Komünizm

Türkiye’deki Seçimler Neyi Etkileyecek?

Türkiye’de 24 Haziranda yapılacak seçimlerin harareti yaşanıyor. Bu seçimleri müteakiben yeni bir siyasal sistem yürürlüğe girecek. Cumhurbaşkanlığı sistemi adı verilen bu düzende koalisyonlara yer verilmiyor. Türkiye 2002 öncesi uzun yıllar süren koalisyonlar dönemi yaşamış ve bu dönemde pek çok ekonomik ve siyasi krizin içine girmişti. Yeni sistem bu durumu ortadan kaldırma iddiası ile oluşturuldu. Türkiye’deki bir kriz noktası da cumhurbaşkanın seçimi idi. Bu makamın sembolik olduğu dönemlerde bile ülke büyük gerilimler yaşamaktaydı. Halkın cumhurbaşkanını seçerek bu gerilimlerin de önüne geçilmesi hedefleniyor.

Yeni sistemde başbakanlık makamı da yok. Kabine cumhurbaşkanı kuruyor. Yardımcılarını ve bakanları cumhurbaşkanı seçecek. Bakanların aynı zamanda parlamento üyesi olamayacakları nedeniyle bakanlar dışarıdan seçilecekler ya da milletvekilliklerinden istifa ettikleri takdirde bakan olabilecekler.

Seçimler sonucunda cumhurbaşkanı ile parlamentodaki çoğunluğun farklı partilerden olma ihtimali var. Böyle bir durumda muhalefet parlamentoyu kilitleyip yeni bir krizi tetikleyebilir. Ancak sistemde bunu aşmanın yolları da mevcut. Cumhurbaşkanı ile parlamento görüş ayrılığına düşerek uyum içinde çalışamaz duruma gelirse, hem parlamento hem de cumhurbaşkanı erken seçim kararı alma hakkına sahip. Olası bir erken seçim kararı durumunda parlamento seçimi ile başkanın seçimi aynı anda birlikte yapılarak çatışma halkın iradesiyle çözüme bağlanacak. Ancak böyle bir durumda Cumhurbaşkanı en fazla iki kere seçilmiş olma hakkından birini kullanmış sayılacak.

Yeni sistem ile çoğulcu bir demokrasi modeli getirilmesi ön görülüyor. Bu sistemde getirilecek mekanizmalar ile kişisel bir diktatörlüğün oluşmasının önüne geçiliyor. Cumhurbaşkanlığı sisteminde diktatörlüğün tam tersi olarak kuvvetler ayrılığı ilkesine dayalı, görev süresine sınır getirilmiş, cezai sorumluluğu bulunan cumhurbaşkanı modeli bulunuyor. 

Bu seçimlerin tek özelliği yeni bir siyasal sistem getirmesi değil. Seçim sisteminde de önemli değişiklikler oldu. Bunlardan en önemlisi partilerin seçimlerden önce bir araya gelmesini ön gören ittifak sisteminin kurulabilmesi. Aralarında bazı farklar olsa da dünyanın pek çok ülkesinde öteden beri olan bir sistem bu. Ancak Türkiye için yeni. Bu seçim sistemi ile ittifaka dahil olan küçük partilerin mecliste temsili mümkün. Bu önemli çünkü Türkiye’de % 10 olan seçim barajı nedeni ile halkının iradesinin meclise tam olarak yansımadığına dair eleştiriler yapılıyordu. Ancak seçim sonucunda % 9 oy alan bir parti eğer bir ittifaka dahil olmamışsa yine parlamentoda temsil imkanı bulamayacak. 

Şu an seçime giren Halkın Demokrasi Partisi HDP’nin böyle bir duruma düşmesi muhtemel. Seçim öncesi yapılan tahminlerde en çok tartışılan konulardan birisi bu. Çünkü HDP’nin barajı aşamaması durumunda iktidar partisinin fazladan 30 kadar milletvekili çıkarması söz konusu olacak. Muhalefet partileri, özellikle ana muhalefet partisi CHP bu nedenle HDP’nin Güneydoğu’daki etkisinin devamından yana bir tavır sergiliyor. HDP de, seçimlerin ikinci tura kalması durumunda CHP’nin adayını destekleyeceğini söylüyor. Ancak bu kuşkusuz Türkiye için oldukça riskli bir durum. Çünkü HDP, terör örgütü PKK tarafından desteklenen bir parti. Böyle bir partinin Meclis'te temsil edilmesi, pek çok açılardan tehlike teşkil ediyor.

Türkiye’de Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) neredeyse 16 yıldır kesintisiz bir şekilde iktidarda ve seçim propagandasını bu süre zarfında gerçekleştirdiği projelere  dayandırıyor. İstanbul’da Boğaziçi’nde yapılan 3. Köprü, devasa büyüklükteki şehir hastaneleri, Asya’yı Avrupa’ya denizaltından bağlayan tüp geçitler, dünyanım en büyük havalimanı, ülkede yaygınlaşan yüksek hızlı tren hatları, hemen her şehrin kullanım imkanına kavuştuğu havalimanları, Çanakkale Boğazı üzerinde inşa edilmekte olan köprü, binlerce kilometre uzunluğunda yeni otobanlar ve bunları birbirine bağlayan tüneller, uygulamaya giren Kanal İstanbul projesi, yeni kurulan tersaneler, uzaya gönderilen yeni uydular ve giderek yerlilik oranı büyüyen savunma sanayi iktidar partisinin bu seçimlerdeki en büyük kozları. Ayrıca 15 Temmuz’da darbe girişiminin arkasındaki FETÖ ve bölücü terör örgütü PKK ile mücadelenin kesin sonuç alınıncaya kadar devam ettirileceği de iktidar partisinin vaatleri arasında. Bununla birlikte Cumhurbaşkanı Erdoğan seçim sonrasında ülkede hala uygulanmakta olan olağanüstü halin kalkacağını da açıkladı.

Muhalefet ise AK Parti’nin yaptığı büyük projelerin bir kısmının gereksiz hatta israf olduğunu iddia ediyor. Seçimi kazandıkları takdirde bunları ya durduracaklarını ya da yıkacaklarını söylüyorlar. Bunlar içinde CHP adayı Muharrem İnce’nin Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın kullanılmayacağı vaadi dikkat çekiyor. Muhalefet seçimlerle yürürlüğe girecek yeni sistemi de onaylamıyor ve parlamenter sisteme dönülmesini istiyor.

Bunların yanında muhalefet AK Parti’nin en çok eleştirildiği hususlara; özgürlükler ve temel haklara odaklanmış durumda. Hakim ve Savcılar Kurulu yeniden yapılandırılması, olağanüstü halin kaldırılması da bu kapsamda değerlendirilebilecek vaatler arasında. Başta CHP olmak üzere muhalefet partileri kamu kurumlarının özelleştirilmesine karşı çıkıyor ve ülkedeki gelir dağılımını daha dengeli hale getirecek tedbirler alacağını söylüyor.

Seçimleri muhalefetin kazanması durumunda Türkiye’nin dış politikasında da radikal değişiklikler olması söz konusu. Ülkedeki 3.5 milyon Suriyeli göçmenin geri gönderilmesi vaadi bu değişikliğin temelini oluşturuyor. Nitekim Suriye’de gerçekleştirilen Afrin ve Zeytin Dalı operasyonlarına mesafeli yaklaşılmıştı. Bu sebeplerden dolayı, ana muhalefetin kazanması ihtimali, Türkiye'de çoğunluk tarafından hoş karşılanmıyor.

24 Haziran seçimlerinde 56 milyon kişi oy kullanacak. Türkiye, bazı sıkıntıları olsa da, bölgenin en önemli demokrasisi komunda. Sonucu ne olursa olsun seçim sonrası güçlü bir Türkiye’nin olması herkesin lehine. Demokrasisi ve ekonomisi zayıflamış bir Türkiye krizler iç savaşlarla boğuşan Ortadoğu’da hissedilen sıkıntıların daha da büyümesine yol açacaktır. İşte bu nedenle, bu seçimlerden güçlü bir Türkiye'nin çıkması şarttır. Ümidimiz ve duamız bu yöndedir.

Adnan Oktar'ın Daily Pioneer (Hindistan) ve Kashmir Reader'da (Hindistan) yayınlanan makalesi:

http://www.dailypioneer.com/sunday-edition/agenda/opinion/future-of-turkish-democracy-at-stake.html

https://kashmirreader.com/2018/06/25/what-are-the-implications-of-turkeys-elections/

2018-06-28 12:51:33

Harun Yahya Etkiler | Basında Harun Yahya | Sunumlar | Ses kasetleri | İnteraktif CD'ler | Konferans setleri | Radyo programı / Piyesler | Broşürler| Site Hakkında | HarunYahya.net | Ana sayfanız yapın | Sık kullanılanlara ekle | RSS Servisi
Bu sitede yayınlanan tüm materyaller, Sayın Adnan Oktar’ı referans göstermek koşuluyla telif hakkı ödemeksizin kopyalanabilir ve çoğaltılabilir
© Sitemizde ve diğer tüm Harun Yahya eserlerinde yer alan Sayın Adnan Oktar’a ait şahsi fotoğrafların bütün yayın hakları Global Yayıncılık Ltd.Şti’ne aittir. Kısmen de olsa izinsiz kullanılamaz ve yayınlanamaz.
© 1994 Harun Yahya. www.harunyahya.org
page_top