Komünizm
Rohingyalar Güzeldir
Bölüm 19:
|
NLD'nin lideri Aung San Suu Kyi |
Seçimler öncesine dönelim. 2012 yılında gerçekleşen ve yüzlerce Rohingya'nın ölümüyle sonuçlanan çatışmalar sonrasında ülkede yaşayan pek çok Rohingya Müslümanı işlerinden ve evlerinden edilip mülteci kamplarına sürüldüler. Myanmar hükümeti onların ülke içinde hareket etmelerini, sağlık ve eğitim gibi hizmetlerden yararlanabilmelerini engelledi. Bu yılın başında ise hükümet, söz konusu azınlık Müslümanların Myanmar vatandaşı olmadıklarını iddia ederek onların ellerindeki kimlik belgelerini aldı. İşte bu nedenledir ki Rohingya Müslümanları, bu yıl Kasım ayında gerçekleşen seçimlerde ne kendilerini temsil edebildiler ne de oy verebildiler. Myanmar seçimlerinde ilk kez parlamentoda bir Müslüman yok.
Rohingya halkı ise, mevcut yönetimin düşmesinden memnun olmakla birlikte, geçmişte çok büyük beklenti içinde oldukları Aung San Suu Kyi'ye karşı bir burukluk içindeler. Bunun en büyük sebebi, Suu Kyi'nin "Rohingya" ifadesini kullanmaktan kaçınması, yaptığı seçim gezileri sırasında ülkenin kuzeyinde pek çok Rohingya'nın yaşadığı bölgeyi ziyaret etmeyi reddetmesi. Rohingya konusu gündeme geldiğinde ise verdiği kaçamak cevap gözlerden kaçmamış ve azınlık hakları konusunun "oldukça hassas bir konu" olduğu ve "çok dikkatli" şekilde ele alınması gerektiğini belirtmiştir.2
Pek çok Rohingya için bu kaçamak cevap ülkedeki Budistlerin oyunu kaybetmemek adına izlenmiş politik bir yöntem olarak kabul edilip eleştiriliyor. Ülkenin genel durumu dışarıdan ve bir bütün olarak analiz edildiğinde ise, bu politik manevranın aslında farklı anlamları olabileceğini dikkate almak gerekiyor.
Cuntanın hakimiyetindeki bir ülkede dengeleri sağlamak ve cuntanın istemediği kesimlerin haklarını savunmak daima güçtür. Myanmar gibi, cunta hakimiyetinin pratikte son bulmadığı, şiddet ve işkence eylemlerinden çekinmeyen ülkelerde ise, ülkedeki çalkantıları ve elektriklenmeyi daha fazla artıracak riskli girişimlerden uzak durarak hak savunuculuğu yapmak daima en akılcı yöntem olmuştur. Suu Kyi'nin seçim öncesi Rohingya haklarına vurgu yapması durumunda, askerin reaksiyonu ile karşılaşması kuvvetle muhtemeldir. Ülkenin şartları göz önüne alındığında, Suu Kyi'nin seçim öncesi farklı bir taktik benimsemesi bu anlamda garip karşılanmamalıdır.
Bu konudaki eleştirileri haklı veya haksız çıkaracak faktör, Suu Kyi'nin bundan sonraki stratejisinin ne olacağıdır. Her ne kadar partisinin cunta anayasası dışında hareket etme ve dolayısıyla ciddi reformlar yapma gibi bir gücü olmasa da ülke içinde haksızlık ve soykırımı önleme ve konuyu uluslararası topluma taşıyabilme imkanı genişlemiştir. Suu Kyi, akılcı bir politika ile Myanmar'da yaşanan ve BM tarafından da resmi olarak kabul edilmiş soykırımın, uluslararası toplumun sürekli gündeminde olmasını sağlayabilir. Myanmar için çözüm, en pratik anlamda, uluslararası baskı ile mümkün olabilir.
Seçime kadar olan süreçte Rohingya halkının yaşamında pek bir değişiklik olmadığını da buraya ekleyelim. BM, 2015 yılında Ocak-Haziran ayları arasında denizlerde 370 Rohingya'nın yaşamını yitirdiğini belirtti. Fakat Uluslararası Af Örgütü'ne (Amnesty International) göre bu sayı bilinenden çok daha fazla. Şahitler, kıyılardan düzinelerce botun ayrıldığını fakat bunların sadece birkaç tanesinin Endonezya ve Malezya kıyılarına ulaştığını belirtiyorlar.3 Yani Rohingyaların dramı sessiz sedasız devam ediyor.
Umarız bu yeni dönem, baskı altında tutulan, tüm insani hakları elinden alınan ve soykırıma uğrayan Rohingya halkı için hayırlı bir dönem olur. Bizler de bu arada, onlar adına bu satırlardan sesimizi duyurmaya ve dua etmeye devam edeceğiz.
1. http://www.theguardian.com/world/2015/nov/09/myanmar-election-result-military-aung-san-suu-kyi-govern-analysis
2. http://foreignpolicy.com/2015/10/22/myanmar_rohingya_violence_election_aung_san_suu_kyi/
3. http://www.telegraph.co.uk/news/worldnews/asia/burmamyanmar/11942819/Burma-election-Rohingya-Muslims-look-to-sea-not-ballot-box-as-new-wave-of-Asian-boat-people-prepares-to-flee.html