Komünizm
Hristiyanlar Hz. İsa'yı Dinlesinler
Bölüm 4: Hristiyanların Allah Korkusu ve
|
Merhamet konusunu da iyi değerlendirmek gerekir. Bizlere merhamet duygusunu öğreten Allah'tır. Allah dilemeseydi, dünyada hiçkimse böyle bir duygunun varlığını bilmeyecekti. İnsanların tümü, merhamet duygusundan tamamen mahrum yaşayacaktı. Dolayısıyla, Allah'ın yarattığı ve öğrettiği bir şeyi Allah'a karşı delil gibi getirmek, Allah'a [Haşa] merhamet dersi vermeye cüret etmek (Allah'ı tenzih ederiz) son derece cahilcedir, büyük bir suçtur. Allah sonsuz merhametlidir. Yüce Allah kimin nasıl fıtratta yaratıldığını, kimin merhameti, kimin de azabı hak ettiğini kuşkusuz ki en iyi bilendir. Ahirette hiç kimse, en küçük bir haksızlıkla karşılaşmayacaktır. Allah sonsuz adalet sahibidir ve ahirette herkes hakkında hak ile hüküm verilecektir. İncil'de Rabbimiz'in sonsuz adaletini ifade eden sözlerden bazıları şöyledir:
Kendisine sövüldüğünde sövgüyle karşılık vermedi, acı çektiğinde kimseyi tehdit etmedi; davasını, adaletle yargılayan Tanrı'ya bıraktı. (1 Petrus 2: 23)
Haksızlık eden ettiği haksızlığın karşılığını alacak, hiçbir ayrım yapılmayacaktır. (Pavlus'tan Koloselilere Mektup, 3:25)
[Allah] kötülük eden herkese... sıkıntı ve elem verecek; iyilik eden herkese... yücelik, saygınlık, esenlik verecektir. Çünkü Allah insanlar arasında ayrım yapmaz. (Pavlus'tan Romalılara Mektup, 2:9-11)
Allah "herkese, yaptıklarının karşılığını verecektir." Sürekli iyilik ederek yücelik, saygınlık, ölümsüzlük arayanlara sonsuz yaşam verecek. Bencillerin, gerçeğe uymayıp haksızlık peşinden gidenlerin üzerineyse gazap ve öfke yağdıracak. (Pavlus'tan Romalılara Mektup, 2:6-8)
Allah adaletsiz değildir. [Allah'ı tenzih ederiz.] Emeğinizi ve kutsallara hizmet etmiş olarak ve etmeye devam ederek O'nun adına gösterdiğiniz sevgiyi unutmaz. (İbranilere Mektup, 6:10)
Allah Kuran ayetlerinde ise şöyle buyurur:
Biz ise, kıyamet gününe ait duyarlı teraziler koyarız da artık, hiçbir nefis hiçbir şeyle haksızlığa uğramaz. Bir hardal tanesi bile olsa ona (teraziye) getiririz. Hesap görücüler olarak Biz yeteriz. (Enbiya Suresi, 47)
Zulmeden her nefis, yeryüzündekilerin tümüne sahip olsa bunu (azaba karşılık) mutlaka fidye olarak verirdi. Onlar azabı görünce pişmanlıklarını gizlerler, oysa onlar haksızlığa uğratılmadan aralarında adaletle hükmedilmiştir. (Yunus Suresi, 54)
Yukarıda saydıklarımız, iman eden bir insanı motive eden çok büyük gerçeklerdir. Allah'ı gerçekten seven ve bundan dolayı Allah'a karşı kusur işlemekten şiddetle korkan bir insanın olaylara bakış açısı bambaşka olur.
Böyle bir kişi harama giremez, ibadetlerini görmezden gelemez, vicdanının sesine umursuz kalamaz. Kısacası Allah için yapması gereken her şeyde olağanüstü derecede titiz olur.
Böyle bir insan vicdanlı olur, egoist olmaz, yaşamının sonuna kadar fedakar ve şefkatlidir.
Böyle bir insan asla başkalarına zarar vermez, Allah'a hesap veremeyeceği bir şeyi yapmaktan çok korkar.
Böyle bir insan, yaşadığı her anın hesabını Allah'a vereceğini, Allah'ın her an kendisini görüp izlediğini bilerek yaşar.
Bu insan, gerçek yaşamın dünya değil, ahiret olduğunun sürekli olarak bilincindedir.
Böyle bir insan, Allah'ı gereği gibi seviyor olmanın neşesi, sevinci ve coşkusu içindedir. Bu coşku hayatı boyunca hiçbir şekilde sona ermez. Dolayısıyla Allah'tan korkan bir insan, nimet içinde yaşar.
İncil'de Allah korkusu şu sözlerle tarif edilmiş ve Hristiyanlar Allah korkusuna davet edilmiştir:
... Gurbeti andıran bu dünyadaki zamanınızı Allah korkusunda geçirin. (Petrus'un 1. Mektubu, 1:17)
Rab'den korkmanın ne demek olduğunu bildiğimizden insanları ikna etmeye çalışıyoruz. Ne olduğumuzu Allah biliyor; umarım siz de vicdanınızda biliyorsunuz. (Pavlus'tan Korintlilere 2. Mektup, 5:11)
... Senin gazabın üzerlerine geldi. Ölüleri yargılamak, kulların olan Peygamberleri, kutsalları, küçük olsun büyük olsun Senin adından korkanları ödüllendirmek ve yeryüzünü mahvedenleri mahvetmek zamanı da geldi. (Vahiy, 11:18)
Öyle ki, Allah'ı hoşnut edecek biçimde saygı ve korkuyla ibadet edelim. (İbranilere Mektup, 12:28)
Eğer bir insan, Allah'a iyi bir kul olamamaktan dolayı korku içinde değilse, Allah'ı sevdiğini iddia ediyor fakat Allah için çok az şey yapıyorsa ve sonsuz ahiret hayatında kurtuluşu için sadece Allah'a olan sevginin yeterli olduğunu iddia ediyorsa, bu kişi ciddi bir yanılgının içinde demektir. Böyle bir düşünce Allah'ın istediği samimiyete uygun değildir. Allah korkusu insanı ibadetleri yerine getirmeye, Allah için daha iyi bir kul olmaya teşvik eden en temel etkendir. Dolayısıyla Allah korkusunu gerekli görmeyip (Allah'ı tenzih ederiz) sadece Allah sevgisine sahip olmanın yeterli olacağını düşünen bir insan korku ile umut içinde bir ruh halinde olmayacaktır. Bu da Allah rızasını kazanmak ve Allah'ı hoşnut etmek için sürekli bir çaba içinde olmasını engelleyecek, böyle bir kişiyi daima rehavete sürükleyecektir.
İşte şu anda, Allah korkusunu reddederek Allah'ı sevmenin yeterli olduğunu savunan bazı Hristiyanların içinde bulunduğu durum budur. Dolayısıyla bu kişiler, Allah'tan korkmanın ne demek olduğunu, burada anlatılan şekliyle tekrar daha derin düşünmeli ve İncil'deki "Allah'tan korkun" çağrılarına uymalıdırlar.
Gerçek şu ki, iman edenlerle Yahudiler, |