Komünizm

Kavimlerin helakı -1-

Geçmiş kavimlerle ilgili haberler Kuran'ın oldukça büyük bir bölümünü oluşturur ve üzerinde düşünülmesi gereken önemli hikmetler içerir. Geçmişte yaşamış ve helak edilmiş olan kavimler incelendiğinde, bu kavimlerin kendilerine yapılan tebliğe rağmen Allah'tan korkmayan, çirkin sapkınlıklarda bulunan, başkalarının haklarına tecavüz eden, utanma duygularını kaybetmiş, yalnızca kendi menfaatlerini ve dünyevi çıkarlarını düşünen insanlar oldukları görülmektedir. En önemli ortak yönleri ise, kendilerine gönderilen peygamberleri yalanlamaları, hatta onlara düşmanlık göstermiş olmalarıdır. Bu taşkınlıklarından dolayı da Allah'ın azabıyla karşılaşmışlar ve yeryüzünden bir anda silinmişlerdir.

Allah Kuran'da, bu helak olaylarının sonraki insanlara da birer ibret olması gerektiğini bildirir. Önemli olan, tüm iman sahiplerinin, bu kavimlerin helakını yalnızca ‘geçmiş kavimlerin yaşadıkları olaylar' olarak değerlendirmemeleri, Kuran'da bildirilen bu örneklerden öğüt almalarıdır. Kuran'da bu gerçek şöyle bildirilmiştir:

Bunlar, sana doğru haber (kıssa) olarak aktardığımız (geçmişteki) nesillerin haberleridir. Onlardan kimi ayakta kalmış, (hala izleri var, kimi de) biçilmiş ekin (gibi yerlebir edilmiş, kalıntısı silinmiş) dir. Biz onlara zulmetmedik, ancak onlar kendi nefislerine zulmettiler. Böylece Rabbinin emri geldiği zaman, Allah'ı bırakıp da taptıkları ilahları, onlara hiçbir şey sağlayamadı, 'helak ve kayıplarını' arttırmaktan başka bir işe yaramadı. ( Hud Suresi, 100-101)

Ad Kavmi Nerede Yaşamıştır?

Kuran'da bildirildiği üzere "Yüksek yerlere anıtlar inşa etmekte" (Şuara Suresi, 128) ve "ölümsüz kılınmak umuduyla sanat yapıları edinmekte" (Şuara Suresi, 129) olan bir kavim olan Ad kavmi, Ortadoğu ve Mezopotamya bölgesinde bulunan diğer kavimlerden uzak bir bölge olan Güney Arabistan'da yaşıyordu.

Arkeolojik Bulguların Gösterdiği Gerçek

1990'lı yılların başında dünyanın tanınmış gazeteleri çok önemli bir arkeolojik bulguyu "Muhteşem Arap Şehri Bulundu", "Efsanevi Arap Şehri Bulundu", "Kumların Atlantisi Ubar" başlıklarıyla verdiler. Bu arkeolojik bulguyu daha ilgi çekici hale getiren özelliği, isminin Kuran'da bildiriliyor olmasıydı. O güne kadar Kuran'da bildirilen Ad kavminin hiçbir zaman bulunamayacağını düşünen birçok kişi, bu yeni bulgu karşısında hayrete düştü.

Ad Kavmi ve Yüksek Sütunlar

Yıkıntılar ilk olarak ortaya çıkarıldığı andan itibaren bu yıkık şehrin, Allah'ın Kuran'da haber verdiği Ad kavmi ve içinde yaşadıkları İrem şehrinin kalıntıları olduğu anlaşılmıştı. Zira kazılarda ortaya çıkartılan yapılar arasında, Kuran'da varlığına dikkat çekilen uzun sütunlar yer alıyordu. Kazıyı yürüten araştırma ekibinden Dr. Zarins de, bu şehri diğer arkeolojik bulgulardan ayıran en önemli özelliğin yüksek sütunlar olduğunu ve dolayısıyla bu şehrin Kuran'da bildirilen Ad kavminin kenti İrem olduğunu belirtmiştir. Kuran'da, İrem şehri şöyle haber verilmiştir:

"Rabbinin Ad (kavmin)e ne yaptığını görmedin mi? 'Yüksek sütunlar' sahibi İrem'e? Ki şehirler içinde onun bir benzeri yaratılmış değildi." (Fecr Suresi, 6-8)

Ad kavmine elçi olarak gönderilen Hz. Hud, kavmine kendisinin Allah'ın gönderdiği güvenilir bir elçi olduğunu belirtmiş ve insanları Allah'tan korkup sakınmaya çağırmıştır. Yalnızca Allah'a kulluk etmelerini, aksi takdirde Allah'ın kendilerini azaba uğratacağını belirterek kavmini bu azaba karşı da uyarmıştır. Ancak sapkın Ad kavmi, tüm çağrılarına rağmen Hz. Hud'a karşı gelmiş, onun kendilerini çağırdığı yola tabi olmayı kabul etmemişlerdir.

Ad Kavmi Neden Helak Oldu?

Peygambere İftirada Bulunmaları


‘Kavminin önde gelenlerinden inkâr edenler dediler ki: "Gerçekte biz seni 'akli bir yetersizlik' içinde görüyoruz ve doğrusu biz senin yalancılardan olduğunu sanıyoruz."' (Araf Suresi, 66)

"Ey Hud" dediler. "Sen bize apaçık bir belge (mucize) ile gelmiş değilsin ve biz de senin sözünle ilahlarımızı terk etmeyiz. Sana iman edecek de değiliz." "Biz: 'Bazı ilahlarımız seni çok kötü çarpmıştır' (demekten) başka bir şey söylemeyiz..."" (Hud Suresi, 53-54)

Allah'a Ortak Koşmaları

"Ad (halkına da) kardeşleri Hud'u (gönderdik). Dedi ki: "Ey kavmim, Allah'a ibadet edin, sizin O'ndan başka İlahınız yoktur. Siz yalan olarak (tanrılar) düzenlerden başkası değilsiniz."
(Hud Suresi, 50)

Ayetlerden Yüz Çevirmeleri ve Peygambere İsyan Etmeleri

"İşte Ad (halkı): Rablerinin ayetlerini tanımayıp reddettiler. O'nun elçilerine isyan ettiler ve her inatçı zorbanın emri ardınca yürüdüler. Ve bu dünyada da, kıyamet gününde de lanete tabi tutuldular. Haberiniz olsun; gerçekten Ad (halkı), Rablerine (karşı) inkar ettiler. Haberiniz olsun; Hud kavmi Ad'a (Allah'ın rahmetinden) uzaklık (verildi)."
(Hud Suresi, 59-60)

 

"Ad (kavmi) de yalanladı. Şu halde Benim azabım ve uyarmam nasılmış?" (Kamer Suresi, 18)

 

"Ad (kavmin)e gelince; onlar yeryüzünde haksız yere büyüklendiler ve dediler ki: "Kuvvet bakımından bizden daha üstünü kimmiş?" Onlar, gerçekten kendilerini yaratan Allah'ı görmediler mi? O, kuvvet bakımından kendilerinden daha üstündür. Oysa onlar, bizim ayetlerimizi (bilerek) inkar ediyorlardı."

Azabı Kendileri İstemişlerdir

 "Ad'ın kardeşini hatırla; onun önünden ve ardından nice uyarıcılar gelip geçmişti; hani o, Ahkaf'taki kavmini: "Allah'tan başkasına kulluk etmeyin, gerçekten ben, sizin için büyük bir günün azabından korkarım" diye uyarmıştı. Dediler ki: "Sen, bizi ilahlarımızdan çevirmek için mi bize geldin? Şu halde eğer doğru söylüyorsan, tehdit ettiğin şeyi, bize getir."" (Ahkaf Suresi, 21-22)


Peygamber Olarak Hz. Salih Gönderilmiştir  

 

Ayetlerde bildirildiği üzere din ahlakına uymayan her kavim gibi, Allah Hz. Hud'un çağrısına uymayan Ad kavmini de azaba uğratmış ve hem dünyada hem de ahirette kaybedenlerden kılmıştır. Kuran'da, Ad kavminin helak edilme şeklinin "kulakları patlatan bir kasırga" vasıtasıyla gerçekleştirildiği bildirilmektedir. Ayetlerde bu kasırganın yedi gece ve sekiz gün sürdüğü (Hakka Suresi, 7) ve Ad kavmini tümden yok ettiği şöyle haber verilir:


"Ad (kavmi) de yalanladı. Şu halde Benim azabım ve uyarmam nasılmış? Biz, o uğursuz (felaket yüklü ve) sürekli bir günde üzerlerine 'kulakları patlatan bir kasırga' gönderdik. İnsanları söküp atıyordu; sanki onlar, kökünden sökülüp-kopmuş hurma kütükleriymiş gibi." (Kamer Suresi, 18-20)


Daha önceden uyarılmış olan kavim, hiçbir uyarıyı dikkate almamış ve elçisini sürekli yalanlamıştı. Hatta öylesine bir gaflet içindeydiler ki, helakın kendilerine gelmekte olduğunu gördüklerinde bile bunu kavrayamamış ve inkara devam etmişlerdi. Bu durum Kuran'da şöyle bildirilmiştir:

"Derken, onu (azabı) vadilerine doğru yönelerek gelen bir bulut şeklinde gördükleri zaman, "Bu bize yağmur yağdıracak bir buluttur" dediler. Hayır, o, kendisi için acele ettiğiniz şeydir. Bir rüzgar; onda acı bir azap vardır." (Ahkaf Suresi, 24)

Ayette kavmin kendilerine azap getirecek olan bulutu gördükleri, ancak bunun gerçekte ne olduğunu anlayamadıkları ve bir yağmur bulutu sandıkları belirtilmektedir. Bu durum, kavme gelen azabın ne şekilde olduğu konusunda önemli bir gösterge sayılabilir. Çünkü çöl kumunu kaldırarak ilerlemekte olan bir kasırga da uzaktan bir yağmur bulutuna benzer. Ad kavmi insanlarının da bu görüntüye aldanmış ve azabı fark etmemiş olmaları mümkündür. (En doğrusunu Allah bilir.) Güney Arabistan'da araştırmalar yapan arkeolog Brian Doe, bir kum fırtınasını şöyle tarif etmektedir:


Bir (kum fırtınasının) ilk işareti, kuvvetli rüzgarla savrulan ve yükselmekte olan akımlarla yüzlerce metre yükseğe çıkan kumla dolu bir buluttur. (Brian Doe, Southern Arabia, Thames and Hudson, 1971, s. 21.)

Nitekim Ad kavminin kalıntısı olduğu düşünülen "Kumların Atlantisi Ubar" da, metrelerce kalınlıktaki bir kum tabakasının altından çıkarılmıştır. Kalıntıların da gösterdiği gibi Kuran'da bildirilen "yedi gün ve sekiz gece" süren kasırga, şehrin üzerine tonlarca kum yığmış ve kavmin insanlarını diri diri toprağa gömmüştür.

Tarihte ‘Semud Kavmi'

Semud kavmi de aynı Ad kavmi gibi Allah'ın uyarılarını göz ardı etmiş ve bunun sonucunda helak olmuştur. Günümüzde arkeolojik ve tarihsel çalışmalar sonunda Semud kavminin yaşadığı yer, yaptığı evler, yaşama biçimi gibi birçok bilinmeyen, gün ışığına çıkartılmıştır. Kuran'da bildirilen Semud kavmi, bugün, hakkında birçok arkeolojik bulguya sahip olunan bir tarihsel gerçektir.

Semud Kavmi Nerede Yaşamıştır?

Kuran'da haber verilen Hicr Halkı ve Semud kavminin aslında aynı kavim oldukları tahmin edilmektedir; nitekim Semud kavminin bir başka ismi de Ashab-ı Hicr'dir. Bu durumda "Semud" kelimesi bir halkın ismi, Hicr şehri ise bu halkın kurduğu şehirlerden biri olabilir. Yunan coğrafyacı Pliny'nin tarifleri de bu yöndedir. Pliny, Semud kavminin oturmakta olduğu yerlerin Domatha ve Hegra olduğunu yazmıştır ki, buralar günümüzdeki Hicr kentidir. ("Hicr", İslam Ansiklopedisi: İslam Alemi, Tarihi, Coğrafya, Etnoğrafya ve Bibliyografya Lugati, Clit 5/1, s. 475)

"Semud (toplumuna da) kardeşleri Salih'i (gönderdik. Salih:) "Ey kavmim, Allah'a kulluk edin, sizin O'ndan başka İlahınız yoktur. Size Rabbinizden apaçık bir belge (mucize) gelmiştir: Allah'ın bu dişi devesi size bir belgedir; onu salıverin de Allah'ın arzında otlasın, ona bir kötülükle dokunmayın, sonra sizi acı bir azab yakalar" dedi."


Dişi Deveyi Öldürmeleri

Semud kavmi Hz. Salih'in tüm uyarılarına rağmen Allah'ın varlığı (Allah'ı tenzih ederiz.) ve Hz. Salih'in peygamberliği hakkında kuşkulara kapılmaktaydı. Hz. Salih, Allah'ın vahyi üzerine, kavminin Allah'ın emirlerine uyup uymayacaklarını belirlemek için bir deneme olarak onlara dişi bir deve gösterdi. Kendisine itaat edip etmeyeceklerini denemek için kavmine, sahip oldukları suyu bu dişi deve ile paylaşmalarını ve ona zarar vermemelerini söyledi. Böylece kavim bir denemeden geçirildi. Kavminin Hz. Salih'e cevabı ise, bu deveyi öldürmek oldu. Şuara Suresi'nde, bu olayların gelişimi şöyle haber verilmiştir:

"Semud (kavmi) de, gönderilen (elçi)leri yalanladı. Hani onlara kardeşleri Salih: "Sakınmaz mısınız? demişti. "Gerçek şu ki, ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Artık Allah'tan korkup-sakının ve bana itaat edin. Buna karşılık ben sizden bir ücret istemiyorum; Siz burada güvenlik içinde mi bırakılacaksınız? Bahçelerin, pınarların içinde, ekinler ve yumuşak tomurcuklu göz alıcı hurmalıklar arasında? Dağlardan ustalıkla zevkli evler yontuyorsunuz. Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Ve ölçüsüzce davrananların emrine itaat etmeyin. Ki onlar, yeryüzünde bozgunculuk çıkarıyor ve dirlik-düzenlik kurmuyorlar (ıslah etmiyorlar)." Dediler ki: "Sen ancak büyülenmişlerdensin. Sen yalnızca bizim benzerimiz olan bir beşerden başkası değilsin; eğer doğru sözlü isen, bu durumda bir ayet (mucize) getir-görelim." Dedi ki: "İşte, bu bir dişi devedir; su içme hakkı (bir gün) onun, belli bir günün su içme hakkı da sizindir. Ona bir kötülükle dokunmayın, sonra büyük bir günün azabı sizi yakalar." Sonunda onu (yine de) kestiler, ancak pişman oldular." (Şuara Suresi, 141-157)


Semud Kavmi Nasıl Helak Oldu?

Semud kavmi kendilerine deneme olarak gönderilen dişi deveyi öldürdükten sonra hemen azaba uğratılmamıştır. Bu durum, azgınlıklarını daha da artırmış ve Hz. Salih'e çirkin ve pervasızca karşılık vermeye devam etmişlerdir:


"Sen yalnızca bizim benzerimiz olan bir beşerden başkası değilsin; eğer doğru sözlü isen, bu durumda bir ayet (mucize) getir-görelim." (Şuara Suresi, 154)


"Böylelikle dişi deveyi öldürdüler ve Rablerinin emrine karşı çıkıp (Salih'e de şöyle) dediler: "Ey Salih, eğer gerçekten gönderilenlerden (bir Peygamber) isen, vadettiğin şeyi getir, bakalım."" (Araf Suresi, 77)


Ancak Yüce Allah, inkar edenlerin kurdukları hileli düzenleri boşa çıkartmış ve Hz. Salih'i kötülük yapmak isteyenlerin ellerinden kurtarmıştır. Kuran'da bu olaydan sonra artık kavme her türlü tebliği yaptığını ve hiç kimsenin öğüt almadığını gören Hz. Salih'in, kavmine üç gün içinde helak olacaklarını haber verdiği bildirilmiştir:


"... (Salih) Dedi ki: 'Yurdunuzda üç gün daha yararlanın. Bu, yalanlanmayacak bir vaattir'."" (Hud Suresi, 65)

Nitekim üç gün sonra Hz. Salih'in uyarısı gerçekleşti ve Semud kavmi helak edildi:


"O zulmedenleri dayanılmaz bir ses sarıverdi de kendi yurtlarında dizüstü çökmüş olarak sabahladılar. Sanki orada hiç refah içinde yaşamamışlar gibi. Haberiniz olsun; Semud (Halkı) gerçekten Rablerine (karşı) inkâr etmişlerdi. Haberiniz olsun; Semud (Halkına Allah'ın rahmetinden) uzaklık (verildi.)" (Hud Suresi, 67-68)

Sonuç

Buraya kadar incelediğimiz ve bu konunun ikinci bölümünde gelecek ay anlatacağımız tüm kavimlerin Allah'a iman etmemek, O'na ortak koşmak, peygamberi yalanlamak, yeryüzünde haksız yere büyüklenmek, insanların mallarını haksızlıkla yemek, cinsel sapmalara ve azgınlığa yönelmek, yanlarındaki Müslümanlara karşı baskı ve zulüm uygulamak gibi ortak özellikleri bulunmaktadır.

Kuran'da, tüm bu bilgilerin insanlara birer "ibret" olması için verildiği bildirilir. Önceden helak olanlar, sonrakileri doğruya yöneltmelidir:

 "Kendilerinden önceki kuşaklardan nicelerini yıkıma uğratmamız, onları doğruya yöneltmedi mi? (Oysa bugün kendileri) onların kaldıkları yerlerde (tarihi kalıntıları üzerinde) gezinip durmaktadırlar. Şüphesiz bunda sağduyu sahipleri için ayetler vardır." (Taha Suresi, 128)


2009-09-20 15:31:02

Harun Yahya Etkiler | Basında Harun Yahya | Sunumlar | Ses kasetleri | İnteraktif CD'ler | Konferans setleri | Radyo programı / Piyesler | Broşürler| Site Hakkında | HarunYahya.net | Ana sayfanız yapın | Sık kullanılanlara ekle | RSS Servisi
Bu sitede yayınlanan tüm materyaller, Sayın Adnan Oktar’ı referans göstermek koşuluyla telif hakkı ödemeksizin kopyalanabilir ve çoğaltılabilir
© Sitemizde ve diğer tüm Harun Yahya eserlerinde yer alan Sayın Adnan Oktar’a ait şahsi fotoğrafların bütün yayın hakları Global Yayıncılık Ltd.Şti’ne aittir. Kısmen de olsa izinsiz kullanılamaz ve yayınlanamaz.
© 1994 Harun Yahya. www.harunyahya.org
page_top