KOMUNIZM.COMhttp://komunizm.comkomunizm.com - Harun Yahya Etkiler - Son EklenenlertrCopyright (C) 1994 komunizm.com 1KOMUNIZM.COMhttp://komunizm.comhttp://harunyahya.com/assets/images/hy_muhur.png11666Rosendaal valisi J.A.M. Hans Verbraak’a Yaratılış Atlası takdim edildi Rosendaal valisi J.A.M. Hans Verbraak’a Yaratılış Atlası takdim edildi ve sunuldu. 16 dile çevrilmiş olan bu muhteşem esere kendisi büyük ilgi gösterdi ve eserlerle ilgili konularda her türlü yardımda bulunmak isteyeceğini ifade etti.

]]>
http://komunizm.com/tr/Harun-Yahya-Etkiler/168319/rosendaal-valisi-jam-hans-verbraakahttp://komunizm.com/tr/Harun-Yahya-Etkiler/168319/rosendaal-valisi-jam-hans-verbraakaFri, 30 Aug 2013 19:56:45 +0300
Adnan Oktar, Mısır'da olası bir katliama karşı tüm dünyayı ''dur'' demeye çağırdı Adnan Oktar, Mısır Bakanlar Kurulu’nda alınan, Mursi taraftarlarının yürüttüğü gösterilere müdahale kararının ardından, dün gece A9 TV’deki canlı yayın programında, “Adeviyye ve Nahda meydanlarındaki darbe karşıtlarına yapılabilecek olası bir katliama karşı “tüm dünyayı ‘Dur’ demeye” çağırdı.

Dün Mısır Bakanlar Kurulu, İçişleri Bakanı İbrahim'i, Adeviyye ve Nahda meydanlarını boşaltmakla görevlendirdi. Bakanlar Kurulu toplantısının ardından yapılan yazılı açıklamada, "İçişleri Bakanı Muhammed İbrahim, toplumsal güvenliğin sağlanması ve tehlikelere son verilmesi için gereken önlemlerin alınması konusunda görevlendirildi" denildi. Ancak İçişleri Bakanı’na verilen görevlerin detayları açıklanmadı ve darbe karşıtı gösterilerin şiddet kullanılarak dağıtılıp dağıtılmayacağı konusuna da açıklık getirilmedi. 

Bu karar, Nahda ve Adeviye meydanındaki göstericiler ve Mısır’daki gelişmeleri yakından takip eden kimi çevreler tarafından, “Acaba Mısır Ordu’su yeni bir katliama mı hazırlık yapıyor?” şeklinde yorumlandı.

Mısır Bakanlar Kurulu’nun bu açıklamasının ardından, Sayın Adnan Oktar 31 Temmuz gecesi A9 TV’de yaptığı canlı yayın programında, “Nahda ve Adeviye meydanındaki Müslümanlara yönelik yeniden bir katliam hazırlığı olabilir, o zaman yeniden Twitter’da, #MısırdaKatliamaHayır #NoToMassacreinEgypt diye bir çalışma başlatalım. Kardeşlerimiz bu etiketleri süratle yaygınlaştırsınlar” dedi. 

Adnan Oktar’ın bu duyurusunun ardından, Adnan Oktar’ın sosyal medyadaki binlerce seveni ve Mısır’daki Müslümanların yanında yer alan yüzlerce Twitter kullanıcısı bu etikete destek verdi. Ve bu etiketlerin ikisi birden, Twitter’da hem Türkiye TT Listesi’nde hem de Dünya Listesi’nde 1. sırada yer aldı.

 

]]>
http://komunizm.com/tr/Harun-Yahya-Etkiler/166388/adnan-oktar-misirda-olasi-birhttp://komunizm.com/tr/Harun-Yahya-Etkiler/166388/adnan-oktar-misirda-olasi-birThu, 01 Aug 2013 14:13:52 +0300
Ali özek 'Adnan Oktar asrımızın Bediüzzaman'ıdır' demiştir.  

Adnan Oktar'ın 25 Ocak 2012 tarihli A9 Tv röportajından

 

]]>
http://komunizm.com/tr/Harun-Yahya-Etkiler/102636/ali-ozek-adnan-oktar-asrimizinhttp://komunizm.com/tr/Harun-Yahya-Etkiler/102636/ali-ozek-adnan-oktar-asrimizinSat, 04 Feb 2012 15:03:57 +0200
Sayın Adnan Oktar'ın anti Darwinist ilmi mücadelesinin etkisi Sayın Adnan Oktar 1980'lerin başından itibaren Darwinizm'in geçersizliğini ortaya koyan, Darwinizmi yerle bir eden bilimsel delilleri gösteren çok sayıda eser yayınlamıştır. Sayın Adnan Oktar'ın eserlerinden faydalanılarak hazırlanan belgesel filmler, makaleler, çeşitli afişler, sergiler ve konferanslar, Türkiye çapında çok büyük ve etkili bir anti Darwinist ilmi mücadele yapılmasına vesile olmuş, özellikle 1980'lerden itibaren Darwinizm'in Türkiye'deki etkisi hızla yok olmaya başlamıştır. 80'lerden önce Darwinizm'e inananların oranı %70'lere varırken, gün geçtikçe bu oran hızla düşmüş, bugün ise %5'lere kadar inmiştir. Türk Milleti'nin ve özellikle gençlerin Darwinizm'in geçersizliği hakkında bilinçlenmesi üzerinde Sayın Oktar'ın eserlerinin açık etkisi, Darwinistler tarafından da sık sık ifade edilmektedir. Genetik bilimi emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Ali Nihat Bozcuk "Evrim Kuramı'nın Günümüzdeki Konumu" başlıklı konuşmasında bu gerçeği şu şekilde ifade etmektedir:

"Yıllarca üniversitelerde genetik bilimi hakkında dersler verdim. Şunu gördüm ki... Darwin, bir bilim adamı olarak görülmüyor. Öğrenciler, Darwin’in şarlatan ve din düşmanı olduğunu düşünülüyor.... Öğrenciler, kuramla ilgili sorduğum sorulara çok güzel, yerinde cevaplar vermiş olsa da yazdıkları cevaplara inanmazlardı. Evrim kuramı ile ilgili her şeyin saçma olduğunu düşünürlerdi. 80'DEN SONRA BÖYLE DÜŞÜNEN ÖĞRENCİLERİN SAYISI ARTTI... GEÇMİŞTE EĞİTİM SİSTEMİMİZDE DARWİN'E KARŞI BU KADAR TEPKİ YOKTUR. TEPKİNİN YOĞUNLUĞU 1985 YILINDAN İTİBAREN ARTMIŞTIR... Biyologdan tutun, kadın doğumculara kadar üniversitelerde evrim kuramını anlatan kişiler var. Bu kişiler evrim kuramını yeteri kadar bilmedikleri gibi, kabul de etmiyorlar."
 
dikkathaber.com, 26 Haziran 2009

]]>
http://komunizm.com/tr/Harun-Yahya-Etkiler/15368/sayin-adnan-oktarin-anti-darwinisthttp://komunizm.com/tr/Harun-Yahya-Etkiler/15368/sayin-adnan-oktarin-anti-darwinistThu, 16 Jul 2009 19:32:03 +0300
Dünyanın önde gelen ekonomistleri, tam da sayın Adnan Oktar'ın daha önceden belirttiği gibi, krizin 2014'den önce son bulmayacağını söylüyor Sayın Adnan Oktar yaptığı açıklamalarda tüm dünyayı etkisi altına alan ekonomik krizin asıl olarak 2007 yılında başladığını ve 7 yıl süreceğini, 2014 yılı itibariyle de krizin son bulacağını ifade etmiştir. Sayın Adnan Oktar'ın bu açıklamalarının ardından, başta IMF olmak üzere dünyanın önde gelen ekonomi kuruluşları ve ekonomistleri de benzer açıklamalarda bulunmuştur. Örneğin, IMF tarafından hazırlanan raporda, ABD, İngiltere, İrlanda gibi ülkeler de dahil olmak üzere pek çok ülkenin milli gelirinin ancak 2014 yılı itibariyle artış göstermeye başlayacağı bildirilmektedir. Japonya Maliye Bakanı Yardımcısı da, bu süreç içinde ekonomide bazı düzelmeler olabileceğini, ancak bunların geçici olacağını, krizin 2014 yılına kadar devam edeceğini söylemiştir. Aynı şekilde Nobel Ekonomi Ödüllü ünlü Ekonomist Paul Krugman da 2009 yılının Mayıs ayında yaptığı açıklamasında ekonomik krizin 5 yıl daha süreceğini söyleyerek yine diğerleri gibi 2014 yılına dikkat çekmiştir. Ekonomik krizle ilgili bu açıklamaları yapanlar aslında 2014 tarihine; ellerindeki herhangi bir teknik ve ekonomik veri ya da bilgiye dayanarak değil tamamen metafizik bir bilgiye dayanarak dikkat çekmektedirler. Çünkü dünyada ekonomik krizin 2014 yılına kadar süreceğini söyleyen tek kişi Sayın Adnan Oktar’dır.

Sayın Adnan Oktar, 2008 yılının Kasım ayından itibaren yani bu kişilerden çok daha önce ekonomik krizin 2014 yılına kadar sürecek çok büyük bir kriz olduğunu farklı televizyon kanallarında ve açıklamalarında dile getirmiştir. Sayın Oktar'ın Kuran ayetlerinin ve Peygamberimiz (s.a.v.)’in hadislerinin işaretleri doğrultusunda yaptığı bu tespitlerinin ve açıklamalarının son derece doğru olduğu bir kez daha teyit edilmiştir.

 
 
ABC News, 14 Mayıs 2009, "GLOBAL KRİZ 2014'DE SONA ERECEK GİBİ GÖRÜNÜYOR"

 
 
 
Kaçkar TV, 25 Kasım 2008

ADNAN OKTAR: Hatta bu ekonomik kriz olacağını dahi Mehdi zamanında, Peygamber Efendimiz (sav) detaylı belirtmiş. Hadislerde belirtmiş, mesela bak onlardan bir tane bildireyim. "Çarşı ve pazarların tekaruhu kıyamet alametlerindendir. Dedim ki, pazarların tekaruhu ne demektir? Şunlardır, herkesin az kazançtan yakınması, Mehdi’nin çıkış alametidir bu ve büyük tayfunların olması."... Bu ahir zamanın mühim alametlerindendir ve uzun sürecektir hadislerin açıklamasına göre ve Kuran’ın da işaretine göre. Hz. Yusuf zamanında biliyorsunuz bir kıtlık olmuştur. Yusuf Suresi’nde bundan bahsedilir ve Hz. Yusuf’un tarıma önem verilmesine yönelik bir işari açıklaması vardır. Öküz ve buğday, yani hayvancılıkta öküzün önemi ve tarımda da buğdayın önemi, buğdayın saklanması ve bunların iktisatlı kullanılması yani israftan kaçınılması, yedili tarih vardır mesela surede. BU KRİZ DE YEDİLİ TARİHTE BAŞLAMIŞTIR, 2007'DE BAŞLAMIŞTIR, 2014'E KADAR DEVAM EDECEK.

 

 

Kon TV, 25 Ocak 2009

MUHABİR: Peki, Amerika merkezli dünyanın başına bela olan küresel, finansal krize ne diyorsunuz? Bunun da temelinde farklı siyasi oyunlar, planlar var mı Sayın Oktar?

ADNAN OKTAR: Hayır bu, Ahir Zamanda meydana gelen Peygamber Efendimiz (sav)'in belirttiği bir ekonomik krizdir. Kuran’da buna da geniş çaplı işaret edilmiştir. "Biz nereye bir elçi gönderdiysek" diyor Cenab-ı Allah, şeytandan Allah’a sığınırım, "Oradaki insanlar yalvarıp yakarsınlar diye orada hayat pahalılığı, ekonomik kriz meydan getirdik" diyor Cenab-ı Allah. Yani Amerika ister mi bu hallere düşmeyi? Amerika’daki zengin insanlar şu an perişan durumdalar. Bu kadar kendilerini aşağılatıp, bu kadar kendilerini ezdirtmezler. Peş peşe bankalar, işyerleri, fabrikalar sürekli kapanıyor. Ve Amerika’da da, Rusya’da da, Çin’de de tam bir panik var. Ve durduramıyorlar. Domino taşları gibi peş peşe, peş peşe yıkılıyor. Bu durdurulacak bir olay değildir. Ahir Zamanda Mehdi zuhuru öncesi olacak olaylardan bir tanesidir. Mehdi’nin zuhur alametlerindendir. Kapitalist sistemi tamamen yutacak, Hz. Musa’nın asasının yılanı yutması gibi bütün sistemi yutacak olaydır bu. Ve bunun karşısında kimse duramayacak. Ve yeni başlamıştır. 2007'DE BAŞLAMIŞTIR VE 7 YIL SÜRECEKTİR. Dünyada kıtlığa da sebep olacaktır. Onun için Kuran’da buna işaret edilir. Hz. Yusuf “buğdayları saklayın” diyor. “Çünkü kıtlık olacak” diyor. “Ve kıtlıktan 7 sonra da bolluk olacak” diyor.

MUHABİR: Sizin öngördüğünüz bir zaman var mı bu durumla ilgili?

ADNAN OKTAR: Şu an başladı bu. 2007'DE BAŞLADI. 2014 YILINA KADAR BU KRİZ DEVAM EDECEK. 2014 yılında da ben Mehdi’nin alenen belli olacağını söylüyorum.


 Milliyet, 25 Nisan 2009

Tercüman, 25 Nisan 2009

 

Çay TV, 31 Ocak 2009

ADNAN OKTAR: Hepsini yutacak. Bu 7 yıl sürecek bir kıyımdır. Allah yedi yıl içerisinde hepsini yerle bir edecek. Siz seyredin, gazeteleri okuyun, televizyonları seyredin. Hergün bir haber alacaksınız, biryerin çökme haberini alacaksınız ve yedi yıl durmayacaktır bu.

SUNUCU: Ki satılığa çıkan ülkeler oldu.

ADNAN OKTAR: 2007'DE BAŞLADI, 2014'E KADAR HEPSİNİ YUTACAK, BÜTÜN SİSTEMİ YUTACAK ve çok gariban, çok zavallı hale gelecekler ve diz çökecekler yani kurtarın bizi diyecekler, o hale gelecekler. Ve kıtlık da gelişecek bunun sonucu olarak. Onun için bunların, malıyla mülküyle hava atacak, enaniyet yapacak, kibir yapacak böyle eski anları şanları kalmayacak. Allah, Karun gibi bunların bütün sistemini yerin dibine geçirecek. Kuran’da geçen Karun olayı şu an ahir zamanda oluşmuştur. Yani Karun’un bütün hazineleri yerin dibine batıyor şu an. Ki Karun’un hazineleri ünlüdür biliyorsunuz ve çok büyük olduğunu belirtir Kuran. Gücünün, ekonomik gücünün çok büyük olduğunu belirtir. Bunların da ekonomik gücü çok büyüktü. Ama Yusuf Suresi’nde belirtilen o kıtlık dönemine girdiler işte şu an.

 

 

Kon TV, 1 Şubat 2009

ADNAN OKTAR:
Yani orada demek ki bir hikmet ve önem var ki kulağına dalga dalga, bir şekilde gitmiş. Ve şimdi o da söylüyor bu sözü. Hatta Akşam gazetesinde hatırladığım bir köşe yazarı da o da yedi ile on yıl arasında sürecek diyor ki benim açıklamamdan çok çok sonra yani haftalar sonra bu açıklamayı yaptı. Demek ki doğru olduğunu anlamışlar. Yani hem Amerika’da hem Türkiye’de bu tarz bir kanaat oluşmuş olması bu sözün doğru olduğunu gösterir.
Sunucu: Yeri gelmişken hemen sorayım. Neden 7?
Adnan Oktar: Yusuf Suresi’nde bu konu çok kapsamlı anlatılmıştır. Yedi yıl kıtlık yedi yıl bolluk. 2007'DE BAŞLAMIŞTIR KRİZ, 2014'E KADAR DEVAM EDECEKTİR. 2014’te Mehdi’yi iyice hissedeceğiz. Yani anlamadım, görmedim falan diyemez kimse, çok net anlayacaklar. 2014’ten 2021’e kadar 7 yıllık bir uyanma ve canlanma dönemi olacak.
Financial Times, 25 Haziran 2009,
"IMF 2014'E KADAR İRLANDA MİLLİ GELİRİNDE ARTIŞ GÖRMÜYOR"

 



 
 
Filipinler Ticaret Odası Yayını, 18 Mayıs 2009, "GLOBAL KRİZİN 2014'DE SONA ERECEĞİ DÜŞÜNÜLÜYOR"


 

 

Kral Karadeniz TV, 6 Mart 2009

ADNAN OKTAR: Ama şu an dikkat edin bütün harikalar sürekli devam edecek. Mesela biz, ben dedim ki önce yağmurlar yağmayacak dedik, yağmurlar yağmadı. Hemen bir kılıf uydurdular, dedi ki küresel ısınmadan oluyor dediler. Peki, canım ciğerim şimdi niye bütün barajlar doldu? Bir süre sonra kapaklarını açacaklar barajların yani çaka çaka doldu barajlar. Geçen sene kurumuştu adeta. Bu sene de çaka çaka doldu ve muazzam yağmur yağıyor. Aynı hadisin ifadesi. Hani küresel ısınma? Bu harika olarak oluyor, bu Ahir Zamanın bir özelliğidir. Mehdi devrinin bir özelliğidir. Mehdi devrinde bu olayın olacağı belirtilmiştir. Tarihi, zamanı tamdır, tam vaktinde olmuştur. Ve krizin başlama tarihi de tamdır yani 2007’dir ve yedi yıl sürecektir. 2014’e kadar devam edecektir. Çok nettir başlama tarihi. Bakın diyorum kapitalist sistemi yerle bir edecek diyorum, her gün büyük bir şirket batıyor, her gün bir devlet batıyor adeta, devletler de batıyorlar.

 

 

Kral Kradeniz TV, 3 Nisan 2009

ADNAN OKTAR: Dünyadaki bütün bor madenleri Amerika’nın olsa, yine Amerika’yı kurtarmaz. Yani, Amerika’nın durumu açıkça söyleyeyim, fecaat. Avrupa’nın durumu da fecaat. Çin, Rusya bunların hepsi çökecekler. Bundan kurtuluşları kesinlikle yok, şu anda bile çökmüş durumdalar. DAHA BAŞLANGICINDA ÇÖKMÜŞ DURUMDALAR. BİR DAHAKİ SENEYE DAHA DA KATLANARAK ARTACAK BU, FAKAT 2013'LERDE BİR HAFİFLEME BEKLİYORUZ İNŞAALLAH 2013'LERDEN SONRA, 2014'DE DE DURACAK ALLAH'IN İZNİYLE. Bakın aynen dediğimi göreceksiniz. Ama 2021’lerde de çok abartılı bir zenginlik olacak. Çok çok abartılı, şahıs, insanlar artık mal bolluğundan artık para kullanamayacak hale gelecekler. Ama bu Mehdi’nin ve Hz. İsa’nın bereketiyle olacak inşaAllah. Mesela bunun CD’lerini saklasın kardeşlerimiz. Bu çok kısa bir süre, 2013-2021’ler, göz açıp kapayıncaya kadar geçiyor. Koysunlar bir yere, evlerinde bir yere gizlesinler. Tıpkısının aynısıyla dediklerimin çıktığını görecekler. Aynısıyla, metafizik bir dönemdeyiz.


 Cumhuriyet, 20 Mayıs 2009


 

 

Çay TV, 11 Mart 2009

ADNAN OKTAR: Ama ekonomik krizde de tabii Ahir Zaman’da Mehdi döneminin bir özelliğidir bu, Mehdi döneminde bu olacaktır. Ve Kuran bunu şu şekilde açıklıyor; Cenab-ı Allah “İnsanlara Biz ne zaman bir elçi gönderdiysek (bir uyarıcı, bir muslih, bir mehdi göndeydiysek) oranın insanları yalvarıp yakarsınlar (Allah’a dönsünler, tevazu içinde olsunlar, Allah’a teslim olsunlar) diye ekonomik kriz meydana getirdik” diyor Allah hayat pahalılığı meydana getirdik. Kıtlık meydana getirdik diyor; bu da o olayların en büyüğü ve en önemlisi, Ahir Zaman’daki bu olay. Bu bütün dünya çapında bir olaydır. Katlanarak şu an devam ediyor, bir dahaki yıl daha da şiddetlenecek onu söyleyeyim. Daha da şiddetlenecek, 2007’den sonra başladı biliyorsunuz, muhtemelen Allahualem 2013 gibi krizin hızı azalmaya başlayacak, 2014’e doğru da tamamen kesilmiş olacak. 2014’de de Mehdi’yi bayağı hissetmiş olacağız, Mehdiliği bayağı hissetmiş olacağız. Ama 2021’lerde buralarda Azerbaycanlı kardeşlerimizi de göreceğiz, Kazakistanlı kardeşlerimizi göreceğiz, Türkistanlı kardeşlerimizi göreceğiz, Suriyeli, Iraklı kardeşlerimizi göreceğiz, bizler oralara gideceğiz, Türk-İslam Birliği kurulmuş olacak. Ve hayret edilecek bir zenginlik, hayret edilecek bir bereket, bolluk ve huzur olacaktır inşaAllah.

 

 

Ekin TV, 16 Şubat 2009

ADNAN OKTAR: Altın çağın özelliği önce bir doğum sancısı olmasıdır. Fitnelerin yaygınlaşması, çok fazla kan dökülmesi, Irak’ın işgal edilmesi, Afganistan’ın işgal edilmesi, hatta Irak’ı bir çok yabancı ülkenin işgal etmesi, Filistin’de kan akması, Kudüs’te olaylar olması bunların hepsi Peygamber Efendimiz (sav) tarafından detaylı olarak anlatılmıştır. Allah açıkça inkar edilecek diyor, Mehdi çıkmadan önce diyor. Mesela İngiltere’de otobüslerin üzerinde açıkça Allah’ın inkar edildiği yazılar var ve bu da oluştu. Ben bunu yıllar önce kitabımda yazmıştım, 20 yıl önce yazmıştım ahir zaman alameti olarak, aynısıyla çıkmıştır. Ekonomik kriz olacağını söylemiştir Peygamber Efendimiz (sav) hadislerde, Mehdi çıkmadan önce, bu da oluşmuştur. Yani, her türlü kargaşa, fitnenin sonucunda, bu yangının sonucunda Mehdi çıkacaktır. Mehdi tüm bu yangını Allah’ın onu vesile etmesiyle söndürecektir. Yani özelliği budur yani çünkü yangın yoksa, fitne fücur yoksa, yaygın katliamlar ve adaletsizlik yoksa Mehdi zaten çıkmaz. Yani Mehdi’nin varlık sebebidir bu, yani çıkış sebebidir bu. Hz. İsa’nın da iniş sebebidir. Onun için bu tip olaylar oluyor, bunlar insanı düşündürtmek için, insanları Allah’a yaklaştırmak için olan olaylar, bütün bunlar hikmetle meydana geliyor. Mesela Bosna’da savaş oldu ama herkes dindar oldu. Bunun sonucunda herkes dindar oldu. Irak’ta savaş oldu, zamanında nargile içip, esrar içenler, Komünist partiye gidenler, Stalinist düşünceyi savunanların hepsi şu an Müslüman oldular. Suriye de hep dindarlarla doldu. Filistin eskiden Komünistlerin eğitim gördüğü bir yerdi. Şu an her yer dindar kaynıyor adeta, demek ki çileler, zorluklar, acılar insanları Allah’a yaklaştırıyor ve dindar olmalarına vesile oluyor. Bunlar hep Mehdi devrinin özellikleridir. Mehdi devrinde hem bu kıtlık, mal kıtlığı ve fakirlik sona erecektir, hem adaletsizlikler sona erecektir. Hem huzur, barış ve güven çağı gelecektir. Fakat BU EKONOMİK KRİZ 2007'DE BAŞLADI, 2014'E KADAR KURAN'UN DA İŞARETİYLE, HADİSLERİN İŞARETİYLE VE AYRICA DA TEVRAT'TA DA BUNA İŞARET EDİLMİŞTİR; 7 YIL KADAR DEVAM EDECEKTİR ve bu Nuh tufanı gibidir, yani katlayarak, ezerek ilerleyecek bir tufandır. Bu tufandan ancak Türk-İslam alemi imanın bereketiyle, şükür ve iktisat bereketiyle kurtulacaktır.

 
The Huffingtonpost, 20 Mayıs 2009



 

 

Kanal 35, 18 Ocak 2009

ADNAN OKTAR: Şimdi mesela bu baştan ekonomik kriz metafiziktir, dünyadaki bütün ekonomistler, bilim adamları, sanayiciler, sermayedarlar, herkes çırpınıyor bunu durdurmak için durduramıyorlar, durduramayacaklar ve bütün sistemi çökertecek bu. Yani dünyadaki ne kadar büyük şirket varsa tamamının çöktüğünü göreceksiniz, hepsi çökecek tek tek.  Ve 7 yıl sürecek bu böyle kısa süreli bir şey değildir, 7 yıldır. Hatta bir çok ülkede de kıtlık olacak, Kuran buna işaret ediyor, hatta buğday saklanması, hayvancılığa önem  verilmesine işaret ediyor. Biliyorsunuz Hz. Yusuf o devirde ekonomiyi yönlendiren kişiydi. Önceden söyledi kıtlığın başlayacağını, 7 yıl kıtlık sürecek dedi onu belirtti, buna karşı da buğday stokunu tavsiye etti ve buğday stoku  yapıldı. Ve hayvancılığa önem verilmesine işaret ediyor zaten ayette. Aynen Hz. Yusuf’un dediği şekilde çıkmıştır sonra olay. Ve çok büyük bir kıtlık 7 yıl kadar sürmüştür. Aynı şey şimdi yeniden tekrar ediyor.

MUHABİR: 1987 Londra Borsasında çok ciddi bir çöküş olmuştu. Yine 7’li rakamlara işaret ediyor oradan yola çıkarak. 

ADNAN OKTAR: 2007’de başladı kriz. 2014’e kadar devam edecek Allahualem. Ve dünyadaki bu sistemi tamamen yıkıncaya kadar  da kriz olan yakasını da bırakmayacak  Yani bu konunun yakasını bırakmayacak. Ve İnsanları Allah’ın gücünü görmeye mecbur edecek bu sistem.

 

 

Kanal 35, 1 Şubat 2009

SUNUCU: Ne zaman sonra bu birliktelik tam anlamıyla kurulmuş olacak?

ADNAN OKTAR: Biraz vakit alır benim kanaatim. Her halükarda 2014’ü bulur benim görüşüm, akışı tarihin, olayların yansıması bunu gösteriyor. Ama asıl tabi benim ölçüm hadisler. Hadislerin gösterdiği ölçü bu şekilde görülüyor. YANİ 2014'DE HEM EKONOMİK KRİZ SAKİNLEŞMİŞ, DURMUŞ OLACAK. Hem de bir gelişme, siyasi yönde de, politik yönde de, ekonomide de her yönde de bir güçlenme ve gelişme başlayacak inşaAllah ve Türk İslam birliği de bayağı bir netleşir inşaAllah.


Cumhuriyet, 24 Temmuz 2009

Radikal, 24 Temmuz 2009

]]>
http://komunizm.com/tr/Harun-Yahya-Etkiler/14993/dunyanin-onde-gelen-ekonomistleri-tamhttp://komunizm.com/tr/Harun-Yahya-Etkiler/14993/dunyanin-onde-gelen-ekonomistleri-tamSat, 04 Jul 2009 00:06:33 +0300
Sayın Adnan Oktar'ın uzun yıllardır zikrettiği ''Türkiye geleceğin süper devletidir'' sözü bugün herkes tarafından dile getirilmeye başlamıştır Yüzyıllar boyunca üç kıtaya hükmetmiş büyük bir cihan imparatorluğunun mirasçısı olan Türkiye Cumhuriyeti, yakın gelecekte Allah’ın izniyle bu mirasa yeniden sahip çıkacak ve büyük bir süper devlet haline gelecektir. Sayın Adnan Oktar’ın uzun yıllardır dikkat çektiği bu durum bugün dünyaca ünlü analistler tarafından da dile getirilmekte, geleceğe dair tespitlerde Türkiye kaçınılmaz lider ülke olarak gösterilmektedir. Günümüzde cereyan eden pek çok olay Türkiye’nin tüm Türki Cumhuriyetlerin ve İslam ülkelerinin doğal lideri olacağına işaret etmektedir.

Sayın Adnan Oktar gerek eserlerinde gerekse basına verdiği röportajlarda sık sık Türkiye’nin çok şanlı bir geleceğe doğru yürüdüğünü müjdelemektedir. Sayın Adnan Oktar’ın bu söylemlerine birkaç örnek şöyledir:


 

Adnan Oktar: … İnşaAllah bizim kaderimizde Türk-İslam Birliği’ne vesile olmak olur inşaAllah. Milletimizi böyle güçlü refah içinde, neşe içinde, bayram sevinci içinde görmek olur. Ki ben inşaAllah bu umuttayım ve bunun yüzde yüz olacağına inanıyorum inşaAllah. Zaten bunu toplum da görecek. 10 yıl içinde yaklaşık büyük bir Türk İslam birliği oluşacak, Türkiye dünyanın en büyük devleti olacak. En büyük süper devleti olacak ve tek gücü olacak. Bunu CIA de söylüyor, Amerikan istihbaratı da söylüyor, Rus istihbaratı da söylüyor, bütün dünyada bu konuda bir ittifak var. Dünyanın en büyük devleti olacağına dair. Çünkü bizim bir manevi gücümüz var. Manevi güç dehşetli bir güçtür. Muazzam bir güçtür. Manevi gücün karşısında hiçbir şey duramaz Allah’ın izniyle. Yani manevi hırs, manevi kararlılığın üstünde hiçbir şey duramaz. İnşaAllah biz bu hırsla bu imanla ve bu kararlılıkla bu büyük yapıyı oluşturacağız, inşaAllah. Türk-İslam Birliği’ni oluşturacağız. Ve Türk Devleti de bu şerefli birliğin başında olacak ve insanları mutluluğa, sevince ve güzelliğe gark edecek inşaAllah.

(Büyükhaber / 12 Aralık 2008)


Adnan Oktar: Herkes samimi olarak inansın; gerçekten Türkiye iyiye gidiyor ve gerçekten süper devlet olacağız. Türkiye hiç tarihte olmadığı derecede büyük bir devlet olacak. Türk-İslam aleminin lideri olacak inşaAllah. Bu tarihi misyonun başlangıç aşamalarındayız. Ve bütün dünyayı, anarşiden, terörden sıkıntıdan azaptan, her türlü acıdan kurtaracak bir milletir Türk milleti. Gerçekten çok asil efendi, böyle çileyle, acıyla yoğrulmuş bir millettir ve dünyayı yönetmeye dünyaya faydalı olmaya yönelik bir ruhu vardır. Allah o görevi bu millete vermiş görünüyor inşaAllah. Çok yakın zamanda bunu göreceğiz inşaAllah.

(Çay TV / 23 Temmuz 2008)


Adnan Oktar: Türkiye çok hayırlı, güzel bir yolda, gittikçe temizleniyor, duruluyor, dinçleşiyor, sağlık kazanıyor… Bütün Ortadoğu, Balkanlar’ın, bütün İslam aleminin, Türklük aleminin lideri olacak inşaAllah. Türk-İslam alemi birleşecek, büyük bir Türk-İslam Birliği oluşacak, Türkiye başına geçek, ağabeylik yapacak, dünyada üçüncü güç olacak, Amerika ve Rusya’nın dışında bir denge unsuru olacak ve dünyaya bir sulh ve selamet çağı getirecek inşaAllah…

(Adana CRT TV, 30 Eylül 2008)


Adnan Oktar: Çözüm; bütün İslam aleminin biraraya gelmesi, Türkiye’nin öncülüğünde bir büyük Türk-İslam Birliği’nin oluşturulması, Türkiye’nin süper devlet olarak bölgeye ağırlığını koyması ve bütün İslam alemini kardeşi olarak, öz kardeşi olarak çok iyi kollayıp koruması, onların ekonomik yönden, siyasi yönden güçlenmelerini sağlaması, bütün Türk alemi, ki onların da tamamı Müslüman aşağı yukarı, onları da koruyuculuğu altına alması ve bölgede bir süper devlet olarak anarşiyi terörü tamamen durdurması, büyük bir medeniyet hamlesi yapılması… Hz. Süleyman devrine benzemeye çalışan bir gayret içinde olmamız çözüm bu.

(Al Baghdadi TV, 30 Nisan 2008)


Adnan Oktar: Türkiye'nin görevi Türk-İslam aleminin lideri olmasıdır. Türk milletine çok büyük görev düşüyor. Türk-İslam aleminin liderliği dünya tarihinin en büyük vazifelerinden birisidir. Türk milletinin en hayati görevlerinden biri budur. Yani, biz sırf Türkiye'yi kurtarmak değil, bütün Türk-İslam alemini kurtarmakla görevliyiz Türk milleti olarak...

(Konya TV, 28 Şubat 2008)


Türkiye’nin geleceğin süper devleti olacağı ile ilgili son zamanlarda yerli ve yabancı basında yer alan dikkat çekici haberlerin bazıları şöyledir:


Medya 73, 4 Şubat 2009
 
 


Gündem Haber Sitesi, 30 Kasım 2008




NetHaber, 28 Ocak 2008




NTVmsnbc, 29 Ocak 2008




Dünya Bülteni Haber Sitesi, 19 Kasım 2008




Sabah, 26 Ocak 2007




Yeni Şafak, 28 Ocak 2008

 


Yeni Safak Gazetesi, 31 Ekim 2008

]]>
http://komunizm.com/tr/Harun-Yahya-Etkiler/13539/sayin-adnan--oktarin-uzunhttp://komunizm.com/tr/Harun-Yahya-Etkiler/13539/sayin-adnan--oktarin-uzunThu, 26 Mar 2009 18:40:03 +0200
Terörün tek çözümü kuran ahlakıdır

Sayın Adnan Oktar uzun yıllardan bu yana eserlerinde İslam’ın farklı dillerden, farklı ırk ve kültürlerden insanları uzlaştırarak birbirlerine kardeş kıldığını, İslami temellere dayanan Anadolu ahlakı ile ahlaklanmış tüm Türk halkının da doğusuyla batısıyla, Kürdü, Sünnisi, Alevisi, Lazı, Çerkeziyle kardeş olduklarını anlatmaktadır. Sayın Adnan Oktar’ın eserlerinden faydalanılarak hazırlanan gazete ilanlarında da İslam ahlakından kaynaklanan birlik ve beraberlik ruhuna sahip olan ülkemizin, barışın ve sevginin nasıl yaşanacağını diğer uluslara gösterebilecek tek memleket olduğu gündeme getirilmektedir. Sayın Adnan Oktar’ın yaptığı bu çalışmalar Türk Milleti’ni etnik temelde ve mezhep farklılıkları üzerinden bölmeye çalışan karanlık ideolojilerin yaptırım ve yönlendirmeleriyle gelişmiş olan terörün tek çözümünün Kuran ahlakı; sevgi, saygı, kardeşlik, fedakarlık, yardımseverlik, merhamet, hoşgörü, anlayış ve uzlaşı olduğu düşüncesinin kamuoyunda kabul görmesine vesile olmakta, doğu halkının İslam’a bağlılığı ile birlik ve beraberlik içinde yaşadığı çeşitli akademisyenler, siyasiler tarafından da dile getirilmektedir.

Sayın Adnan Oktar röportajlarında da mütedeyyin doğu insanımızın güzel ahlakına dikkat çekmektedir. Örneğin Şubat 2008’de gerçekleştirdiği Doğu TV röportajında doğu halkının İslam ahlakından kaynaklanan güzel yönlerini şu şekilde ifade etmiştir:

 “… Güneydoğu Anadolu bölgesindeki kardeşlerimiz İslam’ı çok güzel yaşayan, eskiden beri güzel yaşayan, değerli alimlerim çıktığı, değerli bilim adamlarının çıktığı bir bölgemizdir. Bizi suni olarak bölmeye çalışıyorlar, böyle bir oyuna kesinlikle gelmesinler. Bütün Türkiye Güneydoğu halkını sever, herkes saygı duyar. Oradaki vatandaşlarımızın tertemiz insanlar olduğuna ben inanıyorum, çok saygıdeğer insanlar olduklarına inanıyorum. En iyi hayat şartlarında yaşamaları gerektiğine inanıyorum…”

Adnan Oktar / Doğu TV –27  Şubat 2008

 
“… Türk İslam Birliğinin oluşması, herkesin birbirini sevmesi, sokakta insanlar karşılaştığında birbirlerine selam vermeli, sevgiyle bakmalı, coşku olmalı, dostluk kardeşlik olmalı diye düşünüyorum. Ben yıllardan beri Türkiye’de sürekli bir gerilim olduğunu görüyorum. Yani bir sevgisizlik, gerilim... Herkes herkesi işte millet birbirini ihbar eder. O onun ayağına çelme takar o onun ayağına çelme takar. İyi insanlar da var şüphesiz ama, böyle bir sistem de var. Ben bu sistemin ortadan kalkmasını, sevginin hakim olmasını istiyorum. Bu da ancak Allah korkusuyla, Allah sevgisiyle olur diye düşünüyorum…”

Adnan Oktar / Iğdır TV – 28 Ağustos 2008
 


“… Sevgiyle yaklaşılırsa çözülmeyecek hiçbir şey yok, yani samimiyet bir, sevgi iki. Allah inancı, Allah’ı sevmek, Allah’tan korkmak güzel ahlakın zeminini oluşturur…”

Adnan Oktar / Kıbrıs ADA TV – 1 Ağustos 2008

 


Sayın Adnan Oktar’ın yıllardır yaptığı açıklamaları takiben son zamanlarda kamuoyunda terörün çözümünün Kuran ahlakı olduğunu tasdik eden pek çok söylem yer almıştır. Bunlara bazı örnekler şunlardır:

Akşam Gazetesi, 28 Kasım 2008



Akşam Gazetesi, 29 Kasım 2008



Milli Gazete, 9 Ocak 2008



Vakit Gazetesi, 11 Aralık 2008



Yeniçağ Gazetesi, 1 Aralık 2008




Vakit Gazetesi, 22 Ekim 2007



Cumhuriyet Gazetesi, 25 Aralık 2007



Vakit Gazetesi, 11 Aralık 2008



Yeni Şafak Gazetesi, 10 Ekim 2008

]]>
http://komunizm.com/tr/Harun-Yahya-Etkiler/13538/terorun-tek-cozumu-kuran-ahlakidirhttp://komunizm.com/tr/Harun-Yahya-Etkiler/13538/terorun-tek-cozumu-kuran-ahlakidirThu, 26 Mar 2009 17:52:05 +0200
PKK, Marksist-Leninist çizgide sol bir örgüttür

Sayın Adnan Oktar uzun zamandır hem eserlerinde hem de kendisiyle yapılan röportajlarda PKK’nın Marksist-Leninist çizgide sol bir örgüt olduğuna dikkat çekmektedir. Nitekim örgütün kuruluş kongresinde yer alan ve yine örgütün internet sitesinde göze çarpan bazı ifadeler, Marksizm’e olan güçlü sadakati net bir şekilde ortaya koymaktadır:

“Marksist-Leninist teori çok iyi özümsenmelidir. Önder kadrolar sık sık Marksizm’e müracaat etmeli, Marksizm’in uygulanmasını başlangıç şekli yapmak için bu öğretiyi gerçekten özümsemeliler. ... Biz sosyalizmi siyasal sorunun çözümlenmesinde daha çok bir eylem kılavuzu olarak ele alacağız. Mutlaka böyle bir öğretinin temsilcisi olarak, böyle bir öğretinin savunucusu olarak, bunun en önemli koşulu olarak bulunulan ülkenin siyasal iktidar meselesine uygulayarak, mevcut iktidarı parçalamada bir araç olarak, bir eylem kılavuzu olarak kullanarak üzerimize düşeni yapacağız.”




Sayın Adnan Oktar 2007 yılının Aralık ayında Vatan TV’ye verdiği röportajda  PKK’nın Marksist-Leninist çizgide sol bir örgüt olduğuna şöyle dikkat çekmiştir:

Sunucu: Ben özellikle izleyicilerimizin aklına gelen bir takım sorular var onları size iletmek istiyorum. Siz son zamanlarda PKK ile ilgili gazete ve televizyonlarda ilanlar veriyorsunuz. Bayağı bir mücadele yapılması gerektiğini ifade ediyorsunuz? Size göre PKK ile mücadele nasıl olmalı? Örgütün sizin algılamanıza göre ideolojik yapısı nedir? Son operasyonları nasıl değerlendiriyorsunuz?
 
Adnan Oktar: PKK Marksist, Leninist, Stalinist komünist bir örgütlenmedir. Felsefi yapısı vardır. Felsefe ile bunu elde etmiştir. Felsefe propagandası ile bunu elde etmiştir.  Buna karşı da tabi ki, teze karşı anti-tez ile karşılık verilir. Anti-komünist bir propaganda yapılması lazım. Anti-Stalinist, anti-Darwinist, anti-Marksist çalışma yapılması gerekir. Bu yapılmıyor. Tek yanlı yapılan propaganda güçlüdür. Yani bir şey tek yönde itiliyorsa, önünde bir engel yoksa gider o. On, yirmi yıl Türkiye böyle bir şeye danayamaz. Anti-komünist propagandanın mutlama yapılması gerekiyor. Bunun yapılması için de gönüllü dernekler var; bunlardan biri de biziz.

Vatan TV / 20 Aralık 2007


Sayın Adnan Oktar’ın bu konudaki diğer bazı söylemleri ise şöyledir:


Basın: Çalışmalarınızda PKK’nın Marksist-Leninist ve ateist düşünceleri olduğunu anlatmaktasınız, fakat son dönemdeki eylemlerinde dini motifleri kullanmaktadırlar. Bunu nasıl karşılıyorsunuz?

Adnan Oktar: PKK komünist-Marksist terör örgütü olduğunun deşifre olmasından paniğe kapıldı. Bu paniğin bir yansımasıdır ve benim açıklamalarımın PKK üzerindeki etkisinin en somut göstergesidir. PKK Marksist-Leninist örgüt olduğu için, Marksizm ve Leninizm kökeninde terör vardır, Marksist-Leninist hedefe ancak terörle gidilir, şiddetle gidilir,bunun deşifre olmasından kaynaklanan panikle dindar doğu halkını kendi taraflarına çekmek için kendilerinde böyle bir taktik uyguluyorlar. Fakat bu hem inandırıcı değil hem de çok sırıtıyor tabir edeyim. Yani dini konuları tenzih ederim. Çok çocukça ve safça doğu halkı da bu kadar saf değil,Türk halkı da bu kadar saf değil.

Sayın Adnan Oktar’ın 8 Mart 2008 tarihli basın toplantısından



Adnan Oktar: … PKK Terörü bugün Türkiye’de, dünyada önemli komünist ayaklanmalardan birisidir. Cumhuriyet tarihinin en büyük komünist ayaklanmasıdır. Marksist Leninist Stalinist bir ayaklanmadır...

Amasya TV / 21 Temmuz 2008


Sayın Adnan Oktar’ın açıklamalarının ve Sayın Adnan Oktar’ın eserlerinden faydalanarak hazırlanmış gazete ilanlarının ardından basında bu görüşü destekleyen pek çok izah yer almaya başlamıştır. Buna bir örnek Yavuz Donat’ın 24 Ekim 2008 tarihli yazısıdır:





Sayın Adnan Oktar’ın açıklamalarını destekleyen bir başka örnek ise Hakan Aygün’ün Bugün gazetesindeki 16 Ekim 2008 tarihli yazısıdır:


]]>
http://komunizm.com/tr/Harun-Yahya-Etkiler/13537/pkk-marksist-leninist--cizgidehttp://komunizm.com/tr/Harun-Yahya-Etkiler/13537/pkk-marksist-leninist--cizgideThu, 26 Mar 2009 16:14:21 +0200
Doğu halkını sevgi ve şefkatle kazanmalıyız Eserlerinde ve kendisiyle yapılan röportajlarda dindar Doğu halkının Türkiye’yi bölmeye çalışan komünist terör örgütü PKK’nın ateist eylemleri yüzünden büyük acı ve sıkıntılara maruz kaldığını vurgulayan Sayın Adnan Oktar, bölücü terör örgütünün ateist faaliyetlerinin durdurulması ile orada yaşayan halkın refaha kavuşacaklarını müjdelemektedir. Bilgisi olmaması nedeniyle örgüt militanlarını kimi zaman “Kürt halkı adına savaşan Kürt milliyetçisi gerillalar” olarak algılayabilen Doğu halkının, bölücü örgütün ateist yapısı ve asıl hedefleri hakkında bilgilendirilmesi ile gerçekleri fark edeceğini ve büyük bir huzur ve mutluluğa kavuşacağını söyleyen Sayın Adnan Oktar’ın fikirlerinden yararlanılarak hazırlanmış olan gazete ilanlarında da bu konudan sıklıkla bahsedilmektedir. Örneğin “Fikri Mücadele Terörü Bitirir” başlıklı bir gazete ilanında bu konu şöyle dile getirilmektedir:

 

 
 
PKK, gençleri genellikle genç yaşta evlerinden alır. Bu çocuklar önce Darwinist, sonra ateist, ardından komünist, sonra materyalist ve sonra da anarşist ve terörist olarak yetiştirilirler. Komünist hale getirilmeden önce diyalektik felsefeyi, Darwinizm’i, canlıların tesadüfen meydana geldikleri aldatmacasını öğrenirler. Bu eğitimin ardından ateist olurlar. Ateist olduktan, canlıları Allah’ın yaratmadığı yalanı ile eğitildikten sonra, kendilerine öğretilmiş olan Marksist-Leninist fikirleri uygulamaya koyar ve bunun ardından da terörist olurlar.

Darwinist eğitimden geçen bir genç insanları ölünce yok olup gidecek bir tür hayvan olarak görür. Böyle bir eğitim sonucunda ise rahatça insan öldürebilecek zalim bir teröriste dönüşür.

Marksist ve Leninist fikirleri benimsedikten sonra da artık terörist olmanın dışında bir yol yoktur ve artık bu genç Lenin’in aşağıdaki talimatlarını hayata geçirmekte hiçbir mahsur görmez:

“Polisleri, askerleri, devlet memurlarını öldürmek, devlet kurumlarında yangınlar çıkartmak… Devletin hazinelerinden paraları almak… Devrimci komünist güçler yenilmez silahlı bir güç olarak ortaya çıkmalı, insanları öldürerek, bombalayarak, binaları havaya uçurarak korku yaymak ve bu şekilde toplumun üzerinde komünist diktatörlüğünü teşkil etmek iktidara ulaşmamızın önemli unsurlarındandır.” (Vladimir Lenin, “Teorik ve Pratik Terör Hakkında", Homizuri G.P., Moskova 2005)


Sayın Adnan Oktar, kendisiyle yapılan röportajlarda da sıklıkla Doğu halkının güzel ahlakından bahsetmekte, sevgi ve şefkatle yaklaşıldığında bütün sorunların hallolacağına dikkat çekmektedir:


Adnan Oktar: Doğu halkı… ben çocukluğumda Anadolu’ya sık sık giderdim, Doğu halkı ile de bağlantım oluyordu, çok güzel huylu insanlardır, çok insancıl, merhametli, şefkatli, çok nezaketli, saygıyı adabı edebi çok iyi bilen, nezih insanlardır. Bütün Anadolu halkı gibi çözüm sevgidedir, koruyup kollamaktadır, şefkattedir, merhamettedir, derin saygı duymaktadır, çözüm budur. Şefkat, sevgi herşeyi halleder.
 
 
Sayın Adnan Oktar’ın 8 Mart 2008 tarihli basın toplantısından



Adnan Oktar: ... Hepsi benim canım ciğerim kardeşlerim. Çoşkun bir muhabbetle, çoşkun bir sevgiyle hepsini çok seviyorum. Hepsi benim efendi kardeşlerim. Gönülleri çok rahat olsun. bu terörde anarşide kısa sürede bitecek inşaAllah. Hepsi huzur içinde olacaklar. Bütün Anadolu halkı gibi bütün milletim gibi canı gönülden seviyorum. Said Nursi’lerin büyük alimlerin çıktığı o bölgede olmakta onlar için büyük bir şeref. Büyük bir nimet. Hepsine canı gönülden selamlarımı iletiyorum.

Denge TV / 3 Temmuz 2008



Adnan Oktar: … Her şey sevgiyle, kardeşçe ve dostça düşüncelerle, imanla ve Allah sevgisinden kaynaklanan bir coşkuyla hallolacaktır…

The Gulf Today / 2 Kasım 2008


Büyük çoğunluğu dindar olan bölge halkının bölücü örgütün ateist yapısını ve asıl hedeflerini görebilmesi için mümkün olduğunca çabuk davranmalı, örgütün ateist-komünist kimliği oradaki halka acilen duyurulmalıdır. Bunun yanı sıra, Sayın Adnan Oktar’ın röportajlarında da sık sık vurguladığı gibi, Doğu halkımıza coşkulu bir sevgi ve şefkat hissiyle yaklaşılmalı ve birinci sınıf vatandaş oldukları kendilerine açıkça hissettirilmelidir. Son zamanlarda bu konunun önemi basında da yoğun olarak yer almaya başlamıştır. Bunlara örnekler aşağıdaki gibidir:


Sabah, 17 Eylül 2008
Sabah, 11 Eylül 2008

Posta, 23 Mayıs 2008
 

Zaman, 19 Kasım 2008
 
]]>
http://komunizm.com/tr/Harun-Yahya-Etkiler/13536/dogu-halkini-sevgi-ve-sefkatlehttp://komunizm.com/tr/Harun-Yahya-Etkiler/13536/dogu-halkini-sevgi-ve-sefkatleThu, 26 Mar 2009 13:38:03 +0200
Doğu ve Güneydoğu illerimizdeki acı ve sıkıntılar sevgi ve merhametle çözülecektir
 
 
Muhabir: Bölgeden konu açılmışken bölgeyle ilgili çok önemli bir konu yaklaşan yerel seçimler ve gergin bir seçim atmosferinde olacağa benziyor bu yerel seçimler ve siyasi araştırmalar yapan önemli bir isimsiniz, neler düşünüyorsunuz?

Adnan Oktar: … Bizim insanlarımız erdemlidir, güzel huyludur bence en akılcı hareketi yapacaklarını düşünüyorum. Bir kere komünist kökenli bir partiye, stalinist bir partiye oy vermezler. Yani bir kere PKK’nın komünist ve Stalinist düşüncesi başlı başına bir iticilik meydana getiren bir şey. Ve terörist olması çok iticilik meydana getiren bir şey. Bunun yerine o bölgede tamamen sevgi hakim olsun. Yani huzur hakim olsun. Hepsini kucaklayalım. Biz buradan mesela geçenlerde de söyledim. Kıyafetlerden toplayalım, yiyecek toplayalım o kardeşlerimize kamyonlarla götürüp orada dağıtalım. O çocukları mutlu edecek, hatta oyuncaklar onların hoşuna gidecek şeyler dağıtalım. Onların sevinciyle biz mutlu olalım. Yani zaten onlar bombadan, ateşten yılmış insanlar onları yeniden ateşin içine sokmanın alemi ne? Acı çektirmenin alemi ne? Ama inşaAllah Mehdi’nin zuhuruyla, Hz. İsa’nın nüzulüyle, Türk-İslam Birliği’nin oluşmasıyla bütün bu acılar kalkacaktır. Müthiş bir ferahlık olacaktır. O bölgede, bütün bölgelerde hepsi huzura kavuşacaktır. Biraz daha sabır etsinler inşaAllah çok güzel olacak.
 
Denge TV / 9 Aralık 2008


 
Sunucu: Evet, eğitim noktasında çalışmalarınız var. Bu anlamda Türkiye’nin doğusuna baktığınızda, doğusuyla ilgili bir çalışması var mı sizin arkadaş grubunuzun?

Adnan Oktar: Tabii ki var. Biz Doğu’nun önce kültürel bir kalkınma içerisine girmesini istiyoruz. Materyalist, ateist ve Darwinist eğitimin oradan silinmesini istiyoruz, bütün Türkiye’de olduğu gibi. Önce buna bir çeki düzen verilmesi gerektiği kanaatindeyiz. Arkasından orada ekonomik ferahlık, ekonomik refahın artması, oradaki kardeşlerimizin huzur içerisinde, kardeşlik düşüncesi içerisinde, sevgi, huzur içerisinde yaşamalarıdır. Bir amacımız da budur. Onun için oraların tabii zenginleşmesi, oralarda sanayiinin gelişmesi, tarımın gelişmesi, insanlarımızın orada alabildiğine özgür olması, Doğulu-Batılı ayırımının ortadan kalkması, Doğu’dan gelen insanlarımızın buraya yerleşmesi, Batı’dan gelen insanlarımızın oraya yerleşmesi, dolayısıyla onların o güzel ahlakının örnek olarak bütün Türkiye’de de bilinmesi isteği içindeyim. Mesela Doğu insanımızın güzel bir yönü vardır, çok misafirperverdir. Bu pek o kadar bilinmez. En güzel yiyeceklerini, en güzel evinin bölümlerini, dostlarına misafirlerine ayırırlar. Çok efendidirler mesela, çok saygılıdırlar, hayret edilecek bir saygı vardır Doğu’da. Bunların bilinmesi gerekir. Bu sevgiyi arttıran, onlara karşı muhabbeti arttıran bir özelliktir. Bunları geliştirebiliriz, bunları daha da güçlendirebiliriz. Ama bunun için tabii, temelde iyi bir kültürel çalışma şart. Biz de ona ağırlık veriyoruz zaten.
 
Doğu TV / 27 Şubat 2008


Adnan Oktar: … herkesin birbirini sevmesi… sokakta insanlar karşılaştığında birbirlerine selam vermeli, sevgiyle bakmalı, coşku olmalı, dostluk kardeşlik olmalı diye düşünüyorum. Ben yıllardan beri Türkiye’de sürekli bir gerilim olduğunu görüyorum. Yani bir sevgisizlik, gerilim...

Iğdır TV / 28 Ağustos 2008





 
Sunucu: Peki, son olarak özellikle Doğu Anadolu Bölgesi’nde yaşayan insanlara vermek istediğiniz bir mesajınız var mı?

Adnan Oktar: Oradaki kardeşlerimiz, Güneydoğu Anadolu bölgesindeki kardeşlerimiz İslam’ı çok güzel yaşayan, eskiden beri güzel yaşayan, değerli alimlerim çıktığı, değerli bilim adamlarının çıktığı bir bölgemizdir. Bizi suni olarak bölmeye çalışıyorlar, böyle bir oyuna kesinlikle gelmesinler. Bütün Türkiye Güneydoğu halkını sever, herkes saygı duyar. Oradaki vatandaşlarımızın tertemiz insanlar olduğuna ben inanıyorum, çok saygıdeğer insanlar olduklarına inanıyorum. En iyi hayat şartlarında yaşamaları gerektiğine inanıyorum. Orada yapılacak ilk şey materyalist, Darwinist, ateist eğitimin durdurulmasıdır. Darwinizm’e karşı ciddi bir mücadele yapılması gerekir. Buna çok ağırlık verilmesi lazım. Anti-Marksist, anti-komünist faaliyet çok önemli. Komünizmin zararları, Marksizm'in yanlış noktaları anlatılması lazım. Bu konuda bizim başarılı faaliyetlerimiz olabilir, tabii yeter ki yolumuz açılsın, bize daha çok imkan tanınsın. Bize daha çok imkan tanınırsa biz bunu en güzel şekliyle yaparız. Ama Güneydoğu’daki insanlarımız tabii sadece bununla değil de, ilk planda yiyecek yardımı yapılabilir, kıyafet yardımı yapılabilir, yakacak yardımı yapılabilir, yani hemen sanayileşmesi mümkün değilse acil tedbirler alınabilir. Onlara önce onları ne kadar sevdiğimiz, ne kadar koruyup kolladığımız gösterilmesi gerekir. Arada bize göstertilen bu bölücü ve ayrımcı politikanın ne kadar anormal olduğu ve gereksiz olduğu ve çirkin olduğu anlatılabilir. Savaşın ve terörün de hiçbir gereği olmadığı anlatılır. Ama tabii Allah esirgesin bir terör varsa, nefsi müdafaa olarak tabii ki orada asker milleti savunur, yani bu ayrı meseledir.

Doğu TV / 27 Şubat 2008


 
Adnan Oktar: Bizim Güneydoğu’daki halkımız çok mübarek çok muhterem insanlar, çok da dindardır Güneydoğu halkı. Bizim bütün milletimiz gibi çok dindardır. Böyle, ciğerlidirler yani halk tabiriyle. Çok sevecen insanlardır. Başlarına bela oldu onlar, onların amacı PKK’nın amacı; onların dindarlığını ortadan kaldırmak. Halk çekindi, şimdi camiye gidemiyor. Mesela, oruç tutmaktan çekiniyorlar, Allah demekten çekiniyorlar. Dini kitap okuyamıyor, çünkü PKK her yerde. Her an ihbar edebilirler, işte bunlar  Müslüman diyebilirler, şirin gibi gözüküyorlar Müslümanlara ama onlara karşı çok acımasız ve mimleyen bir tavırları var…
 
Ekin TV / 5 Ocak 2008


 
Muhabir: … Peki Hocam, PKK terör örgütü Türkiye’den nasıl temizlenebilir? Yani bunun yolları var mı sizce?

Adnan Oktar: PKK terör örgütünün temizlenmesinin yolu anti materyalist, anti Darwinist, antikomünist, ilmi mücadele, felsefi mücadele verilmesi gerekir. Çünkü onlar felsefi bir mücadele veriyorlar. Darwinist propaganda yapıyorlar. Marksist propaganda yapıyorlar, materyalist propaganda yapıyorlar. Materyalist propagandaya, Marksist propagandaya susmak, Darwinist propagandaya susmak, hatta ona bir nevi uygun ortam hazırlamak örgütün gelişmesine sebep olur tabii ki. Karşı atak çok önemlidir. Bunun olması, bir de Güneydoğudaki vatandaşlarımıza karşı çok şefkatli, sevgi dolu yaklaşmak, onlara duyduğumuz derin saygıyı, sevgiyi, muhabbeti, hissettirmemiz bunlarda çok önemli. Bir de oraları böyle hiç olmazsa sıhhatli bir ekonomiye kavuşuncaya kadar doğrudan gıda yönüyle, giyecek yönüyle, yani acil ihtiyaç yönüyle desteklemek.

Kanal 47 (Mardin) / 28 Temmuz 2008





Sayın Adnan Oktar yakın gelecekte kavgaların, çatışmaların, anarşi ve terörün tamamen son bulacağından bahsederken, bunun yalnızca Kuran ahlakından kaynaklanan insan sevgisi ile mümkün olacağını belirtmektedir. Bu vesileyle farklı dinlere, farklı ırk ve milletlere mensup insanlar son derece uygar ve demokrat bir ortamda huzur ve güvenlik içinde yaşayacaklardır. Ülkemizin Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde yaşayan insanların sevgi ve saygıyı hak eden, değerli insanlar olduklarına Sayın Adnan Oktar röportajlarında şöyle değinmektedir:


 
Muhabir: Bir ayrım yapılıyor mu? Bu Doğuludur filan...

Adnan Oktar: Böyle cahiller, aklıevveller, fitneciler, böyle masonların uşakları, sahtekar, sevgisiz insanlar, insan sevgisini tadmamış, Allah’tan korkmayanların tabii bir ayrım kafası var. Ama onların kafasını Allah eziyor zaten. Öyle bir şey olmaz. Allah’ın yarattığı her kul mukaddestir ve değerlidir. Oradaki bütün kardeşlerim, bütün Anadolu halkı gibi çok değerlidirler. Çok üstündürler, birinci sınıf vatandaştırlar, hepsi kardeşimiz, onu bu şekilde bilmek lazım. Aksini söyleyenlerinde fitneci, cahil ve akılsız olduğunu da bilmekte fayda var. Onun için, hiç itibar etmemek lazım onların sözlerine, hiç kaale almamak lazım. Değersiz insanlardan, değersiz sözler çıkar öyle, o tarz. Değersiz insanların, değersiz sözlerine değer vermemek lazım.
 
Kanal 47 (Mardin) / 28 Temmuz 2008


Muhabir: Şimdi Hocam, biliyorsunuz Güneydoğu’da terör mağduru çok insan var köylerde filan, yani oralara nasıl bir yardım götürülebilir? Neler yapılabilir?

Adnan Oktar: En güzel şey buralara işte kamyonlara yiyecek doldurup, temel gıda maddeleri, temel gıda maddelerinin dışında da özellikle soğukta giyebilecekleri gibi kalın kışlık kıyafetler veya yazlık kıyafetler, ayakkabı, yani doğal tabii ihtiyaçlar olabilir, sağlık malzemeleri olabilir, yani böyle güzel sağlıklı ve sıhhatli yaşayabilecekleri bir malzeme tespiti yapılabilir. Onların bolca oraya gönderilmesi halkın, oradaki değerli kardeşlerimizin bunları rahat rahat kullanmaları. Çünkü onlar çok onurludur doğu halkı böyle çok yani, o istemez sen götürüp ona dağıtırsan ısrar edersen alırlar, öyle bir insandır onlar yani, çok… bütün Türkiyemiz öyle efendidir, yani utangaç, saygılı insanlardır. Onurlu insanlardır. Onun için ısrar etmek lazım ayrıca. Evine götürüp o şekilde bir şey yapmak lazım. Kitap dağıtmak lazım, evlere gene kamyonla kitap dağıtılması lazım.

Kanal 47 (Mardin) / 28 Temmuz 2008


 
Muhabir: Evet Hocam, son olarak buradan Mardin halkına neler söylemek istersiniz?

Adnan Oktar: Mardinliler benim canım ciğerim kardeşlerim.

Muhabir: Hocam, Mardin, Midyat, Nusaybin hepsi.

Adnan Oktar: Hepsi, hepsi Şanlıurfa, Diyarbakır, Siirt, Tillo mesela Sait Nursi Hazretleri’nin memleketidir. Orada benim canım kardeşlerimin bulunduğunu biliyorum. Hepsini çok seviyorum. Oradaki Kürtler, Araplar, seyitler, Türkler, Lazlar… hepsi, hepsi benim kardeşim ve benim için hepsi Türk’tür. Hepsi birebir benim kardeşimdir, canımdır hepsi benim. Aynı bayrağın altında, tek millet olarak, tek vücut olarak inşaAllah, kardeşiz. Ama Allah bizi kavim kavim yaratmış, Kuran’da da var, birçok kavimden de olabiliriz, hiç fark etmez. Üstünlük ancak takva iledir. “Allah katında da en iyi olanınız…” diyor Cenab-ı Allah, şeytandan Allah’a sığınırım, “… en takva olanınızdır” diyor. Bütün mesele takva olmakta ve samimi olmakta. Allah, şeytandan Allah’a sığınırım, “ancak samimi olan kullarım kurtulur” diyor. Benim oradaki kardeşlerim her kavimden olabilir, bana ne, ben onların güzel ahlakına bakarım ve bu bayrak altında, bu vatanın vatandaşı olarak ben Türküm diyor, ben o adamın anlından öperim. Yani, konu bitmiştir.

Kanal 47 (Mardin) / 28 Temmuz 2008
]]>
http://komunizm.com/tr/Harun-Yahya-Etkiler/13522/dogu-ve-guneydogu-illerimizdeki-acihttp://komunizm.com/tr/Harun-Yahya-Etkiler/13522/dogu-ve-guneydogu-illerimizdeki-aciThu, 26 Mar 2009 00:36:40 +0200
Tüm İslam ve Türklük alemi büyük Osmanlı projesi (ya da diğer bir deyişle Türk-İslam Birliği projesi) altında birleşecektir Sayın Adnan Oktar çok uzun yıllardır çalışmalarında Türkiye’nin gerek Türki Cumhuriyetler gerekse diğer dünya ülkeleri arasından sıyrılıp lider ülke olarak öne çıkacağı ve Büyük Osmanlı Projesi (ya da diğer bir deyişle Türk-İslam Birliği) vesilesiyle süper devlet haline geleceği müjdesini vermektedir. Sayın Adnan Oktar’ın bu yöndeki ısrarlı açıklamalarının ardından, Osmanlı’nın tarihsel mirasçısı olan Türkiye Cumhuriyeti’nin Ortadoğu, Kafkaslar, Orta Asya ve Balkanlar’da meydana gelen otorite boşluğunu dolduracağı düşüncesi artık Batılı stratej ve analistler tarafından da zikredilmeye başlamıştır. Bu fikrin tüm dünyada yaygınlaşmasına büyük katkıda bulunmuş olan Sayın Adnan Oktar kendisiyle gerçekleştirilen röportajlarda da Büyük Ortadoğu Projesi’nin yerini Büyük Osmanlı Projesi’nin, yani büyük Türk-İslam Birliği’nin alacağını şöyle belirtmektedir:

 

Bağdat TV, 2 Mart 2008

Adnan Oktar: Büyük Ortadoğu Projesi yoktur, Büyük Osmanlı Projesi vardır. Büyük Türk-İslam Birliği Projesi vardır. İslam alemi birleşecek. Bütün Türklük alemi, İslam alemi birleşip çok büyük bir süper devlet yapacaklar. Bu devlet Amerika’nın da lehine olacak, İngilizlerin de lehine olacak, Rusların da lehine olacak ve bütün dünyanın lehine olacak. Dünyaya barış, kardeşlik ve huzur getirecek bir sistem olacak. Ve dolayısıyla Amerika’yı da kurtarmış bir sistem olacak bu.


Time Türk, 24 Temmuz 2008

Time Türk: Öyle bir durum söz konusu. Şimdi biz şeye geçelim, oradan tekrar Büyük Ortadoğu Projesi var çok önemli bir konu. Bunun bu bağlamda Amerika’nın İran’a saldırma meselesi var. Ama bunların hepsinin altında sizce ne var, yani bir masonik bağlantı ya da İsrail’in bu tür bağlantıları var mı? Yani Ortadoğu sorununun altında bu mu yatıyor?

Adnan Oktar: Büyük Ortadoğu Projesini Müslümanlar Büyük Osmanlı Projesine çevirecekler inşaAllah. Olay bu. Onlar ortaya şöyle bir kitlevi yapı meydana getiriyorlar, bir hamur veyahut bir alçı, yahut çimento diyelim. Bu sadece şekillendirilecek…


Vatan TV, 12 Ocak 2008

Vatan TV: Yine geçen röportajımızda ben size özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nin uyguladığı Büyük Ortadoğu Projesi’yle ilgili sorular sormuştum. Sizin bu konuyla ilgili tabii enteresan açıklamalarınız oldu. Ben Büyük Ortadoğu Projesi ve Avrupa Birliği’ne girişimizle ilgili sizin birtakım fikirleriniz olduğunu biliyorum. Eserlerinizden de okudum, ama izleyicinin bunu alması için tekrar soruyorum. Siz Büyük Ortadoğu Projesi’nin amacını ve Avrupa Birliği’ne kesin kez girmeye karşı olduğunuz yolunda beyanlarınız var. Bu konulardaki Avrupa Birliği’ne girmeyelim, çünkü çok ciddi anlamda geçen televizyondaki başka bir arkadaşımızla yaptığınız bir röportajınızda bunları söylemişsiniz. Ben geçmişte Avrupa Birliği’ne girmeye uygun bakıyordum, ama onların tamamen Müslümanlara, İslam’a karşı olan davranışından dolayı Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girmesine karşıyım, dediniz. Bu söylem Türkiye’deki mevcut devletin söyleminin dışında.

Adnan Oktar: Büyük Ortadoğu Projesi, Büyük Osmanlı Projesi’ne çevrilmesi gereken bir projedir. Türkiye eğer Avrupa Birliği’ne girecekse, Büyük Osmanlı Projesi içerisinde girmesi gerekir. Yani bütün İslam aleminin ve Türklük aleminin lideri olarak girmesi gerekir. Bunun dışında böyle Avrupa Birliği’nin söylediği tarzda bölünmüş, küçültülmüş, gücü kırılmış, milli yapısı, manevi yapısı bozulmuş bir Türkiye olarak girecekse, Türkiye hiç girmesin daha iyi, çünkü Türkiye diye birşey kalmamış oluyor o zaman.


Sayın Adnan Oktar’ın söylemleri doğrultusunda gelişen Türk-İslam Birliği fikri yerli ve yabancı basında da sık sık yer almaya başlamıştır. Buna bir örnek 11 Ocak 2009 tarihli Tercüman gazetesinde yayınlanmış olan “Türkiye’nin BOP planı” başlıklı makaledir. Hakkı Kurban imzalı makalede Türkiye’nin Büyük Osmanlı Projesi ile dönemin en güçlü devleti olacağına şöyle dikkat çekilmiştir:

“… Türkiye de BOP için çabalıyor. Ancak Türkiye’nin BOP’u başka! Açılımı; Büyük Osmanlı Projesi! … Osmanlı, döneminin en büyük devletiydi. Ancak hiçbir zaman ABD gibi kendi biçtiği kıyafeti kimseye zorla giydirmedi. Sırtından vurulmasaydı, bugün Ortadoğu bambaşka bir görüntüde olabilirdi. Osmanlı’ya dönüş artık mümkün değil. Ancak o mantık tekrar tesis edilebilirse, bölgeye barış ve huzur da getirebilir! …”



Tercüman, 8 Ocak 2009




2 Ağustos 2006 tarihinde Önce Vatan gazetesinde yayınlanmış bir makalesinde ise Sayın Adnan Oktar bu konuya şöyle değinmiştir:


… Türkiye’nin, Ortadoğu’nun istikrarı ve Dünya Barışı için yeniden eski misyonunu üstlenmesi gerekmektedir. Ortadoğu Ülkeleri’nin tarihten gelen bir bağlılık duyduğu ve önem verdiği Türkiye, hem birleştirici, hem de lokomotif olma rolüne, bilgi, beceri, tarihi tecrübe ve maneviyat açısından en uygun olan ülkedir. Aydınlarımızın ve yöneticilerin, Türkiye’nin bu tarihi misyonunu yeniden alması için oluşmuş olan şu anki konjonktürü çok iyi değerlendirmeleri gerekmektedir.

Avrupa Birliği’yle olan ilişkilerimiz de bunu etkileyen bir faktör değildir. Birliğe girsek de girmesek de, İslam Ülkeleri’nin, Batı ile olan ilişkilerini düzenleyen ülke konumunda olabiliriz. Nitekim bu, hem Batı’nın hem de İslam Ülkeleri’nin, Türkiye’nin sahip olduğu özelliklerden, yani, Batı için demokratik hukuk devleti yapısı, Ortadoğu için de itidalli Müslümanlık yapısı, Osmanlı’dan gelen şefkatli ve sevgi temelli yönetim ve yaşam tecrübesinden dolayı gönül rahatlığıyla Türkiye’ye bırakacağı bir misyon olacaktır.
Batı’da bir çok yöneticinin, think-tank kuruluşunun ve aydınların, Türkiye’nin bu rolü üstlenmesini istedikleri bilinmektedir. Özellikle 11 Eylül’den sonra, Osmanlı yönetim tarzının üzerine oldukça eğilmişler ve bunu canlandırma eğilimine girmişlerdir.

Bu, yalnız, Büyük Ortadoğu Projesi gibi, bölgede tepkiyle karşılanacak suni projelerle yapılabilecek bir şey değildir. Ortadoğu’da istikrarı sağlamak, eğitimi gerçekleştirmek, sosyal rehabilitasyonu sağlamak, Batı ile ilişkilerini düzenlemek elbette gerekmektedir; ancak bu, yine bölgenin kendi içinden çıkacak bir düzenleme ile olmalıdır. Dışarıdan bir zorlama şeklinde değil, içeriden bir istek ve arzu ile yapılmalıdır.

İşte bunun herkesin rızası olacak şekilde gerçekleşmesine öncü olabilecek tek ülke Türkiye’dir.

Bundan dolayı son zamanlarda ortaya çıkarılan, Büyük Ortadoğu Projesi yine BOP olarak anılabilir ama bundan sonra bunun açılımının “Büyük Osmanlı Projesi” olması daha mantıklı ve gerçekçi olacaktır.

Çünkü Osmanlı’nın mirasına sahip olan bu millet geçmişte olduğu gibi bugün de, özlemi çekilen barış ve güvenlik ortamını oluşturmakta öncü rol oynayacaktır.

Sahip olduğumuz miras, yeni girdiğimiz 21. yüzyılda, Türkiye’yi lider ülkeler sıralamasının başına yerleştirecek olan son derece köklü ve şanlı bir mirastır.

Tarihsel ve günümüzdeki gerçekler, dünyaya nizam verecek yeni bir Osmanlı’nın ortaya çıkışının, istenilir ve azmedilirse ulaşılması mümkün bir ülkü olduğunu göstermektedir.
Osmanlı geleneğinde yer alan hoşgörülü İslam anlayışı da, dünya için aranan bir umut ışığı haline gelmiştir. Eğer Türkiye sahip olduğu büyük medeniyet mirasını iyi değerlendirirse, önünde çok aydınlık bir gelecek bulacaktır.

Türkiye bu yönde geliştireceği stratejilerle Ortadoğu, Balkanlar, Kafkaslar ve Orta Asya’ya kalıcı barışı temin edebilecek, bunu muhafaza edebilecek bir tarihi birikime sahiptir. Allah’ın izniyle hiçbir güç, tarihe yön vermiş, insanlığa barışı, adaleti ve huzuru armağan etmiş dev bir kültüre ve tecrübeye sahip, köklü ve zengin bir medeniyetin kurucusu olan bir milletin duyarlılığını yok edemez.

Bu millet geçmişte olduğu gibi bugün de sahip olduğu hasletleri ve güzel ahlakı ile tüm dünyanın özlemini çektiği barış ve güvenlik ortamını oluşturacaktır.

21. yüzyıl, Allah’ın izni ile, Müslüman Türk milletinin ve Türkiye’nin lider olacağı bir dönem olacaktır.
]]>
http://komunizm.com/tr/Harun-Yahya-Etkiler/12838/tum-islam-ve-turkluk-alemihttp://komunizm.com/tr/Harun-Yahya-Etkiler/12838/tum-islam-ve-turkluk-alemiTue, 24 Feb 2009 18:21:53 +0200
Türk-İslam dünyasının iş birliği yapmasının önemi daha iyi anlaşılmaya başlandı

Sayın Adnan Oktar son dönemlerde çeşitli televizyon kanalları ve gazetelerle yaptığı röportajlarda, Türk-İslam Birliği'nin tesis edilmesinin, tüm dünya barışı ve huzuru için hayati önem taşıdığına dikkat çekmektedir. Konunun önemi, Harun Yahya'nın eserlerinden faydalanılarak hazırlanan gazete ilanlarıyla da kamuoyuna duyrulmaktadır.

Bu açıklamalarda Sayın Adnan Oktar'ın dikkat çektiği yönlerden biri de, Türk-İslam Birliği'nin kurulmasının ticari ve ekonomik olarak sağlayacağı faydalardır. Bu nedenle Sayın Oktar, Türk-İslam ülkelerinin ortak yatırımlar yapmasının, bu ülkeler arasında ticari canlılık oluşturulmasının, teknolojik ve alt yapı olarak gerekli yatırımların yapılmasının önemini hem eserlerinde hem açıklamalarında hem de diğer ilmi çalışmalarında özellikle vurgulamıştır.

Son dönemlerde Türk-İslam Birliği yolunda atılan adımların gittikçe artması ve hızlanması, Sayın Adnan Oktar'ın eserlerinin ve çalışmalarının etkisinin önemli bir göstergesidir. Türkiye'nin önde gelen sivil toplum örgütleri Türk-Müslüman dünyasının iş birliğinin önemine dikkat çeken açıklamalar yapmakta, çeşitli sivil insiyatifler bu konuda önemli adımlar atmaktadır. Bunlardan biri de, 5-6 Temmuz 2008 tarihinde düzenlenen İslam Konferansı Teşkilatı toplantısında TOBB Başkanı Sayın Rıfat Hisarcıklıoğlu'nun yaptığı açıklamalardır.

Sayın Hisarcıklıoğlu konuşmasında şunları dile getirmiştir:

  • "Dünya topraklarının %28'ine sahip olan ve çok geniş bir coğrafyaya yayılmış bulunan İslam ülkeleirnin farklı ekonomik yapıları ve kapasiteleriyle, başta insan gücü olmak üzere, çok zengin kaynaklara ve potansiyele sahip olduğu",
  • "Bu büyük beşeri ve maddi kaynağı, aynı ölçüde ekonomik başarıya ulaştırmanın herkesin ortak ideali olduğu",
  • "Nitelikli ve yüksek teknolojiye dayanan üretim ve verimliliği de arzu edilen düzeye çıkartmanın gerektiği".


Sabah Gazetesi, 6 Temmuz 2008

Sayın Adnan Oktar da İslam Birliği'ne Çağrı isimli kitabında konuyla ilgili olarak şu hususları dile getirmiştir:

 

"Müslüman ülkelerin ekonomilerinin işleyişi ve ekonomik yapıları arasında farklılıklar vardır. Bazı ülkelerin ekonomisi yer altı zenginliklerine (petrol zengini ülkelerde olduğu gibi) dayalı iken, bazılarının ekonomisi (coğrafi yapılarının elverişli olması nedeniyle) tarıma dayalıdır. Bu farklılık kısmi de olsa toplum yapıları için de geçerlidir. Kimi ülkelerde çoğunluk kırsal kesimde yaşarken, kimi ülkelerde şehir kültürü daha hakimdir. Ancak bir ülkenin diğerini eksik yönde desteklemesi, birinin diğerinin ihtiyacını karşılaması, herkesin uzmanlaştığı konularda diğerlerine yardımcı olması ile bu farklılıklar önemli bir zenginlik kaynağına dönüştürülebilir. Bu da İslam Birliği ile sağlanabilir."


"Ekonomik iş birliği, hem istikrarın sağlanması hem de kalkınma açısından önemlidir. Pek çok Müslüman ülkenin acil ihtiyacı, ekonomisinin istikrara kavuşması ve sağlam temeller üzerine oturtulmasıdır. İslam dünyasında endüstrinin gelişimine önem verilmesi, gerekli yatırımların yapılması zaruridir. Bütün olarak bir kalkınma projesi geliştirmek gerektiği de açıkça görülmektedir. Eğitim, ekonomi, kültürel yapı, bilim ve teknoloji birarada gelişmelidir. Bir yandan çalışma alanları teknolojik olarak geliştirilirken, öte yandan çalışanların eğitim düzeyinin ve kalitesinin artırılması sağlanmalıdır. Toplumlar daha üretici olmaya özendirilmelidir."

"Yapılacak ortak yatırımlar ve ortak girişimler bu noktada önemli bir adım olacaktır. Ortak girişimler sayesinde, hem ülkeler karşılıklı olarak birbirlerinin tecrübelerinden istifade edecekler, hem de oluşturulan yatırım sahaları her iki tarafın ekonomisi için de gelir kaynağı olacaktır."

"İslam dünyasının imkanlarını ve gücünü birleştirmesini sağlayacak ortak girişimlerle, yüksek teknoloji ürünü olan pek çok malzeme Müslüman ülkelerde de üretilebilecektir. Oluşturulacak İslam ortak pazarı sayesinde, bir ülkede üretilen ürünler, gümrük, kota gibi sınırsal engellere takılmadan bir diğer ülkede kolaylıkla pazarlanabilecektir. Ticaret alanı genişleyecek, tüm Müslüman ülkelerin pazar payı artacak, ihracat gelişecek, bu, Müslüman ülkelerdeki sanayileşme sürecini hızlandıracak, ekonomide sağlanacak kalkınma ile teknolojide de gelişme yaşanacaktır. Müslüman ülkeler diğer yatırım gruplarına karşı ortak bir güç olarak hareket edebilecek ve küresel ekonominin önemli bir parçası haline geleceklerdir."


Sayın Adnan Oktar'ın eserlerinden faydalanılarak hazırlanan gazete ilanlarında ise Türk-İslam dünyasının iş birliğinin önemli şu şekilde vurgulanmıştır:

 

Türk-İslam Birliği'nin ticareti canlandıracak, ekonomiyi güçlendirecektir. Ekonomide, siyasi alanda ve kültürel sahada Müslüman ülkeler arasında gerçekleştirilecek bir bütünlük, geri kalmış olanların hızla ilerlemesine, gerekli imkana ve alt yapıya sahip olanların bunları en verimli şekilde kullanabilmelerine olanak tanıyacaktır. Ekonomik büyüme, bilim ve teknolojiye yapılacak yatırımları artıracaktır. Ekonominin gelişimi ile birlikte eğitim seviyesinde de doğal bir yükselme olacak, toplum çok yönlü gelişecektir.

Türk-İslam Birliği, Müslüman alemini kalkındıracaktır. Oluşturulacak İslam ortak pazarı sayesinde, bir ülkede üretilen ürünler, gümrük, kota gibi sınırsal engellere takılmadan bir diğer ülkede kolaylıkla pazarlanabilecektir. Ticaret alanı genişleyecek, tüm Müslüman ülkelerin pazar payı artacak, ihracat gelişecek, bu, Müslüman ülkelerdeki sanayileşme sürecini hızlandıracak, ekonomide sağlanacak kalkınma ile teknolojide de gelişme yaşanacaktır.

Ekonomisi güçlü bir Türk-İslam alemi, Batı dünyası ve diğer toplumlar için de önemli bir refah kaynağı olacaktır. Bu toplumlar karşılarında güven içinde, tedirginlik duymadan iş birliği yapabilecekleri, ticari faaliyet içinde olabilecekleri bir güç bulacaklardır. Ayrıca Batılı kurum ve kuruluşların sürekli olarak bu bölgelerin kalkınması için aktardıkları fonlara da gerek kalmayacak, bu fonlar dünya ekonomisinin güçlenmesi için kullanılacaktır.




8 Mart 2008 TARİHLİ BASIN TOPLANTISI

Basın: İslam Birliğine dayalı bir siyasal sistemden bahsettiniz, bu konuyu biraz açabilir misiniz? Bu sistem nasıl kurulacak? Bugünkü uluslar sisteme nasıl entegre olacak. Biraz açar sanız?

Adnan Oktar: Bu sistemi açıklayayım. Bu sistemde her devlet bağımsız devlet oluyor bir kere. Yani Türkiye, Türkiye olarak kalıyor, Azerbaycan Azerbaycan olarak kalır, Türkistan Türkistan, herkes ayrı. Bu bir gönül birliği, bir sevgi birliğidir. Bir muhabbet birliği, insan sevgisine dayalı, teröre ve şiddete karşı işbirliği yapan, EKONOMİK KALKINMADA İŞBİRLİĞİ YAPAN, fedakarlık inancını, cömertlik inancını daha ön plana getiren, Allah sevgisini ön planda tutan bir düşünce.


SAYIN ADNAN OKTAR'IN BOSNA TV RÖPORTAJINDAN (3 Haziran 2008)

Muhabir: Sizin bir sonraki görüşünüz, konunuz İslam Birliği bu konuda diğer entellektüeller fikir belirttiler. Sizin peki görüşünüz ne bu konuda?

Adnan Oktar: Türk İslam Birliğinin oluşması için ortam tam anlamıyla müsait hale geldi. Hemen hemen hiçbir engel yok şu an. Hadi bakalım desek olacak gibi şu an.  Mesela geçen gün bir gazete ilanı vermişti arkadaşlarımız Azerbaycan ile Türkiye birleşsin diye. Her yerden çok güzel, olumlu mesajlar geldi. Azerbaycan'ın Cumhurbaşkanı da bunu istiyor. Filistin ile görüşüyoruz istiyorlar bunu, İslam birliğini. Suriye istiyor, Irak istiyor, Fas, Tunus, Cezayir hepsi istiyor, istemeyen yok. Sadece adı konacak o kadar. Ama tabi bunun bir sahibi vardır bir zamanı vardır onun oluşması için Allah zamanı bekletiyor.

Muhabir: Bildiğiniz gibi Avrupa Birliği kurulmuş durumdadır. Fransa Başkanı Akdeniz ülkeleri birliğinin kurulması için bir insiyatifte bulundu. Ve bu birliğe İslam ülkelerinin de girmesini öngörüyor. Kuzey Afrika ülkeleri ve tabi ki Türkiye dahil buna Bosna Hersek dahil. Bununla ilgili bir yorumunuz var mı?

Adnan Oktar: Bakın bu işte çok açık Avrupa Birliği  Hırıstiyanlık bazında şu an birleşmiş durumda Bugün bir Hıristiyan birliğini oluşturdular. Demek ki bu oluyormuş. Hıristiyan birliği oluyorsa Müslüman birliği de olur. En olmayacak gibi görünen şey Hıristiyan birliğiydi bu çok rahat oldu. Akdeniz birliği bile olabilecek gibi gördüklerine göre İslam Birliği bunlardan çok çok daha mantıklı ve çok daha kolay. Yani Türk ülkeleri de bölünmüş durumda yani Ankara, Konya, İzmir gibi dağılmış durumda. Türkistan, Azerbaycan yani tamamen suni bir bölünme var Kazakistan. Hepsi İslam ülkesidir. Ki bu Türk İslam birliğinde biz Musevilerin de rahat etmesini İsrail'inde kurtulmasını istiyoruz. İsrail'in de rahat etmesini istiyoruz. Ermeninstan'ın da kurtulmasını ve rahat etmesini istiyoruz. Türk İslam birliği aynı zamanda gayri müslümlerin de huzur içinde cennet gibi yaşayacağı güvenlik içinde yaşayacağı bir birlik. Egoist bir birlik değil bu.

]]>
http://komunizm.com/tr/Harun-Yahya-Etkiler/11946/turk-islam-dunyasinin-is-birligihttp://komunizm.com/tr/Harun-Yahya-Etkiler/11946/turk-islam-dunyasinin-is-birligiSat, 20 Dec 2008 16:45:35 +0200
Türkiye'nin geleceğin lideri olacağını batı dünyası da teyit ediyor Geçtiğimiz günlerde Amerikan istihbarat kurumlarının en üst kuruluşu olarak bilinen NIC (Ulusal İstihbarat Konseyi)'nin 2025 yılında dünyada nelerin olacağına dair tahminlerinin yer aldığı bir rapor yayınlandı. Bu raporda Türkiye'de manevi değerlere yönelişin iyice güçleneceğine dikkat çekilirken, asıl olarak Türkiye'nin geleceğin en önemli üç ülkesinden biri olacağı söyleniyordu. Amerikan istihbaratının bu raporu, Sayın Adnan Oktar'ın bir süredir önemle vurguladığı "Türkiye'nin geleceğinin çok güzel olacağı", "Ülkemizin Türk İslam aleminin lideri konumuna geleceği", "Geleceğin süper devleti olacağı" yönündeki açıklamalarıyla da birebir mutabıktır. Sayın Oktar konuyla ilgili açıklamalarında bu güzel gelişmenin yaklaşık olarak tarihini de belirtmiş, 10-20 yıl içinde Türkiye'nin çok farklı ve güzel bir konumda olacağını söylemiştir.


Akşam Gazetesi, 22 Kasım 2008

RAPORDA DİKKAT ÇEKEN HUSUSLAR:

1.    ABD DÜNYAYI ETKİLEYECEK KARARLARI TEK BAŞINA ALAMAYACAK

2.    2025'TE AB TOPAL DEVE DÖNÜŞECEK
SAYIN ADNAN OKTAR'IN 20 ARALIK 2007'DE VATAN TV'YE YAPTIĞI AÇIKLAMADAN BİR BÖLÜM:

ADNAN OKTAR: Genel olarak dünyanın gidişatı iyiye gidecek, benim kanaatim o. Özellikle Türk İslam dünyasında bir birleşme, bütünleşme meydana gelecek. TÜRKİYE HEM İSLAM ALEMİNİN HEM TÜRKLÜK ALEMİNİN LİDERİ OLACAK. Bunun da 10-20 YIL İÇERİSİNDE GERÇEKLEŞECEĞİNİ umuyorum. Ama dünyada ve Avrupa’da, AVRUPA BİRLİĞİ'NİN parçalanacağını düşünüyorum ve SOSYAL YÖNDEN BİR ÇÖKÜNTÜYE UĞRAYACAĞINI düşünüyorum. Amerika’da da yine bu Türk İslam birliğinden kaynaklanan bir rahatlama olacağını ve DÜNYA DENGESİNİ KURMADA AMERİKA VE TÜRK İSLAM BIRLİĞİ'NDEN OLUŞAN İKİ SÜPER DEVLETİN DÜNYAYI İDARE EDECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM.


ADNAN OKTAR: İşin doğrusu Türkiye, dünyanın en büyük devletidir. Yani, abartmıyorum en büyük devleti. Şöyle olacak, Türk İslam Birliğinin, büyük Türk İslam Birliğinin lideri olarak Avrupa Birliği'ne girecek Türkiye, o zaman hem Avrupa’yı besleyecek, hem Avrupa’yı güçlendirecek, hem Rusya’nın beli doğrulmuş olacak, hem Ermenistan rahatlayacak, hem İsrail rahatlayacak, hem Filistin sorunu hallolacak. TÜRKİYE BÜTÜN DÜNYAYI KURTARACAK BİR DEVLETTİR. Bütün dünyanın sigortası gibidir Türkiye. Çok hayati bir devlet. BUNU 10-20 YIL İÇERİSİNDE BÜTÜN DÜNYA GÖRMEYE BAŞLAYACAK ve bütün dünyayı kardeş haline getirecektir Türkiye. Bu Allah’ın inşaAllah kanunu, kader böyle inşaAllah. (Azerbaycan Devlet Haber Ajansı, 14 Ağustos 2008)


Radikal, 22 Kasım 2208




Milliyet, 22 Kasım 2008




ADNAN OKTAR: Türkiye sadmelerle sarsılmadan sürekli güzele doğru gidiyor ve gidecek. Hem İslam ahlakı şiddetle yayılıyor, inananların gücü daha artıyor. Hem Darwinizm gittikçe geriliyor, materyalizm gittikçe geriliyor. Ateist gücün yükselişi tamamen durdu ve son derece güçsüz ve alta doğru giden bir yapıya doğru geçti. Her yönden güzel bir gelişme var bu önümüzdeki 10 yıl 20 yıl içerisinde de had noktaya çıkacağı anlaşılıyor. Yani, çok çok yükseğe çıkacağı anlaşılıyor eğer bu hızla giderse, 10 YIL 20 YIL İÇİNDE TÜRKİYE’YE İSLAM AHLAKININ TAM ANLAMIYLA YERLEŞECEĞİ ANLAŞILIYOR. (Milli Gazete, 19 Mayıs 2008)


Cumhuriyet, 22 Kasım 2008




ADNAN OKTAR: Herkes samimi olarak inansın gerçekten Türkiye iyiye gidiyor ve gerçekten süper devlet olacağız. Türkiye hiç tarihte olmadığı derecede büyük bir devlet olacak. Türk İslam Aleminin lideri olacak inşaAllah. Bu tarihi misyonun başlangıç aşamalarındayız. Ve bütün dünyayı, anarşiden, terörden sıkıntıdan azaptan, her türlü acıdan kurtaracak bir milletir Türk milleti. Gerçekten çok asil efendi, böyle çileyle, acıyla yoğrulmuş bir millettir ve dünyayı yönetmeye dünyaya faydalı olmaya yönelik bir ruhu vardır. Allah o görevi bu millete vermiş görünüyor inşaAllah. Çok yakın zamanda bunu göreceğiz inşaAllah. (Çay TV, 23 Temmuz 2008)
]]>
http://komunizm.com/tr/Harun-Yahya-Etkiler/11879/turkiyenin-gelecegin-lideri-olacagini-batihttp://komunizm.com/tr/Harun-Yahya-Etkiler/11879/turkiyenin-gelecegin-lideri-olacagini-batiSat, 13 Dec 2008 15:51:26 +0200
Türk-İslam Birliği her geçen gün daha da yaklaşıyor Sayın Adnan Oktar, özellikle son dönemlerde, hem kültürel çalışmalarında hem de açıklamalarında Türk İslam Birliği'nin tesis edilmesinin tüm Türk İslam alemi için son derece acil bir sorumluluk olduğunu dile getirmektedir. Bu büyük birliğin gerçekleşmesi için en önemli rolün Türkiye'ye düştüğünü, Türkiye'nin ağabeyliğinde Türk İslam ülkelerinin biraraya gelmesi gerektiğini söyleyen Sayın Oktar, bu güzel birlikteliğin yakın gelecekte gerçekleşeceğini de müjdelemektedir.

Aynı dili, aynı inancı, aynı kültürü paylaşan toplumların birbirlerinden ayrı olmasının hiçbir mantığı olmadığını sık sık ifade eden Sayın Adnan Oktar, toplumların da bu konudaki istek ve şevklerini gündeme getirmeleriyle birleşmenin çok hızlı olacağını söylemektedir. BU BİRLİĞİN İLK ADIMI TÜRK BİRLİĞİ'NİN KURULMASI OLACAKTIR. Türk İslam ülkelerinin ticarette, yatırımda, eğitimde, bilimde, sanatta yapılacak iş birlikleriyle ülkeler arası ilişkiler güçlenecek, ortak olan değerlerin ön plana çıkarılmasıyla dostluklar pekişecek, Türk İslam alemi her konuda bir olacak, bir hareket edecektir. Sadece Türk İslam coğrafyasına değil, tüm dünyaya güzellik getirecek bu birliğin oluşmasıyla, terör konusu tamamen ortadan kalkacak, ekonomik bunalımlar hızla giderilecek, anlaşmazlıklar ve çatışmalar son bulacak, çok aydınlık, ferah, zengin, medeni bir dünya inşa edilecektir. Sayın Adnan Oktar açıklamalarında Türk İslam Birliği'nin şu özelliklerine dikkat çekmektedir:

  • Türk İslam Birliği bir gönül ve sevgi birliği olacaktır.
  • Sadece Türk Müslüman toplumlara değil tüm insanlara güzellik, barış ve huzur getirecektir.
  • Türk İslam Birliği'nin kurulması sadece İslam aleminin değil, Amerika'nın, Rusya'nın, Çin'in, İsrail'in kısaca tüm ülkelerin kurtuluşu olacaktır.
  • Türk İslam Birliği'nin kurulmasıyla terör ve anarşi ortadan kalkacak, ekonomik sorunlara çözüm gelecektir.
  • Türk İslam Birliği her inançtan, her düşünceden insanın hakkını sonuna kadar koruyacak, tüm insanlar için merhamet sığınağı olacaktır.
Geçtiğmiz haftalarda İstanbul'da düzenlenen Türk Dili Konuşulan Ülkeler Parlamenter Asamblesi Parlamento Başkanları Konferansı da bu güzel ortamın oluşması için atılan önemli adımlardan biridir. Söz konusu toplantının İstanbul'da yapılmış olması da son derece manidardır. Bu durum, Türk Devletlerinin Türkiye'yi öncü olarak gördüklerinin, saygı ve sevgi duyduklarının, Türkiye'nin Türk aleminin birleşmesi için harekete geçmesi durumunda hemen tabi olacaklarının göstergelerinden birdir. Sayın Abdullah Gül bu toplantıda yaptığı konuşmada ise şunları söylemiştir:
"Bu süreç içinde mesafe itibariyle ayrı düşse de, BİRBİRLERİNE DERİNDEN BAĞLI, AYNI SOYA, DİLE KÜLTÜRE, ORTAK BİR GEÇMİŞE SAHİP OLAN KARDEŞ HALKLARIMIZI BİRBİRİNE DAHA DA YAKINLAŞTIRMAK ADINA BÜYÜK BİR ADIM ATIYORUZ… HALKLARIMIZ DA BU ORTAK İRADEYİ DESTEKLİYORLAR. BİZİM KARDEŞLİĞİMİZ KİMSEYİ HEDEF ALMAMAKTADIR. AKSİNE TÜM BÖLGELERİN BARIŞ, İSTİKRAR VE REFAHINI İSTEYEN GÖNÜL VE AKIL BAĞINI TEMSİL ETMEKTEDİR"


 
ADNAN OKTAR: … ÖNCE BİR TÜRK BİLİĞİ OLUŞTURUP SÜRATLE, hatta öncelik sırasına da gerek yok. Mesela, Suriye ile Azerbaycan aynı anda Türkiye’ye bağlanabilir. Aynı anda, hiçbir sıralamaya bile gerek yok. TÜRKİYE'NİN ÖNDERLİĞİNDE, LİDERLİĞİNDE BU BİRLİĞİ HEMEN OLUŞTURMAK LAZIM. Bu oluştuğunda zaten, yani kimsenin bir sorunu olamaz, olmaz… Bu son derece makul. Avrupa Birliği oluyor da, Akdeniz Birliği oluyor da, hiç alakasız ülkeler bir araya geliyor da, AYNI SOYDAN, AYNI DİNDEN, AYNI GELENEKTEN, AYNI GÖRENEKTEN VE HERŞEYİ AYNI OLAN olan insanlar nasıl bir araya gelemiyor. Bir kere din kardeşiyiz, soy kardeşiyiz. Hiç beklenecek bir şey yok, hemen birleşmemiz gerekir. BU BÖLGEYE BÜYÜK BİR ZENGİNLİK, BEREKET, HUZUR VE KALİTE GETİRECEKTİR. Bir kere hiç görülmemiş bir medeniyet meydana gelecektir. Yani tarihte görülmemiş bir medeniyet. Yani Türk tarihinde görülmemiş bir medeniyet oluşacak inşaAllah. Ve Amerika’nın, Rusya’nın, Çin’in ekonomik yönden şahlanması demektir bu da. Mesela, Amerika ekonomik sıkıntıda şu an. Çin topun ağzında yani eğer, Amerika pazarını, Türkiye ve dünya pazarını Çin, herhangi bir şekilde kaybetmiş olsa, feci şekilde çöker Çin. Amerika da öyle yani, zoraki ayakta duruyor şu an. Rusya zaten fakir bir ülke ama TÜRK İSLAM BİRLİĞİ OLUŞTUĞUNDA BINLARIN HEPSİNE YOĞUN BİR BEREKET VE BOLLUK GELECEKTİR, HUZUR GELECEKTİR. AMA ZEMİNDEN BUNA DESTEK ÇOK ÖNEMLİDİR. Mesela, Azeri kardeşlerim var gücüyle bu konuda bastırsınlar, bizde buradan bastıralım ve bunu birleştirip, iki güzel ülkeyi birleştirip iki devlet, bir millet olarak bir araya gelelim. Yani, mesela şimdi İstanbul’dan arabaya atlayalım basıp gidelim, Azerbaycan’ın ortasına kadar gidip bir lokantada beraber yemek yiyelim. (Azerbaycan APA Haber Ajansı, 16 Ağustos 2008)
Yeni Şafak, 22 Kasım 2008




ADNAN OKTAR: Evet, evet ikisinin birleşmesi, iki devlet bir millet olarak birleşmesi bu gecikmiş bir şey zaten, bir an önce olması gerekiyor. Rusya buna bir şey demez çünkü, Rusya’nın lehine olacak bir şey bu Ermenistan’ın da lehine olacak bir şey. Çünkü, bunun sonucunda Ermenistan zengin olacak, rahatlayacak. Şu an fakir Ermenistan ve çok güçsüz. Ekonomik yönden de güçsüz ve sanayileşmesi de çok zayıf ve huzurlu değiller. Yani Ermenistan da bir sıkıntı çok uzun süreden beri devam ediyor. Böyle bir Azerbaycan ile Türkiye’nin birleşmesi durumunda Ermenistan şu halinin kat kat fazlası zengin olur ve çok çok rahat eder. Çünkü, Türkiye orada yatırımlar yapacak, Azerbaycan orada yatırımlar yapacak. Avrupalı yatırımcılar orada yatırımlar yapacaklar ve Ermenistan tanınmayacak şekilde hem zenginleşecek hem ileri gidecek. Sanayide, bilimde, sanatta alabildiğine gelişmiş olacak. Bunu ister Ermenistan. Rusya’nın üstüne bir yük şu an Ermenistan. Yani, Rusya’nın beğeneceği bir durum değil bu ve Türkiye Azerbaycan birleşmesi Rusya’ya ve Ermenistan’a karşı bir tehdit değil bilakis, tehditi ortadan kaldıran onları güvenceye kavuşturan bir sistem. Çünkü biz Rusya’ya da dostuz. Rusya bizim eski dostumuzdur. Yani Rusya ile bizim bir mücadele düşüncemiz yok Türkiye olarak. Düşünmeyiz de; çünkü düşmanlıktan hiçbir şey çıkmaz, hiçbir şey kazanılmaz, dostluktan çok şey kazanılır. Türkiye ile Rusya el ele verse Rus ekonomisi de adeta şahlanır. Ermeni ekonomisi de adeta şahlanır. Türk ekonomisi de şahlanır. Ama düşmanlıklarda ve mücadelede ekonomi kasılır kalır, fakirlik yayılır. Yani, insanların telif gücü kalmaz artık insanların kafası çalışmaz hale gelir. Düşmanlık insanı hasta eder, rahatsız eder. (Azerbaycan Devlet Haber Ajansı, 14 Ağustos 2008)


ADNAN OKTAR: Bu zincirleme bir reaksiyondur. Yani Azerbaycan ile Türkiye birleşirse bu dünyayı bütün dünyayı sallar. Ve Türk İslam alemini de sallar yani çok büyük bir şeydir bu. Hepsini heveslendirir. Zincirleme yani domino taşı gibi zincirleme düşer ondan sonra hepsi hallolur. Yani ilk örnek çok önemlidir. Yoksa Kazakistan’ın nesine lazım yani şuraydı buraydı tabiî ki Türk – İslam Birliğini tercih eder Kazakistan. Ama Kazakistan’da çok fazla Rus nüfusu varmış oh ne ala ne güzel onlarda bizim kardeşimiz. Yani Ruslar bize uzak bir millet uzak insanlar değil ki, gayet güzel insanlar. Ruslar’ın orada olması büyük bir nimet çünkü, mühendisleri var, profesörleri var, sanatçıları var, çok iyi işte her yönden yetişmiş bir insan topluluğu, kaliteli bir insan topluluğu onların zenginliğini Rusya görürse böyle bir topluluğa karşı sevgisi daha da artacaktır. Güveni daha da artacaktır. Kendi milletinden, kendi ırkından insanlara sevgi ve saygı gösterildiğini görürse Rusya’nın içinde niye bir korku olsun. Ama tabi bir milli bir refleks milli bir korunma korkusu var Rusya’nın üstünde yani kendini savunma içgüdüsü var. Bu savunma iç güdüsünün gereksizliğine kendisine inandırmak lazım. (Azerbaycan Gazete 525, 27 Ağustos 2008)


Türkiye, 22 Kasım 2008




ADNAN OKTAR:Tabiî ki, yani bu bir ırk üstünlüğü iddiası değil. Bu bir sevgi ve muhabbet aman sizi kurtaralım mantığı bu. Biz diyoruz, mesela, Rusların fakir olması bizi rahatsız eder. Rusya zengin olsun. Ve Rus devleti de güçlü olsun. Biz zayıf bir Rus devleti istemeyiz.

Muhabir: Ermenistan da zengin olsun değil mi? Türkiye’nin kanatları altına girsin. Burada 2 milyon, 3 milyon nüfus var değil mi Hocam?

ADNAN OKTAR: Hem nasıl, hem nasıl Ermenistan da, mesela gidip orada ermeni yemekleri yiyelim sohbet edelim.

Muhabir: 5 tane fabrika kursanız değil mi Hocam?

ADNAN OKTAR:Tabi, fabrikalar kuralım. Onlar buraya gelsinler kardeşiz. Yani, yazık günah bakıyorum. Yani acayip fakirler. Bunları hak etmiyor bu insanlar, böyle bir ortam hak edilmiyor. Bu, masonların ve şeytanın bir oyunudur.  Gereksiz bir fakirlik, gereksiz bir düşmanlık var. Biz Ruslarla niye düşman olalım. Niye o devletin aleyhine olalım. Niye Ermenistan’a düşman olalım, niye aleyhine olalım. Niye ermeni devleti zayıf ve güçsüz olsun bu bizim niye lehimize olsun. Eğlendirici ne yönü var bunun. Bütün bölgedeki devletler güçlü ve sağlıklı olsun. Milletler zengin olsun, kardeş olalım, yiyelim, içelim, ibadet edelim, Allah’a şükredelim, zaten iki günlük dünya. Allah’ın rızasını tam kazanıp, ahrete gidelim. inşaAllah (Azerbaycan APA Haber Ajansı, 16 Ağustos 2008)


Ortadaoğu, 22 Kasım 2008




Önce Vatan, 26 Ekim 2008

]]>
http://komunizm.com/tr/Harun-Yahya-Etkiler/11878/turk-islam-birligi-her-gecenhttp://komunizm.com/tr/Harun-Yahya-Etkiler/11878/turk-islam-birligi-her-gecenSat, 13 Dec 2008 15:04:03 +0200
Sayın Adnan Oktar'ın ifade ettiği gibi, Filistin ve İsrail'in tek kurtuluşu: Türk İslam Birliği
 
ADNAN OKTAR: Hatta İsrailin de son derece rahat edeceğini, o bölgede alabildiğine özgürce ticaret yapacağını düşünüyoruz. Buna doğru adım adım bir ilerleme var. Yakın bir zamanda bu hedef gerçekleşecek diye düşünüyorum. Onlar da  rahatlayıp, onlarda kurtuluşa erecek yani Türk İslam Birliği içerisinde, Türk İslam Birliğinin himayesinde olacağı için İsrail. Bu terör sorunundan, şiddetten o da kurtulmuş olacak. Onun duvarları yıkılmış olacak. İsrail’de bir nevi şu an hapishane durumunda. Her tarafı duvarla kaplı. O duvarlar yıkılacak. İsrail de rahata kavuşacak, bölgeyle çok rahat ticaret yapacak. Üzerindeki baskı kalkacak. Dolayısıyla İsrail’in de diğer Müslüman devletlere yaptığı, Müslüman ülkelere yaptığı baskı kalkmış olacak. Tam bir barış ve huzur çağı gelmiş olacak. Onun için Türk İslam Birliğinin bir an önce oluşması dünyanın en büyük birinci sorunudur diyebilirim. (Al Baghdadi TV, 5 Ağustos 2008)


Sayın Adnan Oktar Filistin-İsrail sorunuyla ilgili olarak yaptığı açıklamalarda, bölgeye barışı ve huzuru getirecek tek yolun Türk İslam Birliği olacağına dikkat çekmekte, bunun sadece Filistinli Müslümanların değil, İsrail'in de kurtuluşu olacağını söylemektedir. Her iki tarafın da birbirine sevgiyle ve merhametle yaklaşması gerektiğini öğütleyen Sayın Adnan Oktar, tüm inananlar için mübarek olan bu topraklarda herkesin kardeşçe birarada yaşayabileceğini ifade etmektedir. Türk İslam Birliği'nin kurulmasıyla, bu birliğin herkesin güvencesi olacağını, İsrail'in de Filistin'in de koruyucusu olacağını vrugulamaktadır. İki tarafa da itidal ve sevgi çağrısı yapan Sayın Oktar'ın açıklamaları ve işaret ettiği yol etkisini göstermeye başlamıştır. Bundan bir süre önce Filistin tarafı, İsrail basınına verdiği tam sayfa İbranice ilanda, huzurdan yana olduklarını, barış planının biran önce hayata geçirilmesini istediklerini bildirmiştir. Bu ilanda en dikkat çeken hususlardan biri ise, ilanı çevreleyen Müslüman ülkelerin bayrakları olmuştur. Hemen hemen tüm Müslüman ülkelerin bayraklarının ilanda kullanılması, barış ve kardeşlik çağrısının Türk İslam dünyasının bütününün sesi olduğunu göstermekte ve daha da önemlisi, Türk İslam Birliği'nin bölgeye barış getirecek güç olduğuna işaret etmektedir.

Konuyla ilgili basında yer alan haberlerde dikkat çekici unsurlardan biri ise, İLK DEFA Filistin tarafının bu şekilde doğrudan İsrail halkıyla diyalog kurmaya çalıştığı ve demokratik bir yola başvurulmasının önemiyle ilgili yorumlardı.



BBC, 20 Kasım 2008




ADNAN OKTAR: Geleceğin Türkiye’sini tanıyamazsınız görseniz. Yani bölgenin tam anlamıyla süper devleti olacak ve İsrail de kurtulacak bunun sonucunda, Ermenistan da rahatlayacak, Filistin de rahatlayacak ve İsrail tarihinde görülmemiş şekilde huzura ve güvene kavuşacak. Filistin sorunu kökten hallolacak. Bütün olaylarda kilit nokta Türkiye’dir. Ve açık açık talep var. Yani, Irak da talep ediyor. Türkiye ile birleşmek istiyor aslında Irak.  Suriye de aynı şekilde Türkiye ile birleşmek istiyor ve Türkiye’nin idaresini istiyor. Ama devletler ayrı tabi. Bir manevi lider olarak yani Türkiye’nin başa geçmesini istiyorlar. Bunu Türkiye teklif ettiğinde… (Kıbrıs Ada TV, 1 Ağustos 2008)


Porttakal İnternet Haber Sitesi, 21 Kasım 2008




Şalom, 26 Kasım 2008




ADNAN OKTAR: Hıristiyan da bizim kardeşimizdir. Musevi de bizim kardeşimizdir. Ermenisi de, Gürcüsü de hepsi bizim kardeşimizdir. Çünkü Osmanlı milletler topluluğu içerisinde bunlar hep bizim bağrımıza bastığımız, Osmanlı’ya Türklüğe hizmet etmiş, insanlardır. İslam’a Kuran’a hizmet etmiş insanlardır. Mesela en değerli ustalar, sanatçılar hep Ermenilerden çıkmıştır. Rumlardan çıkmıştır. Yahudi bilim adamları, Yahudi sanatçılar, Musevi sanatçılar çok büyük hizmetler vermişler, saraylarda görev almışlardır. Sonradan böyle bir fitne çıkarılmıştır. Irkçılık fitnesiyle onlarla sanki böyle bir kinleşme kavga varmış gibi, masonlar böyle bir kahpece oyun oynamışlardır… Museviyim demeye çekinir hale getirmişler. İşte bu bir masonik oyun. Halbuki ehli kitap, bizim kardeşlerimiz bunlar. Bunlar Hz. İbrahim’i sever. İsmail’i sever.  İshak’ı,  Yakup’u sever. Tek Allah’a inanır. Aynı peygamberleri severiz. Aynı meleklere karşı sevgimiz var. Ve hepsi hak dinlerin, eski şekilleridir. Eski hak dinlerdir. Tabi İslam dini son hak dindir inşaALLAH. Ama onlar da ehli kitaptır. Allah onları Kuran’da ehli kitap olarak belirtiyor. Onun için bu kin, adavet, düşmanlık hepsi kalkacak. İsrail alabildiğine özgür olacak. Ermenistan özgür olacak. (Uşak ART TV, 19 Ağustos 2008)


NTVMSNBC, 21 Kasım 2008

Haberde İLK KEZ bir Filistinli liderin bu şekilde İsraillilere doğrudan ulaşmaya çalıştığı söylenmektedir.




Son zamanlarda Filistin-İsrail konusuyla ilgili olarak basında yer alan haberlerden biri de, Türkiye'nin bu sorunun çözüme kavuşması için arabuluculuk yapması gerektiği konusudur. Gerek İsrail tarafı gerekse Filistin tarafı, Türkiye'nin arabuluculuğunu istediklerini açıkça söylemektedir. Her iki tarafın da Türkiye'nin arabuluculuğunu gönülden istemesi, tam da Sayın Adnan Oktar'ın söylediği gibi bu konunun ANCAK TÜRKİYE'NİN AĞABEYLİĞİYLE ÇÖZÜLEBİLECEĞİNİN göstergesidir.


Yeni Şafak Gazetesi




Zaman Gazetesi, 16 Kasım 2008




ADNAN OKTAR: Türk-islam birliğini acil olarak oluşması bütün bölge için şart. Bu Türk-islam birliği bir ırk üstünlüğü, en iyi biziz anlamında değil. Yani Hıristiyanlara da çok şefkatli, Yahudilere de çok şefkatli, onlara da çok iyi hayat hakkı tanıyan… Bu bir kere İsrail’in müthiş rahatlamasına sebep olur. O insanlar bir duvarın arkasına sıkıştı kaldılar, bir hapishanede yaşıyorlar ve her gün ölüm korkusuyla yaşıyorlar. Filistin tam bir dehşet ortamı ve tam bir sefalet ortamı, yazık günah, başka da hiçbir çözümü yok. Ne Amerikan müdahalesi, ne İngiliz müdahalesi, bunların hiçbirisi kurtarmaz. Tek çözüm Türkiye’nin müdahalesidir ve ağabeylik yapmasıdır. Yani her geçen gün bize manevi sorumluluk verir. Bunun bir an önce olması gerekiyor. (Kordon TV, 27 Temmuz 2008)


SAYIN ADNAN OKTAR'IN FİLİSTİN KİTABINDAN BİR BÖLÜM

Bu temel prensip üzerine, İsraillilere (ve tüm Yahudilere) çağrıda bulunuyoruz:

1) Müslümanlar ve Yahudiler, tüm evrenin ve canlıların Yaratıcısı olan tek bir Allah'a inanmaktadırlar. Hepimiz Allah'ın kullarıyız ve O'na döneceğiz. O halde neden birbirimize düşman olalım? İnandığımız kutsal kitaplar birbirinden farklıdır; ama hepimiz o kitaplara     Allah'ın vahyi olduğuna inandığımız için uyuyoruz. O halde neden birbirimize cephe alalım?

2) İsrailliler Müslümanlar yerine, ateist veya putperest insanlarla mı birarada yaşamayı tercih ederlerdi? Kitab-ı Mukaddes, putperestlerin Yahudilere yaptıkları korkunç zulümleri anlatan pasajlarla doludur. Ateist ve dinsizlerin (örneğin Nazilerin, antisemit ırkçıların veya Stalin Rusyası gibi komünist rejimlerin) Yahudilere uyguladıkları korkunç soykırım ve zulümler de ortadadır. Söz konusu dinsiz güçler, Yahudilerden Allah'a inandıkları için nefret etmişler ve bu yüzden onlara zulmetmişlerdir. Hem Müslümanlara hem de Yahudilere düşman olan söz konusu ateist, komünist veya ırkçı güçlere karşı, iki dinin mensupları aynı safta değil midir?

3) Müslümanlar ve Yahudiler, aynı peygamberleri sevmekte ve saymaktadırlar. Hz. İbrahim, Hz. İshak, Hz. Yusuf, Hz. Musa veya Hz. Davud Yahudiler için ne kadar önemli ise, Müslümanlar için de en az o kadar önemlidir. Bu mübarek insanların üzerinde yaşadıkları ve   Allah'a hizmet ettikleri topraklar, Yahudiler için ne kadar kutsal ise, Müslümanlar için de en az o kadar kutsaldır. O halde neden bu toprakları gözyaşına ve kana boğalım?

4) İsrail'in temel değerleri biz Müslümanlar için de kutsaldır. "İsrail" kelimesi, Kuran'da övgüyle anlatılan ve tüm Müslümanların saygıyla andıkları Hz. Yakub'un ismidir. Hz. Davud'un altı köşeli yıldızı, bizim için de bir peygamber sembolüdür. Sinagoglar, Kuran'a göre Müslümanların koruması gereken ibadethanelerdir. (Hac Suresi, 40) Şu halde iki dinin mensupları, neden birarada ve barış içinde yaşamasınlar?

5) Tevrat Yahudilere yeryüzünde toprak işgal etmeyi ve kan dökmeyi değil, barış ve huzur sağlamayı emretmektedir. İsrail soyu "milletler üzerine bir ışık" olarak tarif edilmektedir. Haham Dovi Weiss'in dediği gibi; "Sonsuz Kudret Sahibi Allah, Yahudi halkına, dünyanın üstündeki tüm insanlarla ve uluslarla barış içinde yaşamayı emretmiştir. Bizim görevimiz kolaydır: Her zaman için Yaratıcıya mütevazice kulluk etmek. Tevrat'a inanan Yahudiler olarak, hangi insan veya insan grubu acı çekerse, onlara merhamet hissetmek ve göstermekle sorumluyuz."

 Eğer İsrailliler Filistinlilere bugün davrandıkları gibi davranmaya devam ederlerse, bunun hesabını Allah'a veremeyebilirler. Masum sivil İsraillileri öldüren Filistinliler de, bu cinayetlerinin hesabını veremeyebilirler. Her iki tarafı da şeytani bir şiddete sürükleyen bu çatışmalara bir son vermek, Allah'ın rızasının gereği değil midir?

Yahudileri tüm bu gerçekler üzerinde düşünmeye davet ediyoruz. Allah biz Müslümanlara, Yahudileri ve Hıristiyanları "ortak bir kelimeye" davet etmeyi emretmiştir:

De ki: "Ey Kitap Ehli, bizimle sizin aranızda müşterek bir kelimeye gelin. Allah'tan başkasına kulluk etmeyelim, O'na hiçbir şeyi ortak koşmayalım ve Allah'ı bırakıp bir kısmımız bir kısmımızı Rabler edinmeyelim. (Al-i İmran Suresi, 64)
Bizim, Kitap Ehli olan Yahudilere çağrımız da budur: ALLAH'A İMAN EDEN VE O'NUN VAHYİNE İTAAT EDEN İNSANLAR OLARAK, GELİN ORTAK BİR "İMAN" KELİMESİNDE BİRLEŞELİM. HEPİMİZ YARATICIMIZ VE RABBİMİZ OLAN ALLAH'I SEVELİM. O'NUN EMİRLERİNE UYALIM. VE ALLAH'IN BİZİ DAHA DA DOĞRUYA ERİŞTİRMESI İÇİN DUA EDELİM. BİRBİRİMİZE VE YERYÜZÜNE HUSUMET, GÖZYAŞI VE KAN DEĞİL, SEVGİ, MERHAMET VE BARIŞ GETİRELİM. Filistin sorununun ve dünyadaki daha diğer pek çok kavganın çözümü burada yatmaktadır. Gelin, hep birlikte bu çözüme ulaşalım. Öldürülen ve acı çeken bunca masum insan, bunun son derece acil bir görev olduğunu her gün bize hatırlatan bir işarettir.
]]>
http://komunizm.com/tr/Harun-Yahya-Etkiler/11808/sayin-adnan--oktarin-ifadehttp://komunizm.com/tr/Harun-Yahya-Etkiler/11808/sayin-adnan--oktarin-ifadeWed, 10 Dec 2008 01:15:10 +0200
Sayın Adnan Oktar'ın söylediği gibi, Türkiye tüm İslam dünyasına ağabeylik yapıyor
ADNAN OKTAR: Türkiye'nin görevi Türk-İslam aleminin lideri olmasıdır. Türk milletine çok büyük görev düşüyor. Türk-İslam aleminin liderliği dünya tarihinin en büyük vazifelerinden birisidir. Türk milletinin en hayati görevlerinden biri budur. Yani, biz sırf Türkiye'yi kurtarmak değil bütün Türk-İslam alemini kurtarmakla görevliyiz Türk milleti olarak.... (Konya TV, 28 Şubat 2008)


Son dönemlerde yaşanan gelişmeler Sayın Adnan Oktar'ın tespitlerinin son derece doğru olduğunu ve Türk İslam aleminin geleceğiyle ilgili verdiği müjdelerin gerçekleşmeye başladığını bir kez daha göstermektedir. Bu gelişmelerden biri de, Türkiye'nin önderliğinde Pakistan ve Afganistan liderlerinin Türkiye'de biraraya gelmesidir. Basında, "Batı'nın yapamadığını, Türkiye yaptı" yorumlarıyla yer verilen bu gelişme, Türkiye'nin tüm İslam aleminin Türkiye'ye sevgi ve saygıyla baktığını ve Türkiye'yi doğal lider olarak gördüklerini göstermektedir. Nitekim, Afganistan Dışişleri Bakanı Rangin Spanta, "Türkiye modern, Müslüman ve demokratik bir ülke. İki ülkenin dostu olarak muhakkak ki önemli bir rol oynuyor" sözleriyle Türkiye'ye verdikleri öneme dikkat çekmektedir. Eski Afganistan Dışişleri Bakanı Ali Celali ise, Türkiye'nin barış sürecine muhakkak dahil olması gerektiğini anlatırken, "Türkiye'nin her türlü olumlu katkısının memmuniyetle karşılanacağını" belirtmiştir.


Zaman Gazetesi, 25 Kasım 2008




Cumhuriyet Gazetesi, 21 Kasım 2008




ADNAN OKTAR: Gittikçe Türkiye'nin ağabeyliği yayılmaya başladı, herkes kabul ediyor. Mesela, Gürcistan, Ermenistan, ağabey olarak kabul ediyor Türkiye’yi bu çok güzel. Bölge Türkiye’yi seviyor. Türk askerini çok seviyorlar. Türk askerine karşı acaip bir muhabbet var dünyada. Çok mübarek bir ordu olarak biliniyor. Bence yollar sonuna kadar açık, Türk İslam Birliği benim kanaatim en fazla bu 10 yıl içinde çok rahat oluşacak gibi görünüyor. (Hatay TV, 7 Eylül 2008)


NTVMSNBC, 6 Aralık 2008




ADNAN OKTAR: Evet, Türkiye her zaman çok dürüst davranır… En dürüst, en doğru, en vicdanlı ne ise onu yapmaya çalışır. Dikkatlice bakan da bunu görür, çünkü bakın her ülkeye Türk askeri gittiğinde sevinçle karşılanıyor. Bu oradan anlaşılıyor zaten. Demek ki alabildiğine dürüstler. Demek ki alabildiğine iyi niyetliler. Yoksa tedirgin olurlardı. Mesela Afganistan’da seviliyorlar. Bosna’ya gittiler, seviyorlar. Nereye gitseler seviyorlar. Bu onların dürüstlüğünden kaynaklanıyor, Türk askerinin dürüstlüğünden kaynaklanıyor. (Al Hurra TV, 8 Nisan 2008)


Türkiye Gazetesi, 23 Kasım 2008




Muhabir: Müslümanlar katliamlara maruz kalıyorlar. Daha önce Bosna Hersek’te. Şimdi Irak’da, Afganistan’da, Filistin’de ne yapmak gerekir bu konuda sizce?

ADNAN OKTAR: Müslümanların birlikte hareket etmesi topluca kardeş olmaları, hepsinin tamamının kardeş olması ve bir lider etrafında toplanmaları da Kuran’a göre farzdır. Müslümanlar bunu yapmıyorlar. Bunu yapmayınca her türlü belanın kapısı açılır. Müslümanlar bu farzı yerine getirecekler. Ben bunun için söylüyorum, Türklerin önderliğinde, Türk milletinin önderliğinde, bir Türk İslam Birliği oluşsun. Her devlet ayrı milli devlet olarak kalsınlar. Her devlet kendi içerisinde hür davransın, fakat başlarında bir manevi lider bulunsun. Çünkü hıristiyanların Papası var liderleri var. Müslümanların da bir manevi lideri olması şart. Bu manevi birliğin başında birisi olursa. Bu kargaşa bu fitne rahatça son bulur. O zaman dünyanın bir yerinde Müslümanların parmağının ucuna bir  zarar gelse bütün müslümanlar toplu haraket edeceği için, bu olay hemen durdurulur ama böyle paramparça olursa. Böl, parçala, yut politikasına uygun hareket ederlerse tabi ki küçük parçaları yutmak kolaydır. Ama bütün blok bir müslüman alemini yutmak imkansızdır. Müslümanların bu farzı bir an önce yerine getirmeleri gerekiyor. (Al Baghdadi TV, 29 Haziran 2008)
]]>
http://komunizm.com/tr/Harun-Yahya-Etkiler/11807/sayin-adnan--oktarin-soyledigihttp://komunizm.com/tr/Harun-Yahya-Etkiler/11807/sayin-adnan--oktarin-soyledigiTue, 09 Dec 2008 19:54:28 +0200
Sayın Adnan Oktar'ın dev eseri Yaratılış Atlası, Avrupa'nın dine yönelişini hızlandırıyor

Sayın Adnan Oktar'ın Yaratılış Atlası adlı kitabı Avrupalı materyalist ve Darwinist çevrelerde adeta şok etkisi meydana getirdi. Yaklaşık 1.5 asırdır materyalizmin merkezi olarak bilinen Fransa'da dahi büyük değişimler yaşanmaya başlandı. Kitabın ardından, tüm Avrupa'da en çok konuşulan ve yazılan konuların başında, Avrupa toplumlarının Allah inancına yönelişi geldi. Sayın Adnan Oktar'ın Darwinizm'e karşı yürüttüğü ilmi mücadelenin konu edildiği yüzlerce gazete haberinde de bu gerçek dile getiriliyordu. İngiltere Eski Başbakanı Tony Blair'in dine yönelişiyle ilgili açıklamaları, Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy'nin Allah'a inancını anlattığı sözleri Avrupalı liderlerde de çok güzel ve olumlu değişiklikler olduğunu göstermektedir. Tüm bu güzel gelişmelerin Yaratılış Atlası kitabının Avrupa'ya ulaşmasının ardından olması ise son derece dikkat çekicidir.

Son dönemlerde konuyla ilgili olarak önemli başka gelişmeler de yaşanmaktadır:

  • Bunlardan birincisi, Papalık Dinlerarası Diyalog Kurulu Başkanı'nın yaptığı açıklamadır. Bu açıklamada "Müslümanların Allah İnancını Avrupa'ya Geri Getirdikleri" için teşekkür ettiği  ifade edilmiştir. Gerçekten Sayın Adnan Oktar'ın Yaratılış Atlası'nın Avrupa ülkelerine ulaşması, Sayın Adnan Oktar'ın eserlerinden faydalanılarak düzenlenen konferansın pek çok Avrupa şehrinde ilgiyle izlenmesi ve Sayın Adnan Oktar'ın hazırladığı makalelerin bu konuda çok önemli bir etki oluşturmuştur.
  • İkinci gelişme ise, İngiliz öğretmenlerin 2/3'sinin okullarda Yaratılış okutulmasını istedikleri ve konuyla ilgili basında çıkan haberlerde bu durumun Müslümanların yaptığı kültürel çalışmaların neticesi olduğunun belirtilmesidir.
  • Bir diğer önemli gelişme ise, Romanya'da evrim teorisinin okul müfredatından çıkarılması için çalışmaların başlamasıdır.

Tüm bu gelişmeler, Avrupa'da büyük bir kültürel değişim yaşandığının önemli göstergeleridir. Allah'ın izniyle yakın gelecekte bu değişim daha da hızlanacak, din ahlakı akın akın tüm yeryüzüne hakim olacaktır.

 

ADNAN OKTAR: Kitabımın Avrupa'da böyle güzel etki meydana getirdiğini görmek beni çok sevindirdi. Önümüzdeki günlerde buna benzer olaylar gittikçe gelişecek gibi görünüyor. Allah'ın varlığı, ahiret hayatının olması insanlık için sevinç vesilesidir, mutluluk vesilesidir. Sayın Sarkozy de buna dikkat çekmiştir. İnsanların ruhen ve bedenen daha sağlıklı olmasını sağlayan kardeşlik bilincini daha güçlendiren, insanların iç huzuru arttıran, çoşkulu sevince sebep olan bir şeydir Allah'ın varlığı. Bu yüzden bu yönde çalışmalar devam ettikçe bu güzelliklerin de devam edeceğini düşünüyorum. (Yabancı Basınla Yapılan Basın Toplantısı, 8 Mart 2008)


Hürriyet Gazetesi, 29 Kasım 2008

Papalık Dinlerarası Diyalog Kurulu Başkanı Kardinal Jean-Louis Tauran, "Tanrı'yı Avrupa'daki toplumsal alana geri getirdikleri" için Müslümanlara teşekkür etti.

Papalık Dinlerarası Diyalog Kurulu Başkanı Kardinal Jean-Louis Tauran, dinin günümüz Avrupası'nda daha önce olduğundan daha fazla konuşulup yazıldığını söyleyerek, "Bu, müslümanların sayesindedir...

 
Vatan Gazetesi, 29 Kasım 2008




ADNAN OKTAR: O beni çok heyecanlandırdı Yaratılış Atlası'nın dünyayı bu kadar sarsacağı, Fransa gibi İtalya gibi Almanya gibi Avrupa ülkelerini bu kadar yerinden oynatacağını gerçekten tahmin etmiyordum. Mükemmel bir etkisi oldu ve devlet liderlerine varıncaya kadar çok çok etkilendiler. Yani mesela şu an Avrupa'da Darwinizm etkisine bakıyoruz. Müthiş düştü. %20'lere düştü. Eskiden yaratılışa inananların sayısı %20'ydi, şimdi Darwinizme inananların sayısı %20. %80'i yaratılışa inanıyorlar. Bütün Avrupa'yı çok derinden etkiledi kitap. O yüzden Allah'a şükrediyorum, muazzam netice aldık. Yani Tony Blair'den tutun Jacques Chirac'a kadar bir çok liderde çok çok derin etki yaptı. (Çay TV, 23 Temmuz 2008)


Haberler İnternet Haber Sitesi, 29 Kasım 2008




ADNAN OKTAR: … Sonra bu Yaratılış Atlası Avrupa'ya yayınevi gönderdi. O da Avrupa'da çok iyi netice getirdi. Şu an Avrupa'da %80-90 oranında Darwinizme inanmayanların oranı, %80-90'lara çıktı. Daha önce Darwinizme inanlar çok yüksekti. Yani %70-80 dolayındaydı Darwininizme inananlar. Şimdi Allah'ın yarattığına inananların oranı %70-80 tam tersine döndü. Çok iyi bir başarı. Allah'a hamdolsun elhamdülillah. Bu şekilde devam ediyoruz… Asrımızda felsefe son derece önemli, Darwinizm felsefesi, Darwinizm materyalizm yani tabiyun taanu dediği Said Nursi hazretlerinin, tabiatçılık düşüncesi, bu asrın en büyük putudur. Bu en büyük putun kırılması gerekiyordu. Bizim yaptığımız bu en büyük putu kırmak oldu. Avrupa'da tam bir şok meydana geldi. Avrupa'da, Fransa'da, İtalya'da bütün yabancı gazeteler bunu şaşkınlık ve hayretle duyurdular. Hakikaten çok büyük net netice alındı. Yapılan anketlerde hakikaten Darwinizmin Avrupa'da yerle bir olduğunu görüyoruz. Allah'a hamdolsun Allah böyle bir başarı meydana getirdi. Demek ki ilmi çalışma telkin, metotlarında Allah insanlar, gayret ederse başarı veriyor. Bunu görüyoruz. İnşaAllah. (Al Baghdadi TV, 29 Haziran 2008)


Telegraph, 7 Kasım 2008

 "İngiliz Öğretmenlerin Yaratılış Öğretmeyi İstemelerinin Sebebi İslam"
 
İngiliz öğretmelerinin 2/3'sinin okullarda Yaratılış öğretilmesini savunduklarının anlatıldığı haberde, asıl olarak üzerinde durulan konu bu gelişmeye Sayın Adnan Oktar'ın eserlerinin vesile olduğudur. Haberde şöyle denilmektedir:
"Son beş yıldır Türk Yaratılışçı Harun Yahya'nın parlak, büyük, ağır ve son derece sofistike hazırlanmış 800 sayfalık eseri Yaratılış Atlası gelişmiş dünyayı sel gibi kuşattı. Canlıların yaratıldığını ispat eden kitapta, "Canlıların yüz milyonlarca yıldır en küçük bir değişikliğe uğramadığı" anlatılıyor."

Le Monde, 17 Kasım 2008


"Yaratılışçılık Avrupa'daki Etkisini Arttırıyor"

ADNAN OKTAR: Darwinizm, Sümerler devrinden beri devam eden bir pagan inancıdır. Çok sıradan bir düşüncedir. Bilimsel delili yoktur. Tek bir tane ara fosile şu ana kadar rastlanamamıştır… Darwinizm zorlama bir inançtır. Resmi himaye ile ayakta tutuluyor dünyada. Resmi himaye kaldırılsın Darwinizm bir hafta, on gün bile dayanamaz. Yapılan anketlere bakıyoruz, mesela İsviçre; İsviçre Factum dergisinde yer alan haberde, İsviçre halkının okullarda yaratılışın okutulmasını istediği bildirildi diyor, ünlü Blick gazetesinin anketinde ise yaratılışa inananların oranı % 85. Sciaence Actualites Fransa, yaptığı ankette evrime inananların oranı %5 iken yaratılışa inananların oranı %92 olduğu görüldü. İnternete giren bunları görebilir. Süddeutsche Zeitung ünlü alman gazetesinin yaptığı ankete göre ise insanın bir yaratıcının eseri olduğuna inananların oranı ise % 85. Yaratılış Atlasının Avrupa'ya gidişinden sonraki gelişmeler bunlar. Olağanüstü bir gelişme oldu. Bu Avrupa halkının doğru fikre, dürüst fikre olan yatkınlığını gösteriyor. O yönüyle de tebrik ediyorum. Mesela Almanya'nın en önemli gazetelerinden Die Welt; ankette sorulan size göre yaşam nasıl oluştu sorusuna katılımcıların %86'sı Allah yarattı şeklinde cevap verdi. Bunları görebilirsiniz, internette var. Mesela Belçika De Morgen gazetesinin haberinde Müslüman öğrencilerin ise 10 kişi arasında 8'inden fazlası evrimin tamamen bir saçmalık olduğunu düşündüğünü belirtiyor. Öbür gazeteler de aynı şekilde, Danimarka'da da aynı şekilde. Mesela Danimarka halkının %88'i hayır diyor. İnsanın maymundan geldiğini düşünüyor musunuz sorusuna. Ekstra Bladet gazetesinin internet sitesinde bu var. İsteyen görebilir. Çok güçlü etki meydana getirdi Avrupa'da. Zaten Tony Blair'ın açıklamalarından bunu görüyoruz, Fransa'da yine çok güçlü etkiyi devlet yöneticilerinin izahlarından anlıyoruz. Çok mükemmel gelişmeler var. (Çırağan İftar Toplantısı, 18 Eylül 2008)


The Register, 7 Kasım 2008


İngiliz Öğretmenlerin 2/3'si Yaratılışçı

ADNAN OKTAR: Amerika da Avrupa da ateizmden daha yeni kurtuluyor. Yeni gelişiyor bu konuda, tabi biz acele etsek de Allah'ın bir kaderi var, o anlamda bir gelişme oluyor. Önümüzdeki 10-20 yıl içinde bunu net neticelerini alırız. Yani gelişmeler onu göstertiyor. Sürekli bir tırmanış var. Yani bir açıda gidiyor olaylar. Eğer bu hızla giderse 15-20 yıl içinde bu çok netleşecek gibi görünüyor. Yani İslam'ın, İslam ahlakının dünyaya hakimiyeti kesin gibi görünüyor.

Muhabir: Peki Sayın Hocam Avrupa'da İslam dininin yansıması ve nasıl bir vitrine sahip olduğunu görüyorsunuz? Nasıl yorumlarsınız? 

ADNAN OKTAR: Bu Yaratılış Atlasının yayılmasında Avrupa'da ilk başta çok şiddetli bir şok meydana geldi çok acayip sarsıldılar. Sonra sakinleştiler, sakinleştiler, sonra kabul ettiler. Şu an Avrupa'da artık utanç verici bir şey Darwinizmi savunmak, yani aklı başında insanlar pek savunamıyorlar. Çok marjinal tipler savunabiliyor. Bütün okullarda bütün her yerde yaratılış inancı yaygın. Anketler de bunu göstertiyor. Birçok anket yapılıyor. Bütün anketlerde bunu görüyoruz. Hatta %80-90'lara çıkmış yaratılışa inananların sayısı ki bu ünlü gazeteler bu anketleri yapanlar. Avrupa'nın en büyük en ünlü gazeteleri. Her ankette bunu alıyoruz. Daha öncede söylemiştim. Böyle bu dalgalanmalar şeklinde bu yayılır, kitabın sayısıyla bunun alakası yok demiştim. Hakikaten kitabın sayısıyla alakası olmadığını gördüler. Çünkü bilen okuyor, bilmeyende okuyor herkes okuyor. Bilen etrafa zaten anlatıyor. Bilmeyende okuyunca öğreniyor. Etrafa anlatıyor. Bu zincirleme bir reaksiyon meydana getiriyor. Bunun sonucunda hakikaten çok net netice aldık Avrupa. Ama bu tabi imana dönüşmesi bunun müslümanlığa dönüşmesi vakit alabilir inşaALLAH. (Denge TV, 3 Temmuz 2008)


Macedonia Online, 4 Aralık 2008


Romanya Okul Müfredatından Evrim Teorisini Çıkarıyor

 

Muhabir: Peki Harun Yahya kalkanı Avrupa'da ne durumda, ne derece bu kalkan Avrupa'yı ele almış durumda? Onu bir de sizden dinleyelim hocam.

ADNAN OKTAR: Fransa'da mükemmel bir etki meydana geldi. O, Darwinizmin kalesiydi Fransa, Fransa şu an dümdüz. Sarkozy tam bir dindar oldu. Sürekli Allah'tan bahsediyor, biliyorsunuz basına da sürekli yansıyor. Gece gündüz bu konular işleniyor. Sarkozy'nin ifadeleri olsun, İngiltere Başbakanı Tony Blair'in izahları olsun, hepsi bu yönde. Mesela diyor ki Nicolas Sarkozy 'Acılara din değil, acılara din değil dinsizlik neden oldu.' 'Her insan düşüncesinde ve kalbinde var olan yüce Allah'tır.' 'İnsanı esir kılmayan, onu özgür kılan Allah'tır. İnsanların ölçüsüz kibirine ve deliliğine karşı bir sur olan Allah'tır. Tüm farklılıkların ötesinde sürekli olarak insanlara bir alçak gönüllülük ve sevgi mesajı, barış ve kardeşlik mesajı, hoşgörü ve saygı mesajı veren Allah'tır'. Bunu Sarkozy söylüyor, ama ne zaman, bizim kitapları okuduktan sonra, Yaratılış Atlası'nı okuduktan sonra. Tony Blair, İngiltere Başbakanı sosyalist, materyalist, darwinist idi; bakın değişime. 'Dini inancın önemini anlamadan çağdaş dünyayı anlayamazsınız' diyor. 'Dini koruyun ve onun iyilik için bir güç olmasına yardım edin'. 'Dini koruyun ve onun iyilik için bir güç olmasına yardım edin' diyor. Mesala Fransa'da yine Jacques Chirac Atlas için teşekkür mektubu gönderdi bana. Dinlerarası Diyalog Vakfı'nı kurmuş, yani dinlerin birbirini daha iyi anlaması, daha iyi değerlendirmesi için. Fakat tabi bir tek bu da değil de, yabancı basında çok şiddetli etkisi oldu. Mesela Le Point-Fransa: 'Darwin'i kurtarın' diyor başlık. Fransa La Liberation: 'Tek bir hamlede, tam bir panik gerçekleştirdi' diyor Yaratılış Atlası için; Stern Dergisi, Almanların en ünlü dergilerinden biliyorsunuz 'Gökgürültüsü gibi patlayan kitap' diyor.

Muhabir: İnsanın kendi ülkesindeki çöküşü kadar büyük bir şey olabilir mi Hocam sizce?

ADNAN OKTAR: Allah'a çok şükür, Allah'a çok şükür.

Muhabir: Çok şükür hocam

ADNAN OKTAR: Hepsi öyle bakın Almanya, Fransa, Hollanda; mesela Hollanda 'Büyük bir tufan oluşturdu' diyor kitap için. İtalya, 'Ama kesin olarak bildiğimiz şey, bizim kaybedenler olacağımız.' İtalya La Stampa Gazetesi, İtalya'nın en büyük gazetelerinden, 'Elveda Darwin' başlık gazetelerde. (Adana CRT TV, 30 Eylül 2008)
The Register, 7 Kasım 2008


İngiliz Öğretmenlerin 2/3'si Yaratılışçı

ADNAN OKTAR: Amerika da Avrupa da ateizmden daha yeni kurtuluyor. Yeni gelişiyor bu konuda, tabi biz acele etsek de Allah'ın bir kaderi var, o anlamda bir gelişme oluyor. Önümüzdeki 10-20 yıl içinde bunu net neticelerini alırız. Yani gelişmeler onu göstertiyor. Sürekli bir tırmanış var. Yani bir açıda gidiyor olaylar. Eğer bu hızla giderse 15-20 yıl içinde bu çok netleşecek gibi görünüyor. Yani İslam'ın, İslam ahlakının dünyaya hakimiyeti kesin gibi görünüyor.

Muhabir: Peki Sayın Hocam Avrupa'da İslam dininin yansıması ve nasıl bir vitrine sahip olduğunu görüyorsunuz? Nasıl yorumlarsınız? 

ADNAN OKTAR: Bu Yaratılış Atlasının yayılmasında Avrupa'da ilk başta çok şiddetli bir şok meydana geldi çok acayip sarsıldılar. Sonra sakinleştiler, sakinleştiler, sonra kabul ettiler. Şu an Avrupa'da artık utanç verici bir şey Darwinizmi savunmak, yani aklı başında insanlar pek savunamıyorlar. Çok marjinal tipler savunabiliyor. Bütün okullarda bütün her yerde yaratılış inancı yaygın. Anketler de bunu göstertiyor. Birçok anket yapılıyor. Bütün anketlerde bunu görüyoruz. Hatta %80-90'lara çıkmış yaratılışa inananların sayısı ki bu ünlü gazeteler bu anketleri yapanlar. Avrupa'nın en büyük en ünlü gazeteleri. Her ankette bunu alıyoruz. Daha öncede söylemiştim. Böyle bu dalgalanmalar şeklinde bu yayılır, kitabın sayısıyla bunun alakası yok demiştim. Hakikaten kitabın sayısıyla alakası olmadığını gördüler. Çünkü bilen okuyor, bilmeyende okuyor herkes okuyor. Bilen etrafa zaten anlatıyor. Bilmeyende okuyunca öğreniyor. Etrafa anlatıyor. Bu zincirleme bir reaksiyon meydana getiriyor. Bunun sonucunda hakikaten çok net netice aldık Avrupa. Ama bu tabi imana dönüşmesi bunun müslümanlığa dönüşmesi vakit alabilir inşaALLAH. (Denge TV, 3 Temmuz 2008)


Macedonia Online, 4 Aralık 2008


Romanya Okul Müfredatından Evrim Teorisini Çıkarıyor

 

Muhabir: Peki Harun Yahya kalkanı Avrupa'da ne durumda, ne derece bu kalkan Avrupa'yı ele almış durumda? Onu bir de sizden dinleyelim hocam.

ADNAN OKTAR: Fransa'da mükemmel bir etki meydana geldi. O, Darwinizmin kalesiydi Fransa, Fransa şu an dümdüz. Sarkozy tam bir dindar oldu. Sürekli Allah'tan bahsediyor, biliyorsunuz basına da sürekli yansıyor. Gece gündüz bu konular işleniyor. Sarkozy'nin ifadeleri olsun, İngiltere Başbakanı Tony Blair'in izahları olsun, hepsi bu yönde. Mesela diyor ki Nicolas Sarkozy 'Acılara din değil, acılara din değil dinsizlik neden oldu.' 'Her insan düşüncesinde ve kalbinde var olan yüce Allah'tır.' 'İnsanı esir kılmayan, onu özgür kılan Allah'tır. İnsanların ölçüsüz kibirine ve deliliğine karşı bir sur olan Allah'tır. Tüm farklılıkların ötesinde sürekli olarak insanlara bir alçak gönüllülük ve sevgi mesajı, barış ve kardeşlik mesajı, hoşgörü ve saygı mesajı veren Allah'tır'. Bunu Sarkozy söylüyor, ama ne zaman, bizim kitapları okuduktan sonra, Yaratılış Atlası'nı okuduktan sonra. Tony Blair, İngiltere Başbakanı sosyalist, materyalist, darwinist idi; bakın değişime. 'Dini inancın önemini anlamadan çağdaş dünyayı anlayamazsınız' diyor. 'Dini koruyun ve onun iyilik için bir güç olmasına yardım edin'. 'Dini koruyun ve onun iyilik için bir güç olmasına yardım edin' diyor. Mesala Fransa'da yine Jacques Chirac Atlas için teşekkür mektubu gönderdi bana. Dinlerarası Diyalog Vakfı'nı kurmuş, yani dinlerin birbirini daha iyi anlaması, daha iyi değerlendirmesi için. Fakat tabi bir tek bu da değil de, yabancı basında çok şiddetli etkisi oldu. Mesela Le Point-Fransa: 'Darwin'i kurtarın' diyor başlık. Fransa La Liberation: 'Tek bir hamlede, tam bir panik gerçekleştirdi' diyor Yaratılış Atlası için; Stern Dergisi, Almanların en ünlü dergilerinden biliyorsunuz 'Gökgürültüsü gibi patlayan kitap' diyor.

Muhabir: İnsanın kendi ülkesindeki çöküşü kadar büyük bir şey olabilir mi Hocam sizce?

ADNAN OKTAR: Allah'a çok şükür, Allah'a çok şükür.

Muhabir: Çok şükür hocam

ADNAN OKTAR: Hepsi öyle bakın Almanya, Fransa, Hollanda; mesela Hollanda 'Büyük bir tufan oluşturdu' diyor kitap için. İtalya, 'Ama kesin olarak bildiğimiz şey, bizim kaybedenler olacağımız.' İtalya La Stampa Gazetesi, İtalya'nın en büyük gazetelerinden, 'Elveda Darwin' başlık gazetelerde. (Adana CRT TV, 30 Eylül 2008)
The Register, 7 Kasım 2008


İngiliz Öğretmenlerin 2/3'si Yaratılışçı

ADNAN OKTAR: Amerika da Avrupa da ateizmden daha yeni kurtuluyor. Yeni gelişiyor bu konuda, tabi biz acele etsek de Allah'ın bir kaderi var, o anlamda bir gelişme oluyor. Önümüzdeki 10-20 yıl içinde bunu net neticelerini alırız. Yani gelişmeler onu göstertiyor. Sürekli bir tırmanış var. Yani bir açıda gidiyor olaylar. Eğer bu hızla giderse 15-20 yıl içinde bu çok netleşecek gibi görünüyor. Yani İslam'ın, İslam ahlakının dünyaya hakimiyeti kesin gibi görünüyor.

Muhabir: Peki Sayın Hocam Avrupa'da İslam dininin yansıması ve nasıl bir vitrine sahip olduğunu görüyorsunuz? Nasıl yorumlarsınız? 

ADNAN OKTAR: Bu Yaratılış Atlasının yayılmasında Avrupa'da ilk başta çok şiddetli bir şok meydana geldi çok acayip sarsıldılar. Sonra sakinleştiler, sakinleştiler, sonra kabul ettiler. Şu an Avrupa'da artık utanç verici bir şey Darwinizmi savunmak, yani aklı başında insanlar pek savunamıyorlar. Çok marjinal tipler savunabiliyor. Bütün okullarda bütün her yerde yaratılış inancı yaygın. Anketler de bunu göstertiyor. Birçok anket yapılıyor. Bütün anketlerde bunu görüyoruz. Hatta %80-90'lara çıkmış yaratılışa inananların sayısı ki bu ünlü gazeteler bu anketleri yapanlar. Avrupa'nın en büyük en ünlü gazeteleri. Her ankette bunu alıyoruz. Daha öncede söylemiştim. Böyle bu dalgalanmalar şeklinde bu yayılır, kitabın sayısıyla bunun alakası yok demiştim. Hakikaten kitabın sayısıyla alakası olmadığını gördüler. Çünkü bilen okuyor, bilmeyende okuyor herkes okuyor. Bilen etrafa zaten anlatıyor. Bilmeyende okuyunca öğreniyor. Etrafa anlatıyor. Bu zincirleme bir reaksiyon meydana getiriyor. Bunun sonucunda hakikaten çok net netice aldık Avrupa. Ama bu tabi imana dönüşmesi bunun müslümanlığa dönüşmesi vakit alabilir inşaALLAH. (Denge TV, 3 Temmuz 2008)


Macedonia Online, 4 Aralık 2008


Romanya Okul Müfredatından Evrim Teorisini Çıkarıyor

 

Muhabir: Peki Harun Yahya kalkanı Avrupa'da ne durumda, ne derece bu kalkan Avrupa'yı ele almış durumda? Onu bir de sizden dinleyelim hocam.

ADNAN OKTAR: Fransa'da mükemmel bir etki meydana geldi. O, Darwinizmin kalesiydi Fransa, Fransa şu an dümdüz. Sarkozy tam bir dindar oldu. Sürekli Allah'tan bahsediyor, biliyorsunuz basına da sürekli yansıyor. Gece gündüz bu konular işleniyor. Sarkozy'nin ifadeleri olsun, İngiltere Başbakanı Tony Blair'in izahları olsun, hepsi bu yönde. Mesela diyor ki Nicolas Sarkozy 'Acılara din değil, acılara din değil dinsizlik neden oldu.' 'Her insan düşüncesinde ve kalbinde var olan yüce Allah'tır.' 'İnsanı esir kılmayan, onu özgür kılan Allah'tır. İnsanların ölçüsüz kibirine ve deliliğine karşı bir sur olan Allah'tır. Tüm farklılıkların ötesinde sürekli olarak insanlara bir alçak gönüllülük ve sevgi mesajı, barış ve kardeşlik mesajı, hoşgörü ve saygı mesajı veren Allah'tır'. Bunu Sarkozy söylüyor, ama ne zaman, bizim kitapları okuduktan sonra, Yaratılış Atlası'nı okuduktan sonra. Tony Blair, İngiltere Başbakanı sosyalist, materyalist, darwinist idi; bakın değişime. 'Dini inancın önemini anlamadan çağdaş dünyayı anlayamazsınız' diyor. 'Dini koruyun ve onun iyilik için bir güç olmasına yardım edin'. 'Dini koruyun ve onun iyilik için bir güç olmasına yardım edin' diyor. Mesala Fransa'da yine Jacques Chirac Atlas için teşekkür mektubu gönderdi bana. Dinlerarası Diyalog Vakfı'nı kurmuş, yani dinlerin birbirini daha iyi anlaması, daha iyi değerlendirmesi için. Fakat tabi bir tek bu da değil de, yabancı basında çok şiddetli etkisi oldu. Mesela Le Point-Fransa: 'Darwin'i kurtarın' diyor başlık. Fransa La Liberation: 'Tek bir hamlede, tam bir panik gerçekleştirdi' diyor Yaratılış Atlası için; Stern Dergisi, Almanların en ünlü dergilerinden biliyorsunuz 'Gökgürültüsü gibi patlayan kitap' diyor.

Muhabir: İnsanın kendi ülkesindeki çöküşü kadar büyük bir şey olabilir mi Hocam sizce?

ADNAN OKTAR: Allah'a çok şükür, Allah'a çok şükür.

Muhabir: Çok şükür hocam

ADNAN OKTAR: Hepsi öyle bakın Almanya, Fransa, Hollanda; mesela Hollanda 'Büyük bir tufan oluşturdu' diyor kitap için. İtalya, 'Ama kesin olarak bildiğimiz şey, bizim kaybedenler olacağımız.' İtalya La Stampa Gazetesi, İtalya'nın en büyük gazetelerinden, 'Elveda Darwin' başlık gazetelerde. (Adana CRT TV, 30 Eylül 2008)
The Register, 7 Kasım 2008


İngiliz Öğretmenlerin 2/3'si Yaratılışçı

ADNAN OKTAR: Amerika da Avrupa da ateizmden daha yeni kurtuluyor. Yeni gelişiyor bu konuda, tabi biz acele etsek de Allah'ın bir kaderi var, o anlamda bir gelişme oluyor. Önümüzdeki 10-20 yıl içinde bunu net neticelerini alırız. Yani gelişmeler onu göstertiyor. Sürekli bir tırmanış var. Yani bir açıda gidiyor olaylar. Eğer bu hızla giderse 15-20 yıl içinde bu çok netleşecek gibi görünüyor. Yani İslam'ın, İslam ahlakının dünyaya hakimiyeti kesin gibi görünüyor.

Muhabir: Peki Sayın Hocam Avrupa'da İslam dininin yansıması ve nasıl bir vitrine sahip olduğunu görüyorsunuz? Nasıl yorumlarsınız? 

ADNAN OKTAR: Bu Yaratılış Atlasının yayılmasında Avrupa'da ilk başta çok şiddetli bir şok meydana geldi çok acayip sarsıldılar. Sonra sakinleştiler, sakinleştiler, sonra kabul ettiler. Şu an Avrupa'da artık utanç verici bir şey Darwinizmi savunmak, yani aklı başında insanlar pek savunamıyorlar. Çok marjinal tipler savunabiliyor. Bütün okullarda bütün her yerde yaratılış inancı yaygın. Anketler de bunu göstertiyor. Birçok anket yapılıyor. Bütün anketlerde bunu görüyoruz. Hatta %80-90'lara çıkmış yaratılışa inananların sayısı ki bu ünlü gazeteler bu anketleri yapanlar. Avrupa'nın en büyük en ünlü gazeteleri. Her ankette bunu alıyoruz. Daha öncede söylemiştim. Böyle bu dalgalanmalar şeklinde bu yayılır, kitabın sayısıyla bunun alakası yok demiştim. Hakikaten kitabın sayısıyla alakası olmadığını gördüler. Çünkü bilen okuyor, bilmeyende okuyor herkes okuyor. Bilen etrafa zaten anlatıyor. Bilmeyende okuyunca öğreniyor. Etrafa anlatıyor. Bu zincirleme bir reaksiyon meydana getiriyor. Bunun sonucunda hakikaten çok net netice aldık Avrupa. Ama bu tabi imana dönüşmesi bunun müslümanlığa dönüşmesi vakit alabilir inşaALLAH. (Denge TV, 3 Temmuz 2008)


Macedonia Online, 4 Aralık 2008


Romanya Okul Müfredatından Evrim Teorisini Çıkarıyor

 

Muhabir: Peki Harun Yahya kalkanı Avrupa'da ne durumda, ne derece bu kalkan Avrupa'yı ele almış durumda? Onu bir de sizden dinleyelim hocam.

ADNAN OKTAR: Fransa'da mükemmel bir etki meydana geldi. O, Darwinizmin kalesiydi Fransa, Fransa şu an dümdüz. Sarkozy tam bir dindar oldu. Sürekli Allah'tan bahsediyor, biliyorsunuz basına da sürekli yansıyor. Gece gündüz bu konular işleniyor. Sarkozy'nin ifadeleri olsun, İngiltere Başbakanı Tony Blair'in izahları olsun, hepsi bu yönde. Mesela diyor ki Nicolas Sarkozy 'Acılara din değil, acılara din değil dinsizlik neden oldu.' 'Her insan düşüncesinde ve kalbinde var olan yüce Allah'tır.' 'İnsanı esir kılmayan, onu özgür kılan Allah'tır. İnsanların ölçüsüz kibirine ve deliliğine karşı bir sur olan Allah'tır. Tüm farklılıkların ötesinde sürekli olarak insanlara bir alçak gönüllülük ve sevgi mesajı, barış ve kardeşlik mesajı, hoşgörü ve saygı mesajı veren Allah'tır'. Bunu Sarkozy söylüyor, ama ne zaman, bizim kitapları okuduktan sonra, Yaratılış Atlası'nı okuduktan sonra. Tony Blair, İngiltere Başbakanı sosyalist, materyalist, darwinist idi; bakın değişime. 'Dini inancın önemini anlamadan çağdaş dünyayı anlayamazsınız' diyor. 'Dini koruyun ve onun iyilik için bir güç olmasına yardım edin'. 'Dini koruyun ve onun iyilik için bir güç olmasına yardım edin' diyor. Mesala Fransa'da yine Jacques Chirac Atlas için teşekkür mektubu gönderdi bana. Dinlerarası Diyalog Vakfı'nı kurmuş, yani dinlerin birbirini daha iyi anlaması, daha iyi değerlendirmesi için. Fakat tabi bir tek bu da değil de, yabancı basında çok şiddetli etkisi oldu. Mesela Le Point-Fransa: 'Darwin'i kurtarın' diyor başlık. Fransa La Liberation: 'Tek bir hamlede, tam bir panik gerçekleştirdi' diyor Yaratılış Atlası için; Stern Dergisi, Almanların en ünlü dergilerinden biliyorsunuz 'Gökgürültüsü gibi patlayan kitap' diyor.

Muhabir: İnsanın kendi ülkesindeki çöküşü kadar büyük bir şey olabilir mi Hocam sizce?

ADNAN OKTAR: Allah'a çok şükür, Allah'a çok şükür.

Muhabir: Çok şükür hocam

ADNAN OKTAR: Hepsi öyle bakın Almanya, Fransa, Hollanda; mesela Hollanda 'Büyük bir tufan oluşturdu' diyor kitap için. İtalya, 'Ama kesin olarak bildiğimiz şey, bizim kaybedenler olacağımız.' İtalya La Stampa Gazetesi, İtalya'nın en büyük gazetelerinden, 'Elveda Darwin' başlık gazetelerde. (Adana CRT TV, 30 Eylül 2008)


Haberler İnternet Haber Sitesi, 29 Kasım 2008




ADNAN OKTAR: … Sonra bu Yaratılış Atlası Avrupa'ya yayınevi gönderdi. O da Avrupa'da çok iyi netice getirdi. Şu an Avrupa'da %80-90 oranında Darwinizme inanmayanların oranı, %80-90'lara çıktı. Daha önce Darwinizme inanlar çok yüksekti. Yani %70-80 dolayındaydı Darwininizme inananlar. Şimdi Allah'ın yarattığına inananların oranı %70-80 tam tersine döndü. Çok iyi bir başarı. Allah'a hamdolsun elhamdülillah. Bu şekilde devam ediyoruz… Asrımızda felsefe son derece önemli, Darwinizm felsefesi, Darwinizm materyalizm yani tabiyun taanu dediği Said Nursi hazretlerinin, tabiatçılık düşüncesi, bu asrın en büyük putudur. Bu en büyük putun kırılması gerekiyordu. Bizim yaptığımız bu en büyük putu kırmak oldu. Avrupa'da tam bir şok meydana geldi. Avrupa'da, Fransa'da, İtalya'da bütün yabancı gazeteler bunu şaşkınlık ve hayretle duyurdular. Hakikaten çok büyük net netice alındı. Yapılan anketlerde hakikaten Darwinizmin Avrupa'da yerle bir olduğunu görüyoruz. Allah'a hamdolsun Allah böyle bir başarı meydana getirdi. Demek ki ilmi çalışma telkin, metotlarında Allah insanlar, gayret ederse başarı veriyor. Bunu görüyoruz. İnşaAllah. (Al Baghdadi TV, 29 Haziran 2008)


Telegraph, 7 Kasım 2008

 "İngiliz Öğretmenlerin Yaratılış Öğretmeyi İstemelerinin Sebebi İslam"
 
İngiliz öğretmelerinin 2/3'sinin okullarda Yaratılış öğretilmesini savunduklarının anlatıldığı haberde, asıl olarak üzerinde durulan konu bu gelişmeye Sayın Adnan Oktar'ın eserlerinin vesile olduğudur. Haberde şöyle denilmektedir:
"Son beş yıldır Türk Yaratılışçı Harun Yahya'nın parlak, büyük, ağır ve son derece sofistike hazırlanmış 800 sayfalık eseri Yaratılış Atlası gelişmiş dünyayı sel gibi kuşattı. Canlıların yaratıldığını ispat eden kitapta, "Canlıların yüz milyonlarca yıldır en küçük bir değişikliğe uğramadığı" anlatılıyor."

Le Monde, 17 Kasım 2008


"Yaratılışçılık Avrupa'daki Etkisini Arttırıyor"

ADNAN OKTAR: Darwinizm, Sümerler devrinden beri devam eden bir pagan inancıdır. Çok sıradan bir düşüncedir. Bilimsel delili yoktur. Tek bir tane ara fosile şu ana kadar rastlanamamıştır… Darwinizm zorlama bir inançtır. Resmi himaye ile ayakta tutuluyor dünyada. Resmi himaye kaldırılsın Darwinizm bir hafta, on gün bile dayanamaz. Yapılan anketlere bakıyoruz, mesela İsviçre; İsviçre Factum dergisinde yer alan haberde, İsviçre halkının okullarda yaratılışın okutulmasını istediği bildirildi diyor, ünlü Blick gazetesinin anketinde ise yaratılışa inananların oranı % 85. Sciaence Actualites Fransa, yaptığı ankette evrime inananların oranı %5 iken yaratılışa inananların oranı %92 olduğu görüldü. İnternete giren bunları görebilir. Süddeutsche Zeitung ünlü alman gazetesinin yaptığı ankete göre ise insanın bir yaratıcının eseri olduğuna inananların oranı ise % 85. Yaratılış Atlasının Avrupa'ya gidişinden sonraki gelişmeler bunlar. Olağanüstü bir gelişme oldu. Bu Avrupa halkının doğru fikre, dürüst fikre olan yatkınlığını gösteriyor. O yönüyle de tebrik ediyorum. Mesela Almanya'nın en önemli gazetelerinden Die Welt; ankette sorulan size göre yaşam nasıl oluştu sorusuna katılımcıların %86'sı Allah yarattı şeklinde cevap verdi. Bunları görebilirsiniz, internette var. Mesela Belçika De Morgen gazetesinin haberinde Müslüman öğrencilerin ise 10 kişi arasında 8'inden fazlası evrimin tamamen bir saçmalık olduğunu düşündüğünü belirtiyor. Öbür gazeteler de aynı şekilde, Danimarka'da da aynı şekilde. Mesela Danimarka halkının %88'i hayır diyor. İnsanın maymundan geldiğini düşünüyor musunuz sorusuna. Ekstra Bladet gazetesinin internet sitesinde bu var. İsteyen görebilir. Çok güçlü etki meydana getirdi Avrupa'da. Zaten Tony Blair'ın açıklamalarından bunu görüyoruz, Fransa'da yine çok güçlü etkiyi devlet yöneticilerinin izahlarından anlıyoruz. Çok mükemmel gelişmeler var. (Çırağan İftar Toplantısı, 18 Eylül 2008)


The Register, 7 Kasım 2008


İngiliz Öğretmenlerin 2/3'si Yaratılışçı

ADNAN OKTAR: Amerika da Avrupa da ateizmden daha yeni kurtuluyor. Yeni gelişiyor bu konuda, tabi biz acele etsek de Allah'ın bir kaderi var, o anlamda bir gelişme oluyor. Önümüzdeki 10-20 yıl içinde bunu net neticelerini alırız. Yani gelişmeler onu göstertiyor. Sürekli bir tırmanış var. Yani bir açıda gidiyor olaylar. Eğer bu hızla giderse 15-20 yıl içinde bu çok netleşecek gibi görünüyor. Yani İslam'ın, İslam ahlakının dünyaya hakimiyeti kesin gibi görünüyor.

Muhabir: Peki Sayın Hocam Avrupa'da İslam dininin yansıması ve nasıl bir vitrine sahip olduğunu görüyorsunuz? Nasıl yorumlarsınız? 

ADNAN OKTAR: Bu Yaratılış Atlasının yayılmasında Avrupa'da ilk başta çok şiddetli bir şok meydana geldi çok acayip sarsıldılar. Sonra sakinleştiler, sakinleştiler, sonra kabul ettiler. Şu an Avrupa'da artık utanç verici bir şey Darwinizmi savunmak, yani aklı başında insanlar pek savunamıyorlar. Çok marjinal tipler savunabiliyor. Bütün okullarda bütün her yerde yaratılış inancı yaygın. Anketler de bunu göstertiyor. Birçok anket yapılıyor. Bütün anketlerde bunu görüyoruz. Hatta %80-90'lara çıkmış yaratılışa inananların sayısı ki bu ünlü gazeteler bu anketleri yapanlar. Avrupa'nın en büyük en ünlü gazeteleri. Her ankette bunu alıyoruz. Daha öncede söylemiştim. Böyle bu dalgalanmalar şeklinde bu yayılır, kitabın sayısıyla bunun alakası yok demiştim. Hakikaten kitabın sayısıyla alakası olmadığını gördüler. Çünkü bilen okuyor, bilmeyende okuyor herkes okuyor. Bilen etrafa zaten anlatıyor. Bilmeyende okuyunca öğreniyor. Etrafa anlatıyor. Bu zincirleme bir reaksiyon meydana getiriyor. Bunun sonucunda hakikaten çok net netice aldık Avrupa. Ama bu tabi imana dönüşmesi bunun müslümanlığa dönüşmesi vakit alabilir inşaALLAH. (Denge TV, 3 Temmuz 2008)


Macedonia Online, 4 Aralık 2008


Romanya Okul Müfredatından Evrim Teorisini Çıkarıyor

 

Muhabir: Peki Harun Yahya kalkanı Avrupa'da ne durumda, ne derece bu kalkan Avrupa'yı ele almış durumda? Onu bir de sizden dinleyelim hocam.

ADNAN OKTAR: Fransa'da mükemmel bir etki meydana geldi. O, Darwinizmin kalesiydi Fransa, Fransa şu an dümdüz. Sarkozy tam bir dindar oldu. Sürekli Allah'tan bahsediyor, biliyorsunuz basına da sürekli yansıyor. Gece gündüz bu konular işleniyor. Sarkozy'nin ifadeleri olsun, İngiltere Başbakanı Tony Blair'in izahları olsun, hepsi bu yönde. Mesela diyor ki Nicolas Sarkozy 'Acılara din değil, acılara din değil dinsizlik neden oldu.' 'Her insan düşüncesinde ve kalbinde var olan yüce Allah'tır.' 'İnsanı esir kılmayan, onu özgür kılan Allah'tır. İnsanların ölçüsüz kibirine ve deliliğine karşı bir sur olan Allah'tır. Tüm farklılıkların ötesinde sürekli olarak insanlara bir alçak gönüllülük ve sevgi mesajı, barış ve kardeşlik mesajı, hoşgörü ve saygı mesajı veren Allah'tır'. Bunu Sarkozy söylüyor, ama ne zaman, bizim kitapları okuduktan sonra, Yaratılış Atlası'nı okuduktan sonra. Tony Blair, İngiltere Başbakanı sosyalist, materyalist, darwinist idi; bakın değişime. 'Dini inancın önemini anlamadan çağdaş dünyayı anlayamazsınız' diyor. 'Dini koruyun ve onun iyilik için bir güç olmasına yardım edin'. 'Dini koruyun ve onun iyilik için bir güç olmasına yardım edin' diyor. Mesala Fransa'da yine Jacques Chirac Atlas için teşekkür mektubu gönderdi bana. Dinlerarası Diyalog Vakfı'nı kurmuş, yani dinlerin birbirini daha iyi anlaması, daha iyi değerlendirmesi için. Fakat tabi bir tek bu da değil de, yabancı basında çok şiddetli etkisi oldu. Mesela Le Point-Fransa: 'Darwin'i kurtarın' diyor başlık. Fransa La Liberation: 'Tek bir hamlede, tam bir panik gerçekleştirdi' diyor Yaratılış Atlası için; Stern Dergisi, Almanların en ünlü dergilerinden biliyorsunuz 'Gökgürültüsü gibi patlayan kitap' diyor.

Muhabir: İnsanın kendi ülkesindeki çöküşü kadar büyük bir şey olabilir mi Hocam sizce?

ADNAN OKTAR: Allah'a çok şükür, Allah'a çok şükür.

Muhabir: Çok şükür hocam

ADNAN OKTAR: Hepsi öyle bakın Almanya, Fransa, Hollanda; mesela Hollanda 'Büyük bir tufan oluşturdu' diyor kitap için. İtalya, 'Ama kesin olarak bildiğimiz şey, bizim kaybedenler olacağımız.' İtalya La Stampa Gazetesi, İtalya'nın en büyük gazetelerinden, 'Elveda Darwin' başlık gazetelerde. (Adana CRT TV, 30 Eylül 2008)
The Register, 7 Kasım 2008


İngiliz Öğretmenlerin 2/3'si Yaratılışçı

ADNAN OKTAR: Amerika da Avrupa da ateizmden daha yeni kurtuluyor. Yeni gelişiyor bu konuda, tabi biz acele etsek de Allah'ın bir kaderi var, o anlamda bir gelişme oluyor. Önümüzdeki 10-20 yıl içinde bunu net neticelerini alırız. Yani gelişmeler onu göstertiyor. Sürekli bir tırmanış var. Yani bir açıda gidiyor olaylar. Eğer bu hızla giderse 15-20 yıl içinde bu çok netleşecek gibi görünüyor. Yani İslam'ın, İslam ahlakının dünyaya hakimiyeti kesin gibi görünüyor.

Muhabir: Peki Sayın Hocam Avrupa'da İslam dininin yansıması ve nasıl bir vitrine sahip olduğunu görüyorsunuz? Nasıl yorumlarsınız? 

ADNAN OKTAR: Bu Yaratılış Atlasının yayılmasında Avrupa'da ilk başta çok şiddetli bir şok meydana geldi çok acayip sarsıldılar. Sonra sakinleştiler, sakinleştiler, sonra kabul ettiler. Şu an Avrupa'da artık utanç verici bir şey Darwinizmi savunmak, yani aklı başında insanlar pek savunamıyorlar. Çok marjinal tipler savunabiliyor. Bütün okullarda bütün her yerde yaratılış inancı yaygın. Anketler de bunu göstertiyor. Birçok anket yapılıyor. Bütün anketlerde bunu görüyoruz. Hatta %80-90'lara çıkmış yaratılışa inananların sayısı ki bu ünlü gazeteler bu anketleri yapanlar. Avrupa'nın en büyük en ünlü gazeteleri. Her ankette bunu alıyoruz. Daha öncede söylemiştim. Böyle bu dalgalanmalar şeklinde bu yayılır, kitabın sayısıyla bunun alakası yok demiştim. Hakikaten kitabın sayısıyla alakası olmadığını gördüler. Çünkü bilen okuyor, bilmeyende okuyor herkes okuyor. Bilen etrafa zaten anlatıyor. Bilmeyende okuyunca öğreniyor. Etrafa anlatıyor. Bu zincirleme bir reaksiyon meydana getiriyor. Bunun sonucunda hakikaten çok net netice aldık Avrupa. Ama bu tabi imana dönüşmesi bunun müslümanlığa dönüşmesi vakit alabilir inşaALLAH. (Denge TV, 3 Temmuz 2008)


Macedonia Online, 4 Aralık 2008


Romanya Okul Müfredatından Evrim Teorisini Çıkarıyor

 

Muhabir: Peki Harun Yahya kalkanı Avrupa'da ne durumda, ne derece bu kalkan Avrupa'yı ele almış durumda? Onu bir de sizden dinleyelim hocam.

ADNAN OKTAR: Fransa'da mükemmel bir etki meydana geldi. O, Darwinizmin kalesiydi Fransa, Fransa şu an dümdüz. Sarkozy tam bir dindar oldu. Sürekli Allah'tan bahsediyor, biliyorsunuz basına da sürekli yansıyor. Gece gündüz bu konular işleniyor. Sarkozy'nin ifadeleri olsun, İngiltere Başbakanı Tony Blair'in izahları olsun, hepsi bu yönde. Mesela diyor ki Nicolas Sarkozy 'Acılara din değil, acılara din değil dinsizlik neden oldu.' 'Her insan düşüncesinde ve kalbinde var olan yüce Allah'tır.' 'İnsanı esir kılmayan, onu özgür kılan Allah'tır. İnsanların ölçüsüz kibirine ve deliliğine karşı bir sur olan Allah'tır. Tüm farklılıkların ötesinde sürekli olarak insanlara bir alçak gönüllülük ve sevgi mesajı, barış ve kardeşlik mesajı, hoşgörü ve saygı mesajı veren Allah'tır'. Bunu Sarkozy söylüyor, ama ne zaman, bizim kitapları okuduktan sonra, Yaratılış Atlası'nı okuduktan sonra. Tony Blair, İngiltere Başbakanı sosyalist, materyalist, darwinist idi; bakın değişime. 'Dini inancın önemini anlamadan çağdaş dünyayı anlayamazsınız' diyor. 'Dini koruyun ve onun iyilik için bir güç olmasına yardım edin'. 'Dini koruyun ve onun iyilik için bir güç olmasına yardım edin' diyor. Mesala Fransa'da yine Jacques Chirac Atlas için teşekkür mektubu gönderdi bana. Dinlerarası Diyalog Vakfı'nı kurmuş, yani dinlerin birbirini daha iyi anlaması, daha iyi değerlendirmesi için. Fakat tabi bir tek bu da değil de, yabancı basında çok şiddetli etkisi oldu. Mesela Le Point-Fransa: 'Darwin'i kurtarın' diyor başlık. Fransa La Liberation: 'Tek bir hamlede, tam bir panik gerçekleştirdi' diyor Yaratılış Atlası için; Stern Dergisi, Almanların en ünlü dergilerinden biliyorsunuz 'Gökgürültüsü gibi patlayan kitap' diyor.

Muhabir: İnsanın kendi ülkesindeki çöküşü kadar büyük bir şey olabilir mi Hocam sizce?

ADNAN OKTAR: Allah'a çok şükür, Allah'a çok şükür.

Muhabir: Çok şükür hocam

ADNAN OKTAR: Hepsi öyle bakın Almanya, Fransa, Hollanda; mesela Hollanda 'Büyük bir tufan oluşturdu' diyor kitap için. İtalya, 'Ama kesin olarak bildiğimiz şey, bizim kaybedenler olacağımız.' İtalya La Stampa Gazetesi, İtalya'nın en büyük gazetelerinden, 'Elveda Darwin' başlık gazetelerde. (Adana CRT TV, 30 Eylül 2008)
The Register, 7 Kasım 2008


İngiliz Öğretmenlerin 2/3'si Yaratılışçı

ADNAN OKTAR: Amerika da Avrupa da ateizmden daha yeni kurtuluyor. Yeni gelişiyor bu konuda, tabi biz acele etsek de Allah'ın bir kaderi var, o anlamda bir gelişme oluyor. Önümüzdeki 10-20 yıl içinde bunu net neticelerini alırız. Yani gelişmeler onu göstertiyor. Sürekli bir tırmanış var. Yani bir açıda gidiyor olaylar. Eğer bu hızla giderse 15-20 yıl içinde bu çok netleşecek gibi görünüyor. Yani İslam'ın, İslam ahlakının dünyaya hakimiyeti kesin gibi görünüyor.

Muhabir: Peki Sayın Hocam Avrupa'da İslam dininin yansıması ve nasıl bir vitrine sahip olduğunu görüyorsunuz? Nasıl yorumlarsınız? 

ADNAN OKTAR: Bu Yaratılış Atlasının yayılmasında Avrupa'da ilk başta çok şiddetli bir şok meydana geldi çok acayip sarsıldılar. Sonra sakinleştiler, sakinleştiler, sonra kabul ettiler. Şu an Avrupa'da artık utanç verici bir şey Darwinizmi savunmak, yani aklı başında insanlar pek savunamıyorlar. Çok marjinal tipler savunabiliyor. Bütün okullarda bütün her yerde yaratılış inancı yaygın. Anketler de bunu göstertiyor. Birçok anket yapılıyor. Bütün anketlerde bunu görüyoruz. Hatta %80-90'lara çıkmış yaratılışa inananların sayısı ki bu ünlü gazeteler bu anketleri yapanlar. Avrupa'nın en büyük en ünlü gazeteleri. Her ankette bunu alıyoruz. Daha öncede söylemiştim. Böyle bu dalgalanmalar şeklinde bu yayılır, kitabın sayısıyla bunun alakası yok demiştim. Hakikaten kitabın sayısıyla alakası olmadığını gördüler. Çünkü bilen okuyor, bilmeyende okuyor herkes okuyor. Bilen etrafa zaten anlatıyor. Bilmeyende okuyunca öğreniyor. Etrafa anlatıyor. Bu zincirleme bir reaksiyon meydana getiriyor. Bunun sonucunda hakikaten çok net netice aldık Avrupa. Ama bu tabi imana dönüşmesi bunun müslümanlığa dönüşmesi vakit alabilir inşaALLAH. (Denge TV, 3 Temmuz 2008)


Macedonia Online, 4 Aralık 2008


Romanya Okul Müfredatından Evrim Teorisini Çıkarıyor

 

Muhabir: Peki Harun Yahya kalkanı Avrupa'da ne durumda, ne derece bu kalkan Avrupa'yı ele almış durumda? Onu bir de sizden dinleyelim hocam.

ADNAN OKTAR: Fransa'da mükemmel bir etki meydana geldi. O, Darwinizmin kalesiydi Fransa, Fransa şu an dümdüz. Sarkozy tam bir dindar oldu. Sürekli Allah'tan bahsediyor, biliyorsunuz basına da sürekli yansıyor. Gece gündüz bu konular işleniyor. Sarkozy'nin ifadeleri olsun, İngiltere Başbakanı Tony Blair'in izahları olsun, hepsi bu yönde. Mesela diyor ki Nicolas Sarkozy 'Acılara din değil, acılara din değil dinsizlik neden oldu.' 'Her insan düşüncesinde ve kalbinde var olan yüce Allah'tır.' 'İnsanı esir kılmayan, onu özgür kılan Allah'tır. İnsanların ölçüsüz kibirine ve deliliğine karşı bir sur olan Allah'tır. Tüm farklılıkların ötesinde sürekli olarak insanlara bir alçak gönüllülük ve sevgi mesajı, barış ve kardeşlik mesajı, hoşgörü ve saygı mesajı veren Allah'tır'. Bunu Sarkozy söylüyor, ama ne zaman, bizim kitapları okuduktan sonra, Yaratılış Atlası'nı okuduktan sonra. Tony Blair, İngiltere Başbakanı sosyalist, materyalist, darwinist idi; bakın değişime. 'Dini inancın önemini anlamadan çağdaş dünyayı anlayamazsınız' diyor. 'Dini koruyun ve onun iyilik için bir güç olmasına yardım edin'. 'Dini koruyun ve onun iyilik için bir güç olmasına yardım edin' diyor. Mesala Fransa'da yine Jacques Chirac Atlas için teşekkür mektubu gönderdi bana. Dinlerarası Diyalog Vakfı'nı kurmuş, yani dinlerin birbirini daha iyi anlaması, daha iyi değerlendirmesi için. Fakat tabi bir tek bu da değil de, yabancı basında çok şiddetli etkisi oldu. Mesela Le Point-Fransa: 'Darwin'i kurtarın' diyor başlık. Fransa La Liberation: 'Tek bir hamlede, tam bir panik gerçekleştirdi' diyor Yaratılış Atlası için; Stern Dergisi, Almanların en ünlü dergilerinden biliyorsunuz 'Gökgürültüsü gibi patlayan kitap' diyor.

Muhabir: İnsanın kendi ülkesindeki çöküşü kadar büyük bir şey olabilir mi Hocam sizce?

ADNAN OKTAR: Allah'a çok şükür, Allah'a çok şükür.

Muhabir: Çok şükür hocam

ADNAN OKTAR: Hepsi öyle bakın Almanya, Fransa, Hollanda; mesela Hollanda 'Büyük bir tufan oluşturdu' diyor kitap için. İtalya, 'Ama kesin olarak bildiğimiz şey, bizim kaybedenler olacağımız.' İtalya La Stampa Gazetesi, İtalya'nın en büyük gazetelerinden, 'Elveda Darwin' başlık gazetelerde. (Adana CRT TV, 30 Eylül 2008)
The Register, 7 Kasım 2008


İngiliz Öğretmenlerin 2/3'si Yaratılışçı

ADNAN OKTAR: Amerika da Avrupa da ateizmden daha yeni kurtuluyor. Yeni gelişiyor bu konuda, tabi biz acele etsek de Allah'ın bir kaderi var, o anlamda bir gelişme oluyor. Önümüzdeki 10-20 yıl içinde bunu net neticelerini alırız. Yani gelişmeler onu göstertiyor. Sürekli bir tırmanış var. Yani bir açıda gidiyor olaylar. Eğer bu hızla giderse 15-20 yıl içinde bu çok netleşecek gibi görünüyor. Yani İslam'ın, İslam ahlakının dünyaya hakimiyeti kesin gibi görünüyor.

Muhabir: Peki Sayın Hocam Avrupa'da İslam dininin yansıması ve nasıl bir vitrine sahip olduğunu görüyorsunuz? Nasıl yorumlarsınız? 

ADNAN OKTAR: Bu Yaratılış Atlasının yayılmasında Avrupa'da ilk başta çok şiddetli bir şok meydana geldi çok acayip sarsıldılar. Sonra sakinleştiler, sakinleştiler, sonra kabul ettiler. Şu an Avrupa'da artık utanç verici bir şey Darwinizmi savunmak, yani aklı başında insanlar pek savunamıyorlar. Çok marjinal tipler savunabiliyor. Bütün okullarda bütün her yerde yaratılış inancı yaygın. Anketler de bunu göstertiyor. Birçok anket yapılıyor. Bütün anketlerde bunu görüyoruz. Hatta %80-90'lara çıkmış yaratılışa inananların sayısı ki bu ünlü gazeteler bu anketleri yapanlar. Avrupa'nın en büyük en ünlü gazeteleri. Her ankette bunu alıyoruz. Daha öncede söylemiştim. Böyle bu dalgalanmalar şeklinde bu yayılır, kitabın sayısıyla bunun alakası yok demiştim. Hakikaten kitabın sayısıyla alakası olmadığını gördüler. Çünkü bilen okuyor, bilmeyende okuyor herkes okuyor. Bilen etrafa zaten anlatıyor. Bilmeyende okuyunca öğreniyor. Etrafa anlatıyor. Bu zincirleme bir reaksiyon meydana getiriyor. Bunun sonucunda hakikaten çok net netice aldık Avrupa. Ama bu tabi imana dönüşmesi bunun müslümanlığa dönüşmesi vakit alabilir inşaALLAH. (Denge TV, 3 Temmuz 2008)


Macedonia Online, 4 Aralık 2008


Romanya Okul Müfredatından Evrim Teorisini Çıkarıyor

 

Muhabir: Peki Harun Yahya kalkanı Avrupa'da ne durumda, ne derece bu kalkan Avrupa'yı ele almış durumda? Onu bir de sizden dinleyelim hocam.

ADNAN OKTAR: Fransa'da mükemmel bir etki meydana geldi. O, Darwinizmin kalesiydi Fransa, Fransa şu an dümdüz. Sarkozy tam bir dindar oldu. Sürekli Allah'tan bahsediyor, biliyorsunuz basına da sürekli yansıyor. Gece gündüz bu konular işleniyor. Sarkozy'nin ifadeleri olsun, İngiltere Başbakanı Tony Blair'in izahları olsun, hepsi bu yönde. Mesela diyor ki Nicolas Sarkozy 'Acılara din değil, acılara din değil dinsizlik neden oldu.' 'Her insan düşüncesinde ve kalbinde var olan yüce Allah'tır.' 'İnsanı esir kılmayan, onu özgür kılan Allah'tır. İnsanların ölçüsüz kibirine ve deliliğine karşı bir sur olan Allah'tır. Tüm farklılıkların ötesinde sürekli olarak insanlara bir alçak gönüllülük ve sevgi mesajı, barış ve kardeşlik mesajı, hoşgörü ve saygı mesajı veren Allah'tır'. Bunu Sarkozy söylüyor, ama ne zaman, bizim kitapları okuduktan sonra, Yaratılış Atlası'nı okuduktan sonra. Tony Blair, İngiltere Başbakanı sosyalist, materyalist, darwinist idi; bakın değişime. 'Dini inancın önemini anlamadan çağdaş dünyayı anlayamazsınız' diyor. 'Dini koruyun ve onun iyilik için bir güç olmasına yardım edin'. 'Dini koruyun ve onun iyilik için bir güç olmasına yardım edin' diyor. Mesala Fransa'da yine Jacques Chirac Atlas için teşekkür mektubu gönderdi bana. Dinlerarası Diyalog Vakfı'nı kurmuş, yani dinlerin birbirini daha iyi anlaması, daha iyi değerlendirmesi için. Fakat tabi bir tek bu da değil de, yabancı basında çok şiddetli etkisi oldu. Mesela Le Point-Fransa: 'Darwin'i kurtarın' diyor başlık. Fransa La Liberation: 'Tek bir hamlede, tam bir panik gerçekleştirdi' diyor Yaratılış Atlası için; Stern Dergisi, Almanların en ünlü dergilerinden biliyorsunuz 'Gökgürültüsü gibi patlayan kitap' diyor.

Muhabir: İnsanın kendi ülkesindeki çöküşü kadar büyük bir şey olabilir mi Hocam sizce?

ADNAN OKTAR: Allah'a çok şükür, Allah'a çok şükür.

Muhabir: Çok şükür hocam

ADNAN OKTAR: Hepsi öyle bakın Almanya, Fransa, Hollanda; mesela Hollanda 'Büyük bir tufan oluşturdu' diyor kitap için. İtalya, 'Ama kesin olarak bildiğimiz şey, bizim kaybedenler olacağımız.' İtalya La Stampa Gazetesi, İtalya'nın en büyük gazetelerinden, 'Elveda Darwin' başlık gazetelerde. (Adana CRT TV, 30 Eylül 2008)


Haberler İnternet Haber Sitesi, 29 Kasım 2008




ADNAN OKTAR: … Sonra bu Yaratılış Atlası Avrupa'ya yayınevi gönderdi. O da Avrupa'da çok iyi netice getirdi. Şu an Avrupa'da %80-90 oranında Darwinizme inanmayanların oranı, %80-90'lara çıktı. Daha önce Darwinizme inanlar çok yüksekti. Yani %70-80 dolayındaydı Darwininizme inananlar. Şimdi Allah'ın yarattığına inananların oranı %70-80 tam tersine döndü. Çok iyi bir başarı. Allah'a hamdolsun elhamdülillah. Bu şekilde devam ediyoruz… Asrımızda felsefe son derece önemli, Darwinizm felsefesi, Darwinizm materyalizm yani tabiyun taanu dediği Said Nursi hazretlerinin, tabiatçılık düşüncesi, bu asrın en büyük putudur. Bu en büyük putun kırılması gerekiyordu. Bizim yaptığımız bu en büyük putu kırmak oldu. Avrupa'da tam bir şok meydana geldi. Avrupa'da, Fransa'da, İtalya'da bütün yabancı gazeteler bunu şaşkınlık ve hayretle duyurdular. Hakikaten çok büyük net netice alındı. Yapılan anketlerde hakikaten Darwinizmin Avrupa'da yerle bir olduğunu görüyoruz. Allah'a hamdolsun Allah böyle bir başarı meydana getirdi. Demek ki ilmi çalışma telkin, metotlarında Allah insanlar, gayret ederse başarı veriyor. Bunu görüyoruz. İnşaAllah. (Al Baghdadi TV, 29 Haziran 2008)


Telegraph, 7 Kasım 2008

 "İngiliz Öğretmenlerin Yaratılış Öğretmeyi İstemelerinin Sebebi İslam"
 
İngiliz öğretmelerinin 2/3'sinin okullarda Yaratılış öğretilmesini savunduklarının anlatıldığı haberde, asıl olarak üzerinde durulan konu bu gelişmeye Sayın Adnan Oktar'ın eserlerinin vesile olduğudur. Haberde şöyle denilmektedir:
"Son beş yıldır Türk Yaratılışçı Harun Yahya'nın parlak, büyük, ağır ve son derece sofistike hazırlanmış 800 sayfalık eseri Yaratılış Atlası gelişmiş dünyayı sel gibi kuşattı. Canlıların yaratıldığını ispat eden kitapta, "Canlıların yüz milyonlarca yıldır en küçük bir değişikliğe uğramadığı" anlatılıyor."

Le Monde, 17 Kasım 2008


"Yaratılışçılık Avrupa'daki Etkisini Arttırıyor"

ADNAN OKTAR: Darwinizm, Sümerler devrinden beri devam eden bir pagan inancıdır. Çok sıradan bir düşüncedir. Bilimsel delili yoktur. Tek bir tane ara fosile şu ana kadar rastlanamamıştır… Darwinizm zorlama bir inançtır. Resmi himaye ile ayakta tutuluyor dünyada. Resmi himaye kaldırılsın Darwinizm bir hafta, on gün bile dayanamaz. Yapılan anketlere bakıyoruz, mesela İsviçre; İsviçre Factum dergisinde yer alan haberde, İsviçre halkının okullarda yaratılışın okutulmasını istediği bildirildi diyor, ünlü Blick gazetesinin anketinde ise yaratılışa inananların oranı % 85. Sciaence Actualites Fransa, yaptığı ankette evrime inananların oranı %5 iken yaratılışa inananların oranı %92 olduğu görüldü. İnternete giren bunları görebilir. Süddeutsche Zeitung ünlü alman gazetesinin yaptığı ankete göre ise insanın bir yaratıcının eseri olduğuna inananların oranı ise % 85. Yaratılış Atlasının Avrupa'ya gidişinden sonraki gelişmeler bunlar. Olağanüstü bir gelişme oldu. Bu Avrupa halkının doğru fikre, dürüst fikre olan yatkınlığını gösteriyor. O yönüyle de tebrik ediyorum. Mesela Almanya'nın en önemli gazetelerinden Die Welt; ankette sorulan size göre yaşam nasıl oluştu sorusuna katılımcıların %86'sı Allah yarattı şeklinde cevap verdi. Bunları görebilirsiniz, internette var. Mesela Belçika De Morgen gazetesinin haberinde Müslüman öğrencilerin ise 10 kişi arasında 8'inden fazlası evrimin tamamen bir saçmalık olduğunu düşündüğünü belirtiyor. Öbür gazeteler de aynı şekilde, Danimarka'da da aynı şekilde. Mesela Danimarka halkının %88'i hayır diyor. İnsanın maymundan geldiğini düşünüyor musunuz sorusuna. Ekstra Bladet gazetesinin internet sitesinde bu var. İsteyen görebilir. Çok güçlü etki meydana getirdi Avrupa'da. Zaten Tony Blair'ın açıklamalarından bunu görüyoruz, Fransa'da yine çok güçlü etkiyi devlet yöneticilerinin izahlarından anlıyoruz. Çok mükemmel gelişmeler var. (Çırağan İftar Toplantısı, 18 Eylül 2008)


The Register, 7 Kasım 2008


İngiliz Öğretmenlerin 2/3'si Yaratılışçı

ADNAN OKTAR: Amerika da Avrupa da ateizmden daha yeni kurtuluyor. Yeni gelişiyor bu konuda, tabi biz acele etsek de Allah'ın bir kaderi var, o anlamda bir gelişme oluyor. Önümüzdeki 10-20 yıl içinde bunu net neticelerini alırız. Yani gelişmeler onu göstertiyor. Sürekli bir tırmanış var. Yani bir açıda gidiyor olaylar. Eğer bu hızla giderse 15-20 yıl içinde bu çok netleşecek gibi görünüyor. Yani İslam'ın, İslam ahlakının dünyaya hakimiyeti kesin gibi görünüyor.

Muhabir: Peki Sayın Hocam Avrupa'da İslam dininin yansıması ve nasıl bir vitrine sahip olduğunu görüyorsunuz? Nasıl yorumlarsınız? 

ADNAN OKTAR: Bu Yaratılış Atlasının yayılmasında Avrupa'da ilk başta çok şiddetli bir şok meydana geldi çok acayip sarsıldılar. Sonra sakinleştiler, sakinleştiler, sonra kabul ettiler. Şu an Avrupa'da artık utanç verici bir şey Darwinizmi savunmak, yani aklı başında insanlar pek savunamıyorlar. Çok marjinal tipler savunabiliyor. Bütün okullarda bütün her yerde yaratılış inancı yaygın. Anketler de bunu göstertiyor. Birçok anket yapılıyor. Bütün anketlerde bunu görüyoruz. Hatta %80-90'lara çıkmış yaratılışa inananların sayısı ki bu ünlü gazeteler bu anketleri yapanlar. Avrupa'nın en büyük en ünlü gazeteleri. Her ankette bunu alıyoruz. Daha öncede söylemiştim. Böyle bu dalgalanmalar şeklinde bu yayılır, kitabın sayısıyla bunun alakası yok demiştim. Hakikaten kitabın sayısıyla alakası olmadığını gördüler. Çünkü bilen okuyor, bilmeyende okuyor herkes okuyor. Bilen etrafa zaten anlatıyor. Bilmeyende okuyunca öğreniyor. Etrafa anlatıyor. Bu zincirleme bir reaksiyon meydana getiriyor. Bunun sonucunda hakikaten çok net netice aldık Avrupa. Ama bu tabi imana dönüşmesi bunun müslümanlığa dönüşmesi vakit alabilir inşaALLAH. (Denge TV, 3 Temmuz 2008)


Macedonia Online, 4 Aralık 2008


Romanya Okul Müfredatından Evrim Teorisini Çıkarıyor

 

Muhabir: Peki Harun Yahya kalkanı Avrupa'da ne durumda, ne derece bu kalkan Avrupa'yı ele almış durumda? Onu bir de sizden dinleyelim hocam.

ADNAN OKTAR: Fransa'da mükemmel bir etki meydana geldi. O, Darwinizmin kalesiydi Fransa, Fransa şu an dümdüz. Sarkozy tam bir dindar oldu. Sürekli Allah'tan bahsediyor, biliyorsunuz basına da sürekli yansıyor. Gece gündüz bu konular işleniyor. Sarkozy'nin ifadeleri olsun, İngiltere Başbakanı Tony Blair'in izahları olsun, hepsi bu yönde. Mesela diyor ki Nicolas Sarkozy 'Acılara din değil, acılara din değil dinsizlik neden oldu.' 'Her insan düşüncesinde ve kalbinde var olan yüce Allah'tır.' 'İnsanı esir kılmayan, onu özgür kılan Allah'tır. İnsanların ölçüsüz kibirine ve deliliğine karşı bir sur olan Allah'tır. Tüm farklılıkların ötesinde sürekli olarak insanlara bir alçak gönüllülük ve sevgi mesajı, barış ve kardeşlik mesajı, hoşgörü ve saygı mesajı veren Allah'tır'. Bunu Sarkozy söylüyor, ama ne zaman, bizim kitapları okuduktan sonra, Yaratılış Atlası'nı okuduktan sonra. Tony Blair, İngiltere Başbakanı sosyalist, materyalist, darwinist idi; bakın değişime. 'Dini inancın önemini anlamadan çağdaş dünyayı anlayamazsınız' diyor. 'Dini koruyun ve onun iyilik için bir güç olmasına yardım edin'. 'Dini koruyun ve onun iyilik için bir güç olmasına yardım edin' diyor. Mesala Fransa'da yine Jacques Chirac Atlas için teşekkür mektubu gönderdi bana. Dinlerarası Diyalog Vakfı'nı kurmuş, yani dinlerin birbirini daha iyi anlaması, daha iyi değerlendirmesi için. Fakat tabi bir tek bu da değil de, yabancı basında çok şiddetli etkisi oldu. Mesela Le Point-Fransa: 'Darwin'i kurtarın' diyor başlık. Fransa La Liberation: 'Tek bir hamlede, tam bir panik gerçekleştirdi' diyor Yaratılış Atlası için; Stern Dergisi, Almanların en ünlü dergilerinden biliyorsunuz 'Gökgürültüsü gibi patlayan kitap' diyor.

Muhabir: İnsanın kendi ülkesindeki çöküşü kadar büyük bir şey olabilir mi Hocam sizce?

ADNAN OKTAR: Allah'a çok şükür, Allah'a çok şükür.

Muhabir: Çok şükür hocam

ADNAN OKTAR: Hepsi öyle bakın Almanya, Fransa, Hollanda; mesela Hollanda 'Büyük bir tufan oluşturdu' diyor kitap için. İtalya, 'Ama kesin olarak bildiğimiz şey, bizim kaybedenler olacağımız.' İtalya La Stampa Gazetesi, İtalya'nın en büyük gazetelerinden, 'Elveda Darwin' başlık gazetelerde. (Adana CRT TV, 30 Eylül 2008)
The Register, 7 Kasım 2008


İngiliz Öğretmenlerin 2/3'si Yaratılışçı

ADNAN OKTAR: Amerika da Avrupa da ateizmden daha yeni kurtuluyor. Yeni gelişiyor bu konuda, tabi biz acele etsek de Allah'ın bir kaderi var, o anlamda bir gelişme oluyor. Önümüzdeki 10-20 yıl içinde bunu net neticelerini alırız. Yani gelişmeler onu göstertiyor. Sürekli bir tırmanış var. Yani bir açıda gidiyor olaylar. Eğer bu hızla giderse 15-20 yıl içinde bu çok netleşecek gibi görünüyor. Yani İslam'ın, İslam ahlakının dünyaya hakimiyeti kesin gibi görünüyor.

Muhabir: Peki Sayın Hocam Avrupa'da İslam dininin yansıması ve nasıl bir vitrine sahip olduğunu görüyorsunuz? Nasıl yorumlarsınız? 

ADNAN OKTAR: Bu Yaratılış Atlasının yayılmasında Avrupa'da ilk başta çok şiddetli bir şok meydana geldi çok acayip sarsıldılar. Sonra sakinleştiler, sakinleştiler, sonra kabul ettiler. Şu an Avrupa'da artık utanç verici bir şey Darwinizmi savunmak, yani aklı başında insanlar pek savunamıyorlar. Çok marjinal tipler savunabiliyor. Bütün okullarda bütün her yerde yaratılış inancı yaygın. Anketler de bunu göstertiyor. Birçok anket yapılıyor. Bütün anketlerde bunu görüyoruz. Hatta %80-90'lara çıkmış yaratılışa inananların sayısı ki bu ünlü gazeteler bu anketleri yapanlar. Avrupa'nın en büyük en ünlü gazeteleri. Her ankette bunu alıyoruz. Daha öncede söylemiştim. Böyle bu dalgalanmalar şeklinde bu yayılır, kitabın sayısıyla bunun alakası yok demiştim. Hakikaten kitabın sayısıyla alakası olmadığını gördüler. Çünkü bilen okuyor, bilmeyende okuyor herkes okuyor. Bilen etrafa zaten anlatıyor. Bilmeyende okuyunca öğreniyor. Etrafa anlatıyor. Bu zincirleme bir reaksiyon meydana getiriyor. Bunun sonucunda hakikaten çok net netice aldık Avrupa. Ama bu tabi imana dönüşmesi bunun müslümanlığa dönüşmesi vakit alabilir inşaALLAH. (Denge TV, 3 Temmuz 2008)


Macedonia Online, 4 Aralık 2008


Romanya Okul Müfredatından Evrim Teorisini Çıkarıyor

 

Muhabir: Peki Harun Yahya kalkanı Avrupa'da ne durumda, ne derece bu kalkan Avrupa'yı ele almış durumda? Onu bir de sizden dinleyelim hocam.

ADNAN OKTAR: Fransa'da mükemmel bir etki meydana geldi. O, Darwinizmin kalesiydi Fransa, Fransa şu an dümdüz. Sarkozy tam bir dindar oldu. Sürekli Allah'tan bahsediyor, biliyorsunuz basına da sürekli yansıyor. Gece gündüz bu konular işleniyor. Sarkozy'nin ifadeleri olsun, İngiltere Başbakanı Tony Blair'in izahları olsun, hepsi bu yönde. Mesela diyor ki Nicolas Sarkozy 'Acılara din değil, acılara din değil dinsizlik neden oldu.' 'Her insan düşüncesinde ve kalbinde var olan yüce Allah'tır.' 'İnsanı esir kılmayan, onu özgür kılan Allah'tır. İnsanların ölçüsüz kibirine ve deliliğine karşı bir sur olan Allah'tır. Tüm farklılıkların ötesinde sürekli olarak insanlara bir alçak gönüllülük ve sevgi mesajı, barış ve kardeşlik mesajı, hoşgörü ve saygı mesajı veren Allah'tır'. Bunu Sarkozy söylüyor, ama ne zaman, bizim kitapları okuduktan sonra, Yaratılış Atlası'nı okuduktan sonra. Tony Blair, İngiltere Başbakanı sosyalist, materyalist, darwinist idi; bakın değişime. 'Dini inancın önemini anlamadan çağdaş dünyayı anlayamazsınız' diyor. 'Dini koruyun ve onun iyilik için bir güç olmasına yardım edin'. 'Dini koruyun ve onun iyilik için bir güç olmasına yardım edin' diyor. Mesala Fransa'da yine Jacques Chirac Atlas için teşekkür mektubu gönderdi bana. Dinlerarası Diyalog Vakfı'nı kurmuş, yani dinlerin birbirini daha iyi anlaması, daha iyi değerlendirmesi için. Fakat tabi bir tek bu da değil de, yabancı basında çok şiddetli etkisi oldu. Mesela Le Point-Fransa: 'Darwin'i kurtarın' diyor başlık. Fransa La Liberation: 'Tek bir hamlede, tam bir panik gerçekleştirdi' diyor Yaratılış Atlası için; Stern Dergisi, Almanların en ünlü dergilerinden biliyorsunuz 'Gökgürültüsü gibi patlayan kitap' diyor.

Muhabir: İnsanın kendi ülkesindeki çöküşü kadar büyük bir şey olabilir mi Hocam sizce?

ADNAN OKTAR: Allah'a çok şükür, Allah'a çok şükür.

Muhabir: Çok şükür hocam

ADNAN OKTAR: Hepsi öyle bakın Almanya, Fransa, Hollanda; mesela Hollanda 'Büyük bir tufan oluşturdu' diyor kitap için. İtalya, 'Ama kesin olarak bildiğimiz şey, bizim kaybedenler olacağımız.' İtalya La Stampa Gazetesi, İtalya'nın en büyük gazetelerinden, 'Elveda Darwin' başlık gazetelerde. (Adana CRT TV, 30 Eylül 2008)
The Register, 7 Kasım 2008


İngiliz Öğretmenlerin 2/3'si Yaratılışçı

ADNAN OKTAR: Amerika da Avrupa da ateizmden daha yeni kurtuluyor. Yeni gelişiyor bu konuda, tabi biz acele etsek de Allah'ın bir kaderi var, o anlamda bir gelişme oluyor. Önümüzdeki 10-20 yıl içinde bunu net neticelerini alırız. Yani gelişmeler onu göstertiyor. Sürekli bir tırmanış var. Yani bir açıda gidiyor olaylar. Eğer bu hızla giderse 15-20 yıl içinde bu çok netleşecek gibi görünüyor. Yani İslam'ın, İslam ahlakının dünyaya hakimiyeti kesin gibi görünüyor.

Muhabir: Peki Sayın Hocam Avrupa'da İslam dininin yansıması ve nasıl bir vitrine sahip olduğunu görüyorsunuz? Nasıl yorumlarsınız? 

ADNAN OKTAR: Bu Yaratılış Atlasının yayılmasında Avrupa'da ilk başta çok şiddetli bir şok meydana geldi çok acayip sarsıldılar. Sonra sakinleştiler, sakinleştiler, sonra kabul ettiler. Şu an Avrupa'da artık utanç verici bir şey Darwinizmi savunmak, yani aklı başında insanlar pek savunamıyorlar. Çok marjinal tipler savunabiliyor. Bütün okullarda bütün her yerde yaratılış inancı yaygın. Anketler de bunu göstertiyor. Birçok anket yapılıyor. Bütün anketlerde bunu görüyoruz. Hatta %80-90'lara çıkmış yaratılışa inananların sayısı ki bu ünlü gazeteler bu anketleri yapanlar. Avrupa'nın en büyük en ünlü gazeteleri. Her ankette bunu alıyoruz. Daha öncede söylemiştim. Böyle bu dalgalanmalar şeklinde bu yayılır, kitabın sayısıyla bunun alakası yok demiştim. Hakikaten kitabın sayısıyla alakası olmadığını gördüler. Çünkü bilen okuyor, bilmeyende okuyor herkes okuyor. Bilen etrafa zaten anlatıyor. Bilmeyende okuyunca öğreniyor. Etrafa anlatıyor. Bu zincirleme bir reaksiyon meydana getiriyor. Bunun sonucunda hakikaten çok net netice aldık Avrupa. Ama bu tabi imana dönüşmesi bunun müslümanlığa dönüşmesi vakit alabilir inşaALLAH. (Denge TV, 3 Temmuz 2008)


Macedonia Online, 4 Aralık 2008


Romanya Okul Müfredatından Evrim Teorisini Çıkarıyor

 

Muhabir: Peki Harun Yahya kalkanı Avrupa'da ne durumda, ne derece bu kalkan Avrupa'yı ele almış durumda? Onu bir de sizden dinleyelim hocam.

ADNAN OKTAR: Fransa'da mükemmel bir etki meydana geldi. O, Darwinizmin kalesiydi Fransa, Fransa şu an dümdüz. Sarkozy tam bir dindar oldu. Sürekli Allah'tan bahsediyor, biliyorsunuz basına da sürekli yansıyor. Gece gündüz bu konular işleniyor. Sarkozy'nin ifadeleri olsun, İngiltere Başbakanı Tony Blair'in izahları olsun, hepsi bu yönde. Mesela diyor ki Nicolas Sarkozy 'Acılara din değil, acılara din değil dinsizlik neden oldu.' 'Her insan düşüncesinde ve kalbinde var olan yüce Allah'tır.' 'İnsanı esir kılmayan, onu özgür kılan Allah'tır. İnsanların ölçüsüz kibirine ve deliliğine karşı bir sur olan Allah'tır. Tüm farklılıkların ötesinde sürekli olarak insanlara bir alçak gönüllülük ve sevgi mesajı, barış ve kardeşlik mesajı, hoşgörü ve saygı mesajı veren Allah'tır'. Bunu Sarkozy söylüyor, ama ne zaman, bizim kitapları okuduktan sonra, Yaratılış Atlası'nı okuduktan sonra. Tony Blair, İngiltere Başbakanı sosyalist, materyalist, darwinist idi; bakın değişime. 'Dini inancın önemini anlamadan çağdaş dünyayı anlayamazsınız' diyor. 'Dini koruyun ve onun iyilik için bir güç olmasına yardım edin'. 'Dini koruyun ve onun iyilik için bir güç olmasına yardım edin' diyor. Mesala Fransa'da yine Jacques Chirac Atlas için teşekkür mektubu gönderdi bana. Dinlerarası Diyalog Vakfı'nı kurmuş, yani dinlerin birbirini daha iyi anlaması, daha iyi değerlendirmesi için. Fakat tabi bir tek bu da değil de, yabancı basında çok şiddetli etkisi oldu. Mesela Le Point-Fransa: 'Darwin'i kurtarın' diyor başlık. Fransa La Liberation: 'Tek bir hamlede, tam bir panik gerçekleştirdi' diyor Yaratılış Atlası için; Stern Dergisi, Almanların en ünlü dergilerinden biliyorsunuz 'Gökgürültüsü gibi patlayan kitap' diyor.

Muhabir: İnsanın kendi ülkesindeki çöküşü kadar büyük bir şey olabilir mi Hocam sizce?

ADNAN OKTAR: Allah'a çok şükür, Allah'a çok şükür.

Muhabir: Çok şükür hocam

ADNAN OKTAR: Hepsi öyle bakın Almanya, Fransa, Hollanda; mesela Hollanda 'Büyük bir tufan oluşturdu' diyor kitap için. İtalya, 'Ama kesin olarak bildiğimiz şey, bizim kaybedenler olacağımız.' İtalya La Stampa Gazetesi, İtalya'nın en büyük gazetelerinden, 'Elveda Darwin' başlık gazetelerde. (Adana CRT TV, 30 Eylül 2008)
The Register, 7 Kasım 2008


İngiliz Öğretmenlerin 2/3'si Yaratılışçı

ADNAN OKTAR: Amerika da Avrupa da ateizmden daha yeni kurtuluyor. Yeni gelişiyor bu konuda, tabi biz acele etsek de Allah'ın bir kaderi var, o anlamda bir gelişme oluyor. Önümüzdeki 10-20 yıl içinde bunu net neticelerini alırız. Yani gelişmeler onu göstertiyor. Sürekli bir tırmanış var. Yani bir açıda gidiyor olaylar. Eğer bu hızla giderse 15-20 yıl içinde bu çok netleşecek gibi görünüyor. Yani İslam'ın, İslam ahlakının dünyaya hakimiyeti kesin gibi görünüyor.

Muhabir: Peki Sayın Hocam Avrupa'da İslam dininin yansıması ve nasıl bir vitrine sahip olduğunu görüyorsunuz? Nasıl yorumlarsınız? 

ADNAN OKTAR: Bu Yaratılış Atlasının yayılmasında Avrupa'da ilk başta çok şiddetli bir şok meydana geldi çok acayip sarsıldılar. Sonra sakinleştiler, sakinleştiler, sonra kabul ettiler. Şu an Avrupa'da artık utanç verici bir şey Darwinizmi savunmak, yani aklı başında insanlar pek savunamıyorlar. Çok marjinal tipler savunabiliyor. Bütün okullarda bütün her yerde yaratılış inancı yaygın. Anketler de bunu göstertiyor. Birçok anket yapılıyor. Bütün anketlerde bunu görüyoruz. Hatta %80-90'lara çıkmış yaratılışa inananların sayısı ki bu ünlü gazeteler bu anketleri yapanlar. Avrupa'nın en büyük en ünlü gazeteleri. Her ankette bunu alıyoruz. Daha öncede söylemiştim. Böyle bu dalgalanmalar şeklinde bu yayılır, kitabın sayısıyla bunun alakası yok demiştim. Hakikaten kitabın sayısıyla alakası olmadığını gördüler. Çünkü bilen okuyor, bilmeyende okuyor herkes okuyor. Bilen etrafa zaten anlatıyor. Bilmeyende okuyunca öğreniyor. Etrafa anlatıyor. Bu zincirleme bir reaksiyon meydana getiriyor. Bunun sonucunda hakikaten çok net netice aldık Avrupa. Ama bu tabi imana dönüşmesi bunun müslümanlığa dönüşmesi vakit alabilir inşaALLAH. (Denge TV, 3 Temmuz 2008)


Macedonia Online, 4 Aralık 2008


Romanya Okul Müfredatından Evrim Teorisini Çıkarıyor

 

Muhabir: Peki Harun Yahya kalkanı Avrupa'da ne durumda, ne derece bu kalkan Avrupa'yı ele almış durumda? Onu bir de sizden dinleyelim hocam.

ADNAN OKTAR: Fransa'da mükemmel bir etki meydana geldi. O, Darwinizmin kalesiydi Fransa, Fransa şu an dümdüz. Sarkozy tam bir dindar oldu. Sürekli Allah'tan bahsediyor, biliyorsunuz basına da sürekli yansıyor. Gece gündüz bu konular işleniyor. Sarkozy'nin ifadeleri olsun, İngiltere Başbakanı Tony Blair'in izahları olsun, hepsi bu yönde. Mesela diyor ki Nicolas Sarkozy 'Acılara din değil, acılara din değil dinsizlik neden oldu.' 'Her insan düşüncesinde ve kalbinde var olan yüce Allah'tır.' 'İnsanı esir kılmayan, onu özgür kılan Allah'tır. İnsanların ölçüsüz kibirine ve deliliğine karşı bir sur olan Allah'tır. Tüm farklılıkların ötesinde sürekli olarak insanlara bir alçak gönüllülük ve sevgi mesajı, barış ve kardeşlik mesajı, hoşgörü ve saygı mesajı veren Allah'tır'. Bunu Sarkozy söylüyor, ama ne zaman, bizim kitapları okuduktan sonra, Yaratılış Atlası'nı okuduktan sonra. Tony Blair, İngiltere Başbakanı sosyalist, materyalist, darwinist idi; bakın değişime. 'Dini inancın önemini anlamadan çağdaş dünyayı anlayamazsınız' diyor. 'Dini koruyun ve onun iyilik için bir güç olmasına yardım edin'. 'Dini koruyun ve onun iyilik için bir güç olmasına yardım edin' diyor. Mesala Fransa'da yine Jacques Chirac Atlas için teşekkür mektubu gönderdi bana. Dinlerarası Diyalog Vakfı'nı kurmuş, yani dinlerin birbirini daha iyi anlaması, daha iyi değerlendirmesi için. Fakat tabi bir tek bu da değil de, yabancı basında çok şiddetli etkisi oldu. Mesela Le Point-Fransa: 'Darwin'i kurtarın' diyor başlık. Fransa La Liberation: 'Tek bir hamlede, tam bir panik gerçekleştirdi' diyor Yaratılış Atlası için; Stern Dergisi, Almanların en ünlü dergilerinden biliyorsunuz 'Gökgürültüsü gibi patlayan kitap' diyor.

Muhabir: İnsanın kendi ülkesindeki çöküşü kadar büyük bir şey olabilir mi Hocam sizce?

ADNAN OKTAR: Allah'a çok şükür, Allah'a çok şükür.

Muhabir: Çok şükür hocam

ADNAN OKTAR: Hepsi öyle bakın Almanya, Fransa, Hollanda; mesela Hollanda 'Büyük bir tufan oluşturdu' diyor kitap için. İtalya, 'Ama kesin olarak bildiğimiz şey, bizim kaybedenler olacağımız.' İtalya La Stampa Gazetesi, İtalya'nın en büyük gazetelerinden, 'Elveda Darwin' başlık gazetelerde. (Adana CRT TV, 30 Eylül 2008)


Haberler İnternet Haber Sitesi, 29 Kasım 2008




ADNAN OKTAR: … Sonra bu Yaratılış Atlası Avrupa'ya yayınevi gönderdi. O da Avrupa'da çok iyi netice getirdi. Şu an Avrupa'da %80-90 oranında Darwinizme inanmayanların oranı, %80-90'lara çıktı. Daha önce Darwinizme inanlar çok yüksekti. Yani %70-80 dolayındaydı Darwininizme inananlar. Şimdi Allah'ın yarattığına inananların oranı %70-80 tam tersine döndü. Çok iyi bir başarı. Allah'a hamdolsun elhamdülillah. Bu şekilde devam ediyoruz… Asrımızda felsefe son derece önemli, Darwinizm felsefesi, Darwinizm materyalizm yani tabiyun taanu dediği Said Nursi hazretlerinin, tabiatçılık düşüncesi, bu asrın en büyük putudur. Bu en büyük putun kırılması gerekiyordu. Bizim yaptığımız bu en büyük putu kırmak oldu. Avrupa'da tam bir şok meydana geldi. Avrupa'da, Fransa'da, İtalya'da bütün yabancı gazeteler bunu şaşkınlık ve hayretle duyurdular. Hakikaten çok büyük net netice alındı. Yapılan anketlerde hakikaten Darwinizmin Avrupa'da yerle bir olduğunu görüyoruz. Allah'a hamdolsun Allah böyle bir başarı meydana getirdi. Demek ki ilmi çalışma telkin, metotlarında Allah insanlar, gayret ederse başarı veriyor. Bunu görüyoruz. İnşaAllah. (Al Baghdadi TV, 29 Haziran 2008)


Telegraph, 7 Kasım 2008

 "İngiliz Öğretmenlerin Yaratılış Öğretmeyi İstemelerinin Sebebi İslam"
 
İngiliz öğretmelerinin 2/3'sinin okullarda Yaratılış öğretilmesini savunduklarının anlatıldığı haberde, asıl olarak üzerinde durulan konu bu gelişmeye Sayın Adnan Oktar'ın eserlerinin vesile olduğudur. Haberde şöyle denilmektedir:
"Son beş yıldır Türk Yaratılışçı Harun Yahya'nın parlak, büyük, ağır ve son derece sofistike hazırlanmış 800 sayfalık eseri Yaratılış Atlası gelişmiş dünyayı sel gibi kuşattı. Canlıların yaratıldığını ispat eden kitapta, "Canlıların yüz milyonlarca yıldır en küçük bir değişikliğe uğramadığı" anlatılıyor."

Le Monde, 17 Kasım 2008


"Yaratılışçılık Avrupa'daki Etkisini Arttırıyor"

ADNAN OKTAR: Darwinizm, Sümerler devrinden beri devam eden bir pagan inancıdır. Çok sıradan bir düşüncedir. Bilimsel delili yoktur. Tek bir tane ara fosile şu ana kadar rastlanamamıştır… Darwinizm zorlama bir inançtır. Resmi himaye ile ayakta tutuluyor dünyada. Resmi himaye kaldırılsın Darwinizm bir hafta, on gün bile dayanamaz. Yapılan anketlere bakıyoruz, mesela İsviçre; İsviçre Factum dergisinde yer alan haberde, İsviçre halkının okullarda yaratılışın okutulmasını istediği bildirildi diyor, ünlü Blick gazetesinin anketinde ise yaratılışa inananların oranı % 85. Sciaence Actualites Fransa, yaptığı ankette evrime inananların oranı %5 iken yaratılışa inananların oranı %92 olduğu görüldü. İnternete giren bunları görebilir. Süddeutsche Zeitung ünlü alman gazetesinin yaptığı ankete göre ise insanın bir yaratıcının eseri olduğuna inananların oranı ise % 85. Yaratılış Atlasının Avrupa'ya gidişinden sonraki gelişmeler bunlar. Olağanüstü bir gelişme oldu. Bu Avrupa halkının doğru fikre, dürüst fikre olan yatkınlığını gösteriyor. O yönüyle de tebrik ediyorum. Mesela Almanya'nın en önemli gazetelerinden Die Welt; ankette sorulan size göre yaşam nasıl oluştu sorusuna katılımcıların %86'sı Allah yarattı şeklinde cevap verdi. Bunları görebilirsiniz, internette var. Mesela Belçika De Morgen gazetesinin haberinde Müslüman öğrencilerin ise 10 kişi arasında 8'inden fazlası evrimin tamamen bir saçmalık olduğunu düşündüğünü belirtiyor. Öbür gazeteler de aynı şekilde, Danimarka'da da aynı şekilde. Mesela Danimarka halkının %88'i hayır diyor. İnsanın maymundan geldiğini düşünüyor musunuz sorusuna. Ekstra Bladet gazetesinin internet sitesinde bu var. İsteyen görebilir. Çok güçlü etki meydana getirdi Avrupa'da. Zaten Tony Blair'ın açıklamalarından bunu görüyoruz, Fransa'da yine çok güçlü etkiyi devlet yöneticilerinin izahlarından anlıyoruz. Çok mükemmel gelişmeler var. (Çırağan İftar Toplantısı, 18 Eylül 2008)


The Register, 7 Kasım 2008


İngiliz Öğretmenlerin 2/3'si Yaratılışçı

ADNAN OKTAR: Amerika da Avrupa da ateizmden daha yeni kurtuluyor. Yeni gelişiyor bu konuda, tabi biz acele etsek de Allah'ın bir kaderi var, o anlamda bir gelişme oluyor. Önümüzdeki 10-20 yıl içinde bunu net neticelerini alırız. Yani gelişmeler onu göstertiyor. Sürekli bir tırmanış var. Yani bir açıda gidiyor olaylar. Eğer bu hızla giderse 15-20 yıl içinde bu çok netleşecek gibi görünüyor. Yani İslam'ın, İslam ahlakının dünyaya hakimiyeti kesin gibi görünüyor.

Muhabir: Peki Sayın Hocam Avrupa'da İslam dininin yansıması ve nasıl bir vitrine sahip olduğunu görüyorsunuz? Nasıl yorumlarsınız? 

ADNAN OKTAR: Bu Yaratılış Atlasının yayılmasında Avrupa'da ilk başta çok şiddetli bir şok meydana geldi çok acayip sarsıldılar. Sonra sakinleştiler, sakinleştiler, sonra kabul ettiler. Şu an Avrupa'da artık utanç verici bir şey Darwinizmi savunmak, yani aklı başında insanlar pek savunamıyorlar. Çok marjinal tipler savunabiliyor. Bütün okullarda bütün her yerde yaratılış inancı yaygın. Anketler de bunu göstertiyor. Birçok anket yapılıyor. Bütün anketlerde bunu görüyoruz. Hatta %80-90'lara çıkmış yaratılışa inananların sayısı ki bu ünlü gazeteler bu anketleri yapanlar. Avrupa'nın en büyük en ünlü gazeteleri. Her ankette bunu alıyoruz. Daha öncede söylemiştim. Böyle bu dalgalanmalar şeklinde bu yayılır, kitabın sayısıyla bunun alakası yok demiştim. Hakikaten kitabın sayısıyla alakası olmadığını gördüler. Çünkü bilen okuyor, bilmeyende okuyor herkes okuyor. Bilen etrafa zaten anlatıyor. Bilmeyende okuyunca öğreniyor. Etrafa anlatıyor. Bu zincirleme bir reaksiyon meydana getiriyor. Bunun sonucunda hakikaten çok net netice aldık Avrupa. Ama bu tabi imana dönüşmesi bunun müslümanlığa dönüşmesi vakit alabilir inşaALLAH. (Denge TV, 3 Temmuz 2008)


Macedonia Online, 4 Aralık 2008


Romanya Okul Müfredatından Evrim Teorisini Çıkarıyor

 

Muhabir: Peki Harun Yahya kalkanı Avrupa'da ne durumda, ne derece bu kalkan Avrupa'yı ele almış durumda? Onu bir de sizden dinleyelim hocam.

ADNAN OKTAR: Fransa'da mükemmel bir etki meydana geldi. O, Darwinizmin kalesiydi Fransa, Fransa şu an dümdüz. Sarkozy tam bir dindar oldu. Sürekli Allah'tan bahsediyor, biliyorsunuz basına da sürekli yansıyor. Gece gündüz bu konular işleniyor. Sarkozy'nin ifadeleri olsun, İngiltere Başbakanı Tony Blair'in izahları olsun, hepsi bu yönde. Mesela diyor ki Nicolas Sarkozy 'Acılara din değil, acılara din değil dinsizlik neden oldu.' 'Her insan düşüncesinde ve kalbinde var olan yüce Allah'tır.' 'İnsanı esir kılmayan, onu özgür kılan Allah'tır. İnsanların ölçüsüz kibirine ve deliliğine karşı bir sur olan Allah'tır. Tüm farklılıkların ötesinde sürekli olarak insanlara bir alçak gönüllülük ve sevgi mesajı, barış ve kardeşlik mesajı, hoşgörü ve saygı mesajı veren Allah'tır'. Bunu Sarkozy söylüyor, ama ne zaman, bizim kitapları okuduktan sonra, Yaratılış Atlası'nı okuduktan sonra. Tony Blair, İngiltere Başbakanı sosyalist, materyalist, darwinist idi; bakın değişime. 'Dini inancın önemini anlamadan çağdaş dünyayı anlayamazsınız' diyor. 'Dini koruyun ve onun iyilik için bir güç olmasına yardım edin'. 'Dini koruyun ve onun iyilik için bir güç olmasına yardım edin' diyor. Mesala Fransa'da yine Jacques Chirac Atlas için teşekkür mektubu gönderdi bana. Dinlerarası Diyalog Vakfı'nı kurmuş, yani dinlerin birbirini daha iyi anlaması, daha iyi değerlendirmesi için. Fakat tabi bir tek bu da değil de, yabancı basında çok şiddetli etkisi oldu. Mesela Le Point-Fransa: 'Darwin'i kurtarın' diyor başlık. Fransa La Liberation: 'Tek bir hamlede, tam bir panik gerçekleştirdi' diyor Yaratılış Atlası için; Stern Dergisi, Almanların en ünlü dergilerinden biliyorsunuz 'Gökgürültüsü gibi patlayan kitap' diyor.

Muhabir: İnsanın kendi ülkesindeki çöküşü kadar büyük bir şey olabilir mi Hocam sizce?

ADNAN OKTAR: Allah'a çok şükür, Allah'a çok şükür.

Muhabir: Çok şükür hocam

ADNAN OKTAR: Hepsi öyle bakın Almanya, Fransa, Hollanda; mesela Hollanda 'Büyük bir tufan oluşturdu' diyor kitap için. İtalya, 'Ama kesin olarak bildiğimiz şey, bizim kaybedenler olacağımız.' İtalya La Stampa Gazetesi, İtalya'nın en büyük gazetelerinden, 'Elveda Darwin' başlık gazetelerde. (Adana CRT TV, 30 Eylül 2008)
The Register, 7 Kasım 2008


İngiliz Öğretmenlerin 2/3'si Yaratılışçı

ADNAN OKTAR: Amerika da Avrupa da ateizmden daha yeni kurtuluyor. Yeni gelişiyor bu konuda, tabi biz acele etsek de Allah'ın bir kaderi var, o anlamda bir gelişme oluyor. Önümüzdeki 10-20 yıl içinde bunu net neticelerini alırız. Yani gelişmeler onu göstertiyor. Sürekli bir tırmanış var. Yani bir açıda gidiyor olaylar. Eğer bu hızla giderse 15-20 yıl içinde bu çok netleşecek gibi görünüyor. Yani İslam'ın, İslam ahlakının dünyaya hakimiyeti kesin gibi görünüyor.

Muhabir: Peki Sayın Hocam Avrupa'da İslam dininin yansıması ve nasıl bir vitrine sahip olduğunu görüyorsunuz? Nasıl yorumlarsınız? 

ADNAN OKTAR: Bu Yaratılış Atlasının yayılmasında Avrupa'da ilk başta çok şiddetli bir şok meydana geldi çok acayip sarsıldılar. Sonra sakinleştiler, sakinleştiler, sonra kabul ettiler. Şu an Avrupa'da artık utanç verici bir şey Darwinizmi savunmak, yani aklı başında insanlar pek savunamıyorlar. Çok marjinal tipler savunabiliyor. Bütün okullarda bütün her yerde yaratılış inancı yaygın. Anketler de bunu göstertiyor. Birçok anket yapılıyor. Bütün anketlerde bunu görüyoruz. Hatta %80-90'lara çıkmış yaratılışa inananların sayısı ki bu ünlü gazeteler bu anketleri yapanlar. Avrupa'nın en büyük en ünlü gazeteleri. Her ankette bunu alıyoruz. Daha öncede söylemiştim. Böyle bu dalgalanmalar şeklinde bu yayılır, kitabın sayısıyla bunun alakası yok demiştim. Hakikaten kitabın sayısıyla alakası olmadığını gördüler. Çünkü bilen okuyor, bilmeyende okuyor herkes okuyor. Bilen etrafa zaten anlatıyor. Bilmeyende okuyunca öğreniyor. Etrafa anlatıyor. Bu zincirleme bir reaksiyon meydana getiriyor. Bunun sonucunda hakikaten çok net netice aldık Avrupa. Ama bu tabi imana dönüşmesi bunun müslümanlığa dönüşmesi vakit alabilir inşaALLAH. (Denge TV, 3 Temmuz 2008)


Macedonia Online, 4 Aralık 2008


Romanya Okul Müfredatından Evrim Teorisini Çıkarıyor

 

Muhabir: Peki Harun Yahya kalkanı Avrupa'da ne durumda, ne derece bu kalkan Avrupa'yı ele almış durumda? Onu bir de sizden dinleyelim hocam.

ADNAN OKTAR: Fransa'da mükemmel bir etki meydana geldi. O, Darwinizmin kalesiydi Fransa, Fransa şu an dümdüz. Sarkozy tam bir dindar oldu. Sürekli Allah'tan bahsediyor, biliyorsunuz basına da sürekli yansıyor. Gece gündüz bu konular işleniyor. Sarkozy'nin ifadeleri olsun, İngiltere Başbakanı Tony Blair'in izahları olsun, hepsi bu yönde. Mesela diyor ki Nicolas Sarkozy 'Acılara din değil, acılara din değil dinsizlik neden oldu.' 'Her insan düşüncesinde ve kalbinde var olan yüce Allah'tır.' 'İnsanı esir kılmayan, onu özgür kılan Allah'tır. İnsanların ölçüsüz kibirine ve deliliğine karşı bir sur olan Allah'tır. Tüm farklılıkların ötesinde sürekli olarak insanlara bir alçak gönüllülük ve sevgi mesajı, barış ve kardeşlik mesajı, hoşgörü ve saygı mesajı veren Allah'tır'. Bunu Sarkozy söylüyor, ama ne zaman, bizim kitapları okuduktan sonra, Yaratılış Atlası'nı okuduktan sonra. Tony Blair, İngiltere Başbakanı sosyalist, materyalist, darwinist idi; bakın değişime. 'Dini inancın önemini anlamadan çağdaş dünyayı anlayamazsınız' diyor. 'Dini koruyun ve onun iyilik için bir güç olmasına yardım edin'. 'Dini koruyun ve onun iyilik için bir güç olmasına yardım edin' diyor. Mesala Fransa'da yine Jacques Chirac Atlas için teşekkür mektubu gönderdi bana. Dinlerarası Diyalog Vakfı'nı kurmuş, yani dinlerin birbirini daha iyi anlaması, daha iyi değerlendirmesi için. Fakat tabi bir tek bu da değil de, yabancı basında çok şiddetli etkisi oldu. Mesela Le Point-Fransa: 'Darwin'i kurtarın' diyor başlık. Fransa La Liberation: 'Tek bir hamlede, tam bir panik gerçekleştirdi' diyor Yaratılış Atlası için; Stern Dergisi, Almanların en ünlü dergilerinden biliyorsunuz 'Gökgürültüsü gibi patlayan kitap' diyor.

Muhabir: İnsanın kendi ülkesindeki çöküşü kadar büyük bir şey olabilir mi Hocam sizce?

ADNAN OKTAR: Allah'a çok şükür, Allah'a çok şükür.

Muhabir: Çok şükür hocam

ADNAN OKTAR: Hepsi öyle bakın Almanya, Fransa, Hollanda; mesela Hollanda 'Büyük bir tufan oluşturdu' diyor kitap için. İtalya, 'Ama kesin olarak bildiğimiz şey, bizim kaybedenler olacağımız.' İtalya La Stampa Gazetesi, İtalya'nın en büyük gazetelerinden, 'Elveda Darwin' başlık gazetelerde. (Adana CRT TV, 30 Eylül 2008)
The Register, 7 Kasım 2008


İngiliz Öğretmenlerin 2/3'si Yaratılışçı

ADNAN OKTAR: Amerika da Avrupa da ateizmden daha yeni kurtuluyor. Yeni gelişiyor bu konuda, tabi biz acele etsek de Allah'ın bir kaderi var, o anlamda bir gelişme oluyor. Önümüzdeki 10-20 yıl içinde bunu net neticelerini alırız. Yani gelişmeler onu göstertiyor. Sürekli bir tırmanış var. Yani bir açıda gidiyor olaylar. Eğer bu hızla giderse 15-20 yıl içinde bu çok netleşecek gibi görünüyor. Yani İslam'ın, İslam ahlakının dünyaya hakimiyeti kesin gibi görünüyor.

Muhabir: Peki Sayın Hocam Avrupa'da İslam dininin yansıması ve nasıl bir vitrine sahip olduğunu görüyorsunuz? Nasıl yorumlarsınız? 

ADNAN OKTAR: Bu Yaratılış Atlasının yayılmasında Avrupa'da ilk başta çok şiddetli bir şok meydana geldi çok acayip sarsıldılar. Sonra sakinleştiler, sakinleştiler, sonra kabul ettiler. Şu an Avrupa'da artık utanç verici bir şey Darwinizmi savunmak, yani aklı başında insanlar pek savunamıyorlar. Çok marjinal tipler savunabiliyor. Bütün okullarda bütün her yerde yaratılış inancı yaygın. Anketler de bunu göstertiyor. Birçok anket yapılıyor. Bütün anketlerde bunu görüyoruz. Hatta %80-90'lara çıkmış yaratılışa inananların sayısı ki bu ünlü gazeteler bu anketleri yapanlar. Avrupa'nın en büyük en ünlü gazeteleri. Her ankette bunu alıyoruz. Daha öncede söylemiştim. Böyle bu dalgalanmalar şeklinde bu yayılır, kitabın sayısıyla bunun alakası yok demiştim. Hakikaten kitabın sayısıyla alakası olmadığını gördüler. Çünkü bilen okuyor, bilmeyende okuyor herkes okuyor. Bilen etrafa zaten anlatıyor. Bilmeyende okuyunca öğreniyor. Etrafa anlatıyor. Bu zincirleme bir reaksiyon meydana getiriyor. Bunun sonucunda hakikaten çok net netice aldık Avrupa. Ama bu tabi imana dönüşmesi bunun müslümanlığa dönüşmesi vakit alabilir inşaALLAH. (Denge TV, 3 Temmuz 2008)


Macedonia Online, 4 Aralık 2008


Romanya Okul Müfredatından Evrim Teorisini Çıkarıyor

 

Muhabir: Peki Harun Yahya kalkanı Avrupa'da ne durumda, ne derece bu kalkan Avrupa'yı ele almış durumda? Onu bir de sizden dinleyelim hocam.

ADNAN OKTAR: Fransa'da mükemmel bir etki meydana geldi. O, Darwinizmin kalesiydi Fransa, Fransa şu an dümdüz. Sarkozy tam bir dindar oldu. Sürekli Allah'tan bahsediyor, biliyorsunuz basına da sürekli yansıyor. Gece gündüz bu konular işleniyor. Sarkozy'nin ifadeleri olsun, İngiltere Başbakanı Tony Blair'in izahları olsun, hepsi bu yönde. Mesela diyor ki Nicolas Sarkozy 'Acılara din değil, acılara din değil dinsizlik neden oldu.' 'Her insan düşüncesinde ve kalbinde var olan yüce Allah'tır.' 'İnsanı esir kılmayan, onu özgür kılan Allah'tır. İnsanların ölçüsüz kibirine ve deliliğine karşı bir sur olan Allah'tır. Tüm farklılıkların ötesinde sürekli olarak insanlara bir alçak gönüllülük ve sevgi mesajı, barış ve kardeşlik mesajı, hoşgörü ve saygı mesajı veren Allah'tır'. Bunu Sarkozy söylüyor, ama ne zaman, bizim kitapları okuduktan sonra, Yaratılış Atlası'nı okuduktan sonra. Tony Blair, İngiltere Başbakanı sosyalist, materyalist, darwinist idi; bakın değişime. 'Dini inancın önemini anlamadan çağdaş dünyayı anlayamazsınız' diyor. 'Dini koruyun ve onun iyilik için bir güç olmasına yardım edin'. 'Dini koruyun ve onun iyilik için bir güç olmasına yardım edin' diyor. Mesala Fransa'da yine Jacques Chirac Atlas için teşekkür mektubu gönderdi bana. Dinlerarası Diyalog Vakfı'nı kurmuş, yani dinlerin birbirini daha iyi anlaması, daha iyi değerlendirmesi için. Fakat tabi bir tek bu da değil de, yabancı basında çok şiddetli etkisi oldu. Mesela Le Point-Fransa: 'Darwin'i kurtarın' diyor başlık. Fransa La Liberation: 'Tek bir hamlede, tam bir panik gerçekleştirdi' diyor Yaratılış Atlası için; Stern Dergisi, Almanların en ünlü dergilerinden biliyorsunuz 'Gökgürültüsü gibi patlayan kitap' diyor.

Muhabir: İnsanın kendi ülkesindeki çöküşü kadar büyük bir şey olabilir mi Hocam sizce?

ADNAN OKTAR: Allah'a çok şükür, Allah'a çok şükür.

Muhabir: Çok şükür hocam

ADNAN OKTAR: Hepsi öyle bakın Almanya, Fransa, Hollanda; mesela Hollanda 'Büyük bir tufan oluşturdu' diyor kitap için. İtalya, 'Ama kesin olarak bildiğimiz şey, bizim kaybedenler olacağımız.' İtalya La Stampa Gazetesi, İtalya'nın en büyük gazetelerinden, 'Elveda Darwin' başlık gazetelerde. (Adana CRT TV, 30 Eylül 2008)
The Register, 7 Kasım 2008


İngiliz Öğretmenlerin 2/3'si Yaratılışçı

ADNAN OKTAR: Amerika da Avrupa da ateizmden daha yeni kurtuluyor. Yeni gelişiyor bu konuda, tabi biz acele etsek de Allah'ın bir kaderi var, o anlamda bir gelişme oluyor. Önümüzdeki 10-20 yıl içinde bunu net neticelerini alırız. Yani gelişmeler onu göstertiyor. Sürekli bir tırmanış var. Yani bir açıda gidiyor olaylar. Eğer bu hızla giderse 15-20 yıl içinde bu çok netleşecek gibi görünüyor. Yani İslam'ın, İslam ahlakının dünyaya hakimiyeti kesin gibi görünüyor.

Muhabir: Peki Sayın Hocam Avrupa'da İslam dininin yansıması ve nasıl bir vitrine sahip olduğunu görüyorsunuz? Nasıl yorumlarsınız? 

ADNAN OKTAR: Bu Yaratılış Atlasının yayılmasında Avrupa'da ilk başta çok şiddetli bir şok meydana geldi çok acayip sarsıldılar. Sonra sakinleştiler, sakinleştiler, sonra kabul ettiler. Şu an Avrupa'da artık utanç verici bir şey Darwinizmi savunmak, yani aklı başında insanlar pek savunamıyorlar. Çok marjinal tipler savunabiliyor. Bütün okullarda bütün her yerde yaratılış inancı yaygın. Anketler de bunu göstertiyor. Birçok anket yapılıyor. Bütün anketlerde bunu görüyoruz. Hatta %80-90'lara çıkmış yaratılışa inananların sayısı ki bu ünlü gazeteler bu anketleri yapanlar. Avrupa'nın en büyük en ünlü gazeteleri. Her ankette bunu alıyoruz. Daha öncede söylemiştim. Böyle bu dalgalanmalar şeklinde bu yayılır, kitabın sayısıyla bunun alakası yok demiştim. Hakikaten kitabın sayısıyla alakası olmadığını gördüler. Çünkü bilen okuyor, bilmeyende okuyor herkes okuyor. Bilen etrafa zaten anlatıyor. Bilmeyende okuyunca öğreniyor. Etrafa anlatıyor. Bu zincirleme bir reaksiyon meydana getiriyor. Bunun sonucunda hakikaten çok net netice aldık Avrupa. Ama bu tabi imana dönüşmesi bunun müslümanlığa dönüşmesi vakit alabilir inşaALLAH. (Denge TV, 3 Temmuz 2008)


Macedonia Online, 4 Aralık 2008


Romanya Okul Müfredatından Evrim Teorisini Çıkarıyor

 

Muhabir: Peki Harun Yahya kalkanı Avrupa'da ne durumda, ne derece bu kalkan Avrupa'yı ele almış durumda? Onu bir de sizden dinleyelim hocam.

ADNAN OKTAR: Fransa'da mükemmel bir etki meydana geldi. O, Darwinizmin kalesiydi Fransa, Fransa şu an dümdüz. Sarkozy tam bir dindar oldu. Sürekli Allah'tan bahsediyor, biliyorsunuz basına da sürekli yansıyor. Gece gündüz bu konular işleniyor. Sarkozy'nin ifadeleri olsun, İngiltere Başbakanı Tony Blair'in izahları olsun, hepsi bu yönde. Mesela diyor ki Nicolas Sarkozy 'Acılara din değil, acılara din değil dinsizlik neden oldu.' 'Her insan düşüncesinde ve kalbinde var olan yüce Allah'tır.' 'İnsanı esir kılmayan, onu özgür kılan Allah'tır. İnsanların ölçüsüz kibirine ve deliliğine karşı bir sur olan Allah'tır. Tüm farklılıkların ötesinde sürekli olarak insanlara bir alçak gönüllülük ve sevgi mesajı, barış ve kardeşlik mesajı, hoşgörü ve saygı mesajı veren Allah'tır'. Bunu Sarkozy söylüyor, ama ne zaman, bizim kitapları okuduktan sonra, Yaratılış Atlası'nı okuduktan sonra. Tony Blair, İngiltere Başbakanı sosyalist, materyalist, darwinist idi; bakın değişime. 'Dini inancın önemini anlamadan çağdaş dünyayı anlayamazsınız' diyor. 'Dini koruyun ve onun iyilik için bir güç olmasına yardım edin'. 'Dini koruyun ve onun iyilik için bir güç olmasına yardım edin' diyor. Mesala Fransa'da yine Jacques Chirac Atlas için teşekkür mektubu gönderdi bana. Dinlerarası Diyalog Vakfı'nı kurmuş, yani dinlerin birbirini daha iyi anlaması, daha iyi değerlendirmesi için. Fakat tabi bir tek bu da değil de, yabancı basında çok şiddetli etkisi oldu. Mesela Le Point-Fransa: 'Darwin'i kurtarın' diyor başlık. Fransa La Liberation: 'Tek bir hamlede, tam bir panik gerçekleştirdi' diyor Yaratılış Atlası için; Stern Dergisi, Almanların en ünlü dergilerinden biliyorsunuz 'Gökgürültüsü gibi patlayan kitap' diyor.

Muhabir: İnsanın kendi ülkesindeki çöküşü kadar büyük bir şey olabilir mi Hocam sizce?

ADNAN OKTAR: Allah'a çok şükür, Allah'a çok şükür.

Muhabir: Çok şükür hocam

ADNAN OKTAR: Hepsi öyle bakın Almanya, Fransa, Hollanda; mesela Hollanda 'Büyük bir tufan oluşturdu' diyor kitap için. İtalya, 'Ama kesin olarak bildiğimiz şey, bizim kaybedenler olacağımız.' İtalya La Stampa Gazetesi, İtalya'nın en büyük gazetelerinden, 'Elveda Darwin' başlık gazetelerde. (Adana CRT TV, 30 Eylül 2008)
]]>
http://komunizm.com/tr/Harun-Yahya-Etkiler/11806/sayin-adnan-oktarin-dev-eserihttp://komunizm.com/tr/Harun-Yahya-Etkiler/11806/sayin-adnan-oktarin-dev-eseriTue, 09 Dec 2008 18:53:57 +0200
Irak'taki gelişmeler, tam da sayın Adnan Oktar'ın söylediği yönde oluyor Sayın Adnan Oktar, kendisiyle yapılan röportajlarda Irak'taki sorunların nasıl çözüme kavuşturulacağı yönündeki soruları cevaplarkan, Türkiye'nin Irak'ta oynayacağı etkin role ve Türk İslam Birliği'nin önemine dikkat çekmektedir. Türkiye ve Irak arasındaki kültürel ve ekonomik iş birliklerinin artması gerektiğine, toplumların birbirine daha da kaynaşması için sivil toplum kuruluşlarının aktif görev almasının önemine, Türkiye'nin Irak'a ağabeylik yapmasının şart olduğuna işaret etmektedir. Bunların gerçekleşmesi durumunda, Irak'ın huzura kavuşacağını, Iraklıların da, Türkmenlerin de, Kürtlerin de rahat edeceğini ve bu çözümün ABD için de rahatlık olacağını söylemektedir. Sayın Adnan Oktar'ın konuyla ilgili açıklamalarından biri şu şekildedir:

 

 
Adnan Oktar: Türkiye’nin Irak politikası tabii çok hayati. Türkiye’nin önemli bir hedefi, Irak’ın milli bütünlüğünün bozulmamasını sağlamak, yani Irak’ı bir bütün olarak ele almak ve bütün kalmasını sağlamak ve Irak ile çok içli dışlı olmak. Irak sanki bizim bir şehrimiz gibi olması gerekir, aslında TÜRK-İSLAM BİRLİĞİ DÜŞÜNCESİ İÇERİSİNDE İLK BİRLEŞME YAPILMASI GEREKEN ÜLKE DİYEBİLİRİM IRAK İÇİN… Bu Irak için müthiş bir kurtuluş olur, bir anda Irak’ı adeta patlatır, muazzam bir ekonomik gelişme, muazzam bir huzur, muazzam bir ekonomi de canlanma ama çılgınca bir canlanma olur ve Irak halkı bütün şu ızdırapdan, çileden, acıdan birkaç gün içinde ferahlar, kurtulur. TÜRKİYE’NİN HİMAYESİNE GİRMEYİ İSTEMEK IRAK İÇİN ÇOK BÜYÜK BİR NİMET OLUR. Türkiye, şunu söyleyecek “BIZ YÖNETIMDE TÜRKİYE’NİN ETKEN OLMASINI İSTİYORUZ” yani bizim yönetimimizde, memleketin yönetiminde birinci dereceden etkili güç olsun. YANİ GARANTÖR DEVLET OLSUN. Nasıl Kıbrıs’a garantör Türkiye yani Kıbrıs-Türk ilişkisi nasıl, bunun gibi olsun.

Türkmeneli: Ama bunu Amerika kabul eder mi sizce?

Adnan Oktar: Amerika’nın müthiş lehine bu. Yani adamı ölmeyecek, Amerika gelsin şirketlerini kursun, Türkiye’nin yönetiminde olduğunda, istediği gibi ticari faaliyetler yapsın. BU AMERIKA’YI MÜTHİŞ YIPRATIYOR, ŞU ANKİ SİSTEM. YANİ TÜRKİYE GARANTÖR OLARAK BÖLGEYE GİRDİ Mİ, O SAAT ORADA TERÖR BİTER, KONU BİTER. Yani Araplar müthiş rahat eder, Türkler rahat eder, Kürtler rahat eder, herkes rahat eder. (Türkmeneli TV, 11 Nisan 2008)


Bu açıklamadan bir kaç ay sonra, basında Türkiye'nin Irak'ta liderlik yapması gerektiğiyle ilgili haberler çıkmaya başlamıştır. Bunlardan biri, ABD Daimi Birleşmiş Milletler Temsilcisi Zalmay Halilzad'ın açıklamasıdır. Halilzad açıklamasında, Türkiye'nin Irak için en önemli ülkelerden biri olduğunu belirtmiş ve yakın gelecekte BM'in Irak'ta daha aktif rol üstleneceğini ve bu durumda BM'YE IRAK'TA TÜRKİYE'NİN ÖNCÜLÜK YAPABİLECEĞİNİ SÖYLEMİŞTİR.

 

Zaman, 8 Ekim 2008



 

Sayın Adnan Oktar'ın Türkiye ve Irak arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesini teşvik eden açıklamalarının ardından başka diğer önemli gelişmeler de olmuş; 18 yıl aradan sonra ilk defa bir Türkiye Başbakanı Irak'ı ziyaret etmiş; iki ülke arasında özellikle petrolü arama, çıkarma ve boru hatları konusunda çok önemli anlaşmalar imzalanmış; Irak'ın yeniden imarında Türk firmalara büyük pay verilmiş ve bu iyi ilişkiler uluslararası kamuoyunun da takdirini ve desteğini almıştır.

 

Vakit, 11 Temmuz 2008




Türkiye, 12 Ekim 2008




Yeni Şafak, 12 Temmuz 2008



 

Temmuz ayındaki Irak ziyareti sırasında Sayın Başbakan Tayyip Erdoğan, Irak ve Türkiye arasındaki yakınlaşma ve iş birliğini şu şekilde anlatmaktadır:

"Bunun (iş birliğinin) süreklilik arzetmesi de önemli. Bir de bürokrasi ve kurumlar çok sıkı bir diyalog içinde çalışacaklfr... Bunlar sık sık diyalog içinde olacaklar. Sivil toplum kuruluşlarımız da bu vesileyle işin içine girmiş olacaklar. Hangi alanı ilgilendiriyorsa, o alanla ilgili atılan adımlarda ilgili sivil toplum kuruluşlarını devreye sokmak istiyoruz... Halkları birbirine kaynaştırma, siyasi iradeyi de güçlü yapacaktır."

Adnan Oktar: … Bir süre sonra Türk İslam Birliği içinde, Türk İslam Birliği kardeşliği içerisinde, Irak da, Suriye de, Türk devletleri de Türkiye’nin liderliğinde birleşecektir. Dolayısıyla Kerkük de dolaylı yoldan kurtulmuş refaha ve feraha kavuşmuş huzura kavuşmuş olacaktır. Biz bunun çok yakın bir zamanda olacağını düşünüyoruz. Aynı zamanda, Iraklı kardeşlerimizin de kurtuluşu olacak bu. Orada kan dökülmesinin, anarşi ve terörün de tamamen ortadan kalkacağını düşünüyoruz. (Al Baghdadi, 5 Ağustos 2008)


Milliyet, 12 Ekim 2008



Adnan Oktar: Bu kadar doğal. Dinimiz bir, dilimiz bir, her şeyimiz bir, aynı köklerden geliyoruz, kardeşiz fakat ayrıyız. Bugün Azerbaycan’a desek ki hadi birleşelim. Bir gün düşünmezler kabul ederler. Yani bunun sadece resmi olarak talep edilmesi gerekiyor. Yani iki devlet bir millet olarak, çok rahat birleşebiliriz. Hiçbir engel yok. Kazakistan da öyle Kırgızistan da öyle, Türkmenistan da öyle, Doğu Türkistan da öyle, hepsi rahatlar ve bu birleşmenin sonucunda İslam alemi de öyle IRAK, SURİYE CAN ATIYORLAR TÜRKİYE İLE BİRLEŞMEK İÇİN. Bütün mesele Türkiye’nin bunu açıkça ortaya koymasında yani adı konulması gerekiyor. Sadece talep olması yeterli. (Çay TV, 23 Temmuz 2008)


Zaman, 25 Eylül 2008




Adnan Oktar: Türk iş adamlarının Kerkük’e aşkla şevkle hizmet heyecanıyla gitmeleri gerekir, illa kar değil, ki kar ederler de. Çünkü her yer Türk kaynıyor, orası bir ilimiz gibi, sanki bir Konya’ya tesis açmış gibi, daha hoş, daha güzel. Bunu devletin teşvik etmesi gerekir, basının teşvik etmesi gerekir, televizyonların teşvik etmesi gerekir.  (Türkmeneli TV, 22 Nisan 2008)


Tercüman, 22 Mayıs 2008




Önce Vatan, 30 Haziran 2008


]]>
http://komunizm.com/tr/Harun-Yahya-Etkiler/10856/iraktaki-gelismeler-tam-da-sayinhttp://komunizm.com/tr/Harun-Yahya-Etkiler/10856/iraktaki-gelismeler-tam-da-sayinTue, 18 Nov 2008 17:59:17 +0200
Sayın Adnan Oktar'ın Kafkaslarda birlik ve kardeşlik çağrılarının etkisi: Rusya'dan Türkiye'ye dostluk mesajları

Sayın Adan Oktar yaptığı açıklamalarda, ülkeler arasındaki ilişkilerde tarihten gelen düşmanlık duygularının ve öfkenin tamamen bir kenara bırakılmasını, herkesin birbirine samimiyetle, sevgiyle, dostlukla yaklaşması gerektiğini ifade etmektedir. Özellikle Kafkasya'da kalıcı barışın sağlanması ve bölgede güçlü bir ittifakın oluşması için bunun şart olduğunu vurgulamaktadır. Bunun için de bölgedeki ülkelerin birbirlerine nasıl yaklaşmaları gerektiğini, izlenmesi gereken siyasetin ne yönde olması gerektiğini detaylı olarak tarif etmektedir. Sayın Oktar, bölgede atılacak her türlü adımın, izlenecek siyasetin her dinden her ırktan tüm toplumların ve ülkelerin menfaatini kollayacak şekilde olması gerektiğini; hiçbir ülkeyi dışlamamak gerektiğini; hep koruyucu ve birleştirici olmak gerektiğini; her devlete saygı duyulması gerektiğini anlatmakta ve Türk İslam Birliği'nin bölgedeki tüm ülkelerin hamisi ve kurtarıcısı olacağını vurgulamaktadır. Türk İslam Birliği'nin Rusya'nın da, Ermenistan'ın da, Gürcistan'ın da menfaatine olacağını delilleriyle açıklamakta ve tüm ülkeler ve toplumlar arasında sevgi ve dostluğu teşvik etmektedir.

Sayın Adnan Oktar'ın dikkat çektiği bu hususlar, özellikle son dönemlerde, büyük etki oluşturmuş ve Kafkasya'da tarihi bir dönüşüm yaşanmaya başlanmıştır. Bu değişimin en önemli göstergelerinden biri Kafkas İttifakı girişiminin başlamasıdır. Bununla birlikte Ermenistan ve Türkiye arasında dostane bir bağ kurulması, Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki tarihi sorunların çözüme kavuşması için görüşmelerin yapılması ve Rusya'nın başta Türkiye olmak üzere Türk-İslam alemine karşı daha olumlu bir yaklaşım içinde olması da son dönemlerin önemli gelişmelerindendir.

SAYIN ADNAN OKTAR'IN RUS PRAVDA GAZETESİ'NE YAPTIĞI AÇIKLAMADAN BİR BÖLÜM
(Rusya, İngilizce Pravda, 19 Eylül 2008)


Muhabir: Rus yöneticileri ve Rus milleti hakkında neler düşünüyorsunuz?

Adnan Oktar: Rus milleti, millet olarak güzel huylu, güzel ahlaklı insanlar. Ben birçok Rus tanıyorum, hakikaten çok temiz ahlaklı, iyi niyetli insanlar. Ahlaken de, kişilik olarak da, sima olarak da çok temiz ve güzel insanlar. Şeker gibi insanlar, küçük Rus çocukları mesela aşırı sevimliler. Bunlar niye kötü olsunlar, niye rahatsız olsunlar, bundan biz niye mutlu olalım? Asırlarca yanyana kardeşlik içinde yaşadık biz Ruslarla. Niye şimdi Ruslarla ayrı gayrı olalım, siz de bizim kardeşimizsiniz. İçiçe olalım, ticaretimiz, sanat çalışmalarımız, kültür bilim çalışmalarımız içiçe olsun. Zaten birbirimize ihtiyacımız var. Beraber üniversiteler kuralım, bilim gelişsin, sanat gelişsin, demir perdeler, taş duvarlar devri geçti artık. Bunlar yıkılsın. Bunlar çok büyük hata. Rusya'nın teknolojik gücü, bilim adamı gücü,  bilimdeki imkanları çok yüksek. Rusya dışlanacak bir ülke değil, velev ki bunlar olmasa dahi dışlanmaz. Onun için kutuplaşma siyasetini ben doğru bulmuyorum. Rusya büyük bir zaman dilimde Müslümanlara karşı sıcak ve sevecen davranmıştır. Halen de Rusya da Müslümanlara karşı verdikleri hürriyetler çok açık ortada, İslam'ı, Kuran'ı destekleyen politikaları çok açık ortada, ben bizzat bunu gördüm. Böyle bir devleti yalnızlığa itmek, sanki onu ölüme itiyor gibi olur, çok yanlış olur. Her olayda Rusya'yı da olayın içinde olan, onları da koruyan bir siyaset olması lazım. O zaman herşey gayet güzel olur.


ADNAN OKTAR'IN PRAVDA'YA YAPTIĞI AÇIKLAMALARDAN BİR BAŞKA BÖLÜM
(Rusya, İngilizce Pravda, 19 Eylül 2008)

Adnan Oktar: Mesela Türk-İslam Birliği'nin ilk aşaması olarak bir Kafkas Birliği düşüncesi şu an dillenmeye başladı. Bu çok güzel. Ama burada Asya'daki hiçbir devlet dışlanmamalıdır, mutlaka hepsinin dirliğinin, güçlü olmasının esas alınması gerekir ve özellikle devletlere de saygı gösterilmesi çok önemli. Aksi çok ayıp olur. Sevgi ve şefkat zemininde, akılcılığı da muhafaza ederek, koruyarak ve kollayarak yaklaşılırsa tüm sorunlar tamamen hallolur diye düşünüyorum.


Sabah, 29 Ekim 2008




Vakit, 19 Eylül 2008




Adnan Oktar: Rusya’ya güvence verilmesi çok önemlidir ve rencide etmemek çok önemlidir. Yani, Rusya’yı mahcup etmek, küçük düşürmeye kalkmak bu yakışık almaz. Bir de tecrit etmek, yalnızlığa itmek çok kötü bir şey. Rusya’yı bir yalnızlığa itme politikası var bazı ülkelerin, yani Rusya’yı yalnızlığa itmek demek buradaki milyonlarca insanı masun insanı bir anlamda yok etmek demektir. Bu vicdanlı bir davranış değil. Rus milleti asil millettir. Niçin yok olsunlar? Niçin ezilsinler, niye mağdur duruma düşsünler? Onun için onlara bu güvencenin şiddetle verilmesi çok önemli. Biz Rusya’nın dostuyuz. Her türlü faaliyette yanındayız. Askeri yönden de hiçbir risk yoktur. Hatta anlaşmada yapılabilir Rusya ile saldırmazlık yönünde bir pakt imzalanıp hiçbir şekilde böyle bir şey olmayacak diye garanti verilebilir.

Muhabir: Ama tarih boyunca Türkiye ile Rusya arasında savaşlar, Kafkaslar üzerinde çok savaşlar oldu.

Adnan Oktar: Ama o zamanlar 1800’lerde, o zaman bilgi yok, kültür yok, araştırma yok. Şimdi internet çağındayız. Kitaplar var, Cd'ler var, ve insanların kafası açıldı. Bilgisi açıldı ve biz artık o düşmanlıklara gülüyoruz ve çok mantıksız buluyoruz… Mühim olan onlarla dost olmak, kardeş olmak, onlara destek olmak… 1800’ler kafasıyla yaklaşırsak bu işler hiç netice alınmaz o zaman. 1800’lerin mantığı gidecek. 2000’lerin güzel, sevgi dolu, birleştirici mantığına artık girmemiz gerekiyor. Asrımız altın çağı. Türk- İslam Birliği’nin oluşacağı, bütün dünyanın mutluluk içinde yaşayacağı bir çağa giriyoruz. O karanlık çağlar geride kaldı, öyle soğuk savaş dönemleri, atom bombası patlatmalar, milyonlarca insanı öldürtmeler, esir kampları, bu bir rezaletti. Bu rezaleti artık unutacağız. Geçmiş dönemlerin bir ayıbı, onların bir günahı, biz onların kafasında değiliz. Biz onların hata yaptığına inanıyoruz. (Azerbaycan ATV, 27 Ağustos 2008)


Yeni Şafak, 19 Kasım 2008



 
 
Adnan Oktar: Rusya’yı dağıtma siyasetinden kaçınmak lazım. Yani, Rusya’nın güçlü olmasını ekonomik yönden, siyasi yönden, sosyal yönden güçlü olmasını sağlayacak politikaları onlara sunmak gerekiyor. "Yoksa biz büyüyeceğiz, zengin olacağız, sen de ne yaparsan yap" bu olmaz tabi, vicdan kabul etmez bunu. Peygamber Efendimiz (sav) diyor; "Komşusu aç iken, tok yatan bizden değildir." Bu ne demektir. Üşüyorsa sen sıcak bir yerde yatıyorsan yine bizden değildir. Korkuyor da sen güven içinde yaşıyorsan yine bizden değildir. Yani, komşusu aç iken tok yatan bizden değildir, manası çok geniştir. Her yönden eşit şartlarda olun anlamına geliyor bu. Yani, komşu o da Allah’ın yarattığı, Hz. Adem ile Havva annemizden gelen kardeşimiz o bizim. Her ne olursa olsun inançları da yanlış olabilir, ama bizim kardeşimiz. Biz onun hidayeti için doğru yola koşması için dua ederiz gayret ederiz ki, Rusya, Hristiyan bir toplumdur. Yani, genellikle ortodoksturlar. Zaten ehli kitap bu insanlar. Hz. İsa’ya inanıyorlar. Allah’a inanıyorlar. Ehli Kitabın hükmü Kuran’da açık. O yüzden onlara bakış açısının çok ciddi şekilde güvence veren, onları koruyan, onlara şefkat duyan politikaya dönüşmesi lazım. (Azerbaycan Gazete 525, 27 Ağustos 2008)


Milliyet, 19 Eylül 2008




Adnan Oktar: Ama Dünyanın güç birliklerinin aleyhinde bir şey değil ki bu, Türkiye bölgede Amerika’nın da lehinde Rusya’nın da lehinde bir faaliyet yapıyor ve Çin’in de lehinde bir faaliyet yapıyor. Ve hepsi memnun, Amerika da memnun, Rusya da memnun, Çin de memnun. Azerbaycan’la birleşince bu memnunluk yine devam edecek. Değişen bir şey olmayacak. O güç (Türk İslam Birliği) onların aleyhine olmayacak ki, Rusya’nın daha zenginleşmesi demektir. Ermenistan’ın daha zenginleşmesi demektir… Çünkü, Rusya’ya karşı düşman bir tavrı yok Türkiye’nin dost tavrı var. Rusya’yı dost ülke olarak görüyoruz. Asil bir ülke olarak görüyoruz. Yani Rusya’yı düşman olarak görmek en son düşüneceği bir şeydir Türkiye’nin, hiçbir şekilde öyle bir düşüncesi yok. dolayısıyla, Rusya böyle bir birleşmeden çok çok memnun olur. Çok lehine olur. (Azerbaycan Gazete 525, 27 Ağustos 2008)


HaberVakti İnternet Haber Sitesi, 31 Ekim 2008

]]>
http://komunizm.com/tr/Harun-Yahya-Etkiler/10855/sayin-adnan--oktarin-kafkaslardahttp://komunizm.com/tr/Harun-Yahya-Etkiler/10855/sayin-adnan--oktarin-kafkaslardaTue, 18 Nov 2008 17:36:34 +0200
Sayın Adnan Oktar'ın söyledikleri gerçekleşiyor: Dünya, Türkiye'nin lider olacağını söylüyor
ADNAN OKTAR: Türkiye çok hayırlı, güzel bir yolda, gittikçe temizleniyor, duruluyor, dinçleşiyor, sağlık kazanıyor… BÜTÜN ORTADOĞU, BALKANLARIN, BÜTÜN İSLAM ALEMİ’NİN, TÜRKLÜK ALEMİ’NİN LİDERİ OLACAK İNŞAALLAH. Türk İslam Alemi birleşecek, büyük bir Türk-İslam Birliği oluşacak, TÜRKİYE BAŞINA GEÇECEK, AĞABEYLİK YAPACAK, dünyada üçüncü güç olacak, Amerika ve Rusya’nın dışında bir denge unsuru olacak ve dünyaya bir sulh ve selamet çağı getirecek inşaAllah.
(Adana CRT TV, 30 Eylül 2008)


Türkiye'nin, son dönemlerde uluslararası alanda arka arkaya yaptığı önemli ataklar, dünya çapında büyük yankı uyandırıyor ve Türkiye'nin büyük ve lider bir ülke olduğunu teyit ediyor. Türk-İslam coğrafyasında üstlendiği ağabeylik, dünyanın en sorunlu konularında uzlaştırıcı ve barıştırıcı olması, bölgenin kalkınması için başlattığı projeler ve tüm bunları büyük bir başarıyla gerçekleştirmesi, Türkiye'nin gelecekte çok daha büyük sorumluluklar üstleneceğini göstermektedir. Bu sorumluluğun en önemlisi de Türkiye'nin Türk İslam aleminin lideri konumuna gelecek olmasıdır. Nitekim Sayın Adnan Oktar da yaptığı tüm açıklamalarda, bunu müjdelemektedir.

Sayın Adnan Oktar'ın tespitlerinin ne kadar doğru ve haklı olduğunu gösteren bir iki hafta içindeki son gelişmelerden bazıları şunlardır:

1.    ABD Merkezi Haber Alma Teşkilatı eski üst düzey uzmanlarından ve İslam dünyası üzerine kitaplar yazan Graham Fuller, Türkiye'nin hem Ortadoğu'da hem de Kafkaslar'da izlediği siyasetin çok başarılı olduğuna dikkat çekmiş ve: "YÜZYIL SONRA TÜRKİYE BÖLGESEL GÜÇ HALİNE GELDİ…Türkiye, Suriye ve İran ile çalışmak, açılım meydana getirmek, İran'ı dünyaya getirmek, dünyanın o bölümüyle müzakerede bulunmak istiyor" açıklamasını yapmıştır.



Yeni Şafak, 31 Ekim 2008



Bugün, 31 Ekim 2008
 


Star, 1 Kasım 2008




ADNAN OKTAR: Yani ben açıkça söyleyeyim BU İŞİN BAŞI TÜRKİYE’DİR. YANİ LİDERİ, TÜRK İSLAM BİRLİĞİ’NİN LİDERİ, TÜRKİYE’DİR. Allah bu liderliğe Allah-u alem, benim gördüğüm Türk milletine verdi. Çünkü Osmanlı döneminde de böyleydi. Bu işi de en güzel yapacak, liderliği de hatta dünyanın liderliğini de en güzel yapacak millet yine Türklerdir. Yani mazlum, çile çekmiş, acı çekmiş, egoistlik-bencikllikten uzak, insanları seven, fedakar, misafirperver bir millettir Türk milleti ve güzel ahlaklıdır ve İslam’ı da en güzel yaşayan millet şu an, bu bir gerçek. Herkes bunu kabul ediyor. (Seher TV, 3 Ekim 2008)


2.    AB Komisyonu'nun Türkiye ile ilgili son raporunda Türkiye'nin stratejik öneminin arttığı ifade edilmektedir. Konuyla ilgili basına yansıyan bir haberde ise, "AB'NİN BAŞKENTİ İSTANBUL OLACAK" başlığı dikkat çekmektedir. Sayın Adnan Oktar da konuyla ilgili yaptığı açıklamalarda bu hususa özellikle dikkat çekmiş, İstanbul'un gelecek dönemde Türk İslam aleminin kültür başkenti olacağını, dünyanın da önemli bir merkezi haline geleceğini söylemiştir.


Yeni Şafak, 29 Ekim 2008
 


Taraf, 31 Ekim 2008




ADNAN OKTAR: Türk İslam Birliği düşüncesi içerisinde gelişen Türk toplumu gittikçe güç kazanıyor, yani tepmez devrilmez, yıkılmaz bir milletiz. Türk İslam Birliği inancına sahip bir milleti yıkmak, ondan toprak almak, hayali bile kurulamayacak birşey. Ama bizim moral değerlerimiz olmasaydı, manevi değerlerimiz olmasaydı, Türk İslam Birliği düşüncemiz olmasaydı İstanbul'u da alırlar, Kıbrıs'ı da alırlar, Güneydoğu'yu da alırlar, memleketi de yıkarlardı. Herşeyi yapabilirlerdi. Ama bizim bu manevi gücümüz, manevi derinliğimiz, Türkiye aşkımız, Allah'a olan sevgimiz, Allah'a olan aşkımız buna tam anlamıyla engel… Peygamberimiz'in de açık ifadesi var, Konstaniyye olarak geçiyor, kesinlikle bizlerin elinde İstanbul. Hiçbir şekilde gayrimüslimlerin eline geçmeyecektir İstanbul. Kıyamete kadar bu baki. Peygamberimiz'in açık rivayetleri var, açık izahları var. Hatta bilakis, TÜRK İSLAM BİRLİĞİ'NİN GELİŞMESİNDE İSTANBUL MERKEZ ŞEHİRDİR. Merkez konumunda olacağını da Peygamberimiz bildiriyor… Kültür başkenti İstanbul. Siyasi başkentimiz Ankara, kültür başkentimiz de İstanbul olacak inşaAllah. (Haberbiz, 26 Ekim 2008)
 

Yeni Asya, 2 Kasım 2008




3.    NATO'nun Ekim ayı bülteninde Türkiye'nin Kafkasya'da izlediği aktif rol övülmüş, basında konuyla ilgili haber şu cümlelerle anlatılmıştır: "NATO'nun raporunda, bölgedeki sıkıntıların çözümü için Ankara adres gösterildi. TÜRKİYE, KAFKASLAR'DA KİLİT ÜLKE"


Cumhuriyet, 21 Ekim 2008




Sunucu: Peki Türkiye şu an sizin gönlünüzde nereye doğru ilerliyor?

Adnan Oktar: Büyük Türkiye olacak Türkiye. Türk İslam aleminin lideri olacak Türkiye. Bakın bu yayınımı saklayın. Bantta bu konuşmamı saklayın. Hem Türklerin hem de İslam âleminin lideri olacak Türkiye. Süratle buna doğru gidiyor.
(Amasya TV, 21 Temmuz 2008)


ADNAN OKTAR: Herkes samimi olarak inansın, gerçekten Türkiye iyiye gidiyor ve gerçekten süper devlet olacağız. Türkiye hiç tarihte olmadığı derecede büyük bir devlet olacak. Türk İslam aleminin lideri olacak inşaAllah. Bu tarihi misyonun başlangıç aşamalarındayız. Ve bütün dünyayı, anarşiden, terörden sıkıntıdan azaptan, her türlü acıdan kurtaracak bir milletir Türk milleti. Gerçekten çok asil efendi, böyle çileyle, acıyla yoğrulmuş bir millettir ve dünyayı yönetmeye dünyaya faydalı olmaya yönelik bir ruhu vardır. Allah o görevi bu millete vermiş görünüyor inşaAllah. Çok yakın zamanda bunu göreceğiz inşaAllah. (Çay TV, 23 Temmuz 2008)


4.    Belçika Dışişleri Bakanı "Türkiye'yle Sürekli Ortaklık Vakti" başlıklı yazısında, Türkiye'nin anahtar bir ülke olduğunu dile getirmiştir. Avrupa'nın Türkiye'ye bakış açısını da yansıtan bu yazıda, "… bize Türkiye'nin de dünyanın da değişmekte olduğunu ve merkezinin doğuya doğru kaymakta olduğunu bildiğini göstermektedir. Türkiye, bu değişen dünyada KENDİSİNİN POTANSİYEL ROLÜNÜN FARKINDADIR VE İTTİFAKLAR KURMAK İÇİN geçmişten ziyade geleceğe bakmaya isteklidir… Son aylarda Türkiye bölgedeki tüm ülkeler arasında siyasi ve ekonomik bağların güçlendirilmesi adına başlatılan Kafkasya girişiminin ardındaki itici güç olmuştur."


ADNAN OKTAR: Türkiye mükemmele doğru gidiyor yani çok hayret verici olayların olması da bunu gösteriyor. Türkiye dünyanın en büyük devleti olacak. En büyük süper devleti olacak. Bölgenin en büyük gücü haline gelecek. Bu yolda çok süratli ilerliyor. Her gün bir harika olay Türkiye’de, her gün bir hayret verecek olay oluyor dikkat ederseniz… Türkiye’nin öncülüğünde de dünya bir kurtuluşa erecek inşaAllah. Dünyayı da bu belanın içinden çıkaracak olan Türkiye’dir inşaAllah.
(Erzincan Can TV, 14 Temmuz 2008)


Radikal, 1 Kasım 2008




5.    Dünya Ekonomik Forumu'nda konuşma yapan Arap konuşmacılar, Türkiye'nin önümüzdeki dönemin lideri olacağını dile getirmişlerdir. Basında, "ORTADOĞU'NUN LİDERLİK KOLTUĞU SİZİN OLACAK" ve "TÜRKİYE GELECEĞİN LİDER ÜLKESİ OALBİLİR" başlıklarıyla yer alan haberde, National Bank of Kuwait yöneticisi Dabdoub'un, "Bu boşlukta Türkiye'nin liderlik rolü için ortam oluştu açıklaması dikkat çekmektedir. Dünya Ekonomik Forum Başkanı Klaus Schwab ise, "Türkiye bölgenin lider ülkesi" tanımlamasında bulunmuş ve önümüzdeki dönemde Türkiye'nin daha güçleneceğini düşündüğünü söylemiştir.


Tercüman, 1 Kasım 2008




ADNAN OKTAR: Mesela, Azerbaycan, Gürcistan, Ermenistan’ın Türkiye’ye son zamanlardaki yaklaşımı çok net, çok sarih. İsrail diyor ki, "Siz 10 asker 1 tane çavuşla bölgeyi yönetiyordunuz biz bu kadar askerle burayı yönetemiyoruz" diyorlar. Ve Osmanlı döneminin özlemi içerisindeler. Suriye alenen Türkiye ile birleşmeyi istiyor, alenen. Bugün resmi teklif yapılsın bir haftanın içinde karar verir Suriye adeta öyle bir konumdalar. Irak zaten kan gölü gibi biliyorsunuz. Türkiye’nin ağabeylik yapması durumunda, Irak anında süt liman olur ve konu tamamen kökünden hallolur. Bunu hepsi görüyor. Filistinlilerden gelen heyetler Türkiye'ye gelen heyetler hep bunu teklif ediyorlar ve hep bunu talep ediyorlar. Türkiye’nin ağabeyliği çok hayati hale geldi artık bu bölgede. ÇÜNKÜ AMERIKA BU İŞİ YAPAMIYOR, AVRUPA DA YAPAMIYOR, RUSYA DA YAPAMIYOR BİR BOŞLUK VAR. BU BOŞLUĞU ANCAK TÜRKİYE DOLDURABİLECEK KONUMDA. Bu da zaten insani, ahlaki ve imani bir görev. Türkiye de bu göreve zaten talip. Osmanlıdan gelen bir mirasın devamı olarak bunu yapacak bunu herkes görecek inşaAllah. (Kıbrıs Ada TV, 1 Ağustos 2008)


Star, 1 Kasım 2008




ADNAN OKTAR: Türkiye’nin de süper bir devlet olacağını düşünüyorum, çünkü Ortadoğu ve Balkanların en güçlü devleti aslında Türkiye. Ve herkes tarafından sevilen bir ülke.  İslam’ı güzel yorumlayan bir ülke, yani aşırılıktan kaçınan, herkesi kucaklayan  ruha sahip bir ülke. O yönüyle zannediyorum Türk İslam aleminin de lideri olacak, manevi bir liderlik bu. Tabi bu liderlik bir tahakküm liderliği değil. Sevgiyi, barışı sağlayan bir liderlik olacak. O yönde ilerliyoruz gibi görünüyor. (Cem TV, 20 Temmuz 2008)


6.    Türkiye'nin önemini gündeme getiren diğer gelişmeler arasında, İsrail Cumhubaşkanı Şimon Peres'in "TÜRKİYE İSLAM DÜNYASI İÇİN BÜYÜK BİR UMUT" ifadesi; ABD'nin eski Ankara büyükelçisi Mark Parris'in "Yeni Amerikan Yönetimi Türkiye'yi Üst Sıralara Koymalı" başlıklı açıklaması; Almanya Eski Başbakanı Schröder'in "AB, Türkiye'nin önemini anladı" açıklaması da bulunmaktadır.


ADNAN OKTAR: Türkiye’nin anlattığı ve yaşadığı İslam anlayışı Avrupa için çok güzel bir model oldu. Avrupa Türkiye’yi bu konuda güzel görüyor, faydalı görüyor; yaşanan İslam modelini de dünya için ideal görüyor. Bu zaten konuya tam bir çözüm getirmiş oldu. Türkiye’nin önderliğinde aydın, akılcı, samimi bir İslam anlayışı bütün dünyaya hakim olacak inşaAllah. (Endonezya Antara Haber Ajansı, 16 Eylül 2008)


Türkiye, 31 Ekim 2008



Zaman, 28 Ekim 2008
 


Milliyet, 31 Ekim 2008




ADNAN OKTAR: Benim söylemek istediğim, ben herkese bu müjdeyi veriyorum, Türkiye çok iyiye gidecek inşaAllah. Bir Türk-İslam Birliği oluşacak, Türkiye süper devlet olacak inşaAllah… (Oda TV, 25 Eylül 2008)


Yeni Asya, 2 Kasım 2008

]]>
http://komunizm.com/tr/Harun-Yahya-Etkiler/9903/sayin-adnan--oktarin-soylediklerihttp://komunizm.com/tr/Harun-Yahya-Etkiler/9903/sayin-adnan--oktarin-soyledikleriWed, 05 Nov 2008 19:03:10 +0200