Komünizm

Yaratılış Atlası-Cilt 4

KİTABI İNDİRİN

KİTABIN BÖLÜMLERİ

< <
26 / total: 30

Darwinist Deccaliyetin Ölümü
''150 Yıl Süren Darwinist Aldatmacanın Sonu''
(Link)

1. Bölüm - Ahir Zamanın En Büyük Fitnesi Deccal

Bu dünya hayatı, iyilerle kötülerin, güzelliklerle çirkinliklerin ortaya çıktığı, insanların yaptıklarıyla denendiği, iman edenlerin ve etmeyenlerin sınanıp imtihan edildiği geçici bir mekandır. Tüm varlıkları ve bu imtihan ortamını yaratan Yüce Allah, imtihanın bir gereği olarak her dönemde iman edenlere karşı inkar eden, suçlu-günahkar bir düşman kılmıştır. Her dönemde peygamberlerin ve iman edenlerin karşısına çıkan bu inkarcı, Peygamberimiz (sav)'in hadislerine göre, Hz. İsa (a.s.)'ın tekrar yeryüzüne gelmesinin beklendiği, Hz. Mehdi (a.s.)'ın ise zuhur edeceği dönemde, yani ahir zamanda gelecek olan "deccal" olacaktır.

savaş

Ahir zamanda deccalin fitnesi çok büyük olacaktır... Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde deccal, ahir zamanda çıkacak olan en büyük negatif güç olarak tanıtılmıştır. Savaşların, tüm saldırganlıkların, fitne ve katliamların tek sebebi ahir zamanın fitnesi olan deccaldir.

Deccal Arapça bir kelimedir, "decl" kökünden gelir. Sözlüklerde verilen manaya göre deccal, "yalancı, hilekar; zihinleri, gönülleri, iyi ile kötüyü, hak ile batılı karıştıran, bir şeyi yaldızlayıp gerçek yüzünü gizleyen, bucak bucak her yeri dolaşan müfsid (nifak koyan, bozan, fenalaştıran) ve me'lun (lanetlenmiş, kovulmuş)" bir varlıktır.

Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde deccal ahir zamanda (dünyanın son devirlerinde) ortaya çıkacak en büyük negatif güç olarak haber verilmiştir. Ahir zaman gibi olağanüstü olayların gerçekleştiği bir dönemde, zuhurunu Allah'ın izniyle pek yakında göreceğimiz Hz. İsa (a.s.) ve Hz. Mehdi (a.s.)'a düşmanlık yaparak tüm dünyaya şeytanın sistemini hakim etmeye çalışacak olan deccal, tarihin belki de en şiddetli inkarcılarından biridir. Nitekim Peygamberimiz (sav), deccalin fitnesinin büyüklüğünü şöyle tarif etmiştir:

Adem'in yaratılışından kıyamete kadar geçen zaman içerisinde deccalden daha büyük bir hadise yoktur.1

Deccal rivayetlere göre, doğruyu yanlış, yanlışı doğru; iyiyi kötü, kötüyü iyi gösteren bir nifakçıdır. "Şüphesiz beraberinde bir cennet ve bir cehennem (diye isimlendirdiği iki ırmak) bulunması da onun fitnesidir. Aslında cehennemi bir cennet olup, cenneti de bir cehennemdir..."2 hadisinde de belirtildiği gibi, onun iyi, güzel, doğru diye çağırdığı her şey, insana felaket getirecek birer kötülüktür. İnsanlara kötü gibi gösterdiği değerler ise aslında onların iyiliklerine ve menfaatlerinedir. Ne var ki bazı insanlar, olayları Kuran ahlakına ve Peygamberimiz (sav)'in sünnetine göre değerlendirmediklerinden, deccalin kendilerini çağırdığı şeylere kanarak ona tabi olacak ve asıl tabi olmaları gereken Allah'ın fıtratından gaflet içinde yüz çevireceklerdir. Bunun ne kadar büyük bir hata olduğunu ise, deccalin oluşturduğu zulüm ortamı sayesinde anlayacaklardır. Bu nedenledir ki, Peygamberimiz (sav) insanları uyarmış ve deccalin kötü olarak gösterdiği şeyin iyi olduğunu bilerek hareket etmeleri gerektiğini haber vermiştir:

Deccal çıkar. Beraberinde su ve ateş vardır. İnsanların su olarak gördüğü yakıcı bir ateştir. İnsanların ateş olarak gördükleri de soğuk ve tatlı bir sudur. Sizden her kim bunu idrak ederse ateşi tercih etsin; kendini ateşe atsın. Aslında o tatlı ve güzel bir sudur.3

İçinde bulunduğumuz dönem, hadislerde bildirilen çok çeşitli alametlerden anlaşıldığı üzere "ahir zaman"dır. Peygamberimiz (sav)'in hadislerinden anlaşıldığı kadarıyla ahir zaman şu anda yaşanmaktadır ve Hz. İsa (a.s.)'ın yeniden yeryüzüne gelişi ve Hz. Mehdi (a.s.)'ın zuhuru Allah'ın dilemesiyle, bu dönemde beklenmektedir. Yine hadislerde haber verildiği gibi, yaşanan ahir zaman içinde deccalin fitnesi de hissedilmekte, sevgisizlik, isyankarlık, kötülük, ayrılık, çatışmalar ve bozgunculuk dünyanın her yanına yayılmaktadır. İnsanların büyük bir kısmı deccalin fitnesine uymuşlar, güzel ahlaktan uzaklaşmışlar, yeryüzünde inkara dayalı şeytani bir sistemi kabul etmişlerdir.

savaş

Deccalin fitnesi dünyanın her yerinde hissedilmekte sevgisizlik, çatışmalar ve bozgunculuk dünyanın her yanına yayılmaktadır.

Deccalin yaşadığımız ahir zamanda ideolojik yönden en büyük fitnesi ise Darwinizm olmuştur. 19. yüzyılın en büyük hurafesi olan Darwinist ideoloji, ilk başlarda tepki görse de, deccalin etkisiyle 20. yüzyılda toplumlara yayılmış, kitleleri peşinden sürüklemiş, pek çok taraftar toplamış, okul kitaplarına, bilimsel literatüre girmiştir. Büyük bir yalan olmasına, bilimsellik iddiası ile ortaya çıkıp bilimsel hiçbir delille desteklenmemesine rağmen, deccalin etkisiyle tüm dünyayı aldatmayı başarmıştır. Hadislerde bildirildiği gibi deccal'in etkisiyle insanlar, olmayan bir şeyi var kabul etmiş, bilimsellikle hiçbir ilgisi olmayan bir teoriyi "canlılığın kökenine dair bir açıklama" olarak benimsemişlerdir.

kargaşa açlık

Deccal, insanları iyiyi kötü, kötüyü iyi göstererek aldatacak, her türlü kargaşaya zemin hazırlayacaktır.

Ahir zamanda deccalin fitnesi açlık, kıtlık ve ekonomik felaketler ile de kendini gösterecektir.

Çocuklar, ilk okul çağlarından itibaren okullarda Darwin'in evrim teorisini okumaya başlamış, en çok izlenen Darwinizm yanlısı televizyon kanalları evrime dair sahte senaryoları "bilimsel çalışma" olarak ön plana çıkarmış, üniversite profesörleri bu sahtekarlığı canla başla savunur hale gelmişlerdir. Bu, başlıbaşına batıl bir inanç sistemidir. Darwinizm, batıl bir din olarak ortaya çıkmıştır; insanlar ise bu batıl dine körü körüne inandırılmaya çalışılmış, inanmayanlar dışlanmış ve susturulmuşlardır. Evrim teorisinin lehine hiçbir bilimsel delil yoktur. Olması da imkansızdır. Ama Darwinizm sahte bir inanç sistemi olduğundan, evrim teorisi adına sürekli sahte deliller üretilmekte, evrimi çürüten gerçek bilimsel deliller ise örtbas edilmektedir. Bu sahtekarlığın boyutları gerçek anlamda çok büyüktür. Darwinizm, Allah'ı inkara dayalı, sapkın, sahte bir inanç sistemi olmasıyla, deccalin bilinen ve hadislere göre ahir zamanda beklenen büyük oyunudur.

ırkçılık

Irkçılığın en büyük kaynağı olan, insanı yeryüzünde başıboş bir hayvan olduğuna inandırmaya çalışan Darwinizm, deccalin en büyük oyunlarından biridir.

Sevgisizlik, merhametsizlik, insana insan olarak değer vermemenin, kendi ırkını daha üstün görmenin sonuçlarıdır.

Canlıların tesadüfen meydana geldiğini iddia eden, insanın maymun ataları olduğunu savunan, insanı yeryüzünde sorumsuz, başıboş bir hayvan olduğuna inandırmaya çalışan, güçlü olanın zayıf olanı ezmesi gibi sapkın bir fikirle yola çıkarak kitleleri katleden, savaşları başlatan, insanları küçük ve aşağılık gören bu sahte inanç sistemi, deccalin en büyük oyunlarından biri olan Darwinizm'dir. Fakat 150 yıldır süregelen bu oyun, 21. yüzyılın başları ile artık yıkıma uğramış durumdadır. Deccalin oyunu bitmiştir. Deccal artık ölmüştür. Kitle aldatmacası son bulmuştur. Batıl bir din gibi benimsenen bu ideoloji, Allah'ın hak dini karşısında yerle bir olmuştur. Allah kuşkusuz Kendi dinini üstün kılacak olandır. Yüce Rabbimiz bir ayetinde şöyle buyurur:

Allah, suçlu-günahkarlar istemese de, hakkı (hak olarak) Kendi kelimeleriyle gerçekleştirecektir.
(Yunus Suresi, 82)

manzara

De ki: "Sizi inşa eden (yaratan), size kulak, gözler ve gönüller veren O'dur.
Ne az şükrediyorsunuz?"
(Mülk Suresi, 23)

Yüzyılın En Sapkın Deccali Sistemi: Darwinizm

katliam

Savaş ve katliamları bir doğa kanunu haline getirmeye çalışan Darwinizm tarihin en sapkın ve en kanlı ideolojisidir.

Bugün yeryüzünde din karşıtı en büyük fitnelerden biri, materyalizm ve materyalizmden türeyen çeşitli sapkın ideolojiler ve akımlardır. Tüm bu akımları kapsayan, hepsinin sözde bilimsel çıkış ve dayanak noktası olan düşünce ise Darwinizm'dir. Darwinizm, ortaya atıldığı tarihten itibaren materyalist ve din karşıtı ideoloji ve akımların temeli haline gelmiş, bu ideolojileri savunanlar tarafından adeta bir din haline getirilmiştir. Darwinizm'in, ahir zamanda deccalin dini haline getirileceğine büyük İslam alimi Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri de şu açıklaması ile dikkat çekmiştir:

Tabiatçılık (Darwinizm) ve materyalizm felsefesinden çıkan nemrudane (isyankar) bir akım, ahir zamanda felsefe vasıtasıyla gittikçe yayılarak kuvvet bulur, ilahlık iddia edecek bir dereceye çıkar.4 (Allah'ı tenzih ederiz)

Tam da Bediüzzaman'ın "tabiatçılık (Darwinizm) ve materyalizm felsefesinden çıkan nemrudane (isyankar) bir akım" şeklinde ifade ettiği gibi, Darwinizm, doğaya müstakil bir güç atfeden, tüm canlılığın kör tesadüflerin eseri olduğunu, yaratılmadığını iddia eden (Allah'ı tenzih ederiz), insanları Allah'a imandan uzaklaştırmaya çalışan bir öğretidir. Peygamber Efendimiz (sav)'in hadislerinin bir araya getirildiği ve hadislerin açıklamalarının yer aldığı Kütüb-i Sitte Muhtasarı Tercüme ve Şerhi isimli kitapta ise bu konu şöyle yorumlanmıştır:

Deccal'in yol açtığı ahir zaman fitnesinin en bariz ve en mühim vasfı dine karşı olmasıdır. Ahir zamanda ortaya çıkacak bir kısım hümanist görüşler ve değerler, dinin yerini almaya çalışacaktır. Bu yeni din, insan üstünde mevcut her çeşit İlahi hakimiyeti kaldırmak için inkarı kendisine temel alır... Temel ilahı madde ve insan olan din dışı bir dindir.5 (Allah'ı tenzih ederiz.)

şiddet

Darwinistler insana insan olarak değer vermezler.

Darwinistler, evrim teorisini her zaman için sahte delillerle bilimsel gösterme eğiliminde olmuşlardır. Canlıların cansız maddelerden oluştuğunu ve evrimleşerek geliştiğini, tüm canlı türlerinin birbirlerinden aşamalarla türediğini iddia ederler. Ancak Darwinizm, bu iddiasının hiçbir aşamasını kanıtlayamamış, buna rağmen bilimsel olarak lanse edilmeye devam edilmekte olan sapkın bir inanç sistemidir. Darwinizm'e göre, bu hayali gelişimin en büyük hayali mekanizması "tesadüflerdir". Tesadüfler Darwinizm'in sahte ilahıdır. Darwinistlere göre bu sahte ilah imkansızı gerçekleştirme gücüne sahiptir. Darwinistlere göre bu sahte ilah; bir parça çamurlu sudan canlı hücre meydana getirmekte, balığı kaplana dönüştürmekte, ayılardan balinaları meydana getirip onlarda hiç yoktan akciğerler oluşturmaktadır. Darwinistlere göre bu sahte ilah, insanı maymundan türeyen bir canlı olarak varsaymakta, insana akıl, hafıza, yetenek gibi beceriler vermekte, yeryüzünde hiçbir şekilde taklidi yapılamayacak olan insan bilincini yoktan var etmektedir. Öyle ki, tesadüfler tüm bunları hayali bir şekilde yaparken her nasılsa adeta kontrollü, planlı, akılcı davranmakta, hata yapmamakta, üstelik gerekli durumlarda hemen tedbir almaktadır. Darwin'in evrim teorisine göre tesadüfler akıl ve kontrol gücü olan birer sahte yaratıcı hükmündedirler. (Allah'ı tenzih ederiz.)

manzara

De ki: "Sizi yeryüzünde üretip-türeten O'dur. Siz O'na toplanıp götürüleceksiniz."
(Mülk Suresi, 24)

Tesadüfleri put edinmiş olan bu sapkın teori, bu akıl ve mantık dışı iddialarıyla her türlü demagoji ile ve sahtekarlıklarla kitlelere hakim olabilmiştir. İşte bunun nedeni deccaldir. Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde bu kandırmacanın kaynağının deccal olduğu bildirilmiştir. Deccali anlatan pek çok hadiste çeşitli benzetmelerle tarif edilen özellikler, bir ideolojinin özellikleri olarak değerlendirildiğinde konu daha da netlik kazanmaktadır. Buna göre mantıksız ve temelsiz iddialarla ortaya çıkan, insanları inkara sürükleyen, din ahlakından uzaklaştıran, insanlar arasında fitne ve kargaşa çıkmasını sağlayan her türlü ideoloji ve düşünce sistemi, deccali temsil etmektedir. Darwinizm, hadislerde tarif edilen bu deccali sisteme uyan başlıca ideolojidir. Yüce Rabbimiz Allah bir ayetinde deccalin sapkın sistemine uyan kimseleri şu şekilde tarif eder:

Hiç şüphesiz suçlular-günahkarlar, bir sapmışlık (dalalet) ve çılgınlık içindedirler. (Kamer Suresi, 47)

Darwinizm, dünyayı aldatmaya, insanları Allah inancından uzaklaştırmaya dayalı bir ideoloji olduğu için, deccalin taraftarları için her ne olursa olsun bu sapkın dinin ayakta tutulması gerekmektedir. İşte bu nedenle deccalin himayesine giren bir takım kişiler, bu ideolojiyi canlı tutabilmek için şimdiye dek her yöntemi kullanmışlardır. Tek bir bilimsel delil olmamasına karşın evrim teorisini tüm dünyaya kanıtlanmış bir teori olarak lanse etmişlerdir. Olmayan delilleri var gibi göstermişler, fosilleri kendi teorilerine uygun hale getirmek için sahtekarlıktan kaçınmamışlardır. Tek bir ara form örneği olmamasına rağmen, hayali ara formlar oluşturmuşlar, sahtekarlık yapmışlar, bunları okul kitaplarında bilimsel delil olarak okutmuşlardır. Evrim aleyhine ortaya çıkan sayısız delili göz ardı etmişler, kasıtlı olarak saklamışlar, görmezden gelmişler, insanlardan gizlemişlerdir.

Teorilerinin lehine bir delil olmaması karşısında sahte fosiller üretmişler, bunları dünyanın en ünlü müzelerinde onlarca yıl boyunca sergilemişlerdir. Sahtekarlıkların ortaya çıkması karşısında utanç duymaları gerekirken, aldatıcı yöntemlerine devam etmişler, yeni sahtekarlıklar üretmekten ve bunları savunmaktan çekinmemişlerdir. Sahte delilleri gazetelerde, bilimsel dergilerde, televizyonlarda yayınlamaktan çekinmemişler, bunu ders olarak yıllarca öğrencilere anlatmakta sakınca görmemişlerdir. Darwinizm, sahtekarlık, aldatmaca ve yalan üzerine kurulu bir inanç sistemidir. Darwinizm bilim değildir. Darwin'in evrim teorisi, ortaya atıldığı ilk günden itibaren eski paganların üstlendikleri görevi üstlenmiş, insanları putperest yapmaya uğraşmış, Allah inancından uzaklaştırmaya çalışmıştır. 150 yıl boyunca insanları aldatmış, 150 yıl boyunca insanları bir yalana inandırmaya çalışmıştır. Darwinizm, ayakta kalabilmek için sahtekarlığa ihtiyaç duyan, taraftar elde etmek için yalan söyleyen, Darwinizm'in bir yalan olduğu gerçeğini söyleyenleri aforoz etmeye çalışan sapkın bir dindir.

manzara

Onlar, Allah'ı bırakıp da (Allah'ın) kendisine bir delil indirmediği ve haklarında (hiçbir) bilgileri olmayan şeylere tapıyorlar...
(Hac Suresi, 71)

Allah bir ayetinde şöyle buyurur:

De ki: "Allah Katında, 'kesinleşmiş bir ceza olarak' bundan daha kötüsünü haber vereyim mi? Allah'ın kendisine lanet ettiği, ona karşı gazablandığı ve onlardan maymunlar ve domuzlar kıldığı ile tağuta tapanlar; işte bunlar, yerleri daha kötü ve dümdüz yoldan daha çok sapmışlardır." (Maide Suresi, 60)

Normal şartlarda, insanların böylesine saçma bir ideolojinin peşinden koşmalarının kuşkusuz ki mantığı yoktur. Fakat insanların bir kısmı, deccalin kurduğu tuzağın içine düşmüşler, bilinçsizce, nasıl yaptıklarını, nasıl kapıldıklarını anlamadan bu aldatmacaya kanmışlardır. Çünkü deccal sinsi bir yöntem kullanmıştır. Darwinizm dünyayı aldatırken, bir yandan da deccalin bu sinsi ve çirkin görevini üstlenmiş, sahte ve sapkın yöntemlerle insanlara ulaşmıştır. Fakat kuşkusuz, her batıl dinde olduğu gibi bu dinde de Allah'a karşı kurulan tüm sinsi tuzaklar boşa çıkmıştır. Allah ayetlerinde bu gerçeği bildirir:

Doğrusu onlar, hileli bir düzen planlayıp kuruyorlar; Ben de bir düzen kurup hazırlıyorum. Sen kafirlere bir mühlet ver, az bir süre tanı.(Tarık Suresi, 15-17)

 

Dipnotlar

1. Tirmizi, s. 82; Müslim, Fiten: 126

2. İbni Ebi fieybe, Musannef, Fiten: 5, 8/5912 İbn-i Mace, 4075, 4076; Tırmizi, Fiten: 59, no. 2240, 4/510

3. Müslim; Büyük Fitne Mesih-i Deccal, Saim Güngör, s. 13

4. İsmail Mutlu, Bediüzzaman'ın Yorumları, Işığında Kıyamet Alametleri, Mutlu Yayıncılık, İstanbul, 1996, s.117

5. Prof. Dr. İbrahim Canan, Kütüb-i Sitte Muhtasarı, Tercüme ve fierhi, 13. Cilt, Ankara, 1992, s.457-458

26 / total 30
Harun Yahya'nın Yaratılış Atlası-Cilt 4 kitabını online okuyabilir, facebook, twitter gibi sosyal ağlarda paylaşabilir, bilgisayarınıza indirebilir, ödev ve tezlerinizde kullanabilir ve siteyi referans göstermek koşuluyla telif hakkı ödemeksizin site ve bloglarınızda yayınlayabilir ve kopyalayıp, çoğaltabilirsiniz.
Harun Yahya Etkiler | Basında Harun Yahya | Sunumlar | Ses kasetleri | İnteraktif CD'ler | Konferans setleri | Radyo programı / Piyesler | Broşürler| Site Hakkında | HarunYahya.net | Ana sayfanız yapın | Sık kullanılanlara ekle | RSS Servisi
Bu sitede yayınlanan tüm materyaller, Sayın Adnan Oktar’ı referans göstermek koşuluyla telif hakkı ödemeksizin kopyalanabilir ve çoğaltılabilir
© Sitemizde ve diğer tüm Harun Yahya eserlerinde yer alan Sayın Adnan Oktar’a ait şahsi fotoğrafların bütün yayın hakları Global Yayıncılık Ltd.Şti’ne aittir. Kısmen de olsa izinsiz kullanılamaz ve yayınlanamaz.
© 1994 Harun Yahya. www.harunyahya.org
page_top