında da deccalin bu sinsi oyunu vardır.

Suriye’ye Misilleme Biçiminde Karşılık Verilmesi Deccalin İstediÄŸi Sonucu DoÄŸurur

Bazı kiÅŸiler uçağımızın düşürülmesinin Türkiye’nin bölgedeki otoritesini sarstığını iddia etmekte ve büyük devlet olmanın böyle durumlarda misilleme yapmayı gerektirdiÄŸini öne sürmektedirler. Türkiye’nin barışçıl yaklaşımlarla konuyu çözme çabalarını da kendilerince pasif kalmak olarak nitelendirmektedirler. Elbette ki bu düşünceler, deccalin kan dökme ve Müslümanları birbirine kırdırma planının bir parçasıdır ve tamamen yanlıştır.

Öncelikle Suriye’ye misilleme olarak bir saldırı yapılması durumunda bu, herkes için çok büyük bir zarara dönüşebilir. Çünkü Suriye komünist blokta yer alan bir ülkedir ve herhangi bir saldırı durumunda Çin ve Rusya, Suriye ile birlik olacaktır. Bu ise çok tehlikeli sonuçlar doÄŸuracaktır.

Bununla birlikte Suriye’ye yapılacak bir misillemede, ülkemizdeki bölücü terör örgütü PKK tehlikesi farklı bir boyuta taşınacaktır. BilindiÄŸi gibi Suriye, terör örgütünün sözde Büyük Kürdistan hayalinin bir parçasıdır. Türkiye’nin bir savaÅŸa girmesi durumunda, bölücü terör örgütü PKK’nın yıllardan beri kurduÄŸu, ancak gerçekleÅŸtiremediÄŸi komünist devlet hayali gerçekleÅŸme yoluna girecektir. Suriye’nin Türkiye’ye yakın bölgeleri, aynı Kuzey Irak örneÄŸinde olduÄŸu gibi PKK için rahatlıkla kullanılacak bir alan haline gelecektir. Nitekim bölücü örgütün Suriye’deki katliamı desteklemesi ve Türkiye sınırına kamplar kurması da bunun delillerindendir.

Ayrıca böyle bir misilleme, ekonomik olarak da birçok zarara sebep olacaktır. SavaÅŸ ortamının oluÅŸması ile birlikte sanayi tesisleri harap olacak, enflasyon dizginlenemez boyutlara çıkacak ve halk daha da yoksullaÅŸacaktır. Dolayısıyla bu durum Türkiye’ye çok büyük ekonomik bir yük de getirecektir.  Bu ÅŸekilde düşünüldüğünde, Türkiye’nin  barış yanlısı, itidalli ve sorunları müzakere yoluyla çözme yanlısı tavrını eleÅŸtiren ve misilleme yapılması gerektiÄŸini iddia eden bazı kiÅŸilerin fikirlerinin ülkemize vereceÄŸi zarar açıkça görülmektedir.

Bu kiÅŸilere bir cevap olarak, Suriye’de çözüme yönelik alınması gereken önlemler ise şöyle özetlenebilir:

suriye, türkiye, barış

Suriye’de Hükümet Hemen Görevden Çekilmeli ve Yerine Bir Koalisyon Hükümeti Kurulmalıdır:

Günümüzde Suriye, siyasi bakımdan komünist blokta yer alan bir ülkedir. Çin ve Rusya yanlısı bir tutum içinde olduÄŸundan NATO’nun da dikkatle izlediÄŸi bir ülkedir, çünkü NATO komünizmi -haklı olarak- büyük bir tehlike olarak görmektedir. NATO Suriye’deki rejimden de rahatsızlık duymakta ve bu rejimi etkisiz hale getirmek istemektedir. Dolayısıyla Türkiye’yi de bu planın içine sokma yönünde hareket etmektedir.

NATO komünist rejimlerin yıkılması konusunda haklıdır fakat kullanılan yöntem yanlıştır. Türkiye elbette ki Suriye’nin demokratikleÅŸmesi konusunda NATO’ya gereken desteÄŸi verecektir. Ancak Türkiye’nin Suriye ile savaÅŸa girilmesine neden olacak bir tavır göstermesi mümkün deÄŸildir. Öncelikle Suriye toprakları eski Osmanlı topraklarıdır ve Suriye halkı da kardeÅŸlerimizdir. Türkiye hiçbir ÅŸekilde Müslüman kanının akıtılmasını istemez ve böyle bir uygulamaya asla müsaade etmez.

Mevcut hükümetin diktatörlük olduÄŸu, Suriye’de demokrasinin olmadığı açıktır. Dolayısıyla Suriye’deki komünizm yanlısı hükümetin görevi acilen bırakması ÅŸarttır. Ardından Suriye’de derhal demokratik seçimlere gidilmesi ve halkın özgürce seçimlere katılması saÄŸlanmalıdır. Bir koalisyon hükümetinin kurulması ile birlikte, ülkedeki farklı görüşlerin mecliste temsil edilmesi saÄŸlanmalı ve Suriye gerçek demokrasiye kavuÅŸmalıdır.

Suriye’ye Askeri ve Ekonomik Ambargo Uygulanması Etkili Olacaktır:

KomÅŸu devletlerle yaÅŸadığımız herhangi bir sorunda misilleme yapmak ve savaÅŸ çıkarmak hiçbir zaman çözüm deÄŸildir. Bunun yerine akılcı çözümlerle, kardeÅŸlik ve sevgiyle sonuca ulaÅŸmak için çalışılmalıdır. Öncelikle Suriye devletine ve halkına musallat olmuÅŸ komünist çetenin etkisiz hale getirilmesi ÅŸarttır. Bunun için Suriye’nin kara ve denizden askeri ablukaya alınması ve Suriye’ye ekonomik ambargo uygulanması yeterlidir. Bu uygulama Suriye’deki zulmün asıl nedeni olan komünist çetenin kaynaklarını yok edecek ve etkisiz hale getirilmesini saÄŸlayacaktır. Ayrıca Suriye’yi savaÅŸ ortamına sürükleyen kiÅŸilerin gözaltına alınıp, gerekirse tutuklanıp, yargılanmaları da bir çözümdür. Ancak sorunun hemen ve taraflara eziyet vermeden çözülmesi ÅŸarttır.

Türkiye Mehdiyet’in gölgesinde yaÅŸayan bir ülkedir ve komÅŸu ülkelerle sorun yaÅŸadığında her zaman için tavrı, konuları kan dökmeden, sevgi ve kardeÅŸlikle halletmek olmuÅŸtur. Bundan sonra da Allah’ın izniyle böyle olacaktır.

Rusya’nın Suriye’ye VerdiÄŸi Destek Barışçı Yollarla Engellenmelidir:

Uçağımızın düşürülmesi ve Suriye’de akan Müslüman kanı Rusya’nın da sorumluluÄŸunda olan konulardır. Suriye ile aynı blokta olan Rusya’nın bu konudaki tavrı son derece belirleyicidir.

Bu nedenle Sayın BaÅŸbakanımız Recep Tayyip ErdoÄŸan’ın Rusya Devlet BaÅŸkanı Vladimir Putin’le görüşmesi çok isabetli bir yaklaşımdır. Nitekim son dönemde Putin’in Suriye’ye olan desteÄŸini kısmen de olsa çekmiÅŸ olması umut verici bir geliÅŸmedir. BilindiÄŸi gibi Rusya ile Türkiye tarih boyunca çok yakın iliÅŸkiler içinde olmuÅŸtur. Ancak bunun çeÅŸitli nedenlerle deÄŸiÅŸmesi ve Rusların askeri çıkarlar yüzünden Suriye’deki komünist rejime ve taraftarlarına destek vermesi Türkiye-Rusya iliÅŸkilerini zedeleyebilir. Bu da Rusya’nın tüm dünya önündeki saygınlığını yitirmesine sebep olabilir.

Rusya hemen Suriye’ye desteÄŸini tam olarak çekmelidir aksi takdirde Rusya oradaki Müslüman katliamını, gaddarlığı ve acımasızlığı desteklemiÅŸ olacaktır.

Rusya Müslüman dostu olarak bilinen bir ülkedir. Devlet BaÅŸkanı Putin de genellikle Müslümanlara sevgisi ve yakınlığı ile tanınır. Bu nedenle Sayın Putin ile tekrar görüşülmeli ve Suriye’ye destek vermemesi saÄŸlanmalıdır. Bu ÅŸekilde Suriye’deki Müslümanlara uygulanan zulüm ve Suriye’nin bölgedeki komÅŸularına yönelik pervasız ÅŸiddet eylemleri Allah’ın izniyle son bulacaktır.

Bütün bunların yanı sıra Rusya, Türkiye’nin kendisi için çok önemli bir ülke olduÄŸunu unutmadan hareket etmelidir. BaÅŸkan Putin’in Türkiye taraftarı bir politika izlemesi, İttihad-ı İslam’ı istediÄŸini ifade etmesi ve Rusya’yı da İttihad-ı İslam’ın içerisine dahil etmesi çok aciliyetlidir. Bu ÅŸekilde Rusya güçlü bir askeri pakt içerisinde korunmuÅŸ olacak, Rus milleti huzurlu ve rahat yaÅŸayacak, askeri harcamalar büyük bir düşüş gösterecek ve bu da Rus vatandaÅŸlarının refaha kavuÅŸmasına vesile olacaktır.

Az önce de belirttiÄŸimiz gibi yapılması gereken çok kolaydır: Rusya’nın da teÅŸvikiyle hemen Suriye’de meÅŸru seçimlere gidilmeli ve en çok oyu alan parti baÅŸa getirilerek bir koalisyon hükümeti kurulmalıdır. Türkiye Cumhuriyetinin önderliÄŸinde, bir barış gücü oluÅŸturulmalı, Suriye ve Türkiye birbirlerine baÄŸlanmalıdır.

Şu an hemen kardeş, hemen dost olma zamanıdır.

BeÅŸar Esad’ın Ülkesinden Can GüvenliÄŸi SaÄŸlanarak Çıkarılması Gerekir:

Suriye’de var olan komünist rejim deccali bir yapılanmadır ve gerek BeÅŸar Esad gerekse hükümet bu sistemin göstermelik parçalarıdır. Tıpkı Eski Irak Devlet BaÅŸkanı Saddam Hüseyin devrinde olduÄŸu gibi halka yönelik katliamlar komünist derin devletin iÅŸidir.  Derin devlet ve onun göstermelik temsilcisi durumundaki hükümet istemese de Allah Cabbar ismiyle bu deccali sistemi yıkacaktır. Fakat BeÅŸar Esad ve ailesinin, eski Irak Devlet BaÅŸkanı Saddam Hüseyin’in yaÅŸadıklarını yaÅŸamamaları için hemen görevi bırakması ve Türkiye’nin güvencesi altında ülkesinden güzellikle ve tam can güvenliÄŸi saÄŸlanarak ayrılması gerekir. Esad’ın mal varlığı eksiksiz olarak kendisine takdim edilmeli ve ailesiyle birlikte Türkiye’de huzur ve barış içinde ikamet etmesi saÄŸlanmalıdır. Hem Suriye halkının hem de BeÅŸar Esad ve ailesinin rahat ve güvene kavuÅŸmasının tek yolu budur.

suriye, islam, türkiye, barış, türk islam birliÄŸiSuriye ile SavaÅŸmak DeÄŸil BirleÅŸmek ve İttihad-ı İslam’ı İstemek Esastır

Türkiye ile Suriye’nin savaÅŸa girmesi her iki ülkeye de hiçbir kazanç saÄŸlamaz. Müslümanın Müslümanla savaÅŸması haramdır. Savaşın geride sadece yitirilmiÅŸ canlar, yıkılmış camiler ve harap olmuÅŸ yerleÅŸim yerleri bıraktığı unutulmamalıdır. İçinde bulunduÄŸumuz yüzyıl, Mehdiyet yüzyılıdır. Her iki ülkeye de yakışan dost ve kardeÅŸ olmaktır. Aslında bu dostluk ve kardeÅŸliÄŸin temelleri tarihsel süreç içinde atılmıştır. Suriye’nin üzerinde bulunduÄŸu topraklar Osmanlı İmparatorluÄŸu döneminde Türklerin hakimiyetinde olan ve buradaki kardeÅŸlerimizin barış, güvenlik ve huzur içinde yaÅŸadıkları yerlerdir. Suriye devleti gerçekte, İngilizler tarafından masa başında cetvelle çizilmiÅŸ eski bir Osmanlı vilayetidir. Bu nedenle Suriye halkının tamamı aslında kardeÅŸimiz ve evlatlarımızdır. İşte deccalin bu sinsi savaÅŸ oyununa son vermenin yolu da bu tarihi temellere dayandırılmalı ve İttihad-ı İslam’ın ilk adımı olarak Türkiye ve Suriye birleÅŸmeli, Türkiye oradaki kardeÅŸleriyle kucaklaÅŸmalıdır. Bunun için Türkiye ve Suriye arasındaki sınırlar açılmalı, vize ve pasaport kaldırılmalı, herkesin iki ülke arasında serbestçe dolaşımı saÄŸlanmalıdır. 

İttihad-ı İslam her iki ülke halkının da rahat ve huzur bulacağı barış içinde yaÅŸayacakları tek çözüm yoludur. Allah’ın adetullahı gereÄŸi Rabbimiz mutlaka İttihad-ı İslam’ı oluÅŸturacaktır. Fakat önemli olan daha fazla acı çekilmeden, vakit kaybedilmeden bu farz vazifenin gerçekleÅŸmesi yönünde çalışmaktır.

İlk olarak Suriye ile Türkiye’nin birleÅŸmesi İttihad-ı İslam yolunda atılan çok mübarek ve Kuran ruhuna uygun bir hareket olacaktır. Bu Avrupa’daki komünistlerin, Amerika’nın derin devletinin, OrtadoÄŸu’nun kan dökücülerinin kısacası deccalin ve taraftarlarının oyununa son verecek büyük bir adımdır. Müslümanların bir araya gelmesi “Ya Allah Bismillah” deyip, ÅŸeytandan Allah’a sığınıp birleÅŸmeleri Yüce Allah’ın farz kıldığı vazifenin baÅŸlangıcı olarak büyük bir sevinç kaynağı olacaktır. Rabbimiz tüm Müslümanların kardeÅŸ ve tek bir topluluk olmalarını emreden ayetlerde bu gerçeÄŸe şöyle dikkat çeker:

“Gerçekten, sizin bu ümmetiniz tek bir ümmettir. Ben de sizin Rabbinizim, öyleyse Bana ibadet ediniz. Onlar, iÅŸlerini kendi aralarında parça parça dağıttılar (dinlerinde bölünmeler yaptılar); hepsi Biz'e döneceklerdir.” (Enbiya Suresi, 92-93)

“Allah'ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın. Ve Allah'ın sizin üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani siz düşmanlar idiniz. O, kalplerinizin arasını uzlaÅŸtırıp-ısındırdı ve siz O'nun nimetiyle kardeÅŸler olarak sabahladınız. Yine siz, tam ateÅŸ çukurunun kıyısındayken, oradan sizi kurtardı. Umulur ki hidayete erersiniz diye, Allah, size ayetlerini böyle açıklar.    (Al-i İmran Suresi, 103)

“Müminler ancak kardeÅŸtirler. Öyleyse kardeÅŸlerinizin arasını bulup-düzeltin ve Allah'tan korkup-sakının; umulur ki esirgenirsiniz.” (Hucurat Suresi, 10)

“Allah'a ve Resûlü'ne itaat edin ve çekiÅŸip birbirinize düşmeyin, çözülüp yılgınlaşırsınız, gücünüz gider. Sabredin. Şüphesiz Allah, sabredenlerle beraberdir.” (Enfal Suresi, 46)

“İnkar edenler birbirlerinin velileridir. EÄŸer siz bunu yapmazsanız (birbirinize yardım etmez ve dost olmazsanız) yeryüzünde bir fitne ve büyük bir bozgunculuk (fesat) olur.” (Enfal Suresi, 73)

Suriye’yle Türkiye Hemen BirleÅŸmelidir

ADNAN OKTAR: ... Suriye’yi yerle bir etmek; akılcı bir hareket olmaz. Bize ait bir bölge, bize ait topraklar, bize ait bir millet, bize ait insanlar, gidip bombalayacak mıyız! Kendi kolumuzu mu keseceÄŸiz! Ne zorumuz? Orada bir derin devlet yapılanması var bunların ayıklanması gerekiyor. En güzel hareket Türkiye’yle birleÅŸmektir. İttihad-ı İslam’dır. Bunu yapacak olan Hz. Mehdi (a.s.)’dır. (26 Haziran 2012 / A9 TV röportajından)

ARAP KOMÜNİZMİ TEHLİKESİ

20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Müslüman Arap halklarının çoğunluğu Darwinist- komünist rejimler ve örgütler tarafından yönetilmiştir. Bu dönemde farklı ülkelerdeki Arap halkları savaşlar, etnik katliamlar, terörist eylemler ya da devlet baskısıyla yaşamak zorunda kalmışlardır. Birbiri ardına gelen komünist ihtilaller sürekli bir istikrarsızlık ve fakirleşme ile sonuçlanmıştır. Samimi Müslüman halk, büyük petrol gelirlerine rağmen her geçen gün daha da fakirleşirken, yönetici kesim ve çevreleri zenginliklerine zenginlik katmışlardır.

Arap komünizmi diğer komünist rejimler gibi her türlü zorbalığı kullanarak gücü elinde tutmuş ve sahte bir Arap milliyetçiliği maskesine bürünmüştür. Bölgede Osmanlı döneminde İslam ahlakı vesilesiyle yaşanan sevgi, şefkat ve merhamet ortamının yerini komünizmin vahşiliği, barbarlığı ve zorbalığı almıştır.

21. yüzyılda Darwinizmin ve Darwinist diktatörlüğün yıkılması ile İslam dünyasında başlayan bu uyanış, Allah'ın izni ile Türk İslam Birliği ile sonuçlanacaktır. Kaderde Allah'ın belirlediği vakit geldiğinde İslam ahlakı tüm dünyaya hakim olacak ve İslam aleminde Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in hadisleri ışığında yüzlerce yıldır beklenen İslamiyet'in Altınçağ'ı başlayacaktır.

"Allah'ın yardımı ve fetih geldiği zaman, Ve insanların Allah'ın dinine dalga dalga girdiklerini gördüğünde, Hemen Rabbini hamd ile tesbih et ve O'ndan mağfiret dile. Çünkü O, tevbeleri çok kabul edendir." (Nasr Suresi, 1-3)

komunizm, darwin darwinizm, suriyeSuriye’de YaÅŸanan Katliamlar Sosyalist-Komünist İdeolojinin Sonuçlarından Biridir

Suriye’nin ÅŸu anda içinde bulunduÄŸu karışıklığın tek sebebi komünizmin tertemiz Müslüman halka dayatılmasıdır. İç karışıklıklar gece gündüz bir kısım basında mezhep kavgaları ÅŸeklinde lanse edilse de, aslında ÅŸu anda Suriye’de komünistlerle Müslümanların çatışması vardır. Suriye, Hafız Esad döneminden beri Marksist-komünist zihniyetle yönetilmektedir. Suriye, bu yönüyle Arap sosyalizminin en önde giden temsilcilerindendir.

Hatırlanacağı gibi Sovyetler BirliÄŸi ile yakın iliÅŸkiler içindeki Hafız Esad yönetimi Arap Sosyalist Baas Partisi’nin savunduÄŸu komünist ideoloji dışındaki tüm görüşlerin savunulması yasaklanmıştı. Tüm İslami hareketlere kısıtlamalar getirilmiÅŸ, İslami liderler tutuklanıp ÅŸehit edilmiÅŸ, Müslümanlar büyük baskı, zulüm ve iÅŸkence görmüşlerdi. Hafız Esad ve kardeÅŸi Rıfad Esad 1982 yılında Suriye’nin Hama ve Humun ÅŸehirlerinde 40 bin Müslümanı katletmiÅŸti. Åžu an Hafız Esad’ın oÄŸlu BeÅŸer Esad’ın liderliÄŸindeki Suriye’de her gün kesintisiz olarak gerçekleÅŸtirilen katliamlar, ülkeye hakim sosyalist-komünist ideolojide herhangi bir deÄŸiÅŸiklik olmadığını ispat eder niteliktedir.

Esad, Suriye’yi terk etsin ve Suriye’de koalisyon hükümeti kurulsun

ADNAN OKTAR: SURİYE İLE HİÇ VAKİT GEÇİRMEDEN GÖRÜŞME YAPIP, ESAD’I NEZAKETİYLE, RAHATSIZ ETMEDEN ALIP TÜRKİYE’YE GETİRMEK LAZIM. Yine onun hükümetinden adamlar da olsun. Bir koalisyon hükümeti kurulsun. Sınırları kaldıralım. Pasaport, vize vs. hepsini kaldıralım. Suriye ile birleÅŸelim.

SURİYE, HALEP, ÅžAM, HEPSİ BİZİM ESKİ VİLAYETLERİMİZ. TATLILIKLA, NEZAKETLE HALLETMEK LAZIM. Türkiye’den bir heyet gitsin Åžam’a, gidip konuÅŸsunlar. “Bu kadar olay oldu, bu kadar karmaşık konular var, senin iktidarda kalman fitne olacak, belli. Ama senin canını yakmak, ÅŸerefini ezmek falan öyle bir niyet yok. Gel onurunla, ÅŸerefinle Türkiye’ye gel, sonrasında güvence içinde ülkene yine gidebilirsin. Åžu an ortalık karışık, gel.” dersiniz. Türkiye’nin ÅŸahitliÄŸinde bir koalisyon hükümeti kurulur sakince. Taraflara itidal çaÄŸrısı yapılır. Asıl istenen İttihad-ı İslam deÄŸil mi? İTTİHAD-I İSLAM’IN İLK ADIMINI ATALIM. AKSİ BÖYLE BİR FELAKET OLUYOR. ŞİMDİ TÜRKİYE’YLE SURİYE’Yİ KARÅžI KARÅžIYA GETİRMEK İSTİYORLAR. ONUN KAZANANI, KAYBEDENİ OLMAZ. HARAM OLUR VE ZULÜM OLUR, BAÅžKA BİRÅžEY OLMAZ. Yazık. Her iki tarafta da tarihi güzellikler var. Her iki tarafta da kardeÅŸler var, müminler var, Müslümanlar var. …MEHDİYET RUHUYLA KARDEÅžLERİMİZİ BİRLEÅžTİRELİM.  (A9 TV, 23 Haziran 2012)

Pek çok Müslüman ülke 20. yüzyılda İslam ahlakıyla yönetilmemiştir. Yönetim kadroları Darwinist, komünist ve totaliterdir. Askeri kadrolar komünist eğitimden geçmiştir. Yani Müslüman olmalarına rağmen Sovyetler Birliği ya da Doğu Bloğu ülkelerinden herhangi bir farkları yoktur. Bölgenin geri kalmışlığının sebebi de, yıllardır Darwinist-materyalist çevrelerce telkin edilmeye çalışıldığı gibi İslamiyet değil, bu komünist zihniyet nedeniyle İslam ahlakının yaşanamamış olmasıdır. Bugün Arap dünyasında yönetimi elinde bulunduran kadrolar ve halk, bu Darwinist, komünist eğitimin etkisinden yeni yeni kurtulmaktadır.

2012-08-28 13:27:44

Harun Yahya Etkiler | Basında Harun Yahya | Sunumlar | Ses kasetleri | İnteraktif CD'ler | Konferans setleri | Radyo programı / Piyesler | Broşürler| Site Hakkında | HarunYahya.net | Ana sayfanız yapın | Sık kullanılanlara ekle | RSS Servisi
Bu sitede yayınlanan tüm materyaller, Sayın Adnan Oktar’ı referans göstermek koşuluyla telif hakkı ödemeksizin kopyalanabilir ve çoğaltılabilir
© Sitemizde ve diğer tüm Harun Yahya eserlerinde yer alan Sayın Adnan Oktar’a ait şahsi fotoğrafların bütün yayın hakları Global Yayıncılık Ltd.Şti’ne aittir. Kısmen de olsa izinsiz kullanılamaz ve yayınlanamaz.
© 1994 Harun Yahya. www.harunyahya.org
page_top